E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTÄ°K

Çukurova Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Yurt

Çukurova Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Yurt

30 Ekim 2017 | SÖYLEŞİ
163. Sayı (Ekim 2017)
5.816 kez okundu

Ä°lk profesyonel iÅŸ deneyimini yaÅŸadığı Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’ndaki teknisyenlik günlerinden matematik öÄŸretmenliÄŸi eÄŸitimi aldığı yıllara, Maden Mühendisi olarak çalıştığı kömür ocağındaki dönemlerden sınır karakolunda görev yaptığı askerlik yıllarına, Yapı Teknik, Çukurova Yalıtım ve Yapıser’ın kurulduÄŸu dönemlerden firmasının Türkiye’nin en hızlı büyüyen 18. ÅŸirketi seçildiÄŸi bugünlere kadar iÅŸ ve özel hayatındaki birçok ayrıntıyı Yalıtım Dergisi okurlarıyla paylaÅŸan Çukurova Yalıtım Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Abdullah Yurt, “Allah, insanı yaratırken herkese bir meziyet ve bir karakter veriyor. Benim tavsiyem, iyi ve kötü günde gençlerin bu çizgiden sapmamaları. Sapan insanların akıbeti pek hayırlı olmuyor; sapmayan insanlarsa bir ÅŸekilde tekrar doÄŸru yolu buluyor” diyor...

“1958’in Kasım ayında, Adana’nın Yumurtalık ilçesine baÄŸlı Ayvalık Köyü’nde doÄŸmuÅŸum... Yörük bir aileye mensubum... Babam, kendi mülkü fazla olmadığından, kiraladığı tarlalarda çiftçilik yaparak ailemizin geçimini saÄŸlıyordu. Orta ölçekli bir çiftçi ailesiydik. Altısı kız, beÅŸi erkek olmak üzere 11 kardeÅŸtik. Bense aÄŸabeylerim, ablalarım ve kardeÅŸlerimin arasında uysal, sessiz ve sakin bir çocuktum...” 

Abdullah Yurt (sağ alt köşede) ailesiyle...Babam vizyoner bir insandı
“Allah rahmet eylesin babam, hayatı köyde geçmiÅŸ, çiftçilikle uÄŸraÅŸan biri olmasına raÄŸmen vizyonu oldukça da geniÅŸ bir insandı. Çocuklarının eÄŸitim alması için mücadele ederdi. AÄŸabeylerim ve ablalarıma, ortaokul ve lisede eÄŸitim görebilmeleri için ilçe merkezlerinde ev tutar, eÄŸitimlerinin kesintiye uÄŸramaması için çalışırdı. Sıra bana geldiÄŸinde bana da aynı ÅŸeyi yapmıştı. Adana’nın köklü okullarından TepebaÄŸ Ortaokulu’na gidebilmem için Adana’da ev tutmuÅŸtu. Liseye giden aÄŸabeyim ve ablamla beraber kalıyorduk. Kışları, köyde tarla iÅŸlerinin azalmasıyla annem, babam ve kardeÅŸlerim de zaman zaman o eve gelip kalırlardı. Okul dışındaki tüm zamanlarımızda ise iÅŸgücüne katılır, ailemize yardım ederdik...”

Ä°lk iÅŸe Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’nda baÅŸladım
“Ortaokulu bitirdikten sonra, o yılların önemli eÄŸitim kurumlarından biri olan Adana Endüstri Meslek Lisesi sınavlarına girmiÅŸ ve Elektronik Bölümü’nü kazanmıştım. Ortalama bir öÄŸrenciydim. Üniversite eÄŸitimi almak istiyordum fakat sınavda yeterli puanı tutturamadığımdan ilk sene maalesef üniversiteye girememiÅŸtim. Bununla birlikte meslek lisesi mezunu olmam, o dönemde bana baÅŸka bir fırsat yaratmıştı... Yeni kurulan, montaj aÅŸamasındaki Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’nda çalışan sınıf arkadaÅŸlarımın yönlendirme ve tavsiyeleriyle fabrikaya baÅŸvuruda bulunmuÅŸ, kabul edilmiÅŸ ve 1975 yılının ekim ayında Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’nda teknisyen olarak iÅŸe baÅŸlamıştım. Bir buçuk sene boyunca çalıştığım Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’nda diÄŸer taraftan da üniversite sınavlarına hazırlanıyordum...”

Matematik öÄŸretmenliÄŸi eÄŸitimini bıraktım
“O hazırlığın sonunda girdiÄŸim üniversite giriÅŸ sınavında Adana’da EÄŸitim Enstitüsü’nün Matematik ÖÄŸretmenliÄŸi Bölümü’nü kazanmıştım. KardeÅŸin kardeÅŸi vurduÄŸu, siyasi açıdan karmakarışık günlerdi. Durmadan siyasi iktidarların deÄŸiÅŸtiÄŸi, her gelen iktidarın kendi kadrolarını kilit noktalara yerleÅŸtirdiÄŸi, karşıt görüÅŸteki memurlara zorluklar çıkardığı, aileleri parçalamak için karı-koca memurların farklı illere tayin edildiÄŸi bir dönemdi. Böyle bir ortamda öÄŸretmen olarak mezun olmak bana hiç cazip gelmiyordu. Çünkü aynı ÅŸeyler üç-beÅŸ sene sonra benim de başıma gelecekti. ÖÄŸretmen olarak düzenli bir hayat kurmak pek mümkün gözükmüyordu. Dolayısıyla, EÄŸitim Enstitüsü’nün ikinci sınıftayken üniversite sınavına bir kez daha girmiÅŸ ve Zonguldak’ta Maden Fakültesi’ni kazanmıştım...”

Maden Fakültesi, bilinçli yaptığım bir tercih deÄŸildi
“Böylece EÄŸitim Fakültesi’ndeki iki senemi de heba etmiÅŸ olmuÅŸtum. 1978 yılında girdiÄŸim ve 1982 yılında mezun olduÄŸum Maden Fakültesi çok bilinçli yaptığım bir tercih deÄŸildi. Meslek lisesinde Elektronik eÄŸitimi aldığım için tercihlerim hep o bölümlere yönelikti. Sadece, bir öÄŸretmenimin tavsiyesiyle, iÅŸimi garantiye almak için en son tercihimi, puanı da daha düÅŸük olan Maden MühendisliÄŸi olarak belirlemiÅŸtim. Okul, benim girdiÄŸim yıl Yıldız Teknik Üniversitesi’ne baÄŸlı bir akademiydi fakat 1980 ihtilalinden sonra Hacettepe Üniversitesi’ne baÄŸlandığından diplomamı da Hacettepe Üniversitesi’nden almış oldum...”

12 kişilik odada kalmıştım
“Ä°lk defa gurbete çıktığım Zonguldak bildiÄŸim bir yer deÄŸildi. Ortam yeni, ÅŸehir yeni, arkadaÅŸlar yeniydi... Evden baÅŸka yerde kalmaya da alışık deÄŸildim. Birinci yıl, 12 kiÅŸilik bir odada yurtta kalmıştım. Fakat çok ÅŸükür, babamın durumu maddi açıdan kötü olmadığından ikinci yıl beÅŸ-altı arkadaşımla beraber eve çıkabilmiÅŸtim...”

Kendi hayatımı kurmaya başladım
“Babamın, evlatlarının eÄŸitimi konusundaki hassasiyetine raÄŸmen üniversiteye giren ilk çocuÄŸuyum... KardeÅŸlerimin çoÄŸu, en azından orta öÄŸrenimlerini tamamlamalarına raÄŸmen hala tarımla uÄŸraşıyorlar. Herkes kendine göre bir hayat kurdu. Benimki ise daha farklı oldu. Okulu bitirdikten sonra, askere gitmeden yaklaşık iki sene iÅŸ bulamadığımdan tarlada, köyde aileme yardım ederek geçirmiÅŸtim. Askerden sonra ise kendi hayatımı kurmaya, kendi yolumda ilerlemeye baÅŸladım. Öyle de yapmam gerekiyordu. 10 kardeÅŸim daha vardı. ÇoÄŸu kardeÅŸim bir ÅŸekilde o mevcut iÅŸten geçimlerini saÄŸlıyorlardı. Araya girmenin, o sınırları belli ortamdan bir ÅŸey ummanın yersiz olduÄŸunu düÅŸünüyordum. Zaten daha farklı bir emek vererek üniversite eÄŸitimi almıştım...”

Askerliğimi sınır karakolunda yaptım
“Askerlik görevime 1984 yılında Tuzla Piyade Okulu’nda baÅŸlamıştım. Yedek subay eÄŸitiminin ardından Hatay’daki Karbeyaz Sınır Karakolu’nda görevlendirilmiÅŸtim. AÄŸustos ayında henüz oryantasyon eÄŸitimindeyken terör örgütü ilk eylemleri olan Åžemdinli ve Eruh baskınlarını yapmıştı. Sonrasındaysa güvenlik önlemleri anormal bir ÅŸekilde artırılmıştı. Bize verilen görevi, sınırlı sayıda askerle ancak gece nöbet tutup, gündüz uyuyarak yapabiliyorduk. Karakolumuzda yeterli asker olmadığından oldukça zor bir 13 aylık süreç geçirmiÅŸtim...”

Atermit’in asbest ocağında iÅŸe baÅŸladım
“Askerlik sonrası iÅŸle ilgili de pek bir ÅŸey planlamıyordum. Sonuçta bir ÅŸekilde profesyonel olarak iÅŸe girecektim. Maden sektöründe ağırlık kamu iÅŸletmelerinde olduÄŸu için hayatıma memur olarak devam edeceÄŸimi düÅŸünüyordum. Fakat birçok yere müracaat etmeme raÄŸmen hiçbiri gerçekleÅŸmemiÅŸti. Bu süreçte Toroslar’da bir kömür madeninde altı ay kadar çalıştım. Ardından, o maden ocağının fenni nezaretçisi olan Erol Bey vasıtasıyla ilk ciddi ve profesyonel iÅŸim olan, Atermit firmasının Tokat’ın Turhal ilçesindeki asbest ocağında iÅŸe baÅŸladım. 1986 yılının mart ayıydı...”

ÖÄŸretmen olmamıştım ama öÄŸretmen bir eÅŸim olmuÅŸtu
“Bekar da olduÄŸumdan hangi ÅŸehirde çalıştığımın pek bir önemi yoktu. Turhal’daki bir buçuk yıllık bekar hayatımın ardından Matematik ÖÄŸretmeni olan eÅŸimle 1987 yılında evlendim. EÄŸitim Fakültesi’nden Matematik ÖÄŸretmeni olarak mezun olmamıştım ama Matematik ÖÄŸretmeni bir eÅŸim olmuÅŸtu... Ä°lerleyen senelerde de biri Endüstri MühendisliÄŸi eÄŸitimi alan ve firmamızda genel müdür yardımcısı olarak görev alan kızım ile halen medya eÄŸitimi gören oÄŸlum dünyaya geldiler...”

Gebze’de ki fabrikanın kuruluÅŸuna dahil olmuÅŸtum
“Turhal’daki asbest ocağında Maden Mühendisi olarak Üretim Åžefi pozisyonunda çalışıyordum. Çıkarılan ve zenginleÅŸtirilen asbest, sonrasında Atermit’in Adana’daki fabrikasına gönderiliyordu. Bu rutin iÅŸ iki yıl kadar sürdü. Ardından 1987 yılında Atermit asbest üretiminden vazgeçti ve ocağı kapatma kararı aldı. Benim de aralarında olduÄŸum çalışanlara da, Gebze’de kuracağı fabrikada çalışma fırsatı tanımıştı. Ä°steyen tüm haklarını alıp ayrılacak, isteyen de Gebze’deki yeni fabrikanın kuruluÅŸ aÅŸamasına dahil olacaktı. Ben, firmada çalışmaktan memnun olduÄŸumdan ikinci seçeceÄŸini tercih etmiÅŸtim ve 1988 yılının ocak ayında Gebze’deki fabrikanın kuruluÅŸ aÅŸamasına dahil olmuÅŸtum...”

Ne iş verilirse yapıyordum
“Fabrika kuruluÅŸ aÅŸamasında olduÄŸundan ÅŸantiye sürecinde ÅŸoförlük de dahil ne iÅŸ verilirse yapıyordum. Mesela sabahları beÅŸte kalkıp, iÅŸbaşı yapacak iÅŸçilere kahvaltı hazırlaması için aÅŸçıyı ÅŸantiyeye götürüyordum. ÖÄŸretmen olan eÅŸimse hemen tayini çıkmadığından Gebze’ye gelmek için eÄŸitim dönemi sonunu beklemek zorunda kalmıştı. Ocak ayından fabrikanın devreye girdiÄŸi eylül ayına kadar dört-beÅŸ arkadaÅŸ, lojman gibi bir evde birlikte kalmıştık...”

Ä°ÅŸten çıkartıldım...
“Fabrikada üretim baÅŸlayınca Laboratuvar Kalite Kontrol Åžefi olarak görevlendirilmiÅŸtim. Levha üretiminde kullanılan asbesti iyi tanıyordum, çimento konusundaysa baÅŸka bir firmada kısa bir eÄŸitim almıştım. Ardından, gazbeton üretimine geçme kararı alan Atermit’in yeni tesisinde ÅŸantiye sürecinden üretim sürecine kadar dahil oldum. Ä°ÅŸletme Müdürü olarak görevlendirilmiÅŸtim. Fakat tesis devreye alındıktan kısa bir süre sonra farklı sebeplerle üretimi durdurma kararı alındı. Ben ise maddi haklarımın tamamını alarak iÅŸten çıkartılmıştım. Fakat Atermit firmasından kötü ayrılmadığımı da söylemeliyim. Ä°lerleyen süreçlerde iletiÅŸimimiz devam etti. Onların desteklerini hep gördüm. Ben de, fabrikanın kuruluÅŸ aÅŸamasında bulunduÄŸum için bilgilerime ihtiyaç duyulduÄŸunda gidip yardımcı olmaya çalıştım. Zaten iÅŸ hayatıma da Atermit’in ürünlerini satarak baÅŸladım...”

Bir Maden Mühendisinin çok da iÅŸ bulma imkanı yoktu
“Ä°ÅŸten çıkartıldıktan sonra ne yapacağımı düÅŸünmeye baÅŸlamıştım. Tazminatımı aldığım ve öÄŸretmen olan eÅŸimin düzenli bir geliri olduÄŸu için maddi açıdan çok sıkıntıda deÄŸildik ama bir buçuk yaşında bir çocuÄŸum vardı ve sorumluluklarımın bilincindeydim. Bir ÅŸey yapmam gerekiyordu. Maden Mühendisi deÄŸil de Ä°nÅŸaat Mühendisi olsaydım iÅŸ hayatına profesyonel olarak devam etme konusunda ÅŸansım daha fazla olabilirdi. Fakat bir Maden Mühendisinin Gebze’de çok da iÅŸ bulma imkanı yoktu...”

25’er milyon sermaye koyarak Yapı Teknik’i kurduk
“O süreçte, 1992’nin mart ayında üç arkadaşımla beraber 25’er milyon lira koyarak Atermit ürünlerini satan ve uygulayan Yapı Teknik firmasını kurduk. Atermit’in patronu Orhan Bey de saÄŸolsun gereÄŸinden fazla destek vermiÅŸti. Ä°ÅŸlerimiz de düzgün gittiÄŸinden üç sene içinde Atermit’in Türkiye’deki en büyük bayisi olmuÅŸtuk. Güzel iÅŸler yapıyorduk, para da kazanıyorduk. ‘Ortaklıklar ya çok para kazanırsan, ya da hiç para kazanamazsan bozulur’ derler ya, bizimki de öyle oldu. Ä°lk sene, kendi iÅŸi nedeniyle bir ortağım ortaklıktan ayrıldı. 1994 yılında ise iki ortağım birlikte ayrıldılar. Kısa bir süre sonra eski ortaklarımdan birisiyle yine devam etme kararı verdik. O ortağımla da son ayrılığımız 2010 yılında gerçekleÅŸti...”

Ciddi işler yapıyorduk
“Atermit ürünleri satış ve uygulaması yaparak kurduÄŸumuz Yapı Teknik olarak zaman içinde Ä°zocam ve Onduline’in bayiliÄŸini aldık. Bir taraftan uygulama yaparken diÄŸer taraftan maÄŸazacılıkla Pilsa’dan Sika’ya kadar nalburiye, hırdavat satışını da geliÅŸtiriyorduk. Tabii o zamanlar Gebze çok bakir bir bölgeydi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi yeni kuruluyordu. Malzeme satışımız sürekli artıyordu. Ciddi iÅŸler yapıp, ciddi paralar kazanıyorduk. Mesela Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde çatısını yapmadığımız bina neredeyse yoktur. Yapı Teknik olarak ÅŸu anda kırk bin kalem mal satıyoruz ve üçüncü maÄŸazamızı açtık...”

Yapı Teknik / Gebze'deki ilk mağaza (1992)Başarı eşittir odaklanma...
“Ben çalışmayı seven ve öÄŸrenmeye açık bir insanım. Bu iÅŸe baÅŸlamadan önce teklif yazmayı, fatura ve makbuz kesmeyi dahi bilmiyordum. Bu tarz ÅŸeyleri Yapı Teknik’i kurduktan sonra, özellikle Atermit’teki arkadaÅŸlarımdan öÄŸreniyordum. Onların verdikleri teklifleri kendime uyarlıyordum. Ä°nsan bir ÅŸeyi yapmak isterse öÄŸreniyor. BaÅŸarı eÅŸittir odaklanma ve konsantrasyon. Yani bir insan iÅŸine odaklanıyorsa mesele bitmiÅŸtir. Ama bir insan akÅŸam altı olsa da gitsem diyorsa, durmadan saatine bakıyorsa o iÅŸ yürümez. 7/24 çalışan bir insanım. MüÅŸteri karşıma geldiÄŸi zaman, ondan ne kadar para kazanacağımı deÄŸil, ona ne kadar yardımcı olabileceÄŸimi düÅŸünürüm. Ä°ÅŸimi düzgün yapıyor ve karşımdaki insana yardımcı olabiliyorsam para bir ÅŸekilde geliyor. Dolayısıyla bu bakış açısıyla iÅŸ yaptığımız için o dönemde oldukça iyi iÅŸlere imza atmıştık...”

Üretim kafamda hep vardı
“DiÄŸer taraftan üretim de ilgimi çekiyordu. Mesela Çayırova’da, ÅŸimdiki genel merkezimizin ve maÄŸazamızın bulunduÄŸu bu arsayı 1996 yılında satın aldıktan sonra binayı inÅŸa ederken, projeyi çizen arkadaÅŸlardan, olası makinelerin kolay yerleÅŸtirilebilmesi için kolon aralıklarının geniÅŸ tutulmasını talep etmiÅŸtim. Yani üretim kafamda hep vardı. Bu düÅŸüncem 1998 yılında da gerçeÄŸe dönüÅŸtü... Ä°yi bir gazete okuru olduÄŸumdan, yine bir gün detaylı bir ÅŸekilde gazeteleri incelerken, Oralitsa firmasının makinelerini satışa çıkardığı haberi dikkatimi çekmiÅŸti. Asbestli levha üreten Oralitsa, Sabancı Grubu’nun bir firmasıydı ve grubun stratejik kararları doÄŸrultusunda üretimini durduruyordu. Çok da düÅŸünmeden genel müdüre gidip talip olduÄŸumuzu bildirmiÅŸtim. Ardından kredi baÅŸvurularımız da onaylandı, her ÅŸey yolunda gitti, teklifimizi kabul ettiler ve CTP (Cam Takviyeli Polyester) levha üretimi makinelerini satın aldık. CTP, bildiÄŸim, sattığım ve uyguladığım bir çatı kaplama malzemesiydi...”

CTP alanında Yapıser markasıyla devam ediyoruzBraas Çatı Sistemleri Açılışı - Plaket Sunumu (1999)
“Makineleri getirdik ve kurduk, fakat üretimi oturtmakta zorlandığımızı söylemeliyim. Özellikle keçe gibi temel girdi maliyetlerini kontrol etmekte zorlanıyorduk. DiÄŸer iki rakip de fiyatları düÅŸürdüÄŸünden sıkıntılı bir dönem geçiriyorduk. Fakat sonunda keçeyi kendimiz üretmek amacıyla bir makine daha alıp, maliyeti düÅŸürdükten sonra para kazanmaya baÅŸladık. O süreçte, Atermit’in tesisinde danışman olarak çalışan Alman proses mühendisinin lafı aklıma gelirdi. Derdi ki, ‘Bir anne bir çocuÄŸu dokuz ayda doÄŸurur. Erken veya geç olursa bir sıkıntı var demektir’. Her iÅŸin doÄŸal bir süreci vardır. YaÅŸanır, görülür. Fabrika kurulduktan sonra hemen para kazanılamaz, böyle bir dünya yok. Bu süreçleri hep yaÅŸadık. Åžu anda CTP alanında Yapıser markasıyla üçüncü bir üretici olarak devam ediyoruz. Fakat diÄŸer iÅŸlerimiz çok büyüdüÄŸünden toplam iÅŸimiz arasında CTP’ye ayırdığımız mesai azaldı. O sektör çok fazla büyüdüÄŸümüz bir alan olamadı...”

“Ardından yine aynı senelerde galvanizli sac trapez üretimi için Sistem Çatı firmasını kurduk. O dönemler bu ürünlere ciddi bir talep vardı. Fakat üç hattımız olmasına raÄŸmen daha karlı iÅŸlere odaklanmak için ve yere ihtiyaç duyduÄŸumuzdan bu yılın ortalarında o üretimimizi durdurduk. O günün ÅŸartlarında, pek üretici de olmadığından doÄŸru bir yatırımdı ama bugün doÄŸru olmaktan çıktı. Çünkü her vilayette neredeyse bu iÅŸi yapan 5-6 firma var...”

Deprem, alışkanlıkları değiştirdi
“EPS üretimine ise 2003 yılında karar vermiÅŸtik. Deprem Türkiye’de alışkanlıkları, kültürü ve olaylara bakışı çok deÄŸiÅŸtirdi. Deprem sonrası baÅŸta EPS olmak üzere yalıtım ürünlerine olan talep birden patladı. Üretici firmalar malzeme yetiÅŸtirememeye baÅŸladılar. Elinde parası olan bile EPS bulmak için kapı kapı dolaÅŸmasına raÄŸmen malzeme bulamıyordu. Biz de aynı sıkıntıları çekiyorduk. Dolayısıyla hem talebin müthiÅŸ artmış olması, hem de kendimiz satmak için ürün bulamamamız neticesinde kendimiz üretmeye karar verdik. Makinelerin sipariÅŸinin ardından da 2004’ün mart ayında Yapıpor markasıyla EPS üretimine baÅŸladık. EPS üretimimiz ve satışımız gayet iyi gidiyor. Piyasanın büyük üreticilerinden biriyiz. Kapasitemiz sürekli artıyor. Blok ve enjeksiyon tesislerimiz var. Enjeksiyon tesislerimizde üretilen ürünlerle, ambalaj konusunda kurumsal firmalara tedarikçilik yapıyoruz.

Çukurova Yalıtım...Çukurova Yalıtım
“Hem dünya hem de Türkiye’de 2002-2008 yılları ekonomik açıdan oldukça verimli yıllardı. Türkiye ekonomisi hızlı büyüyordu ve 1999 depreminin yarattığı, özellikle yalıtım sektöründeki hareketliliÄŸin yoÄŸun olduÄŸu bir dönemdi. Bizim de Yapı Teknik olarak büyüdüÄŸümüz yıllardı. Bazı arkadaÅŸların da yönlendirmesiyle farklı bir üretime daha girmeye karar verdik, 2007 yılında Adapazarı 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde 65 dönümlük bir arsa satın aldık ve Çukurova Yalıtım firmasını kurarak 4x4 markalı plastik ve yalıtım malzemeleri üretimine geçtik...” “Adapazarı’ndaki bu fabrikada bitümlü membran, shingle, styrofor ve drenaj levhası üretimi yapıyoruz. 2014 yılında stratejik bir kararla üretim yapan tüm firmalarımızı Çukurova Yalıtım çatısı altında birleÅŸtirdik. Åžu anda Çukurova Yalıtım olarak shingle, membran, EPS ürünleri, drenaj levhası, CTP levha ve alçıpan profil üretiyoruz. Yapı Teknik Grubumuzun toplam cirosunun yüzde 75’ini Çukurova Yalıtım firması oluÅŸturuyor...”

En hızlı büyüyen 18. ÅŸirket seçildik
“Bu yılın baÅŸlarında Çukurova Yalıtım olarak TOBB öncülüÄŸünde, TEPAV iÅŸbirliÄŸiyle belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 ÅŸirketi listesinde 18. sırada olmamız bizleri oldukça gururlandırdı. Bu sıralamaya girmemizde, Endüstri Mühendisi olan kızım Gülperi Yurt’un payını yadsıyamam. Åžirketimizde Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalışan kızım, firmamızın ikinci jenerasyonunu temsil ediyor. Tabii o jenerasyon iÅŸlere farklı bir gözle bakıyor. Yaptıkları bu çalışma sonucu böyle bir sonuç ortaya çıktı. Bu gibi haberler de toplumun ilgisini çekiyor, firmanın kurumsallaÅŸma sürecine, bilinirliliÄŸine katkı saÄŸlıyor. Ummadığımız yerlerden tebrik mesajları alıyoruz. ISO’nun yayınladığı ‘Türkiye’nin Ä°kinci 500 Åžirketi’ arasında yer almamız da bu ÅŸekilde oldu. Bu çalışmalarımızın pozitif etkisini görüyoruz...”

Hep emekçilerle birlikteydim
“Çiftçilik yapan bir aileden geliyorum. Kendim de bu iÅŸi çocukluk ve gençlik yıllarımda aileme yardım maksadıyla yaptım. Kiraladığımız tarlalarımızda her ilkbahar ve sonbaharda Hatay’dan, Diyarbakır’dan veya Urfa’dan insanlar gelir çalışırlardı. Ä°skenderun Demir Çelik Fabrikası’nda yaklaşık iki yıl iÅŸçi olarak, teknisyen olarak çalıştım. Mühendis olarak da yıllarca ocaklarda, ÅŸantiyelerde çalışanlarla birlikte oldum. Yani çocukluÄŸumdan beri hep çalışanlarla, emekçilerle birlikteyim. Çalışanların duygularını az-çok tahmin edebiliyorum. Ben kendimi patron olarak görüp ayrı bir yerde konumlandırmam. Çalışanlarımı arkadaÅŸ olarak görürüm. Çalışma arkadaÅŸlarımdan açık, samimi ve berrak olmalarını, ayrıca çalıştıkları müddetçe iÅŸlerine odaklanmalarını beklerim. Ä°ÅŸ süresince iÅŸten baÅŸka bir ÅŸey düÅŸünmemelerini arzu ederim. Çünkü baÅŸarı orada yatıyor...”

7/24 çalışırım
“Hayatımda iÅŸ dışında pek bir uÄŸraşım yok. Çalışmaktan çok keyif alıyorum. Sporu, yapmaktan ziyade, seyretmesini seviyorum. Ä°yi bir BeÅŸiktaÅŸ taraftarıyım. Fırsat bulursam maçlara da gidiyorum. 7/24 çalışan bir patronum. Saat 5 buçukta kalkar ve 8’den önce iÅŸyerine gelirim. 8’den sonraya kaldığım zaman kendimi suçlu hissediyorum. Ama maalesef son 1-2 yıldır trafikten dolayı iÅŸe geliÅŸim 8’i biraz geçiyor. AkÅŸam da genelde 8’e kadar çalışırım. Gündelik iÅŸlerin yanında ağırlıklı olarak üretim ve yatırımlara odaklanıyorum. Belki geleneksel iÅŸ yapma yöntemlerini izlediÄŸimden, dijitalizasyona tam adapte olamadığımdan, genç kuÅŸakların teknolojiden yararlanarak daha çabuk yaptıkları iÅŸleri biraz geç yapıyor olabilirim ama bizim yöntemlerimiz de yadsınamaz tabii...”

Kurumsal bir yapı bırakmak istiyorum
“Biz çekirdekten, esnaflıktan geldik... Yıllarca piyasanın ilkel koÅŸullarıyla hareket ettik. Kayıt dışı ve enflasyonlu ortamlarda yaÅŸadık. Åžu andaki amacımız ise bizden sonra gelecek nesle kurumsal bir yapı ve daha rekabetçi bir ürün yelpazesi bırakmak. ‘Sanayi 4’ denilen tam otomasyona sahip üretim tesisleri kurmayı hedefliyoruz. Çocuklara böyle bir üretim tesisi bırakmayı hedefliyoruz...”

Derneklere pek güvenmiyorumÇukurova Yalıtım Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Abdullah Yurt
“Açıkçası derneklere güvendiÄŸimi pek söyleyemem. Derneklerdeki yönetici kiÅŸiler maalesef kamu yararından çok, kendi firma menfaatleri doÄŸrultusunda halkı, sektörü ve kamu kurumlarını yönlendirmeye çalışıyorlar. GeçmiÅŸte birçok derneÄŸe üyeydik fakat ÅŸu anda firma olarak sadece EPSDER’e üyeliÄŸimiz var...”

BaÅŸarılarımızı çalışarak elde ettik
“Sahip olduÄŸumuz her varlığın her kuruÅŸunu alın terimizle kazanmışızdır. BoÄŸazımızdan helal olmayan bir ÅŸey girmiÅŸse bilmeden girmiÅŸtir. Allah korkusu olan insanlarız. Tüm baÅŸarılarımızı çalışarak elde ettik. Hiçbir devlet ihalesine girmem, kamu kurumlarıyla ve belediyelerle çalışmam. MüÅŸteri portföyümü özel sektör oluÅŸturuyor. Yaygın satış taraftarıyım. Distribütörden ziyade yaygın bayilik vererek çalışmayı tercih ederim. Bine yakın bayimiz var. Hiçkimseden teminat talep etmemiÅŸimdir. Buna raÄŸmen batağımız da yok denecek kadar azdır. Çünkü müÅŸterimi yakından tanıyorum, iyi analiz ediyorum ve yaygın çalışıyorum. Yani baÅŸarımızın temelinde iÅŸe düÅŸkünlüÄŸümüz, iÅŸe yakın olmamız ve iÅŸin içinde olmamız var...”

İki taraf da mutlu olmalı
“Uzun yıllar bayilik yaptığım için üretici firmaların zaaflarını da yakından biliyorum. Özellikle uluslararası firmalarda yönetici pozisyonuna gelen insanların firmaları yanlış yönlendirdiÄŸini görüyorum. Patronun iÅŸten uzak olduÄŸu firmalarda bunlar sık yaÅŸanıyor. Patronun iÅŸin içinde olduÄŸu firmalarla daha iyi frekansımız tutuyor ve çok daha rahat çalışabiliyoruz. Bayi ve üretici firma arasında hassas bir iliÅŸki vardır. Ä°ki taraf da mutlu olmalı, para kazanmalı. Bir taraf kazanıyor, bir taraf kazanmıyorsa o iÅŸ saÄŸlıklı yürümez...”

Çizgiden sapılmamalı
“Allah, insanı yaratırken herkese bir meziyet, bir karakter veriyor. Her insanında doÄŸumundan itibaren yaÅŸadığı olaylarla bir hayat çizgisi, bir felsefesi oluÅŸuyor. Benim tavsiyem, iyi günde de, kötü günde de gençlerin bu çizgiden sapmamaları. Sapan insanların akıbeti pek hayırlı olmuyor. Sapmayan insanlar bir ÅŸekilde tekrar doÄŸru yolu buluyorlar. Türkiye’de ciddi krizler yaÅŸadık. Bir firmanın batmasına yetecek her ÅŸeyi gördük. 2001’de çok büyük paralar batırdık ama çizgimizden sapmadık. Çizginden sapmıyorsan, samimiyetinden uzaklaÅŸmıyorsan ve dürüst oluyorsan iÅŸler bir müddet sonra yoluna giriyor. Mesela 2001 krizinde, Gebze’deki maÄŸazamızda 8 ay boyunca hiç ikinci kattaki ofisime çıkıp oturmamıştım; hep giriÅŸteki masada oturur, alacaklı kapıdan girer girmez iÅŸin başında olduÄŸumu görsün, alacağını bir müddet sonra tahsil edebileceÄŸini anlasın isterdim...”

Mevcut binaların rehabilitasyonu ciddi bir pazar
“Ä°nÅŸaat sektörü genel olarak iyi gidiyor, yalıtım sektörü ise ondan daha iyi bir durumda. Çünkü yalıtım alanında Türkiye’nin çok açığı var. Mevcut binaların rehabilitasyonu bile büyük bir pazar. Dolayısıyla gelecek on yılın sektör açısından gayet iyi geçeceÄŸini tahmin ediyorum. Tabi dünyada siyasi geliÅŸmeler de farklı geliÅŸiyor. Neyin ne olacağını bilemiyoruz ama Suriye’nin, hatta sadece Halep’in ıslahı bile Türkiye’deki yalıtım sektörünü doyuracaktır. Onun için bu suni savaÅŸların sona ereceÄŸini, taÅŸların yerine oturacağını ve bunlardan ülke olarak yararlanacağımızı düÅŸünüyorum...”


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Tolga Ceylan; 'Bonus Yalıtım, Sektörünün % 100 Yerli Sermayeli Öncü Kuruluşudur'

Bonus Proof ile Yılın Su Yalıtımı Ödülü'nü kazanan Eryap Grup Yalıtım Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Tolga Ceylan de...
22 AÄŸustos 2024

Emre Soydan; 'Qis Yapı Kimyasalları Samsun Tesisimiz Karadeniz'in Yalıtım Üssü Olacak'

9 yılı aşkın süredir deneyimli ve uzman kadrosu ile hizmet veren QIS Yapı Kimyasalları, ürettiği kaliteli ürünler, uygulamalarda aktardığı doğru çözüm...
22 AÄŸustos 2024

'Pasif Yangın Koruyucu Bostik ürünleri, alev yayılmasını önleyerek insan hayatını ve yapıları korur'

BOSTİK, Yangın koruyucu sistem çözümleri ile Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'de, Yılın Yangın Yalıtımı Ürünü Ödülü'nü kazandı. Teknik Müd...
20 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.