E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

2018 Nasıl Geçti? 2019'da Ne Olacak? - 2. Bölüm

2018 Nasıl Geçti? 2019'da Ne Olacak? - 2. Bölüm

30 Ocak 2019 | DOSYA
178. Sayı (Ocak 2018)
9.961 kez okundu

İlk bölümünü geçtiğimiz sayımızda yayınladığımız, Yalıtım Sektöründe faaliyet gösteren firma ve dernek temsilcilerinin 2018'i değerlendirip, 2019 ve sonrasıyla ilgili öngörülerini özetledikleri "Yılsonu Değerlendirme" dosyamızın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz...

ERDEM ATEŞ
EPSDER Yönetim Kurulu Başkanı

“2019, ENERJİ VERİMLİLİĞİ KONUSUNDA KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ YILI OLMALI”
“EPSDER için 2018 yılı tam anlamıyla yenilenme ve değişim yılı oldu diyebiliriz. Kurumsal yapılanmadan, paydaş kurumlarla ilişkilere ve iş birlikteliklerine, EPSDER Akademi’den sektörel farkındalığın artmasına yönelik ulusal ve uluslararası etkinliklere kadar birçok çalışma yapıldı.”

“Yıl içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Odalar ve diğer STK’lar ile sıcak ilişkiler yürüttük. Kurum ilişkilerinde özellikle, ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, KGM Karayolları Genel Müdürlüğü, TCDD Devlet Demiryolları, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB Mimarlar
Odası ile yakın çalıştık. Her üç odanın il şubeleri ile EPSDER Akademi kapsamında ısı yalıtım farkındalığını ve EPS’nin inşat mühendisliği uygulamaları (Geofoam) farkındalığını arttırmaya yönelik eğitim seminerleri organize ettik. Bu etkinlikler zincirini planlarken ülke sathında ısı yalıtım bilincini arttırmayı hedefledik. Hatay, Eskişehir, Kırşehir seminerleri ile başlayan süreç, hız vererek diğer illerde de devam edecek. Odaların dışında üniversite iş birliklerine de önem veriyoruz. Bu minvalde Kırıkkale Üniversitesi ile ortak bir çalışma gerçekleştirip öğrencilere yönelik eğitim semineri organize ettik.”

“Derneğimiz açısından düzenlemiş olmanın haklı gururunu yaşadığımız diğer bir büyük etkinlik ise, 5. Uluslararası Geofoam Kongresi oldu. 5 kıta ve 23 ülkeden gelen katılımcılar ile Kıbrıs’ta düzenlediğimiz kongre, sektörün nabzını tutmanın yanı sıra, dolu içeriği ile Türkiye’den ve dünyanın çok farklı coğrafyalarından alanında uzman akademisyenleri, araştırmacıları, inşaat mühendislerini, EPS Geofoam üreticilerini, EPS hammadde tedarikçilerini, EPS imalatında kullanılan makine ve ekipman üreticisi firmalar ile inşaat sektörünün önde gelen müteahhitlik firmalarını, proje firmalarını ve müşavirlerini, STK temsilcilerini ve kamu ile özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Bu sinerji ile önümüzdeki günlerde ülkemizde Geofoam kullanımına yönelik önemli gelişmeler olacağı kanaatindeyiz.”

“Dernek olarak her zaman paydaş ilişkilerine çok önem verdik. Bunun bir göstergesi olarak PAGEV dışında, İZODER ve Türkiye İMSAD’ın çeşitli komisyonlarında görev alıyor ve sektör adına fikir beyan ediyoruz. Sektör adına çalışmalarına katkı verdiğimiz diğer bir oluşum ise, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TSE tarafından ‘TS 825 - Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları’ standardının revizyonu için oluşturulan Çalışma Grubu’dur. Bu çalışma ile ülkemizin milli menfaatlerinin başında gelen enerji verimliliği adına TS 825’te güncellemeler yapılması hedeflenmektedir. 2018’de olduğu gibi bundan sonraki süreçte de paydaş kurumlarla ilişkilere, sektörü temsile yönelik her türlü destek ve katılıma devam edeceğiz.”

“Bildiğiniz gibi ülke olarak zor bir yılı geride bıraktık. Yaşanan zorluklar her sektörü etkilediği gibi EPS sanayisini de olumsuz yönde etkiledi. Ancak bu zorlukları aşabilmek adına, her zamankinden daha çok çalışmayı sektör olarak kendimize hedef koyduk. Kısa vadeli planlar veya günlük kaygılar ile hareket etmenin, yapılacak en büyük hata olacağı düşüncesiyle, mal edilen ürünlerin ve sağlanan servislerin kalitesinden ödün vermeden, çalışmalarımıza devam ettik ve 2019 yılında da bu çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz.” “2019 yılında temel vizyon ve misyonumuz çerçevesinde, enerji verimliliği farkındalık çalışmalarına, çevre koruma bilincinin arttırılmasına yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tabi ki olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi de enerji verimliliği kapsamında binalarda ısı yalıtımı ve yalıtımın doğru uygulanmasına yönelik farkındalık çalışmalarına devam etmek olacak.”

“Genel ekonomik olumsuzlukları aşabilmek adına, ülkece tasarruf etmenin, yapılması gerekenlerin başında geldiğine inanıyoruz. Bunun için de hem sanayide, hem de konut, ofis, hastane, AVM ve kamu binaları gibi binalarda enerji tüketimini azaltmanın ve enerjiden tasarruf etmenin, enerji açığına pozitif kartı verecek en önemli adımlardan biri olduğunu düşünüyoruz.”

“Sanayicilerimiz, üretim maliyetlerini düşürmek adına, enerji verimliliği ve tasarrufu konularında zaten yıllardır çalışıyor. Ancak, konut, hastane, AVM gibi binalarda ısıtma, soğutma, aydınlatma, pişirme vb. için kullanılan enerjinin daha verimli kullanılabilmesi adına atılması gereken daha birçok adım var. Enerji verimliliği bilincini yaygınlaştırmak, konuyla
ilgili farkındalık yaratmak, enerji verimliliği için gerekli yasal düzenlemeleri oluşturmak ve yürürlüğe sokmak, bu yasal düzenlenmelerin uygulanmasını sağlamak ve denetlemek, düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi için gerekli finansman modellerini oluşturmak, enerjiyi daha uygun maliyetler ile elde etmek, enerji verimli üretim yapmak, enerjiyi daha
verimli kullanan cihazlar üretmek gibi birçok unsur, kamu kurumları, sanayiciler, enerji tedarikçileri, finans kuruluşları ve son kullanıcılar gibi konunun tüm paydaşları tarafından sahiplenilmesi, gerektiğine inanıyoruz. 2019 yılı ve sonrasında da belirttiğimiz bu konuların önemini yitirmeyeceğini öngörüyor ve çalışmalarımızı ortak vizyon, iş birlikleri çerçevesine oturtmayı planlıyoruz.”


ERDAL BOZOK
SUDER Başkanı

“2019, HER ALANDA DAHA TEKNOLOJİK ÜRÜNLERİN ÖN PLANDA OLACAĞI BİR YIL OLACAK”
“İnşaat sektörü için 2018 yılı aslında çok iyi başlamamıştı. Alınan inşaat ruhsatı sayısı ilk çeyrekte düşüş gösteriyordu. Ancak bahar aylarına girildiğinde özellikle büyük projelerin hız kazanmasıyla hareketlendi ve döviz kurunda yaşanan artışa kadar iyi bir seyir sergiledi. Özellikle yalıtım sektörü firmaları 2018 yılı içerisinde genel olarak hedeflerini gerçekleştirme yolunda ilerlerken yaz aylarının sonunda yaşanan dövizdeki artış tüm hesapları alt üst etti.”

“Su yalıtım sektörü dahilinde özellikle TL bazında iş alan uygulayıcı firmalar ve genelde tüm hammaddeyi yurtdışından alan üretici firmalar bu dönemde zorluklar yaşadı. Üretici firmalar satış fiyatlarında ciddi artışlar yaptı. İlk zamanlar sektörde duraklamaya neden olan bu artışlar şimdilerde sektör tarafından kabul görmeye başladı. Sonuç olarak 2018
yılı yalıtım sektörü için iyi başlayan ama tedbirli bir şekilde bitirilmesi gereken bir yıl oldu.”

“2019 yılına dönük olarak genel anlamda inşaat piyasasında bir durgunluk beklentisi var. 2019 yılının ilk yarısında yaşanacak durgunluğun ikinci yarısında yaşanmayacağı da yine beklentiler arasında. İyimser olmaktan yanayız; zira inşaat sektöründe durgunluk yaşansa da gerek ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin hayata geçmesi, gerekse su yalıtımı bilincinin
günden güne artarak tüm Türkiye’de daha doğru yalıtım sistemleri kullanılmasındaki artış, bana bizim sektörümüzdeki firmaların 2019’u da iyi geçireceğini düşündürtüyor.”

“Ürün gamı olarak ise 2019 yılı her alanda daha teknolojik ürünlerin ön planda olacağı, garantili sistemlerin tercih edileceği ve özelikle birçok farklı zemine uygulanabilen, hızlı kür alan ya da hızlı kullanıma açılan su yalıtım sistemlerinin ön planda olacağı bir sene olacaktır. Her zaman üstünde durduğumuz su yalıtımının eksik ya da yanlış yapılması sonucu oluşan korozyonun, olası bir deprem felaketinde büyük zafiyet yarattığı düşünüldüğünde; kaliteli ürünler kullanmak her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Bu anlamda sektörde yer alan tüm firmaların rekabette ön plana çıkmak adına kaliteli ürün ve hizmet üretmek için eskisine göre daha fazla çabalayacaklarını ve bunun da toplamdaki inşaat kalitemize son derece olumlu katkı yapacağına inanıyoruz.”


CEYLİN AKDEMİR
ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü

“YURTDIŞI PAZARLARIN ÖNEM KAZANDIĞI BİR SÜREÇTEYİZ”
“ODE Yalıtım olarak son birkaç yıldır tüm yatırım ve yapılanmamızı, yeni pazarların yanı sıra yeni yönetmeliklerin ses, ısı ve su yalıtımında doğuracağı talebi karşılayabilmek üzerine kurguladık. Membran, Starflex ve R-Flex’te, pazarda agresif bir büyüme gerçekleştirdik. Ar-Ge’ye odaklanarak su yalıtımında liderlik koltuğuna oturduk. Yakın gelecekte bitümlü membranda her segmentte ürün üretmek ve yurtdışı pazarlarda yeni ürün talebine hızla yanıt vermek en büyük önceliğimiz. Yeni ürün geliştirmede artık o kadar hızlanmış durumdayız ki pazarın talep ettiği ürünü, sıfırdan, 10 günlük bir sürede üretip ihraç edebiliyoruz. ODE Granat Alüminyum Folyolu Membran ve ODE Granat Viyadük Membran da yine Ar-Ge ile imza attığımız ürünlerimiz. ODE Alüminyum Folyolu Membran, çatı su yalıtımlarında, baca diplerinde, çatı derelerinde ikinci kat membran olarak kullanılıyor ve alüminyum folyo ile kaplanmış üst yüzeyi sayesinde, güneş ışınlarını yansıtıyor. ODE Granat Viyadük Membran ürünümüz ise, viyadükler, köprüler, tüneller ve karayolları inşaatlarında asfalt altında su yalıtım uygulamasında kullanılıyor ve 150 °C’ye varan sıcaklığa dayanabiliyor. Önümüzdeki süreçte de müşterilerimizin ve uygulamacıların beklentilerini fazlası ile karşılayacak yeni ürünlerimizi piyasaya sunacağız.”

“Ayrıca, paydaşlarımıza değer yaratmak amacıyla tüm eğitim ve seminerlerimizi tek çatı altında topladığımız Paydaş Paylaşım Platformumuzla, iç paydaşlarımız, bayilerimiz, tedarikçilerimiz ve uygulamacılarımızla bilgi paylaşımı yaparak onları geleceğe hazırlamayı, rekabette bir adım öne geçebilmelerine olanak sağlamayı hedefledik. Bu kapsamda, 2017 yılında ‘Yılın Yatırımı’ ödülünü kazanan Eskişehir Üretim Tesisimizde, toplam 400 uygulamacıya özel olarak düzenlenen ve su yalıtımı ürünlerinin özellikleri ile kullanım detayları hakkında teknik ve uygulamalı bilgilerin paylaşıldığı eğitimler verdik. Ayrıca, sektör uzmanlarına yönelik düzenlenen seminerlerde ürünlerimizle ilgili bilgiler verilirken,  yalıtım sektöründeki son trendler de aktarıldı. ODE’nin yurtiçi bayileri ve diğer paydaşlarıyla birlikte toplam 100 kişi de Eskişehir’de bulunan dev üretim üssünü ziyaret ederek, fabrikanın faaliyetleri ile ilgili bilgi aldı.”

“2019’da, ihracatta yeni pazarlar ve bu pazarlardan gelecek farklı taleplere uygun ürün geliştirmek üzere sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmaları odaklı bir yıl geçireceğiz. 2019’da ihracatın toplam ciromuz içindeki payını, gelecek yıl yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz, bu yıl bu oran yüzde 35 oldu.”

“ODE olarak global rakiplerimizle olan yarışımızda bizi bir adım öne çıkaracak her fırsatı değerlendirmeye ve paydaşlarımızla büyümeye devam edeceğiz. Bu büyümeyi de yalnızca ürün gamımıza kattığımız yeni ürünlerle değil, katma değerli hizmet ve uygulamalarımızla yapmayı planlıyoruz. İnşaat sektörünün zor bir dönemden geçtiği şu günlerde, iş
ortaklarımızı ve paydaşlarımızı da ferahlatacak süreç, hizmet ve çözümlerimizi hayata geçireceğiz.”

“Yalıtım sektörü, özellikle son yıllarda sürekli yurt içi pazarda inşaat sektörüyle paralel bir biçimde büyüdü. Ancak artık son dönemde bunun ayrıştığını ve yalıtımın ihracatla, inşaatta yaşanan daralmayı aşmaya yöneldiğini görüyoruz. Dolayısıyla inşaatta artık yalıtımın beslenebildiği bir şekilde büyüme söz konusu değil. Bu nedenle sektörümüz için yurtdışı pazarların önem kazandığı bir süreçteyiz.”

“Enflasyonda yaşanan artış, TL’deki değer kaybı gibi sebeplerle ekonomide yoğun bir şekilde hissettiğimiz gelişmeler elbette hemen her sektörde etkili olduğu gibi, inşaatta da projelere olan talebin düşmesi şeklinde etki ediyor. Bu etkinin 2019 yılında da süreceğini ve inşaatta daralmanın devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, yönünü yeni pazarlara çeviren yalıtım sektör, bu odakla hareket etmeye devam edecektir. Ancak elbette uzun vadede, yalıtım konusunda artan bilinç, ekonomide yaşanan sıkıntıların aşılması ve yalıtımda çıkartılan yönetmeliklerin olumlu etkisiyle, iç pazarda büyüme ivmesi yeniden yakalanacaktır. Biz ise ODE olarak ihracat odaklı stratejimize ek olarak yakaladığımız pazar çeşitliliğimizin bizi dirençli ve esnek kılan yapısıyla, önümüzdeki süreçte de büyümeyi, istikrarlı bir biçimde sürdüreceğiz.”


EMRE GÜRCAN
Knauf Insulation Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü

“DEVLET, ÜRETİCİLER VE STK’LAR ELBİRLİĞİ İLE ÇALIŞMALI”
“Firmamız açısından 2018 ilk 8 ayı çok başarılıydı. Eylül’den itibaren ise gözle görülür bir düşüş oldu. Bu düşüş kademeli olarak artış gösteriyor. 2018’de daha çok fabrikamızda verimliliği arttırmamız yönünde bazı yeni yatırımlarımız oldu. Ayrıca artan ihracat üretiminden dolayı depo alanımızı 5 bin metrekare daha genişlettik. Piyasaya yeni ürünler anlamında farklı ürün tiplerini sunduk, ama bunlar mevcut ürünlerimizi tamamlayıcı veya geliştirici ürünler oldu. Ayrıca yalıtım sistemleri üzerine yenilikler sunmaya başladık.”

“2019 yılının ise çok verimli geçeceğini düşünmüyoruz. Ticari risklerin artacağı, bundan dolayı pazar zinciri içindeki satış kanallarının kısıtlanacağı ve malzeme tedarikçileri ve bayilerin bundan olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz. Burada devletin teşvik ve politikaları belirleyici olacak. İnşaat sektörünün ve özellikle yalıtım sektörünün önünü açacak adımlar atılırsa doğal olarak sektörün de önü açılacaktır. Özellikle renovasyon pazarında bu tür politikalara ivedilikle ihtiyaç var. Öte yandan 2019’da ihracatta artış bekliyoruz. Şu anda kapasitemizin yarısını ihraç ediyoruz. Bu oranın 2019’da yüzde 60’ları bulmasını bekliyoruz. İhracatımızın artması hem ülke ekonomisi için, hem de firmamızın mali performansı için olumlu bir gelişme olacaktır.”

“İnşaat sektörü Ekim sonu itibariyle önceki aya göre yüzde 2.1 küçülme gösterdi. Bu da 2010 yılından beri gelinen en düşük seviyeydi. Ayrıca ikinci çeyrek büyüme oranı sadece yüzde 0.8’de kaldı. Bu da inşaat sektörünün zor bir dönemden geçtiğinin göstergesi. Doğal olarak yalıtım sektörü de bu gelişmeden olumsuz etkileniyor. Ancak yalıtım sektörünün avantajına olan önemli iki durum var: Birincisi, Türkiye’de ısı ve ses yalıtımı olması gereken seviyenin çok altında. Hatta AB normlarının epey gerisinde olduğu en son Ecofys-İZODER çalışmasında ortaya çıktı. Burada atılacak adımlar, sektöre güçlü bir ivme verebilir. Bu konuda Devlet, üreticiler ve STK’lar elbirliği ile çalışmalı. Avrupa standartlarına göre TSE mevzuatının yenilenmesi, yalıtıma finansal teşvikler, EKB’nin ivedilikle yürürlüğe girmesi ve caydırıcı yaptırımların olması, kamu spotları ve benzer kampanyalar, denetimlerin daha sıkı yapılması ve cezaların uygulanması, yalıtım kararlarının daha kolay alınabilmesi, renovasyon yapılacak binalara yalıtım standartlarının getirilmesi vb. adımlar sektörün önünü açmak adına çok faydalı olacaktır.”

“2019 yılı için yalıtım sektörünün 2018 yılına göre aynı en optimistik senaryo olarak aynı seviyelerde olmasını bekliyoruz. Fakat muhtemelen daralma yaşayacağız. Daha fazla büyümesi ancak devletin atacağı ve yukarıda kısaca bahsettiğim bazı adımlarla mümkün olabilecektir.”


FULYA KOÇAK
Onduline Avrasya Genel Müdürü

“2019’DA DAHA FAZLA SAHADA OLACAĞIZ”
“Onduline Avrasya olarak 2018 yılını verimli geçirdiğimizi söyleyebilirim. Ülkemiz dışında, görev bölgemiz içinde yer alan Kafkaslar, Ortadoğu, İran ve Afrika Kıtası’nda da faaliyetlerimizi başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Yeni ürün çalışmalarımızın yanı sıra sektörün bilinçlenmesi adına eğitim seminerlerimizi de başarıyla yürüttük. Ar-Ge konusunda da çok iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Ayrıca, bu yıl içinde Sapanca’daki üretim tesislerimizde ürettiğimiz, yenilikçi ve estetik çatı kaplama levhası Zigana Tile ve yüksek teknoloji kullanılarak üretilen su yalıtım membranımız Bitusmart’ı müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

“2019 yılında, sahip olduğumuz pazarları büyütmenin yanı sıra daha fazla sahada olacak ve sektörün nabzını oradan takip etmeyi sürdüreceğiz. Eğitim ve Ar-Ge çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek. Ayrıca, önümüzdeki yıl Onduline Avrasya olarak kıymetli ustalarımıza büyük sürprizler hazırladık.”

“Şüphesiz bu yılın en mühim gelişmesi, -her ne kadar geçtiğimiz yıl yürürlüğe girmiş olsa da- sektörde çok konuşulan Su Yalıtım Yönetmeliği. İlgili yönetmeliğin duyurulması ve bilinirliğinin artırılması noktasında en önemli görev, bizim gibi sektörü domine eden şirketlere düşüyor. Fakat bu da tek başına yeterli değil. Sektördeki karar vericilerin de bizim gibi taşın altına ellerini koyması gerekiyor. Mimardan mühendise, müteahhitten ustaya kadar tüm oyuncuların kaliteli ürün ve doğru uygulama noktasında bilinçli olması gerekiyor.”

“İçinde bulunduğumuz sektör her ne kadar geniş hacimli olsa da aslında zor bir sektör. Bu sektörde süregelen bir başarı hikayesi yazılmak isteniyorsa öncelikle piyasa koşullarının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi önümüzdeki yıl da müşterilerinin taleplerini dinleyen ve memnuniyetlerini ilk sıralarda değerlendiren firmalar başarılı olacaktır. Müşterilerin de dikkat etmesi gereken en önemli konu ise, sahte ürünlerden uzak durmak. Zira bu sahte ürünler kullanıldığında geri dönüşü mümkün olmayan ya da çok maliyet yaratan durumlar yaşanabiliyor.”


LEVENT GÖKÇE
İzocam Genel Direktörü

“YENİ KAPASİTE ARTIRIMLARI VE GELİŞTİRME YATIRIMLARIMIZLA KATMA DEĞER YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
“2018 yılının ilk 9 ayında ise geçen senenin ilk 9 ayına kıyasla net satışlarımız yüzde 28 oranında büyüdü. İyi başladığımız bu seneyi iyi bir performansla sonlandırıyoruz. Toplam yalıtım pazarı içerisinde yüzde 20’ye yakın bir payımız var ve bu oranla pazar lideri olma konumumuzu güçlü bir şekilde sürdürüyoruz.” “Bugün Mineral Yün ve XPS’de bölgedeki en büyük kurulu kapasiteye sahibiz. Tesisat, ısı ve ses yalıtımında kullanılan A1 sınıfı yanmaz Camyünü Prefabrik Boru ürünümüzün üretim kapasitesini yüzde 30 üzerinde artırarak 3. boru hattımızı bu sene devreye aldık.”

“İzocam olarak sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu ve Balkanlarda da yalıtım sektörünün öncü firmaları arasında yer alıyoruz. Toplam 130 bin tona ulaşan mineral yün kapasitemizin yanı sıra artan üretim kapasitelerimizle esnek üretim ve zamanında teslim imkânları sunuyoruz. Böylece inşaat ve sanayide her türlü yalıtım talebine hızlı ve güvenilir bir şekilde yanıt verebiliyoruz.”

“Bugüne kadar yüzü aşkın ülkede çözüm sunmuş olan bir firma olarak 20 yerleşik bayimiz ile ihracat faaliyetlerimize devam ediyoruz. İhracat yaptığımız bölgelerin başında Türki Cumhuriyetler, Afrika, Balkanlar, Asya ve Ortadoğu geliyor. Ağırlıklı olarak bina ve sanayide kullanılan yalıtım ürünlerinin ihracatını gerçekleştiriyoruz. Bu ürünlerin dışında ayrıca HVAC (ısıtma, soğutma ve iklimlendirme) pazarına yönelik ürünlerin de ihracatını yapıyoruz. İhracatı 700 bin metreküpü aşan İzocam, Ortadoğu HVAC pazarının en önemli üreticisi konumunda. İhracatımız geçen yıla kıyasla Türk Lirası bazında yüzde 32,8 USD bazında ise yüzde 6 arttı. Önümüzdeki 5 yıl toplamda 150 milyon doların üzerinde ihracat yapmayı hedefliyoruz.”

“İzocam olarak geride bıraktığımız 2018 yılında Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda yeni ürünler geliştirdik. Son dönemde sunduğumuz yeni ürünlerden biri olan ‘İzocam Ara Bölme Levhası’ (ABL) hafif ara bölmelerde kullanılmak üzere geri dönüşümlü malzemeler kullanılarak geliştirildi. ABL, doğal içeriği ile toz yapmayan yapısı ve kolay kesimiyle rahat ve sağlıklı çalışma ortamları yaratıyor ve hızlı uygulama ile zamandan tasarruf sağlıyor. Kendi başına ayakta durabilen İzocam Ara Bölme Levhası, güvenli uygulama imkânının yanında sahip olduğu taşıma saplı ambalajı ve hafifliği sayesinde de kolay taşınabiliyor. Farklı kalınlıklarda üretilebilen ürün, ara bölme duvarlarda, ısı ve A sınıfı ses yalıtımı sağlıyor. Ayrıca, düşük ısı iletim katsayısı ile İzocam Ara Bölme Levhası, farklı sıcaklık ve zamanlarda iklimlendirilen hacimler arasında da enerji verimli ara duvarların teşkil edilmesini sağlıyor, enerji tasarrufu ve konforu artırıyor.”

“Daha fazla ısıl konfor, sürdürülebilirlik ve kalite için geliştirdiğimiz İzocam Yeni Cephe Levhası ise, bir yüzeyi siyah camtülü kaplı bir ürün ve giydirme cephe sistemlerde, cam, granit, mermer, alüminyum, ahşap vb. cephe kaplamalarının arkasında ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği amacıyla kullanılan bir ürünümüz. 35 mW/mK iletkenliğe sahip olarak tasarladığımız bu ürünle enerji verimliği konusunda oldukça iddialıyız. İzocam Yeni Cephe Levhası’nın öne çıkan diğer özellikleri ise camtülü kaplı olması ve su iticiliği. Bu sayede, yağmur suyunun ürüne zarar verme riski azalıyor, zamandan ve iş gücünden tasarruf sağlamaya yardımcı oluyoruz. Yüksek yapılara ısıl konfor getirmeyi hedefleyen Yeni Cephe Levhası aynı zamanda çevre dostu bir ürün.”

“Endüstriyel binalarda kullanılmak üzere iki yeni ürün daha geliştirdik. Bunlar; yerinde uygulama yapılan metal binaların çatı ve cephelerinde iki metal levha arasında kullanılan İzocam Endüstriyel Bina Levhası (EBL) ve İzocam Endüstriyel Bina Levhası R+ (EBL R+). Her iki ürün de ısı ve ses yalıtımı ile yangın güvenliği sağlarken hafifliği sayesinde kolayca taşınıyor ve esnek yapısıyla kolay uygulanabiliyor. Bu ürünlerin bir diğer özelliği ise bünyesine su almaması. Bu sayede, yağmur suyunun ürüne zarar verme riski ortadan kalkıyor, zamandan ve iş gücünden tasarruf sağlanıyor. Endüstriyel yapılara ısıl konfor getirmeyi hedefleyen bu ürünlerimiz aynı zamanda çevre dostu ürünler. Ürünlerimizin kalitesi CE ve sadece biyo ürünlere verilen ve insan sağlığına zararlı olmadığını belgeleyen EUCEB belgeleriyle de kanıtlanmış durumda.”

“Son olarak Kasım ayında, kullanılmak üzere Tekiz ürün grubumuza yeni bir ürün ekledik. Özellikle perakende sektöründeki talepleri karşılamak üzere Poliüretan yalıtımlı 40 mm kalınlıktaki çatı panelini sektöre kazandırdık. 1,5 m ve altındaki açıklıklarda kullanıma uygun ‘İzofom’ perakende sektöründeki hızlı erişimle ilgili ihtiyacı karşılamasının yanı sıra, uygulamada da kolaylık sağlayan, hafif ve oldukça ekonomik bir ürün olarak karşımıza çıkıyor.”

“Dünyanın ve sektörün değişim hızına bakıldığında, liderliğini devam ettirme misyonu ile hareket eden bir şirket olarak inovasyonu oldukça önemsiyoruz ve her yıl yeni ürünler geliştirerek pazara sunuyoruz. Bu anlamda bizim takip ettiğimiz bir başarı göstergemiz de var; yeni ürünlerin ciromuz içindeki payı, yani ‘inovasyon katsayısı’. İnovasyon katsayısına göre yeni ürünlerin ciromuz içindeki payı şu an 15. Bu rakamı artırma hedefimizi koruyoruz.”

“Önümüzdeki dönemde de yeni kapasite artırımları ve geliştirme yatırımlarımızla paydaşlarımız ve sektörümüz için katma değer yaratmaya devam edeceğiz. Yıllardır süre gelen modernizasyon ve kapasite yatırımlarımızla hem ürün çeşitliliğimiz hem de üretim yetkinliğimiz sürekli gelişim gösterdi. Çalışmalarımız bu şekilde hız kesmeden devam ediyor.”

“Gelecek dönemde ise sadece mevcut ürün gamımızı kullanarak değil, yeni teknolojileri de hayatımıza alarak yol kat edeceğiz. Ar-Ge yeni dönemde İzocam’ın hayatında daha çok yer alacak. Yeni ve gelişmiş bir Ar-Ge laboratuvarı oluşturma planımızın olduğunu da eklemek isterim. Ar-Ge çalışmalarımızı, sektörün ve kullanıcıların beklentilerine en iyi şekilde yanıt verebilecek ölçüde yürütüyoruz. Diğer taraftan yalıtım sektörünün dünyadaki gelişimini yakından takip ediyoruz. Üretim teknolojileri anlamında yalıtım sektöründe, dünyada çalışmaları takip edilen Isover’in deneyiminden faydalanarak, yeni üretim yöntemlerini ülkemize taşıyoruz.”

“Yalıtım konusunda, gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz, ülke olarak kat edeceğimiz daha çok yol bulunuyor. Ülkemizde yalıtım malzemesi tüketiminin kişi başına 0,2 metreküp olduğunu görüyoruz. Avrupa nispeten doygun bir pazar olmasına rağmen kişi başına, bu rakamların üç katı 0,7 metreküp yıllık yalıtım tüketimi bulunuyor. Durgun bir pazar olan Amerika’da halen kişi başına 1 metreküp yalıtım tüketimi var ve pazar büyüklüğü için de yaklaşık 260 milyon metreküplerden bahsediliyor. Türkiye’ye baktığımızda 2017 yılında enerji hammaddeleri ithalatına 37 milyar dolardan fazla ödemişiz. Son 10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine bedeli 400 milyar doların üzerinde. Tükettiğimiz enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyiyle enerji ithalatı, dış ticaret açığının en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide aşırı dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve uygulamaları şart. Bu da gelecekte sektörün çok fazla büyüyeceği anlamına geliyor.” Geçtiğimiz yıl yaklaşık yüzde 10 oranında yaşanan faiz artışının hem inşaat sektöründeki hem de yalıtım sektöründeki büyüme üzerinde yavaşlatıcı bir etkisi olduğunu söylemek mümkün. Üretimdeki iki büyük riskin, artan enflasyon ve buna bağlı olan faiz artışı ile kurlarda yaşanan dalgalanmalar olduğunu söyleyebilirim. Bu iki başlıkta istikrarın sağlanması durumunda, görünümün değişeceğine ve üretimdeki sektörlerin olumlu bir ivme ile ilerleyeceğine inanıyorum.”

“Mevcut binalar için ‘binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde EKB (Enerji Kimlik Belgesi) düzenlenmiş olması şartının aranmasına’ ilişkin uygulama zorunluluğunun 1 Ocak 2020’ye ertelenmesinin ise, enerji verimliliği uygulamalarının sahada gelişimini geciktireceğini söyleyebilirim.”

“Yalıtım sektörü özelinde ise, kentsel dönüşüm çalışmaları, yeni binalarda zorunlu uygulanan EKB’nin etkileri ile kredi garanti fonunun inşaat sektörü üzerindeki olumlu etkilerini hem bu yıl hem de önümüzdeki yıllarda göreceğimize inanıyorum.”


ORHAN DÜZGÜN
Knauf A.Ş. Genel Müdürü (2018)

“İNŞAAT SEKTÖRÜ OLMADAN ÜLKE EKONOMİSİ HAK ETTİĞİ NOKTALARA GELEMEZ”
“Knauf Grubu olarak hedeflediğimiz gibi dünya çapında büyüme ile geçen bir yılı daha bitirdik. 2018 yılına ilişkin global bir değerlendirme yapacak olursak, USG’nin global ve Armstrong’un Avrupa ve Asya Pasifik ticari faaliyetlerini satın alması ile Knauf’un 80 yıldan daha uzun süreye dayanan geçmişindeki en büyük satın alımını gerçekleştiriyoruz. Bu yeni yatırımların her ikisi de global pazardaki konumumuzu ciddi anlamda güçlendirecek.”

“Almanya’daki iç pazarımız, diğer Batı ve Doğru Avrupa bölgelerinde olduğu gibi, çok önemli ölçüde büyüdü. Türkiye pazarı da dahil olmak üzere Avrasya ülkelerindeki işlerimiz ise ekonomik koşullardan etkilendi. Ancak, uzun yıllardır çok sayıda değişik bölge ve ülkede faaliyet göstererek tecrübe kazanan Knauf Grubu, ülkelerdeki ekonomik ve sektörel
dalgalanmaların etkilerini nasıl yöneteceğini çok iyi bilerek, asla pes etmeden ülkelerdeki mevcudiyetini koruyor ve güçlendiriyor.”

“Knauf’un bu güçlü duruşunu destekleyen en önemli faktörlerden de biri de, yaptığı yenilikler ve Ar&Ge sonucunda geliştirdiği yeni ürünleri ile sektörde öncü olma misyonudur. Tüm bu çalışmalarımız küresel Ar&Ge uzmanlığı ile yerel ihtiyaçları karşılamaya odaklanarak ve pazar araştırmalarımız sonucunda ortaya çıkan ve çıkabilecek ihtiyaçlara göre
şekillenmektedir. Bu kapsamda 2018 yılında ürün yelpazemize eklenen ve yüksek performans sunan ürünlerimiz; hızlı uygulanabilen ve yüksek mukavemetli kendinden yayılan yer şapı Tribon, çelik konstrüksiyon ve betonarme üzerine direk uygulanabilecek yangın dayanımı sağlayan Jetgips Fire, alçıda mukavemeti artırılmış dayanıklılığı ile Jetgips Diamant ve düz çatı plakası Aquapanel Rooftop oldu.”

“Knauf Grubu için stratejik öneme sahip Türkiye’de, 2018 yılının ilk altı ayında pozitif bir gidişat gözlemlendi. Üçüncü çeyrekte ise, kurdaki dalgalanmalar sonucu finans sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar ve kurumlar tedbir almaya başladı. Dördüncü çeyrek, finansal döngünün sekteye uğramasının sonuçlarını öngörümüzün ötesinde ve hızda hissetmeye başladığımız bir dönem oldu. Özellikle özsermayesi sınırlı olan ve bu sebepten farklı finansal kaynaklar kullanmak zorunda kalan sektörel oyuncular, finansal dengelerin bozulması ile etkilendi. Bu durumun inşaat sektörüne etkisi daha önceki dönemlerde de olduğu gibi kat ve kat fazla oldu. Mevcut göstergelere ve istikrarsız ekonomik atmosfere bağlı olarak 2019 yılının ilk yarıyılında sektörümüzde hızlı bir değişim yaşanmayacağına inanıyoruz. Ancak, biliyoruz ki ülkemizin potansiyeli ve kabiliyeti mevcudiyetini korumaktadır. Bu sebeple, ekonomimizi doğrudan, hızla tetikleyen ve lokomotif sektör olan inşaat sektörü olmadan ülke ekonomisi de hak ettiği noktalara gelemez. Bu potansiyelin tekrar ortaya çıkacağı muhakkaktır.”

“Durgun bir dönem olarak görebileceğimiz bu günlerin sağlıklı bir şekilde atlatılması dikkatli ve tedbirli davranış biçimini şart koşuyor. Bu durum büyük-küçük, yatırımcı üretici-bayi-son kullanıcı ayrımına bakmaksızın herkes için gerekli ve geçerli. Bilinçli, odağını kaybetmeyen, işine hakim herkes bu dönemi fırsata çevirecektir.”

“Biz bu dönüşüm ile ortaya çıkan fırsatları aktif ve sürdürülebilir bir şekilde benimsedik ve bu bakış açısı ile işlerimize devam ediyoruz. Tutumlarımızı ve davranışlarımızı, kendimizi, paydaşlarımızı, sektörümüzü korumak ve geleceğe hazırlamak adına şekillendiriyoruz ve her adımımızı titizlikle, çalışarak ve bilinçle atıyoruz. Knauf’un sayısız başarılarının temelinde ürünlerine, sektöre ve Türkiye’ye güveni var. Knauf bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye ile beraber. Yapılacak yatırımlar ile Türkiye’nin kalkınmasına destek vermeye devam edecek ve ülkemize duyduğu güveni yalnızca söz ile değil yaptıkları ile pekiştirecektir. Köklü geçmişimiz, markamızın verdiği güven, teknolojik bilgi birikimimiz, kalitesi global ve Avrupa standartlarına göre tescillenmiş inovatif ürün çeşitliliğimiz, sistem çözümlerimiz ve üst düzey hizmet kalitemizle geleceğe hazır bir şekilde Türkiye’de büyümeye devam ediyoruz. Bu vesile ile 2019 yılının gayret, güven ve olumlu bakış açısı ile sektörümüz için verimli ve karlı geçmesini diliyoruz.”


ÖZGÜR KAAN ALİOĞLU
Austrotherm Grup İş Geliştirme Direktörü

“ISI YALITIMI SEKTÖRÜ, 2019 YILINDA VERİMLİLİĞE ODAKLANMALI”
“Yalıtımın önemi nedeniyle doğal olarak sektöre yatırımcı ilgisi yüksek. Ancak ne yazık ki koordinasyonsuz ve plansız yatırım politikaları sebebiyle şu anda talebin 4 katı kadar fazla arz oluştuğunu söyleyebiliriz. Arz ve talep arasındaki bu dengesizlik ve aşırı uçurum sebebiyle de sektörde çok yoğun bir rekabet yaşanıyor. Bu rekabet ilk bakışta, serbest piyasa koşulları sebebiyle tüketicinin lehine gibi gözükse de, kontrolsüz üretim ve denetimsiz uygulama ortamında ürün ve hizmet kalitesinde yol açtığı kalitesizlik ve standart dışılık sebebiyle tüketiciler ve ülkemiz için büyük bir risk oluşturuyor.”

“Son dönemde, sanayi üretim maliyelerinin artması ve alım gücünün düşmesi ile tüketicilerin ısı yalıtımı yatırımına kaynak ayırma konusunda sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Bu noktada beklentimiz, üretimi çeşitli devlet destekleri kapsamında olan ısı yalıtım ürünlerinin tüketimlerinin de gerekli mevzuat değişiklikleri ve devlet teşvikleri ile desteklenmesi ve bu sayede tüketicilerin, daha verimli ısı yalıtım ürünlerini kullanabilmelerinin önünün açılması.”

“Bir kısmı Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nda da yer alan, en etkili ve çabuk sonuç alınabilecek bazı aksiyonları 3 ana gurup altında şu şekilde toparlayabiliriz: Isı Yalıtımı Uygulamalarında Karar Alma ve Hayata Geçirme Süreçlerini Hızlandıracak Hukuki ve Kanuni Altyapının Düzenlenmesi, Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Sahipliğinin Teşvik Edilmesi, Isı Yalıtımı Projeleri için Finansman Modellerinin Geliştirilmesi.”

“Özellikle biz EPS’den mamül ısı yalıtım malzemesi üreticileri için maliyetlerimiz içerisinde hammadde oranı çok ciddi bir yer tutuyor. Hammaddelerimizin de hemen hemen tamamı döviz cinsinde satışı yapılan ürünler. Bir kısmını yurtdışından ithal ediyoruz, bir kısmını da Türkiye’deki üreticilerden tedarik ediyoruz. Ancak Türkiye’deki üreticilerden tedarik ettiğimiz ürünler de döviz cinsinden fiyatlandırılıyor. Bunun yanında diğer bir önemli gider kalemimiz de enerji. Enerji fiyatlarındaki döviz kuru bazlı artışlar da anında üretim maliyetlerimizi etkiliyor. Doğal olarak döviz kurlarındaki artış nerdeyse bire bir oranında üretim ve ürün maliyetimize yansıyor. Biz ise bu artışları fiyatlarımıza kısmen yansıtabiliyoruz. Bu sektörümüze ya da firmamıza has bir sorun değil. TÜIK enflasyon verilerine baktığımızda tüketici enflasyonunun üretici enflasyonundan çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Artışları yansıtamıyoruz, çünkü tüketicinin de alım gücü düşüyor. Sanayicinin üretim maliyetlerindeki artışı satış fiyatlarına yansıtamaması, kısa vadede kar marjlarını düşürüyor, ancak bundan daha da önemlisi orta vadede firmaların işletme sermayelerinin erimesine yol açabilecek seviyelerde karsızlığa yol açma ihtimalini ortaya çıkarıyor. İçinde bulunduğumuz türbülans ortamından hızla sıyrılmamız için, sanayi firmalarının bu sürecin sonuna, işletme sermayelerini kaybetmeden ve ayakta kalarak ulaşması çok büyük önem taşıyor.”

“Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik durumun kısa süreli, geçici bir süreç olduğuna inanıyoruz. Türkiye’ye güvenimiz tam. Bu sebeple Austrotherm olarak Türkiye yatırımlarımıza ara vermeden devam etmeyi planlıyoruz. 2019 yılında da ‘Isı Yalıtımı Ülke Kazanımı’ diyerek, verimli ısı yalıtıma, daha kalın ısı yalıtımının sunduğu faydaları anlatmaya odaklanacağız.”

“Son on beş yılda, arz talep dengesinin sağlanabilmesi adına kamu eliyle ciddi yatırımlar yapıldı. Özel sektör projeleri için de keza aynı durum geçerli. Artan enerji fiyatlarının yalıtım ihtiyacını daha da artırdığını düşünecek olursak, Türkiye’nin ısı yalıtımıyla ilgili bir aydınlanma sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Ancak gelişmiş ülkelerin uzun yıllarda kat ettikleri yolu bizim bir anda alabilmemiz ne yazık ki o kadar kolay olmuyor. Ülke olarak bu yolculuğun başlarındayız diyebiliriz. Kamuoyunda ısı yalıtımı ve mantolama bilincinin oluşturulabilmesi konusunda birinci evreyi tamamladığımızı söyleyebilirim. Artık herkes ısı yalıtımının öneminin ve sunduğu faydanın farkında. Şimdi ikinci evreye geçiyoruz. Artık sektör olarak tüketiciye ve kamuoyuna, üst seviyede verimli mantolama sistemlerine nasıl sahip olabileceklerini daha yüksek sesle anlatmamız gerekiyor. Bir mantolama sistemi birçok komponentten oluşuyor. Ancak asıl işi yapan, yani ısı yalıtımını sağlayan komponent ‘Isı Yalıtım Levhası’. Ne kadar kalın ısı yalıtım levhası, o kadar çok enerji tasarrufu demek. Avrupa’da yaklaşık 12 cm’ler civarında olan ortalama Isı Yalıtım Levhası kalınlıkları ülkemizde ne yazık ki 4 cm mertebelerinde. Biz de kalınlık hedeflerimizi artırmalıyız.”


SELAHATTİN ÖZÜPEK
Köster Türkiye Satış Müdürü

“BU SÜREÇ HAKSIZ REKABET VE SUİSTİMAL UNSURLARININ AZALMASI AÇISINDAN POZİTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR”
“2018, verimli başlayan, kayıplarla sona eren bir yıl oldu. İlk altı aylık performansımız büyüme hedeflerimize karşılık gelirken, ikinci altı ayda hedeflerimizin gerisinde kaldık. Yıl toplamında ise, geçen yıla kıyasla döviz cinsinden performansımızı korumayı başardık. Bu süreçte en büyük kazanımımız iş ortaklarımızla ve bayilerimizle  süreci ortak yönetmek oldu. Misyonumuz gereği ortak akıl ve ortak finans yönetimi anlayışını benimsedik. Bu açıdan bayilerimizi de zorlu süreçte kaybetmedik. Türkiye’ye ilk yatırım yapan şirketlerden biri olmanın ötesinde, yerelleşebilmenin önemine burada işaret etmek isterim.”

“2019 yılında da benzer zorlukları yaşayacağımızı öngörüyoruz. Hatta belirsizlik arz eden durumlar da risk faktörü açısından önemli. Bu süreç haksız rekabet ve suistimal unsurlarının azalması açısından pozitif olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan standart ve yönetmeliklerin sektörümüze sağlayacağı katkı, nüfus yoğunluğumuz ve ihtiyaçların süreklilik arz etmesi, dinamik coğrafya etkinlikleri ve giderek artan ihracata dayalı katma değer anlayışı bizim mutlaka değerlendirmek istediğimiz imkânlar. Bir taraftan tedbirli ve öngörülü faaliyetlerimizi sürdüreceğiz, diğer taraftan kurumsal dinamizmimizle yoğunlaştığımız pazar ve ürün gruplarındaki etkinliklerimizde derinleşeceğiz.”

“Sorumluluklarımız içerisinde, su yalıtım yönetmeliğinin önemini vurgulayarak, bileşenlerinin -nitelik ve teknik açısından- önemine işaret edeceğiz. Bu açıdan ısı yalıtım sektörü yıllardır büyük bir tecrübe ve deneyim içeriyor. Benzer hatalarla ve olumsuzluklarla zaman ve ekonomi kaybetmememiz, başarı stratejilerinden de faydalanmamız gerekiyor. Bu vesileyle 2019 yılında sektörümüze başarı ve şans diliyorum.”


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelik

İnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g...
20 Mayıs 2024

nZEB 101

Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi...
23 Haziran 2022

Sürdürülebilir Konut

Sürdürülebilir konut dosyası...
21 Şubat 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.