E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

2016 Nasıl Geçti, 2017'de Ne Olacak?

2016 Nasıl Geçti, 2017'de Ne Olacak?

4 Nisan 2017 | DOSYA
154. Sayı (Ocak 2017)

İlkini geçen sayımızda yayınladığımız ve sektörde faaliyet gösteren firma-dernek temsilcilerinin 2016'yı değerlendirip, 2017 ve sonrasıyla ilgili öngörülerini özetledikleri "Yılsonu Değerlendirme" dosyamızın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz...

F. Fethi Hinginar
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı

“2017’ye Umutla Bakıyoruz”


“Son dönemlerde gerek dünya genelinde ve yakın bölgemizde, gerekse ülkemizde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle inşaat malzemesi sektöründe maalesef beklenen olumlu gelişmeler yaşanamadı. 21 milyar doların üzerinde olan inşaat malzemesi sektörü ihracatı 2015’te 17 milyar dolara geriledi ve ihracatımızdaki gerileme 2016 yılında da kademeli olarak devam etti. Bu ülkenin sanayicileri olarak, yarattığımız her birim katma değer ile ulusal büyümede büyük bir rol oynuyoruz. 2015’e kadar Türkiye ihracatının gerçek şampiyon sektörüydük. Bölgesel gelişmelerin yanı sıra hedef pazarlardaki ekonomik durağanlıklar ya da gerilemeler de sektörümüzü oldukça etkiledi. Türkiye İMSAD olarak 2016 yılında sektörümüzü bilgilendirme, sektörde geleceğe dönük yenilik, inovasyon ve verimlilik konularında, standart ve yasal eksikliklerin tamamlanmasında öncü rolümüze ağırlık vermeye çalıştık. Sektörde bir ilk olarak uluslararası boyutta bir konferans düzenledik. Modernleşme çağında yapılar da şehirler de teknolojiyle ve teknolojinin getirdikleriyle entegre hale geliyor. Gelecekte akıllı yapılaşma ve şehirleşme ile birlikte sürdürülebilir yapılar, enerji tasarruflu yapılar, sıfır enerjili yapılar inşaat sektörünün ana gündem maddeleri arasında daha geniş bir yer alacak. Biz de geleceğin bu gündemini öngörerek bu yıl 13-15 Ekim 2016 tarihleri arasında Türkiye’de ilk kez, Türkiye İMSAD organizasyonuyla SBE Konferansları serisinin İstanbul ayağı SBE16 İSTANBUL Konferansı’nı ‘Akıllı Metropoller/Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Şehirler için Entegre Çözümler’ temasıyla gerçekleştirdik. Türkiye İMSAD olarak, AB ülkeleri gibi üyelerimizle birlikte emisyon salımımızı 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltma sözü verdik”.

İbreyi yukarıya çevirebilecek potansiyele sahibiz
“Yaşanan darbe girişimi sonrası genel ekonominin etkilenmesi sektöre de yansıdı. Özellikle kentsel dönüşüm çalışmalarında beklenen hıza ulaşılamadığını görüyoruz. 2017 yılında kentsel dönüşüm yasal altyapısının hızla revize edilmesi ve tam işler hale getirilmesi çok önemli oldu. İnşaat malzemesi sanayicileri olarak ibreyi tekrar yukarı yöne çevirebilecek potansiyel ve kapasiteye sahibiz. Özellikle ihracatımızı 5-10 yıl gibi kısa bir sürede 2-3 katına çıkarabilecek bir sektörüz. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, sektör olarak bu gücü ve vizyonu kendimizde görüyoruz. Gelişmeleri fırsata çevirmeliyiz, dış pazarda birlik ve beraberlik göstermeli, paydaş sektörler olarak ortak hareket etmeli, daha gerçekçi hedeflerle yol haritamızı belirlemeliyiz. 2017 yılında inşaat sektörünün sağlıklı çalışması için gerekli olabilecek hazırlıklar konusunda kamu ve özel sektör işbirliğinin artırılması, sektörün tüm diğer paydaşları ile ortak çalışmaların yoğunlaştırılması hedeflerimiz arasında”.

Yüzde 7,4 büyüdü

“Türkiye İMSAD olarak, her ay düzenli gerçekleştirdiğimiz sektör raporunun kasım ayı sonuçlarında ortaya çıkan yapı ruhsatlarındaki artış, sektör olarak bizleri gelecek dönem için umutlandırdı. Konut sektöründe yeni projelerin başlayacağına işaret etti. Rapora göre, 2016 yılı ilk dokuz ayında alınan yapı ruhsatlarının metrekare bazında yüzde 6,1 artarak 143.5 milyon metrekareye ulaştığı ortaya çıktı. Tüm olumsuz gelişmelere karşın 2016’yı kayıp yıl olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Bir durağanlaşma dönemi olarak adlandırabiliriz. TÜİK’in milli gelir hesaplamalarında yaptığı revizyonla birlikte inşaat sektöründe yüzde 7,4 büyüme gerçekleştiğini görüyoruz. Her ne kadar üçüncü çeyrekte inşaat sektörü büyümesi yüzde 1,8’de kaldıysa da, bildiğiniz gibi ilk iki çeyrekte -özellikle de ikinci çeyrekte- yakalanan büyüme ivmesi bu artışta etkili oldu”.

Hedef, temiz enerji olmalı

“Türkiye’nin mevcut yapı stoğunun yalıtım açısından gelişmiş ülke standartları ve hedeflenen enerji verimliliği açısından çok geride olduğu hepimizce biliniyor. Mevcut ısı yalıtım standartlarımız da maalesef AB standartlarının çok gerisinde. Hatta 2013 yılında revize edilen TS825 Isı Yalıtım Standardı dahi maalesef zorunlu standart olarak yayınlanmadığı için ciddi enerji kayıpları söz konusu. Daha iyi bir ısı yalıtım standardı oluşturulacağı söylenmesine rağmen hiçbir ilerleme sağlanamadı. Bu standardın bir önce zorunlu hale gelmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın harekete geçmesini bekliyoruz. Kaldı ki, AB 2019 yılından itibaren tüm yeni yapılarda sıfıra yakın enerji tüketen yapılar yapılmasını zorunlu kıldı (nZEB).  Bizlerin de enerji verimliliği konusuna daha büyük önem vermesi şart. AB’deki gelişmeleri de yakından takip etmekte olduğumuzdan, AB’de önümüzdeki yıllarda 2030 yılına kadar uygulanacak politikalar da büyük önem taşıyor. Örneğin, AB artık sadece binalarda ‘Enerji Verimliliği’ni değil, binalarda ‘Temiz Enerji’ kullanımını da hedefine aldı. Bizim de gündemimize enerji verimliliği kadar, hatta daha da önemli hale gelen ‘Temiz Enerjili Evler’ konusunu taşımamız gerektiğini düşünüyoruz. 2017 yılı için bu konularda da çalışma yapmayı planlıyoruz”.

2017’ye umutla bakıyoruz

“2017 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 3-3,5, inşaat sektörünün ise yüzde 5-6 seviyelerinde büyüyeceğini öngörüyoruz. İnşaat, Türkiye’nin temel ve lokomotif sektörü. Ekonomiyi ayakta tutuyor. Tutmaya da devam edecek. Perakendeden hizmet sektörüne kadar zincirleme olarak birçok sektöre doğrudan etki ediyor. İnşaat malzemeleri sanayi Türkiye’nin en güçlü sanayi kollarından biri. Son dönemde yaşanan gerilemelere karşın hala Türkiye’nin en yüksek ihracat yapan ve ülke ekonomisine en çok katma değer sağlayan sektörü. İnşaat sektörü büyüdükçe beraberinde ekonomiyi de büyütecektir. Biz, inşaat malzemesi sanayicileri olarak 2017 yılına umutla bakıyoruz”.
“Kentsel dönüşüm süreci iç pazarda sektöre bir canlılık katıyor. Bu önümüzdeki dönem de devam edecek. Öte yandan hükümetimizin son dönemde ekonomiyi canlandırmak için açıkladığı tedbirler ve teşvik paketleri de yeni yatırımlara vesile olacak. Bu da inşaat sektörüne hareketlilik kazandıracak. Öte yandan inşaat sektörü için özellikle son iki yıldır Afrika mevcut pazarlara eklendi. Sahra Altı Afrika’daki ülkelerin neredeyse tamamı çeşitli büyüklükte inşaat potansiyeline sahip. Türk inşaat malzemeleri sektörünün özellikle odaklandığı Etiyopya, Gana, Mozambik, Kamerun ve CEMAC ülkeleri, Kenya, Nijerya  ile Angola. Bu ülkelerde hem altyapı hem de üst yapı inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Pek çok yeni proje ihalesi hazırlanıyor ve açıklanıyor. Bunların arasında özellikle konut projeleri, turizm ve sosyal tesisler, yol, köprü, baraj projeleri ilgi alanımızda bulunuyor”.
“Dış pazarda Rusya ve İsrail gibi ülkelerle ile ilişkilerin normalleşmesi, İran’a ambargoların kalkması gibi gelişmeler de önümüzdeki dönemde sektörümüze olumlu yansıyacak. İran’da ciddi yatırım projeleri var. Sektör olarak bu projelerde yer almayı arzuluyoruz. İnşaat sektörü ve gayrimenkul sektörü ‘dinamo sektörler’. İnşaat sektörünün canlanması, inşaat malzemesi sanayiinin yanı sıra zincirleme olarak birçok sektöre de etki ediyor”.


Nazım Yavuz
ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı

“2016 Çok İyi Bir Yıl Olmadı”


“ÇATIDER olarak 2016 yılında çok önemli uluslararası etkinliklerde yer aldık. 26-29 Ekim tarihleri arasında Varşova’da düzenlenen IFD (Uluslararası Çatıcılar Federasyonu) 2016 Genel Kurul Toplantısı’na katıldık. Genel Kurul’a paralel olarak Dünya Genç Çatıcılar Şampiyonası da gerçekleştirildi. ‘Eğimli çatılar’, ‘su yalıtımı’ ve ’metal kaplama’ dallarında yarışma yapıldı ve ödülleri verildi. Önümüzdeki sene biz de katılmayı planlıyoruz. Türkiye’de bir ilke imza atarak, on-line ‘Yapı Okulu’ projesini hayata geçiriyoruz. Çalışmalarını uzun bir süredir yaptığımız projeyi tamamlamanın mutluluğu içindeyiz. Bu proje meslek okulu ve üniversite öğrencileri, çatı ustaları ve meslek grupları için kılavuz okul niteliği taşıyor. ÇATIDER tarafından çatı kaplama malzemeleri konusunda standart detaylar oluşturmak ve sektördeki yanlış uygulamaların önüne geçmek amacıyla titiz bir çalışma sonucunda oluşturulan ‘Çatı Kaplama Malzemeleri Uygulama Detayları’ kitabının genişletilmiş ikinci baskısını yayına hazırladık. Kitap, Türkiye’de çatı uygulamaları konusunda tek ve en kapsamlı referans kaynağı olup, ‘konut’, ‘ticari’ ve ‘endüstriyel’ yapılarda kullanılan tüm çatı kaplama malzemelerinin uygulama detayları 2 bölüm ve 15 alt başlıkta yer alıyor. Kitabın yeni basımında, Bitüm Esaslı Teras Çatı Kaplama Malzemeleri, PVC ve TPO Esaslı Çatı Kaplama Malzemeleri ve Gazbeton Çatı Plakları bölümleri de eklenerek kapsamı genişletildi.
Çatı ve cephe sektöründeki yeni teknoloji ve uygulamaların ele alındığı Çatı ve Cephe Sempozyumu’nun 8.’sini, 2-3 Haziran 2016 tarihlerinde Mimar Sinan Üniversitesi’nde düzenledik. Ana teması ‘Çatı ve Cephe Sistemlerinde Yangın ile Rüzgâr Güvenliği’ olan sempozyum, Türkiye’de çatı ve cephe sistemleriyle ilgili süreçlerde yer alan tasarımcılar, malzeme üretici ve dağıtıcıları, uygulamacılar, araştırmacılar ve ilgili diğer meslek gruplarını buluşturdu. Yine 2016‘da Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamında yürütülen ürün geliştirme projesi MULTİTEXCO başarıyla tamamlandı. Yapısal tekstil ürünlerinin geliştirmesini amaçlayan MULTİTEXCO projesinin ortakları arasında ÇATIDER de yer alıyordu. MULTİTEXCO projesi kapsamında 12 ortağa sahip 5 farklı üye ülkeden 5 dernek, inşaat sektörü için yeni nesil çok işlevli teknik tekstillerin geliştirilmesi ve uygulanması amacıyla biraraya geldi. Proje, söz konusu derneklerin üyesi olan KOBİ’lerin ihtiyaçlarını tanımlayarak, yeni akıllı tekstillere daha verimli, daha etkin ve daha karlı bir şekilde erişilebilmelerini sağlamayı amaçlıyordu. 2016 yılında da üniversitelerin mimarlık fakültelerinde gerçekleştirdiğimiz Çatı Kaplama Malzemeleri ve Çatı Sistemleri Uygulamaları eğitimlerine devam ettik”.

Önceliğimiz eğitim olacak
“2017 yılında da önceliğimiz eğitim olacak. Önceliğimiz on-line Yapı Okulu’nu daha da genişleterek, yeni bölümler eklemek, meslek gruplarınca tercih edilir bir nitelik taşımasını sağlamak. ÇATIDER olarak Türkiye’de 2017 nisan ayında Genç Çatıcılar yarışması düzenleyerek, Uluslararası Çatıcılar Federasyonu’nun düzenlediği ‘Dünya Genç Çatıcılar Şampiyonası’na katılacağız. Bunun yanı sıra sektörel sorunlara değinmek ve bu konularda farkındalık yaratmak, yine önceliklerimiz arasında olacak. Sektörün ilerlemesi, ihracat ve pazar payının artması, dünya pazarlarında söz sahibi olması için çalışmalarımız devam edecek”.
“Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı darbe teşebbüsü nedeniyle durağan bir piyasa ortamı yaşadık. Piyasa, Eylül ve Ekim aylarında tekrar normalleşmeye başladı ancak Kasım ayı gibi dolarda yaşanan hareketlilik tekrar sektörü biraz yavaşlattı. 2016 çok iyi bir yıl olmadı. 2017’nin de benzer bir yıl olacağını düşünüyoruz. Tabii ki gönlümüz daha iyi bir yıl olmasından yana. Ancak çok büyük bir artış beklemiyoruz. Eğer Irak ve Suriye pazarları normalleşirse o zaman ciddi hacimler yapabileceğimize olan umudumuz fazla. Oralarda özellikle iş yapma potansiyelimiz yüksek. O bölgede savaş tehdidinin bitmesi sektörün önünü açacak”.

Ümit Güneş
EPS Sanayi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

“Mücadelemiz Devam Ediyor”


“2016’da ülke olarak o kadar çok olumsuzluğu aynı zaman diliminde yaşadık ki bunlardan etkilenmeyen bir kurum ve sektör düşünemiyorum. Zaten zor bir ekonomik dönem sürerken, yanı başımızda süren bir savaş, bu da yetmiyormuş gibi terör hem içeriden hem dışarıdan yüklendi. Darbe kalkışması, hainlerin ekonomiye verdiği zarar, tüm Türkiye’nin malumu. Dövizde ve hammaddede yaşanan kur yükselişleri de bizleri etkiledi, şu an tüm fabrikalarımız kapasite altı çalışıyor. Buna ilave olarak bizi en çok etkileyen Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in içeriğinde yapılan değişiklikler oldu. Bu yönetmelik ile bilgi kirliliği yaratan bazı rakip sektörlerin algı yönetimi ve haksız rekabet unsurlarını biraraya getirmesi ve bunu ilgili kamu birimlerine inandırması ile tüm itirazlarımıza, bilimsel ve deneysel ispatlarımıza rağmen bizim sektörümüzü de olumsuz etkileyen değişiklikler oldu. Sırf bu dönem içerisinde 6 sektör fabrikası bu olaylardan etkilenerek kapandı ve onlarca çalışanımız işsiz kaldı. Bu konuyla ilgili savaşımız ve mücadelemiz devam ediyor”.
“2016’da rutin faaliyetlerimizin yanında tüzük değişikliğiyle yönetim biçimimizi değiştirdik. Üyesi olduğumuz EUMEPS ile ilişkilerimizi güçlendirdik. PAGEV ve TOBB’a üye olduk. Üye sayımızı artırdık. TSE çalışmalarına katkı sağladık ve EPS asmolen ile teknik onaya gidilerek rehber doküman hazırlandı. Bu çerçevede ilgili yangın dayanım testleri tarafımızdan yaptırıldı ve üreticilerimiz G işaretlemesine gittiler. Ayrıca 5. Geofoam Kongresi’nin önümüzdeki yıl Türkiye’de yapılmasını sağladık”.

2017’nin ikinci yarısından umutluyum
“2017 yılının ilk yarısı için sektörümüz adına 2016 yılında yaşadığımız sıkıntıların katlanarak artacağı düşüncesindeyim. Çünkü önümüzde yine seçimler ve referandumlar olacak. Diğer yandan dünyada ekonomik ve siyasi olarak çalkantılar devam ediyor ve Suriye’de süren savaşın nerelere varacağı meçhul. Ancak 2017 ikinci yarısı için umutluyum. Hükümetimizin ekonomik tedbirleri, yeni teşvik katkıları ve inşaat sektörünün lokomotifliğine olan inancı ile bizi umutlandırıyor. Tabi ki öncelikle bizim açımızdan Danıştay’da devam eden davamızın bizler açısından olumlu bitmesi umudu bizim için önemli. 2017 yılından bir beklentimiz de bürokraside daha bilgili ve her sektöre eşit yaklaşan insanların gelmesidir; ki bu sektörümüzün ve ülkemiz yararınadır”.

Rantsal dönüşüm devam ediyor
“İnşaat alanında İstanbul’da yeni yapılaşma çok hızlı devam ediyor ve bu yapılaşma halen yukarı doğru gidiyor. Bu da yeşili ve sosyal alanları yok ediyor. Kentsel dönüşüm hala ‘rantsal dönüşüm’ olarak devam ediyor. Fakir semtlerde kentsel dönüşüm çok azken zengin semtlerde inanılmaz bir hız hakim. Deprem riskinin arttığı bir dönemde buna yeni bir bakış açısı getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yalıtım sektörü ise hedeflenen metrekare üzerinde istediği noktalara gelemedi. Tabii ki bunda biz sektör temsilcilerinin çok büyük payı var. Bir kere sektör çok doğru çalışmıyor ve her branşta inanılmaz kalite yanlışlıkları ve bilgi kirliliği var. Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes ayrı bir lobi faaliyeti içinde. Firmalarca beyan edilen bazı teknik değerleri gördüğümde bunlara inanamıyorum. Bu da en çok tüketiciyi aldatıyor ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisine olumsuz etki yaratıyor”.

Şeffaf bir sektör koordinasyonuna ihtiyaç var

“Ülkemizin özelikle yalıtım konusunda bir envanteri yok. Yani hangi yalıtım dalında ne kadar yatırım yapılacak, gereksinim, hammadde iş gücü nedir bilinmiyor. Böyle olunca her yalıtım dalı da kendi doğrularını öne sürüp inanılmaz bilgi kirliliği yaratıyor. Ülke gerçeğini her konuda olduğu gibi yalıtım konusunda da ortaya çıkartmak, bu koordinasyonu oluşturmak için ciddi bir platform oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Bunun da devletimizin bu alanda hizmet edenlerin görevi olduğunu düşünüyorum. Şeffaf bir yalıtım sektörü koordinasyonuna acilen ihtiyaç var, gizli lobi faaliyetlerine değil. 2016 yılı bu anlamda kayıp bir yıldır. Hedeflerin gerisindedir, yanlış ürünlerin empoze edildiği, farklı olayların cereyan ettiği bir yıldı”.

Kalınlıklar artmalı

“Yalıtım sektörü olarak 2017 yılı ve daha sonrası için özelikle yeni teknolojilerin iliklerimize kadar hissedildiği bir yüz yılda, biz de tüm sektör temsilcileri olarak kendimizi bu şartlarda olgunlaştırma devresine girmeliyiz. Elbette fikrim, yeni yalıtım ürünlerinin çıkması ve bunun enerji yoksunu ülkemizde fayda sağlayacaksa arkasında durmamız bilimsel metotlarını ispatı dahilinde gerçekleştirmemiz gerektiği inancı ile yalıtım sektörünün değişerek büyüyeceği yönündedir. Ancak bu, yalıtım yapıyoruz diye yanlış ürünleri kullanacağız anlamına gelmemeli. Ülkemizde öncelikle yalıtım kalınlıklarının artması şarttır”.
“Doğru ve kaliteli üretim şarttır. Yalıtımın sadece ısı ve yangın yalıtımından oluşmadığını bilmemiz gerekir. Ses ve su yalıtımı ihmal edilmemesi gereken konulardır. Ve tabii ki ülkemizde pek bilinmeyen deprem yalıtımı. Deprem ülkesi olduğumuz gerçekliği önümüzdeyken buna ülke olarak duyarsız kalıyoruz”.

Kemal Çolakoğlu
BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı

“Beklentimiz, Su Yalıtım Yönetmeliğinin Yayınlanması”


“Derneğimiz, su yalıtım sektöründe faaliyet gösteren tüm polimer bitümlü örtü üreticilerini aynı çatı altında toplamak amacıyla kurulmuş bir dernek. Kuruluşumuzdan itibaren Türkiye’de Avrupa Birliği standartlarına uygun üretim yapılmasını sağlamayı hedefledik. 2016 yılında da bu amaç doğrultusunda çalışmalarımız devam etti. Ayrıca yıl içinde ülkemizin önemli bir eksiği olan ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin yayınlanması konusundaki çalışmalar önemli bir ivme kazandı. Bu yıl dernek olarak, yeni hazırlanan ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin hazırlık komisyonlarında görev alarak, sektörün ortak çalışmalarına katkıda bulunduk. Ayrıca üye sayımızın artması konusunda yaptığımız çalışmalar sonucunda derneğimize yeni üye katılımları oldu. Yarattığımız bu sinerji ile özellikle kalite ve denetim konularında TOKİ ile ortak bazı işbirliği çalışmaları başlattık ve olumlu gelişmeler yaşadık. Bu gelişmelerle ilgili inşaat sektöründe önemli bir karar mekanizması olan müşavir firmaların temsilcilerine, kalite ve denetimle ilgili bilgilendirme seminerleri yaptık”.
“BİTÜDER’de son dönemde yeni bir yapılanmaya giderek CE kalitesi ile standartlara uygun üretim yapan tüm membran üretimi ve haksız rekabetin önlenmesi kapsamında etkin çalışmalara başladık. 2016 yılında ağırlıklı olarak sektör paydaşlarına yönelik bu konularda bilinçli ve seçici olma konusunda iletişim faaliyetlerimiz oldu. Halihazırda üye sayımız itibariyle pazarın yaklaşık yüzde 70’ini temsil ediyoruz. Derneğin daha fazla polimer bitümlü su yalıtımı üreticisinin kapsamaya çalışılacağını, sektördeki tüm üreticilerin temsil edilmesinin amaçlandığını, bu amaçla üreticilerin sorunlarını ele almak için 2017’de daha fazla sayıda sanayicinin BİTÜDER çatısı altında buluşarak, problemlerin çözümü için hep birlikte çalışılacağını arzuladığımızı vurgulamak isteriz. Fakat bütün bu çalışmaların üzerinde, kamu otoritesinden beklediğimiz, ülkemizin yapı sistemine uygun bir ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin yayınlanmasıdır. Bu mevzuat, hem kaliteli üretim, hem doğru uygulama, hem de haksız rekabet vb. konuların çözümü olacağına dair inancımız tamdır. Biz de BİTÜDER olarak bu kapsamda üzerimize düşen bir görev olarak BİTÜDER Kalite Onay Sertifikası çalışmasını başlattık. Altyapı çalışmaları devam eden bu projede piyasadaki tüm membran ürünlerin dernek çatısı altında bir otokontrol sistemi ile denetlenerek, tüketiciye (ve işverene) daha güvenli ürün tedariği konusunda pratik bir yöntem sunmak istiyoruz. 2017 yılında bu çalışmayı da tamamlamayı amaçlıyoruz”.

Konutların yüzde 85’inde su yalıtımı yok

“Türkiye genelinde 19 milyon konutun yüzde 85’inde su yalıtımı yok. Neredeyse tamamı deprem kuşağında olan ülkemizde, bina güvenliğindeki etkisi tartışılmaz olan su yalıtımı eksikliğinin neden olabileceği sonuçlar üzerinde hepimizin durup düşünmesi ve bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor”.

Kentsel dönüşüm bir fırsat
“Bildiğimiz gibi 2016 yılında küçülme yaşanmayıp, büyüme kaydeden ender sektörlerden biri inşaat sektörü. Kentsel dönüşüm bu kapsamda önemli bir adım oldu. Su yalıtımı eksikliği nedeniyle korozyonun binalar üzerindeki yıkıcı etkisini bertaraf edebilmek için su yalıtımının zorunlu bir uygulama haline getirilmesi gerektiğini her platformda dile getiriyoruz. Kentsel dönüşüm, eski hataların tekrarlanmaması ve güvenli binalar inşa edilmesi yolunda Türkiye için kaçırılmaması gereken bir fırsat. Kamu otoriteleri ve STK’ların ortak çalışmasıyla en kısa sürede ihtiyaçlara cevap veren mevzuat ve yönetmelikler çıkarılarak su yalıtımının zorunlu hale getirilmesi gerekliliğini yineliyoruz”.
“Tüm inşaat sektöründeki büyüme beklentilerinin paralel olarak yalıtım sektöründe, dolayısıyla su yalıtım sektörüne de yansımasını bekliyoruz.  Su yalıtımı uygulamasının Türkiye’de tüm binalar için zorunlu olması adına çalışmalar yapan BİTÜDER, can ve mal güvenliği için mutlaka tüm binalara su yalıtımı yaptırılması gerektiği konusunda uyarıyor. Aksi takdirde dönüşüm kapsamında yenilenen yapıların da bir süre sonra korozyon sebebiyle güvenli yapı ve konfor şartlarını kaybedebilir. Kentsel dönüşüm devam edecek, riskli ve çürük yapıların yenilenmesi sürecinde geçmiş hatalardan ders almak önem taşıyor. Bu amaçla inşaat sektörü ve yalıtım sektöründeki tüm paydaşların, bundan böyle hızlı ve rakamsal büyümenin yanı sıra niteliksel olarak daha kaliteli malzeme, sağlıklı uygulama ve güvenli bina konseptini hedef edinmesi gerekiyor. Kısaca hızlı ve hacimsel büyümeye paralel olarak kalite açısından iyileşme gözardı edilmemeli. Küresel rekabette Türkiye olarak yerimizi almamız için sektörler arasında elbirliği ve işbirliği kaçınılmaz”.

Celal Kocaoğlu
Tepe Betopan Satış ve Pazarlama Direktörü

“2016’yı Başarılı Geçirdik, 2017’den de Umutluyuz”


“2015 ve 2016 yılı, belirsizlikler anlamında birbirine benzerlik gösterdi. Mikro ve makro düzeydeki siyasi gelişmelerin sürmesi, ihracatta hedef pazarımız olan yakın coğrafyadaki ülkelerle ilgili hedeflerimizde revizyonlar yapmamıza neden oldu. Özellikle ihracatta stratejilerimiz ve hedef pazarlarımızda değişiklikler yaşadık. 2016 yılı ocak ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi ağırlıklı ortalama olarak yüzde 1,8 arttı. 2015 yılı boyunca dalgalanma gösteren ve ağırlıklı ortalama olarak yüzde 0,7 büyüyen sanayi üretiminin 2016 yılında görece olarak daha iyi olduğunu gördük. Bir yandan yapı ruhsatı sayısında daralma var, ancak konut satışları umut verici. Bizim içinse 2016, Betopan ve TepePAN fabrikalarımızda istikrarı devam ettirdiğimiz, kapasite artışı ile büyüme hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz bir yıl oldu. Kısacası 2016 yılı Tepe Betopan ailesi için başarılı geçti. 2017 yılı için de benzer büyüme hedefleri planlıyoruz”.

Liderliğimizi devam ettirmeyi hedefliyoruz
“2014 yılında 32 milyon dolarlık yatırımla, 65 bin m2lik alanda faaliyet gösteren TepePAN fibercement yatırımımızın kapasitesini artırarak, sektör liderliğimizi devam ettirmek, öncelikle hedeflerimiz arasında. Sektöre hızlı ve güçlü şekilde giren TepePAN için yeni fikirler ve yatırımlar önümüzdeki dönem için gündemimizde olacak. Dünyada devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan TURQUALITY-Marka programına dâhil olan firmalar arasında bulunuyoruz. İhracatta hedeflerimiz büyük. Yeni kapasite artışları ile Türkiye’deki marka gücümüzü, küresel pazarlarda da sürdürerek sektörde bu anlamda da lider firma olmayı hedefliyoruz. Ayrıca inovasyon ve Ar-Ge alanında bütçe ve çalışmalarımızı artırarak sektöre ve ülkemize yeni ürünler kazandırmak, önem verdiğimiz hedefler arasında bulunuyor”.

Hedeflerimize ulaştık

“Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 4,8 büyüdü. Bu büyümede inşaat sektörünün katkısı büyüktü. Sektör ilk çeyrekte yüzde 6,6 büyüyerek 2013’teki performansını yakaladı. İnşaat sektörü harcamalarındaki yüzde 8,2’lik büyümede özel sektör yatırımları etkili oldu. Yine 2016’nın ilk çeyreğinde alınan yapı ruhsatları geçen yıla göre yüzde 37,4 artış gösterdi. Konut dışı bina yapı ruhsatlarında da yüzde 16.6’lık bir artış var. Yüzde 0.8’lik büyüme çok büyük ölçüde özel tüketim artışı sayesinde gerçekleşti. Bu artışın başlıca nedeni olarak, ilk çeyrekte meydana gelen yüksek reel ücret artışları görüldü ve ücret şokunun tüketim üzerindeki etkilerinin önümüzdeki seyreden dönemde etkisini azalttı. Özel yatırımlar önceki çeyreğe göre düşüş gösterdi. Yatırım iştahındaki zafiyet kısmen devam ediyor. Bu koşullarda 2016 büyüme oranının tahminler doğrultusunda yüzde 3,4 civarında gerçekleşmesi tahmin ediliyor. Küresel düzeyde bakıldığında düşük olmamakla birlikte, Türkiye’nin özgün koşullarında yeterli değil. Türkiye ekonomisi 2012’den itibaren yüzde 2 ile 4 arasında dalgalanan nispeten düşük bir büyüme trendi izliyor. İnşaat ve bağlantılı olarak yapı malzemeleri sektöründe, jeopolitik risk, kur riski ve yatırımlardaki çekingenliğe rağmen kentsel dönüşüm, enerji performans yönetmeliği, mütekabiliyet yasası gibi sektörü ayakta tutmasını beklediğimiz başlıklarla 2016 yılında hedeflerimize ulaştığımızı söyleyebiliriz”.

Zor bir yıl olabilir

“Kentsel dönüşümün hız kazanması, Enerji Performans Yönetmeliği çerçevesindeki yalıtım metrajlarının artması, yakın coğrafya ülkelerinde olabilecek normalleşme ve yapılaşma ihtiyaçları sektörümüzü beklenenin üstünde bir büyümeye itebilir. Diğer yandan ülke içindeki ve dışındaki belirsiz başlıkların netleşmesindeki süreç belirsizlikleri, özellikle güven endeksinde yıpranma, yatırımda beklemelere yol açabilir ve inşaat sektörü ile bağlı sektörler zor bir 2017 geçirebilir”.


Cem Ercan
Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü

“2017’nin 2016’yı Aratmayacağını
Ümit Ediyoruz


“Emülzer olarak 2016 yılında satış hedeflerimize ulaştık. Bitüm esaslı ürünleri Türkiye’de ilk üreten firma olmamız nedeniyle yine tonaj açısından, ağırlıklı olarak bu ürünlerin satışını yaptık. Ancak ciro açısından su ile şişen bant ve poliüretan esaslı ürünlerin satışı daha fazla katkıda bulundu. 2016 yılında yükte hafif, pahada ağır ürünlerin tanıtımına ağırlık vermemiz, cirosal fayda sağlarken ayrıca birçok prestijli projede değerli firmalara çözüm ortağı olmamıza da olanak sağladı. Emülzer markası, inşaat sektöründe tanınan, talep gören bir marka. Ancak müşterilerimizin bir kısmının, üretmiş olduğumuz diğer yeni ürünleri tanımadığı gerçeğiyle karşılaştık. Bu nedenle, 2016 yılında bayi ve inşaat firmalarına yönelik ürün seminerleri verdik. Bu seminerlerin dönüşü, kısa zamanda satışa yansıdı. Teknik bilgi birikimimizle müşterilerimizin yanında olduğumuzu hissettirmek, firma sadakatini artırmak için de güzel  sonuçlar doğurdu. Sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde, mesleki liselere ve sivil toplum kuruluşlarına sponsor olduk. Su yalıtımında genel olarak kullanılan, ürünlerin tanıtıldığı  Su Yalıtımı sunumları yaptık”. 

Farklı pazarlar bulduk
“İnternet üzerinden erişimde aranan su yalıtım firmalarından biriyiz. Böylece müşterilerimize daha kısa sürede ulaşabiliyoruz. Yeni ürünleri tanıtmak için sosyal medyadan, yazılı ve görsel medyadan daha çok faydalanmayı planlıyoruz. Şantiyelerde hem öğretmen hem de öğrenci gibiyiz. Şantiyeler, ürün geliştirmede, yeni ürünleri müşterilerimize sunmada oldukça önemli alanlar. 2017 yılında satışlarımızı şantiye odaklı yapmayı ve etkinliğimizi daha da artırmayı planlıyoruz. Şantiyelerden gelen talepleri de bayilerimiz kanalıyla satışa döndürmeyi hedefliyoruz. İhracatın artırılmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bu yıl Dubai’de düzenlenen Big 5 Yapı Fuarı’na katıldık. İlgilendiğimiz coğrafyaları biraz daha değiştirerek farklı pazarlar bulduk ve buluyoruz”.
“İnşaat sektöründe yaşanan tüm olumlu ve olumsuz gelişmeler yapı kimyasalları sektörünü doğrudan etkiliyor. 2016 yılında tamamlanıp, kullanıma açılan birçok ulusal ve uluslararası proje, hem ülkemiz adına olumlu sonuçlar hem de ciddi bir pazar meydana getirdi. 2016 yılının tamamlanmasına yakın, dövizde yaşanan hareketlilik, ürün alış fiyatlarını olumsuz olarak etkiledi. Yüzde yüz yerli sermayeli bir kuruluş olmakla birlikte bazı hammaddelerde yurtdışına bağımlıyız. Dövizdeki artış diğer genel giderleri olumsuz yönde etkiledi. Bununla birlikte yabancı üreticiler, bu tür döviz dalgalanmalarından çok daha fazla etkileniyorlar. Döviz bazındaki kârlılıkları daha da azalacak. Vergi öncesi kârlılık düşecek. Bu durum yerli firmalar için bir avantaj gibi görülüyor. Devletin bu konuda ciddi yaptırımları da bulunuyor. Yabancı sermayeli firmalar, bilgi birikimi daha yüksek ürünlere yönelecekler”. 

Kaliteli ürünler tercih edilecek

“Alıcı, ürünün markasına, fiyat/kalite performansına bakıyor. Önümüzdeki yıllarda Ar-Ge’ye yatırım yapan, ürün kalitesi istikrarlı olan, fiyatı kalitesi ile doğru orantılı olan yapı kimyasalları firmalarının ürettiği ürünler tercih edilecek. Genelde, yapı kimyasalları üreticileri, uygulama yapmasa da aslında hizmet sektörü gibi çalışıyorlar. Talep edilen ürünün istenen tarihte ve yerde olması gerekiyor. Sevkiyat sorununu çözen firmaların bayi ve şantiyelerde talep yaratması kaçınılmaz hale geliyor”.
“2008 yılında dünyada yaşanan ekonomik kriz henüz etkisini yitirmedi. Yakın coğrafyada yaşanan savaşlar nedeniyle eskiden ihracat yaptığımız pazarlara ürün veremiyoruz. Bu savaşların bölgesel olarak durması halinde işlerin yoğunlaşacağını tahmin ediyoruz. Birçok olumsuzluğa karşın yatırımlar devam ediyor. Kamu projelerinin devam etmesi, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından daha da önemli. Finans şirketleri ve yatırımcılar, yatırım kararlarını buna göre şekillendiriyorlar. Ekonomik ve politik göstergelerde çok önemli değişiklikler olmazsa 2017’nin, 2016’yı aratmayacağını ümit ediyoruz”.


Daniş Navaro
Monier Yapı Çözümleri, Braas Çatı Sistemleri
Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı

“Yalıtım Bilinci Artarak Devam Edecek”


“Braas olarak, ilk yarısı olumlu, ikinci yarısı daha durgun bir yıl geçirdiğimizi ifade edebilirim. Kendi hedef segmentimizdeki pazar payımızı artırmaya yönelik yoğun çalışmalarla 2016 yılının sonuna gelmiş durumdayız. Bu amaçla Evolution Innotech yüzey kaplama teknolojisi gibi üretim teknolojisine yapılan yatırımlar ve güncel inovasyonlar ile fark yaratmaya başladık. Özellikle nihai tüketiciler nezdinde Braas Çatı Sistemleri ayrıcalığını daha etkin bir şekilde anlatabiliyor; çatı sistemlerinin öncüsü ve lideri olarak ‘bütünleşik bir çatı sistemi’nin faydalarını daha iyi ortaya koyabiliyoruz. Geçtiğimiz yılın sonunda yeni yüzey teknolojisi ile üretilen TegaLModerN için Titanyum Gri ve bu yılın ortalarında da Magma Gri renk alternatifini sunduk. Braas Kiremidi diğerlerinden iki nesil öne geçiren yeni nesil yüzey kaplama teknolojisi Evolution Innotech’in ayrıcalığını 2016 yılının son çeyreğinde Villa kiremit modeline de uygulamaya başladık. Evolution Innotech sayesinde kiremit yüzeyini daha ipeksi ve daha pürüzsüz hale getirerek, Braas kiremit farkının ilk bakışta bile rahatlıkla görülebilmesini amaçlıyoruz.  Geliştirdiğimiz Evolution Innotech, Novo Protector ve portakal kabuğu gibi özgün ve inovatif üretim teknolojilerinin sadece Braas tarafından sunulabiliyor olmasını, önemli bir rekabet avantajı olarak görüyoruz”.

Thermomanto ailesi büyüdü

“Braas olarak, inovatif kimliğimiz ile tüketicilere yenilikçi ürün ve hizmetler sunmak açısından başarılı bir yıl geçirdiğimizi düşünüyorum. Yalıtım anlamında değerlendirecek olursak, ısı yalıtımı ürün gamımızın en önemli çözümü olan Thermomanto ailesi bu yıl biraz daha büyüdü. Yüksek ısı geçirgenlik direnci sağlayan ürünlerimize odaklandık. Kendinden kanallı Thermomanto Sistem’de 8 ve 10 cm’den sonra 12 cm kalınlık versiyonunu öne çıkarttık. Thermomanto Sistem gibi basma mukavemeti çok yüksek ürünler sayesinde ısı köprüsü oluşturmayan çözümler sunuyoruz”.

Evolution Innotech farkı...
“Braas Çatı Sistemleri bu yıl birçok yatırımı hayata geçirdi. Bu yatırımlarla birlikte Gebze tesisimiz, çok farklı üretim teknolojilerine sahip, donanımlı bir fabrika haline dönüşmüş durumda. Böylece tüketicilerimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılamaya devam edeceğimizi umuyoruz. Braas için inovasyon, en temel stratejilerden bir tanesi ve bu anlamda sürekli olarak faaliyetlerimiz devam ediyor. Çok radikal bir yenilik olarak, çimentolu kiremit üretiminde çığır açan Evolution Innotech farkını, ki bu yeni adım dünya çimentolu kiremit sektöründe son 30 yıldır kaydedilen en önemli adımdır, 2017 yılında son kullanıcılar dahil tüm tüketicilerimize daha da etkin bir şekilde açıklamaya adayacağız”. 

Yalıtım bilincinin artacağını düşünüyoruz
“Çatı, yapıların önemli bir alanı. Özellikle eğimlerinin yükselmesi ile birlikte çatılar, yaşam alanı olarak daha fazla kullanılmaya başladı. Bu da kaliteli ürünlerin önemini artırıyor. Ayrıca çatıların enerji verimliliği açısından bir yapıda kritik bir öneme sahip olması da bu süreci destekliyor. Braas Çatı Sistemleri olarak özellikle su ve ısı yalıtımı konusunda da güçlü çözümler sunuyoruz. TUIK verilerine göre ülkemizde konut olarak kullanılan yapıların yaklaşık yüzde 40’ında sızdıran çatı ve yalıtım sorunları yaşandığı ortaya konuluyor. Bunun ülke ekonomisine getirdiği maddi yük gözönüne alınırsa, özellikle enerji ithalatı ve enerji maliyetlerinin sürekli artışı gibi zorluklar da düşünüldüğünde, bu yöndeki uygulamaların önemi daha iyi anlaşılabilecektir. Bunun için de kaliteli ürünlerin yanı sıra mevzuat anlamında güncellemeler, uygulama denetimi, uygulayıcı denetimi ve yetiştirilmesi önem taşıyor. 2017 yılında bu yöndeki çabaların ve yalıtım alanındaki bilincin artarak devam edeceğini düşünüyoruz”.


Emre Gürcan
Knauf Insulation Genel Müdürü


“2017, Belirsizliklerle Dolu Bir Yıl Olacak”


“2016 yılı beklentilerimiz doğrultusunda geçti. İnşaat sektöründe devam eden hareketlilik bize de aynı oranda yansıdı. Piyasaya sunduğumuz çok önemli yeni ürünler olmadı. Ancak asıl yenilikler ihracat satışında oldu. Özellikle Japonya ve diğer Uzak Doğu pazarları için özel ürünler üretmek amacıyla 4 milon Euro’luk yeni bir off-line hat yatırımı yaptık. Bu vesileyle bu pazarlara satışımız ivmeli bir şekilde artıyor. Ayrıca bazı özel üreticiler için iğneleme hattı yatırımı yaptık”.

İhracat payını artırmaya çalışıyoruz
“2017, belirsizliklerle dolu bir sene olacakmış gibi duruyor. Öngörülerimiz ne kadar doğru çıkar, şu anda büyük bir soru işareti. Dövizdeki hareketlilik, inşaat sektöründe oluşmaya başlayan durgunluk ve piyasadaki nakit sıkıntısı bizi hangi ölçüde etkiler, şu anda kestirmek zor. Ancak, 2017’de başarılı olacak firmalar, ihracat payını artıracak olan firmalar olacak. Biz de bu nedenle ihracata çok önem veriyoruz ve toplam üretimdeki payını artırmaya çalışıyoruz. Eğer ihracat oranları artarsa hem iç piyasaya olan bağımlılığımız azalacak, hem de karlılık anlamında olumlu sonuçlar elde edeceğiz”.

Somut adımlar atılacağını umuyoruz
“2016 yılında yalıtım sektöründe maalesef önemli gelişmelere şahit olmadık. Halâ özellikle çatı yalıtımındaki yetersiz yalıtım standartları ve kontrol eksikliği ciddi enerji kaybı yaratıyor. Ecofys ile İZODER çatısı altında yürütülen U değerleri standartları iyileştirmesi projesinde ise devlet tarafında en azından şimdilik yeterince ilgi görmediğini görüyoruz. Gittikçe artan cari açıktaki önemli dışa bağımlı giderlerden biri olan yalıtımın daha fazla önem kazanacağını ve bu konuda somut adımlar atılacağını umuyoruz. Bunun için hem İZODER hem İMSAD gibi sivil toplum örgütlerinin bu konuda daha fazla organize olup, çaba göstermesi faydalı olacaktır. Ayrıca büyük kentlerdeki ses yalıtımı sorunu da yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu konuda bilincin artacağını umuyoruz”.


Erdil Dinçer
Knauf Mantolama ve Çimento Bazlı Sistemler Satış Müdürü

“İnşaat Sektörü Büyüme Potansiyelini Koruyor”


“2016’da ‘Passion for Architecture’ konseptimizle bir takım çalışmalar yaptık. Bu konseptin ısı yalıtımında da etkileri oldu. Isı yalıtımında Knauf olarak dünyadaki nadir örneklerden biriyiz. İki ana bileşen olarak hem harçları, hem de ısı yalıtım plaka tiplerinden olan taşyününü kendi kabiliyetleriyle üretebilen bir yapımız var. Tabi bu bahsettiğim ısı yalıtımında fonksiyonu ifade eden bileşenler. ‘Passion for Architecture’ yaklaşımımızla mimarinin ‘fonksiyonla’ birlikte diğer bileşeni olan tasarım tarafında da yeni yaklaşımlar getirdik. Bildiğiniz üzere ülkemizdeki dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin son yüzeyleri oldukça kısır bir döngüde. Hatta neredeyse pazarın tamamına yakınında ‘mineral kaplamalar’ kullanılıyor. Buna alternatif olarak metrekare 4 kg’lık ağırlığıyla mantolama üzeri doğaltaş çözümümüz olan Sandstone-Design’ı pazara tanıtmıştık. Sandstone-Design 2015 yılındaki Almanya’da aldığı Plus X Awards 2015 Yılının En Yenilikçi Markası ödülüne ek olarak Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde de ödüle layık görüldü. Sektörün bu önemli ödülüne layık görülmek bizi oldukça mutlu etti. Tabii ki yalıtım sonrası yüzey alternatifleri, tasarımcılara tasarım özgürlüğü ve çeşitlendirilmiş alternatifler sunma yaklaşımımız bu ürün grubumuzla da sınırlı değil. Başka çözümler sunan ürünleri de pazarla tanıştırmaya başladık ve bu yaklaşımımıza önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz”.

Uluslararası tecrübemizi aktarmaya devam edeceğiz
“Hemen her sektörde sektöre öncülük eden, yön veren, birikimi yüksek firmalar zor zamanlarda kendilerine görevler çıkarırlar. Bu önemli bir sorumluluktur. Biz de bu hassasiyetle hareket ediyoruz. Yalıtımsız binalarımızın, yalıtımlı binalara göre oranı halen çok yüksekken, yalıtımlı olduğunu varsaydıklarımızın ne kadar doğru yalıtımlı olduğu tartışılırken ve bir yandan da artık ülkemizde ‘yalıtım bilincinin’ hatırı sayılır noktalara geldiği şu dönemlerde şüphesiz yapacak çok işimiz var... Sektörde profesyonel olmayan müşteriyle yani ‘renovasyon pazarı’ ile iletişim oldukça hassas ve bizler gibi teknik firmalar için ayrı ele alınması gereken bir konu. Bu konuda sosyal medyanın gücüne çok inanıyoruz. 2016’da yarattığımız ‘Rauf Usta’ karakteriyle sosyal medyada iletişimimize şekil verdik. Bu mecrada iletişimi ve ‘yalıtımda doğru bilinçlendirmeyi’ daha da yoğunlaştırırken, farklı mecralarda da bu misyonumuzu devam ettireceğiz. 2017’nin hemen başında ısı yalıtım sektörüne ‘başvuru kaynağı’ tadında bir yayın kazandıracağız. Yıllardır yalıtım bir yana, faaliyet gösterdiğimiz bütün sistem çözümlerimizdeki eğitime verdiğimiz önem ve firma olarak imkanlarımız oldukça yüksek. Sektör paydaşlarının tümüne hitap eden bu eğitim anlayışımızı özellikle mantolama uygulamaları için farklılaştırmayı planlıyoruz. Bu noktada yapacağımız çalışmaları yılın ilk aylarında yetkili uygulamacı konseptimiz altında sunmaya başlayacağız. Yeni ürünler ve yeni çözümlerle uluslararası tecrübemizi ülkemiz pazarına aktarmaya devam edeceğiz. Bu noktada, hazır konumuz yalıtımken, bir üründen özellikle bahsetmek istiyorum. 2016 yılında duyurduğumuz ve ilgiyle beklenen yeni nesil yer şapımız Tribon çok yakında pazardaki yerini alacak. Enerji verimliliğinden bahsederken sadece ‘ısının yalıtılması’ değil, yerine göre ‘ısının iletilmesi’ de çok önemli bir nokta. Birçok faydası ve niteliği olan Tribon’un ısı iletkenliği geleneksel şaplara göre hatırı sayılır ölçüde yüksek. Günden güne kullanımı artan yerden ısıtma sistemlerinde bu özelliğiyle Tribon enerji verimliliği açısında oldukça faydalı bir ürün olacak”.

U değerleri iyileştirilmeli

“Büyümesi oldukça hızlanmış bir yalıtım sektörü, özellikle 2013 ve sonrası büyümesi yavaşlamış bir seyre dönmüştü. 2016 yılında da yılın ilk yarısı aynı seyrinde devam etse de yılın ikinci yarısı küçülme eğilimine doğru döndü. Artık yılın sonuna doğru yaklaşıyoruz. Tahmin ediyorum ki yılı kapattığımızda yıl geneli ‘ısı yalıtım pazar büyüklüğü’ bir önceki yıla göre bir miktar geride kalacaktır. 3. ve 4. çeyrekte yaşadığımız ekonomik gelişmelerin toplam pazar içinde ciddi bir payı olan renovasyon işlerine olumsuz etkisi yüksek oldu. Bu pazardaki müşteri için ekonomik göstergelerdeki hareketliliğin çok olduğu dönemlerde, evinin ve işyerinin tadilatına yönelik harcama kalemlerindeki erteleme eğilimi çok net gözlenebilir durumda. 2015 yılında Yangın Yönetmeliği’nde bazı değişiklikler gelmişti. Bu değişikliklerin etkilerini 2016’da hissetmeye başladık. Yüksek bina sınıfındaki yapıların dış cephe yalıtım sistemleri konusu ile ilgili maddeler, 2016’da taşyünü mantolama pazarında seyri hızlı büyümeye çevirdi. Yapılan bu düzenlemelerin yalıtımı doğru adımlara doğru yönlendirmesi memnun edici gelişmeler. Sektörel taraftan baktığımızda 2016’da ‘daha çağdaş ve daha iyi yalıtım’ anlamında atılmış çok önemli bir adım var. İZODER’in öncülüğünde 8 Haziranda Ankara’da yapılan Türkiye için yeni U değerleri konferansı, ülkenin gitmesi gerektiği yolu net bir şekilde ortaya koydu. U değerlerinin iyileştirilmesi gerekliliği kaçınılmazdır. Bu çalışmanın açtığı yolun ülkemizdeki ‘enerji verimliliği’ çalışmaları ve mevzuatlarında rehber olmasını ümit ediyorum. Daha iyi, daha çağdaş bir yalıtım için U değerlerinin iyileştirilmesi en büyük ihtiyaç. Tabi bununla da sınırlı değil. Yalıtım sektöründeki büyümenin artık yatay bir seyre girmiş olması, ele alınması gereken bir konu. Sadece özel sektör değil, devlet eliyle yapılabilecek katalizör etkisi yaratacak eylemler zaruri ihtiyaç haline geldi. Deniz her zaman dingin olmuyor. Rüzgar da olsa, fırtına da olsa geminiz şartlara dayanıklıysa rotanızda gitmeniz mümkün. Yapı ruhsatlarındaki artış 2017 yılı içinde inşaat sektörünün büyüme potansiyelini koruduğunun önemli bir işareti”.


Erol Mizrahi
Polisan Holding CEO’su

“Önemli Bir Ortaklığa İmza Attık”


“2016 yılı Polisan Holding’in amiral gemisi konumunda olan Polisan Boya için yeni bir dönüm noktasına sahne oldu. 31 Ekim 2016 tarihinde dünyanın ilk 10 boya üreticisinden biri olan Japon Kansai Paint ve Polisan Boya arasında imzalanan bir ortaklık sözleşmesi ile Polisan Boya, Türkiye dekoratif boya pazarındaki liderliğini global pazarlara taşıyacak bir ortaklığa imza attı. Yeni ortaklık faaliyetlerimizi 2016 yılında inşaatına başladığımız yeni tesislerimizde sürdüreceğiz. 1985’ten bu yana Dilovası Organize Sanayi Bölgesi içinde faaliyet göstermekte olan Polisan Boya’nın 180 bin ton yıllık üretim kapasitesine sahip olan üretim tesisini, Polisan Kimya’nın Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan 142 bin metrekarelik arsasında kurulacak yeni boya üretim ve depolama tesisine taşıyacağız. Yeni tesisin üretim kapasitesi, ölçek ekonomisi sayesinde ve ekstra yatırım maliyeti üstlenmeden günde 3 vardiya çalışma esnekliği ile yılda 540 bin tona kadar çıkabilecek. Yaklaşık 35 milyon Euro tutarında bir yatırım ile dünya standartlarında kurulacak bu yeni tesise 2016 yılsonuna kadar yaklaşık 15 milyon Euro tutarında yatırım yapmış olmayı, geri kalan yaklaşık 20 milyon Euro tutarındaki yatırımı da 2017 yılında tamamlayarak, 2017 yılsonuna kadar yeni tesisimize taşınmış olmayı planlıyoruz”.

Yeni ürünler sunduk
“2016 yılında piyasaya yeni ürünler sunmaya devam ettik. DOW Chemical tarafından geliştirilen özel bir teknoloji sayesinde üretilen su bazlı, silikonlu, yarı parlak ve silinebilir iç cephe boyası ROYAL’ı ürün gamımıza ekledik. Su bazlı, yüzde 100 saf akrilik bağlayıcı esaslı, mükemmel kapatıcılık veren ve düşük kirlenme eğilimi sunan ve 4 mevsim kolayca uygulanan dış cephe son kat düz boyası Exelans Turbo’yu lanse ettik. Bunun yanı sıra dış cephede de kullanılan, Türkiye’nin ve dünyanın ilk su bazlı metal boyası olarak tüketicilerimize daha önceden sunduğumuz Polimetal Boya’yı geliştirdik ve TÜBİTAK tarafından ‘Türkiye’de İlk Yüzeye Direkt Uygulanabilir, Koruyucu ve Dekoratif, Su Bazlı Çevreci Metal Boyaları Geliştirme’ kapsamında desteklenen ürünün patent haklarını almak için Polisan Boya olarak gerekli işlemleri başlattık”.

60 ay vade

“2016 yılında hem müşteri memnuniyetini artırmak, hem de sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetimiz dolayısıyla yalıtım alanında aldığımız aksiyonlara bir yenisini ekledik. Şekerbank ile yaptığımız işbirliği sonucu müşterilerimize, EKOkredi Yalıtım hizmeti ile 60 aya varan vade ve avantajlı faiz oranlarından masrafsız olarak yararlanma imkanını sunduk. Ayrıca, Polipalette uygulaması ile tüketicilerimize, akıllı telefonları ve tabletleri vasıtasıyla binlerce renk seçeneği içerisinden ve kendilerine sunulan renk kombinasyonu önerilerinden faydalanarak, mekanları için en ideal rengi seçme, renklendirme ve sonuca göre karar verme olanağını sağladık”.

Yalıtım sektörü daraldı
“Türkiye yalıtım pazarına bakıldığında, 2016 yılı başında yüzde 10 sektörel büyüme hedefi ile girilmesine rağmen piyasa şartlarından kaynaklı olarak yalıtım pazarı durağan bir yıl geçirmiş ve yalıtım sektörü yüzde 5-10 arasında daralma gösterdi. Polisan olarak ise yalıtım gelirlerimiz yılın ilk dokuz ayında, geçen yıla kıyasla yüzde 5 oranında arttı. Paket sistem satışlarımızda 2016 yılını bir önceki yıla göre büyüme ile tamamlamayı bekliyoruz. 2014 yılından beri ücretsiz verdiğimiz ve Mayıs 2017 yılına kadar alınması mecburi olan Enerji Kimlik Belgesini (EKB), 2016 yılında Polisan ürün kalitesini binalarına uygulayan 18.500 konuta ücretsiz verdik. Polisan Boya olarak bugüne kadar 46.500 konuta ücretsiz EKB belgesi vererek büyük bir başarı hikayesine imza atmış olduk. Uygulama sonrasında yaşanacak sıkıntıların önüne geçilmesine yönelik olarak 2016 yılında Polisan Yalıtım Sistemlerini tercih eden ve uzman uygulamacılarımız ile anlaşma yapan 219 binaya, Polisan Yalıtım KASKO’su yapılarak 24 ay boyunca hem malzeme, hem de işçilik sorunlarına karşı güvence altına alındı. Dıştan ısı yalıtım uygulamalarında olası hataların önüne geçmek için, yüksek performanslı ve kaliteli ürünler kullanılmasının haricinde, yapılan uygulamaların bilgi, deneyim ve dikkat gerektirmesinden dolayı mesleki yeterliliğe sahip uzman uygulamacı bayi ve sertifikalı ustaların seçimi ön plana çıkıyor. Mayıs 2016 tarihinden itibaren ısı yalıtım sektöründe çalışan ustaların Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından verilmekte olan MYK yeterlilik belgesi alımı zorunlu hale getirildi. MYK belgesi ile bu sektörde çalışan ustalar yaptığı işlerde, bilgi ve yetkinliklerini işverenlere gösterebilecektir. Bu belgenin sahibi ustalarımız, uygulamalarında etkin, verimli ve iş güvenliği konusunda da bilinçli olduklarını kanıtlayarak; yetkin usta olmaya hak kazanacaklar. Polisan olarak İZODER ile işbirliği yaparak 2016 yılı içinde 400 adet ısı yalıtım ustamızın MYK belgesini ücretsiz olarak almasına yönelik çalışma yürütülüyor”. 


Eylül Özdemir
İzobil Yapı Kimyasalları, Pazarlama Uzmanı

“Gelecekten Çok Umutluyuz”


“İzobil Yapı Kimyasalları olarak her zaman olduğu gibi 2016 yılında da tüketicilere en kaliteli ürünü ve hizmeti sunmayı hedefledik. Proje ve bayi ziyaretlerini gerçekleştiren ekibimiz, ürünlerimizin onaylandığı projeler ile uzman uygulayıcı bayileri buluşturarak ürünlerimizin en iyi şekilde uygulanmasını ve sirkülasyonunu sağlamaya devam ediyor. Yalıtım pazarına sunduğumuz tek ve çift bileşenli poliüretan ürünler inşaat ve sanayi sektöründe geniş kullanım alanına sahip. Bugün birçok önemli projeye çözüm sunarak hedefimizi yurtiçi dağıtım kanallarımızı genişleterek ve yeni ihracat pazarlarına ulaşarak büyüttük.  Firma olarak gerek kalite, gerek hizmet anlayışı ilkemizi ön planda tutarak yatırımlarımızı büyütüp, pazardaki büyüyen talebi karşılayabilecek yapılanmayı firmamızın kapasitesini artırarak tamamladık. Bununla beraber yurtdışındaki pazar payımızı da büyüterek yurtiçi ve yurtdışı yapılanmamızı artırmaya devam ediyoruz. Bu yıl İzobil için yeni yatırımlarımızı hayata geçirmek üzere çalışmalar yürüttüğümüz başarılı bir yıl oldu. Ayrıca 2016 yılında ürün gamımıza kattığımız yeni ürünlerimizden biri olan su ile genleşen soğuk derz bandımız, inşaat sektörünün etkili ürünlerinden birisiydi. Türkmenistan’da Polimeks inşaat şirketinin Olimpiyat Köyü ve Aşkabat Havaalanı projelerinin başlangıcından bitimine kadar ürün tedarikçisi olduk. Ayrıca Türkiye’de birçok önemli inşaat firmasının projesinin yalıtım işlerini yapmaya devam ediyoruz”.

Her türlü yalıtım sorununa çözüm sunuyoruz
“Ürün konusundaki hassasiyetimiz nedeniyle yeni ve farklı ürünlere yönelmek her zaman hedeflerimiz arasında oldu. Sektörel talepler doğrultusunda yeni ürünlerimiz üzerinde çalışmaları sürdürmeye devam edeceğiz. 2017 yılında daha da büyüyen ürün gamımızla müşterilerimize en iyi hizmeti vermeye çalışacağız. Poliüretan esaslı, bitüm esaslı, çimento esaslı, epoksi esaslı su yalıtım malzemelerine ek olarak astarlar, üst kaplama, zemin kaplama malzemeleri, spor zemin kaplamaları, tamir harçları, mastikler ve beton katkı malzemelerinden oluşan geniş ürün çeşidi ile her türlü yalıtım sorununa çözüm sunuyoruz. 2017 yılında da yurtiçinde dağıtım kanallarını genişletmeyi ve bunun yanı sıra yeni ihracat pazarlarına ulaşmayı hedefliyoruz. Ek olarak uluslararası fuarlara katılımımızı artırarak, sektörün profesyonelleri ile buluşup pazardan daha büyük pay almak da hedeflerimiz arasında. Müşteri kitlemizi artırmaya ve kaliteye önem vermeye çalışıyoruz. Türkiye’nin poliüretan sektöründe önemli bir yer tutan firmamız, çalışmalarına teknik ve idari kadrolarımızın uzun yıllara dayanan tecrübesiyle devam edecektir”.

Denetimler sektörün önünü açtı
“Yeni ürünlerle sektör her geçen gün gelişiyor. Kentsel dönüşüm ile beraber kamu ve özel işletmelerin teşebbüslerinde ciddi anlamda bir artış söz konusu. Türkiye’de kentsel dönüşüm ve yapı denetim sayesinde yalıtım, son birkaç yılda çok yol kat etti. Binaların uzun ömürlü olabilmesi için yalıtıma önem verilmesi gerekiyor. Bu denetimler doğal olarak sektörün önünü açtı. İnşaat sektörünün gelişmesi ve kalitenin öne çıkmasıyla birlikte müteahhitler bu konuya daha fazla önem vermeye başladı. Ayrıca yurtdışı markalarının Türkiye’ye olan ilgisi arttı. Yapı kimyasalları, insanların çok daha fazla bilinçlenmesi sebebiyle artık eskiye göre daha fazla ilgi görüyor. Bu bilincin daha da fazla artacağına ve sektörün ülke politikası ve eğitimle daha da gelişeceğine inanıyoruz. Firmamız da bu gelişim içerisinde yerini alacak”.
“İnşaat sektörü, Türkiye’deki lokomotif sektörlerden biri. Bundan dolayı inşaat sektörünün Türkiye’deki geleceğinin çok iyi olacağını ve büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz. Özellikle yapı kimyasallarında pazar her yıl yüzde 20 ile 30 arası büyüyor. Biz de böyle olacağını düşünüyoruz ve yatırımlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. Sonuç olarak, Türkiye’deki inşaat sektörünün ve inşaat sektöründe kullanılan yapı malzemelerinin geleceğinden çok umutluyuz.  İnşaat sektörünün hem ülkemizde hem de bölgemizde giderek büyüyen bir yapıya sahip olduğunu düşünüyoruz”.


Fırat İçmeli
Onduline Avrasya Pazarlama Müdürü

“2016’da Daralma Yaşandı”


“Onduline Avrasya olarak 2016 yılını çok verimli geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Özellikle ürün gamımıza bu yıl içerisinde eklediğimiz ürünler sektörümüze katkı sağlayacak ve yine müşterilerimizin ihtiyaçlarına tam olarak cevap verecek nitelikte. Çatı kaplama ürün grubuna eklemiş olduğumuz Onduline ZİGANA, Onduline XHR ve Onduline FIT, yüzde 100 su geçirimsizliğe sahip, hafif, estetik ve esnek çatı kaplama levhaları olarak Sapanca’daki fabrikamızda üretiliyor. Bu yıl içinde ürün gamımıza eklediğimiz bir başka ürünümüzse kauçuk esaslı bitümlü su yalıtım malzemesi ONDULİKİT. Tek komponentli ve iki komponentli olarak piyasaya sürdüğümüz bu yeni ürün grubumuzla ilgili olumlu tepkiler aldık. Bunun dışında çatı ve cephe örtüleri markamız ONDUTISS, nefes alan su yalıtım örtüleri ile buhar kesici ve dengeleyici ürünlerimizi de kullanıcıların hizmetine sunduk.
Ayrıca, bu yıl yine en önemli adımlarımızdan biri halihazırda sorumlu olduğumuz 27 ülke haricinde Afrika kıtasına açılmamız oldu. Bugün itibarıyla Afrika kıtasında yer alan 54 ülkeden de sorumluyuz. Var olan ivmemizi artırarak ihracatta yakaladığımız başarı çıtamızı daha da yükseltmek arzusundayız”.
“Kurum olarak 2017 yılında da geçmiş dönemlerde yaptığımız ve ilke olarak benimsediğimiz ürün geliştirme, Ar-Ge çalışmaları, eğitim faaliyetleri ve inovasyon gibi önemli noktalara ağırlık vereceğiz. Bunun yanında müşterilerimizi dinlemeye devam edecek ve onlardan aldığımız geri dönüşleri değerlendirerek bu verileri şirketimizin gelişimi için kullanacağız”.
“Ülkemizde ve dünyada yaşanan olaylar neticesinde birçok sektörde olduğu gibi yalıtım ve inşaat sektöründe de belli oranda daralma yaşandı. Bu daralmanın önümüzdeki senenin ilk çeyreğine kadar devam edeceğini öngörüyoruz”.
“Yalıtım ve inşaat sektörü için 2017 senesinin kaderini belirleyecek en önemli faktörlerden biri mali disiplinin sağlanması. Bunun yanında sektör için mihenk taşı olan şirketlerin sektörün gelişimine katkı yapması ve teknolojiyi kullanarak müşterilerin ihtiyaçlarına uygun ürünlerle pazarda yer almaları gerektiğini düşünüyoruz”.


Gökben Güven Özçiçek    
PonceBloc, İş Geliştirme, Satış-Pazarlama Direktörü ve
Yönetim Kurulu Üyesi

“Umarız Haksız Rekabet Ortadan Kalkar”


“2016 firmamız açısından başarılı bir sene olarak geçti. Ülke olarak iniş çıkışlar yaşadığımız 2016 yılında firma olarak yüzde 50 büyüme yakaladık. Markamızın üç senelik bir geçmişi olmasına rağmen önemli projelerde yatırımcının ve mimarın ilgisini çekerek tercih edilmek bizleri gururlandırdı. Bunun en büyük sebebi, kendi alanımızdaki yapı elemanları içinde yüzde 100 geri dönüşümü olan tek malzeme olmamız. Ayrıca FDES (Fransız Çevre ve Sağlık Birliği) sertifikasına sahibiz. Yani insan sağlığı açısından güveniliriz. Bu konuda Türkiye’de ilk olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Poncebloc olarak Türkiye’nin Yeni Nesil Hafif Yapı Elemanı vurgumuzu yapsak da aslında tarihte baktığımızda sürdürebilir yapı malzemesi olarak kullanımımız, M.Ö. 1. Yüzyıl Vitruvio’ya ait mimari özetlere kadar dayanıyor. Antik Mega Yapılar serisinin başkahramanları olan bu iki dünya mirasının kubbe tasarımları bugün ders niteliğindedir. Roma Pantheon ve Ayasofya, pomza ile üretilen Poncebloc’un sürdürebilir yapı malzemesi olmasının birer kanıtıdır. Hafiflik özelliği sayesinde yüzyıllar boyunca ayakta kalabilmiş bu eserler, aynı zamanda malzemenin yapı ömrüne olan katkısını da ifade ediyor”.

Sürdürülebilir olmayı hedefliyoruz
“2016 yılında saydığım bu önemli parametrelerden esinlenerek tüm pazarlama aktivitelerimizi hafiflik, malzemenin yapının yaşam ömrü boyunca ayakta kalması, yüzde 100 geri dönüşüm ve çevreci malzeme olgularının üstüne koyarak detaylandırdık. 2016 yılında ayrıca sahadan gelen talepler doğrultusunda Poncebloc Ses Bloklarını çıkarttık. Bu sayede duvarlarda akustik ile ilgili beklentisi olan müşterilerimizin beklentilerini en üst seviyede karşılayabiliyoruz. Kullanılan şantiyelerdeki müşteri memnuniyetleri bizi fazlasıyla mutlu etti. 2017 yılında da inovasyon ve ürün geliştirme faaliyetlerimizi devam ettireceğiz. Zaten öncü olmak bunu gerektiriyor ve kulvarımızda öncü ve inovatif bir marka olarak uzun yıllar sürdürebilir olmayı hedefliyoruz. 2017 yılı için geliştirdiğimiz ürünlerimizin son testleri yapılıyor ve 2017 Şubat ayında bu ürünlerimizi müşterilerimizle buluşturmayı hedefliyoruz. 2017 yılında ve sonrasında da sürekli inovasyon, müşteri odaklılık, müşterilerimiz ile çözüm ortağı olmak, en önemli hedeflerimiz. Büyümemizi sürdürebilir ekonomi ve insan gücü olarak planlıyoruz. Bu bizim için oldukça önemli. Sektördeki önemli karar vericiler ve paydaşlar ile işbirlikleri içindeyiz”.

Nitelikli malzemeler kullanılmaya başlandı
“2016 yılında yalıtım sektörü önem kazanmaya devam ediyor. Çevre bilincinin artması ve yangın yönetmelikleri sayesinde malzeme seçiciler artık daha nitelikli yalıtım malzemeleri kullanmaya başladılar. Bu önemli bir gelişim. Özellikle ülkemizin enerji verimliliği anlamında katma değer sağlaması gerekliliği aşikar. Bu durumda binalarda kabuk yalıtımları önemli bir rol oynuyor. Umarım bu süreçler denetimlerle daha sıkı kontrol altına alınır. Böylece haksız rekabet ortadan kalkarak nitelikli ürünler öne çıkar. Bu süreçte de aslında tüketici ve ülkemiz kazanır”.

Yalıtım sektörü büyüyecek
“2017 yılında inşaat yine ülkemizin devam eden lokomotifi olacak. Kamu-özel sektör ortak yatırımlarının artması bekleniyor. Yalıtım sektörünün önemini artırarak büyüyeceği öngörüsündeyim. Ayrıca kentsel dönüşümle ilgili süreçlerin devam edeceği gerçeği ortada.  2017 yılında kentsel dönüşüm kriterlerine, insan ve yaşam kültürünü katarak daha sürdürebilir yaşamlar inşa etmeyi amaçlamalıyız. Yapı stoğumuzu hızlı bir şekilde deprem, yangın gibi afetlere hazırlarken, toplumsal ruhumuzu kaybetmeden, özümüzden uzaklaşmadan, mahalle kavramının yaşadığı ve içimizdeki çocuğun hep yaşayabileceği tasarımlara imza atmak zorundayız. Bu bizim geleceğe olan borcumuz”.


Gökhan Korkmaz 
ALFOR Plastik Yönetim Kurulu Başkanı

“2017’de Yüzde 20’lik Bir Büyüme Öngörüyoruz”


“Bu yıl Alfor olarak toplam ciromuz döviz bazında yüzde 10 azaldı. Üç adet de yeni ürün piyasaya sunduk. Yalıtım ve seramik sektörüne yönelik bu ürünler için 100 bin dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik. 2017 yılında ise Düzce OSB 1’de aldığımız fabrika sahamıza taşınmayı ve orada fizibilitesi yapılmış yatırımlarımız için genel ekonomik verilere göre hareket etmeyi planlıyoruz”.
“2016’da yalıtım sektöründe minimum yüzde 15’lik bir küçülme olduğunu tahmin ediyoruz. Özellikle dış cephe mantolama kısmında bu küçülme yüzde 15-25 civarında oldu. Küçülen yüzde 10-15 mertebesinde kısmın yerini daha çok giydirme cephe ve taşyünü uygulamaları aldı”.
“2017 içinse jeografik savaş risklerinin ortadan kalkması durumunda ısı ve su yalıtım malzemeleri satışında yüzde 20’lik bir büyüme öngörüyoruz. Aksi halde 2016 ile aynı seyirde bir durum gerçekleşeceği kanısındayız”.

Gülay Tütün
Panelsan Yönetim Danışmanı

“Zor Bir Yıl Olacak”


“2016, sandviç panel tarafında satış ve ciro hedeflerimize yaklaşık yüzde 90 oranında ulaştığımız, müşteri ve bayii sayımızı artırdığımız bir yıl oldu. EPS tarafındaysa hedeflerimizi aştığımız ve geçtiğimiz yıla nazaran 300 bin m2 üzerinde satış gerçekleştirdiğimiz bir yıl oldu. 2015 yılında öngöremediğimiz ve ne yazık ki ülkemizde yaşanan sosyal ve ekonomik dalgalanmalar hedeflerimize ulaşmamızı ve aşmamızı engelledi. 2016 yılının son çeyreğinde komşu ülkelerdeki ve bizim de içinde olduğumuz askeri hareketlilik, Amerika’daki başkanlık seçimi, kurların tahmin edilemez rakamlara ulaşması, her sektörde olduğu gibi bizde de etkisini gösterdi. Bunlara rağmen yukarıda bahsettiğim gibi Panelsan olarak kötü diyebileceğimiz bir yıl geçirmedik ve yüzde 18 büyüme kaydettik. Ar-Ge çalışmalarımıza ara vermeden devam ederek Gizli Vidalı Çatı Paneli formumuza uyumlu Güneş Paneli, Yürüme Yolu, Kar Tutucu, Paratoner ve bunun gibi çatıya bağlanması gereken elemanları vidasız, delmeden montajını gerçekleştiren ‘Özel Bağlantı Aparatı’nı geliştirdik ve kullanıma sunduk. Panelsan olarak 2016 yılında da özel projelere imza atarak tercih edilen firma olmaya devam ettik”.

Ar-Ge’ye daha fazla zaman ve bütçe ayıracağız
“2017 yılında da Panelsan olarak her yıl olduğu gibi hedeflerimizi gerçekleştirmek, yeni müşterilere ulaşmak için çalışacağız. İnovasyona açık bir firma olan Panelsan, çalışmalarını bu yönde sürdürecek. Değişen ve zorunlu ihtiyaçlara cevap verebilmek için Ar-Ge çalışmalarına daha fazla zaman ve bütçe ayıracağız. Yeni ürün ve sistemlerimizle sektördeki başlıca sorunlara çözüm getirmeyi umuyoruz”.
“Yalıtım sektörünün 2016 yılını tahmin edilenden daha iyi geçirdiğini düşünüyorum. Enerji tasarrufunun önemi ve getirilerinin anlaşılması, bu bilincin gelişmesiyle yalıtım sektörü kötü dış etkenlerden çok fazla etkilenmedi. Fakat geçen sene yapılan öngörülere göre bazı yalıtım malzemelerinde ihracat ve üretim rakamlarında düşüşler yaşandı. 2017 içinse öngörü yapmak çok zor. Döviz kurlarının yukarıya doğru çıkması, bizim gibi hammaddesini dövizle alan üreticilere sıkıntılar yaşatacağı muhtemel. Aynı zamanda döviz kurlarının yüksek olması, ithalat ve ihracatta daralmalar yaşatacaktır. ABD ve Avrupa bölgesinde yaşananlar, FED’in kararları ve AB liderler zirvesinde verilecek Türkiye kararlarının ve etkilerinin ne olacağını bilemiyorum, dolayısıyla yatırımların ivmesini de tahmin etmek güç. Tahmin etmekte zorlanmadığım tek şey ise 2017 yılının herkes için çok zor bir yıl olacağı”.


Harun Hasyüncü
Ravaber Genel Müdürü

“2017 Çok İç Açıcı Bir Yıl Olmayacak”


“Ülke bu kadar badireler atlatmasına rağmen genel manada 2016’yı Ravaber açısından olumlu bir yıl olarak değerlendirebiliriz. İlk 10 aya baktığımızda, yılın başında belirlediğimiz bütçelerimizle uyumlu bir yıl geçiriyoruz. Ancak son çeyreğe girdiğimizde artan belirsizlik, döviz kurunun yükselmesiyle beraber piyasada daha durağan bir yapı oluştu. Bunun yanı sıra 2016 yılı bizim için, yapmış olduğumuz yatırımları devreye alma yılı oldu. Öncelikle seramik yünü üretim tesisimiz haziran ayında devreye girdi. 3.500 ton yıl kapasitesi ile Ravaber Türkiye’nin ilk ve tek, Avrupa’nın ise 3. seramik yünü üreticisi oldu. Bu malzeme endüstriyel tesislerde 800 derece üzeri sıcaklıkların yalıtılması amacıyla kullanılıyor. Daha önce ihtiyacın tamamını ithal eden ülkemizde hem yerli üretim yapılacak hem de kapasite fazlası ile ihracat yapılarak ülke ekonomisine iki yönlü pozitif etki sağlayacaktır. Ayrıca 2016 yılı Ağustos ayında 3. taşyünü üretim tesisimizi devreye alarak 70 bin ton olan yıllık taşyünü kapasitemizi 110 bin tona çıkartarak, değil Türkiye’nin, yakın coğrafyamızın da en büyük taşyünü üreticisi konumuna geldik”. 

Avrupa’da taşyünü üreteceğiz
“2017 yılı bizim için çok özel bir yıl olacak. Kayseri’de 10 yıl önce sektöre giren firmamız 2017 yılında Avrupa yatırımına başlayacak. Uluslararası firma olma yönünde çok büyük bir hamle olarak gördüğümüz bu yatırımla Avrupa’da taşyünü üreticisi olacağız. Macaristan’a yapacağımız yatırımın toplam bütçesi 38 milyon Euro olup, 2 yıl içerisinde tamamlayarak 2019 yılında üretime geçmeyi planlıyoruz. Kayseri tesisimizde ürün ve üretim portföyünü artırma konusun da fizibilite çalışmalarımız var. Özellikle mineral yünde katma değeri yüksek farklı ürünlerin üretilmesi ve farklı sektörlere hitap edilmesi ile ilgili Ar-Ge projelerimiz bulunuyor. Bunları da 2017 yılı içerisinde ticari hale geçirerek Ravaber olarak birçok konuda olduğu gibi bu alanda bir ilkte daha imza atacağız”.
“İnşaat sektörü Türk ekonomisinde yüzde 10-12 gibi önemli bir paya sahip. Ülkemizde 3 yıl öncesine kadar inşaat sektöründeki büyüme GSMH büyümesinden daha fazlayken şu an bu rakam tam tersi yönde. Bu da inşaat sektörünün mevcut ekonomik durumdan daha fazla olumsuz yönde etkilendiği anlamını taşıyor. Yalıtım sektörü de inşaat sektörü ile paralel gelişmeler seyrettiği için 2016 yılı sektörümüz açısından pek de olumlu bir yıl olarak geçmedi. Sektör her ne kadar 2016 yılının ilk yarısını olumlu geçirse de 2. yarıda bu olumlu hava maalesef olmadı. 2016 yılının bütünü olarak baktığımızda, bir de üzerine ülkenin bir yıl içerisinde başından geçen badireleri gözönüne aldığımızda çok da olumsuz bir yıl geçirmediğimiz kanaatindeyim”.

Kriz dönemi fırsata çevrilmeli
“Döviz kurlarının yüksek seyretmesi, doğu bölgesindeki terörle mücadele, FETÖ ile mücadele, Olağanüstü Hal uygulamasının devam etmesi, hemen yanı başımızda Irak ve Suriye’de devam eden savaş, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilgili müzakerelerin durdurulması yönünde tavsiye kararı gibi birçok olumsuz sonuca gebe bir 2017 yılı bizi bekliyor. Bütün bunlara baktığınızda, hem ülke ekonomisi hem inşaat hem de yalıtım sektörü açısından 2017 yılının çok iç açıcı bir yıl olmayacağı kanaatindeyim. Ancak bu durağanlık ve kriz dönemlerini ‘fırsata çevirme zamanları’ olarak görmeli.  Mevcut sistemin korunması, bu dönemde yara alınmadan çıkılması önemli”.

Levent Ürkmez
BTM Yönetim Kurulu Başkanı

“Çabuk Toparlayabilecek Sinerji ve Enerjiye Sahibiz”


“BTM olarak 2016 yılında herhangi bir büyüme gösteremedik. Bu yılki ciromuz 2015 yılıyla aynı civardaydı. Son iki yıl içinde grup şirketlerimizle birlikte toplam 80 milyon dolarlık yatırım yapmış bulunuyoruz. 2016 yılında, yapılaşmanın yoğun olduğu kent merkezlerinde bitişik nizam vaziyette yapılacak yapıların temellerinde ve kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak yeniden yapılacak binaların temellerinde su yalıtımını pratik, güvenli, uzun ömürlü ve ekonomik bir şekilde çözmek için tasarlanmış yeni ürünümüz BituProof sistemini tanıttık. Özellikle kentsel dönüşüm çalışmalarında ve bitişik nizam yapıların temellerinin su yalıtımlarında kullanmaya uygun, taze betona yapışan BituProof Sistemi önemsediğimiz bir ürün.  2016 yılında ayrıca önceden planlanmış iyileştirme yatırımlarımızı yaptık. 2017 yılında da iyileştirme çalışmalarına devam edeceğiz. 2017 yılında iç pazarda yüzde 5, dış pazarda yüzde 15 büyüme hedefliyoruz. 2017 yılının da zor bir yıl olacağını düşünüyoruz”.
“2016 yılında ülkemizde ve çevresinde yaşanan ekonomik ve siyasi çalkantılar inşaat ve yalıtım sektörünü de etkiledi. 2016’ya iyi bir moralle başlamışken yıl içinde döviz kurlarının, petrol fiyatlarının ve banka emlak kredi faizlerinin artması, ikinci altı ayda siyasi krizin tırmanışı, taleplerin azalmasına ve sanayi yatırımlarının neredeyse durmasına neden oldu. Ülkemizde inşaat sektörü talepten fazla arz yaratarak satışların şişmesine, dolayısıyla fiyatların düşmesine neden oldu. Örnek vermek gerekirse, yıllık konut ihtiyacımız 500 bin adetken, yıllık 1.200.000 konut satılması, şişmenin en büyük nedenlerindendir”.

Sektörde arz, talepten fazla
“Yalıtım sektörüne gelince, ülkemizde yalıtım konusunda bilincin her geçen yıl büyüdüğünü, tüketimimizin de arttığını gözlemliyoruz. Bu olumlu gelişmeye rağmen artık kronik bir hastalık diyebileceğimiz, arzın talepten fazla olması durumunu bu sektörde de izliyoruz. ‘Merdivenaltı’ tabir ettiğimiz üreticilerin devreye girmesi, aşırı rekabeti ve standart dışı mal üretimini teşvik ediyor.  Ülkemizin en büyük sıkıntılarından birisi, üretim bilincinin olmamasıdır. Oysa günümüzde işletmeler artık bırakın üretim kalitesini, süreçlerin de kalite standartlarına bağlandığı toplam kalite anlayışını esas almak durumundalar”.
“2017, bugünden bakıldığında sonu belirsiz bir yıl. Ekonomiyi, siyasi gelişmeler ve neticeleri etkileyecek. Ancak biliyoruz ki ülke olarak kendimizi çok çabuk toparlayabilecek sinerji ve enerjiye sahibiz. Teknik altyapımız, insan kaynaklarımız bu güce sahip. Yeter ki ayrışmayalım”.


Mehmet Yaman
İnterfiks Yapı Kimyasalları, Satış ve Pazarlama
Genel Müdür Yardımcısı

“Hedeflerimizden Hiç Vazgeçmedik”


“2016 yılının sadece sektörümüz açısından değil, tüm ülkemiz açısından üzüntü veren bir süreç olduğunu ve zorlu geçtiğini belirtmek gerekir. Gerek ülkemizde gerekse komşu ülkelerde yaşanan huzursuzlukların, döviz piyasasında yaşanan hızlı değişimlerin, ülke genelinde piyasaları tedirgin ettiği ve yatırımcıları daha temkinli davranmaya zorladığı bir gerçek. Komşu ülkelerde yaşanan ve 2015 yılsonu itibariyle sinyallerini görmeye başladığımız huzursuzluğun yanı sıra 2016 yılı ikinci yarısında ülkemizde yaşanan olumsuz ve talihsiz süreç boyunca İnterfiks Yapı Kimyasalları olarak büyüme hedefimizden ve başarı ilkemizden hiç vazgeçmeden, farklı stratejiler üzerine geliştirdiğimiz satış ve pazarlama faaliyetlerimiz çerçevesinde çalışmalarımıza hızla devam ettik. Satış teşkilatımızda yeni yapılanmalar gerçekleştirdik. 2016 yılının ilk ayında devreye aldığımız son derece modern ve en son teknoloji ekipman ile tasarladığımız yeni fabrikamızda, bir yandan nitelikli ve çevre dostu ürün gruplarımızla inşaat sektörüne uluslararası çapta hizmet vermeye devam ederken,  diğer taraftan yeni segment ürünler konusundaki gelişimimiz için hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz. Yeni tesisimizin hizmete girmesiyle birlikte, var olan ürün gruplarımıza ilave olarak uzun süredir çalışmalarına yoğunlaştığımız poliüretan su yalıtım malzemelerinin de üretimine başladık ve yeni ürün grubumuzla pazara çok iddialı bir giriş yapmış olduk. Hala sürmekte olan fabrika yatırımlarımızın yanı sıra yeni bir Ar-Ge programı da başlattık, üretim ekibimizi ve ihracat departmanımızı da güçlendirdik. Bugüne kadar binlerce projenin çözüm ortağı olarak başarılı çalışmalara imza atmanın yanı sıra her geçen gün referans listemize dev projeler ekliyor ve sektöre mükemmel çözümler sunmaya devam ediyoruz. 2016 yılında da ülke genelinde yapımı gerçekleşen mega projelerin güvendiği marka olduk”.

İstikrarlı büyümemize devam ediyoruz
“İnterfiks, her yıl artan cirosuyla istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. 2015 yılında hedeflerimizin üzerinde bir büyüme göstermiştik. Bu büyüme trendini 2016 yılında da devam ettirmek için değişik pazarlama ve satış stratejileri çerçevesinde çalışmalarımıza aralık vermeden devam ettik. Ülke genelinde yaşanan tüm sıkıntılara rağmen 2016 yılını da hedeflediğimiz büyüme oranlarına yaklaşarak kapatmaya hazırlanıyoruz. Geçtiğimiz aylarda Antalya’da gerçekleştirdiğimiz geleneksel İnterfiks Hedef Paylaşım toplantımızın teması dahi ‘Atılım 2017’ idi.  Bizler yine atılım dolu bir yıl hedefliyoruz. Gerek pazara sunacağımız yeni ürünlerimiz gerekse su yalıtımında lider olan ürün grubumuz HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri ile atılım dolu bir yeni yıl için tüm hazırlıklarımızı tamamladık”.
“2016 yılı özellikle ikinci yarısı itibariyle ülke genelinde zorlu bir süreçti. Piyasaların bu süreçte yaşadıkları belirsizlikler tüm sektörleri olumsuz etkiledi.  Son yıllarda ülke ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü dahi bu olumsuz gelişmelerden çokça etkilendi. 2016 yılı piyasalar ve ekonomi açısından nerdeyse bir çeyreğini yitirdi diyebiliriz. Tüm yaşananlara rağmen kendini 2-3 ay içinde toparlamaya başlayan inşaat sektörü, ABD seçimleri sonrasında dünya çapında yaşanan döviz krizi ile bir kez daha sarsılsa da şu an kendini tekrar toparlayarak ülke genelindeki ekonomik katkısını sürdürmek adına hareketleniyor”.

Murat Erenoğlu
Isıdem Yalıtım Genel Müdürü

“Planlarımızı Büyüme Stratejisi Üzerine Kurguladık”


“Firmamız için 2016 yılı genel olarak başarılı geçti. 4 kıtada kırktan fazla ülkeye ihraç ettiğimiz Coolflex, Flexiduct ve Duct Connect markalı ürünlerimizle ihracatta bir önceki yıla oranla iki kat büyüme yakaladık. Yurtiçi pazarda da pazar payımızı üç kat artırdık. Ayrıca 2016 yılı içerisinde sektörde birçok ilke imza attık. Coolflex HF ve Coolflex HT markalarıyla Türkiye’nin ilk yüzde 100 yerli halojen içermeyen ve EPDM esaslı yüksek sıcaklıklara dayanıklı elastomerik kauçuk köpüklerini ürettik. Bunun yanı sıra Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü ürünlerimiz TS EN 14304 standardının 2016 revizyonuna göre sektöründe denetlenen ve belgelendirilen ilk ürün oldu. 2016 yılı içerisinde İtalya, Dubai, İran, Almanya ve İstanbul’da katıldığımız prestijli fuarlarda yenilikçi ürünlerimizi ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Eskişehir’de inşa ettiğimiz LEED sertifikalı üretim tesislerimizle B2B Medya’nın organize ettiği Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde Yılın Yatırımı Ödülü’nü kazandık. Yurtiçinde bayi yapılanmasına başlayarak İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Konya, Kayseri ve Antalya gibi illerde satış noktaları oluşturduk. Yurtdışında ise Brezilya’dan Kazakistan’a, Güney Afrika’dan Rusya’ya kadar kırktan fazla ülkeye ürünlerimizi ihraç ettik”.

Katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz
“Teknolojik üretim proseslerimiz, nitelikli iş gücümüz, güçlü Ar-Ge altyapımız ve başarılı ihracat performansımızla Türkiye ekonomisine ve sanayisine verdiğimiz katkıyı her geçen gün artırıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretme konusu hedeflerimizin başında geliyor. 2016 yılı içerisinde sektöre kazandırdığımız Coolflex HF ve Coolflex HT ürünleriyle bu konuda ne kadar güçlü olduğumuzu kanıtladık. Ayrıca Eskişehir’de yer alan LEED sertifikalı üretim tesislerimizin laboratuvarlarında koşulsuz müşteri memnuniyeti, sürekli iyileştirme ve sürdürülebilirlik bilinciyle faaliyetlerimize devam ediyoruz. Getirdiğimiz yeniliklerle sektörün öncü ve güçlü firması olmanın yanı sıra sektörel bilgi birikimine katkı sağlamayı da amaçlıyoruz. 2016 yılında yakalığımız ivmeyi 2017 yılında da devam ettirmeyi ve yurtiçi satış ile ihracatımızı yüzde 50 büyütmeyi hedefliyoruz”.

2017’ye ümitle bakıyoruz
“2016 yılında ülkemizde ve dünyada yaşanan krizlere rağmen daha önceki yıllarda olduğu gibi Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü gelişimini sürdürdü. 2016 yılında kamu ve özel sektör ortaklıklı yatırımlarından oluşan büyük projeler inşaat sektörünün gelişimine katkı sağladı. Bununla birlikte Türkiye iklimlendirme sektörü, geçmiş yıllarda ülkemizin genel büyüme düzeyinden de yüksek bir performans sergiledi ve sektör, ihracatını her yıl katlayarak artırdı. Bu performansın bir gereği olarak Türkiye iklimlendirme ürünlerinde ihracat yüzde 4,7 artarken ithalat yüzde 20 oranında düştü”.
“2017 yılına ümitle bakmak istiyoruz. Bu doğrultuda tüm planlarımızı büyüme stratejisi üzerine kurguladık. Öncelikle 2017 yılı içerisinde yurtiçinde ekonomik istikrar ortamının yeniden tesis edilmesi ile birlikte sektörün hız kazanmasını bekliyoruz”.

Nil Tiritoğlu
Nil Tiritoğlu, Genel Müdür

“Neden bir Taşyünü Fabrikası da Biz Kurmayalım?”


“2016 aslında ülkemizdeki tüm sektörler için zorlu bir seneydi. Gelişmekte olan ülkemizin küresel ekonomik olaylardan birebir etkilenmesi ve yaşanan ülke içi olaylar, lokomotif sektör olan inşaat sektörünü yavaşlattı. Bu sene Türk Lirası da değer kaybına uğradı ve ‘ekonomide güven unsuru’ zayıfladı. Bu belirsizlik ortamında yatırım yapma kararları beklemeye alındı, iş yapma tereddütleri arttı. Tüm bu karamsar tablonun sonunda büyük resme bakacak olursak, son çeyrekteki toparlanma 2016 senesinin yüzünü güldürmüş, 2017 için motivasyon sağlamıştır”.
“2016 firmamız için, yaşanan birçok olayı gözönünde bulundurursak sonucunda gayet iyiydi diyebiliriz. Bizim gibi sağlam temeller üzerine kurulmuş ve emin adımlarla ilerleyen şirketlerin bu durumda üzerine düşen görev, yatırımlarına devam etmek, ülke ekonomisine katkısını beklemeye almamak ve var güçleriyle destek olmaktır. 2016 yılında yeni sunmuş olduğumuz Lafarge Dalsan’ın Boardex Roof çatı malzemesi, müşterilerimiz tarafından çok tutulan bir ürün oldu. Gerek uygulama kolaylığı gerekse çevreci bir ürün olması, uygulayıcılar, mimarlar ve nihai tüketicinin ilgisini hızlıca çekti. Bir diğer ürünümüz ise Canvas Beton. Yine yenilikçi, yeni nesil bir inşaat malzemesi ve birçok uygulamada hayatı kolaylaştıran bir ürün”.
“2016 yılında yalıtım sektöründe en büyük sürprizi taşyünü yaptı. Arz-talep dengesindeki orantısızlık, 45 güne varan teslim süreleri, ‘neden bir fabrika da biz kurmayalım’ düşüncesini aklımıza getirdi. Bakalım hayırlısı... 2017’de neden olmasın?”.


Onur Sürmeli
KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı

“İstikrarlı Bir Büyüme İçindeyiz”


“2016 yılında her sektörde olduğu gibi inşaat sektörü de jeopolitik konumumuz gereği yaşadığımız olaylardan, yılın ikinci yarsısında ülkemizde yaşanan olağanüstü durum ve ekonomik yansımalarından etkilendi. Buna karşın yine de 2016 üçüncü çeyrek rakamlarına bakıldığında ekonomideki daralmaya rağmen azalan bir seyirle de olsa büyümesini sürdüren tek sektör olarak karşımıza çıkıyor. Her zaman yaşanması mümkün olan ekonomik riskleri karşılayabilmek ve sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilmek için doğru stratejiler belirlemek gerekiyor. Biz de KYK Yapı Kimyasalları olarak gerek yaygın ve oturmuş bayi ağımız gerekse belirlediğimiz satış stratejileriyle öngörülebilir ve istikrarlı bir büyüme içerisindeyiz. Uzun vadeli stratejiler ışığında attığımız adımlarla hedeflerimizi yıl bitmeden tamamlamış durumdayız”.
“2016 yılı, su yalıtım ürün gamımızda yeni ürünler sunmaya devam ettiğimiz bir yıl oldu. Bahar ve kış şartlarında yağmurun, nemin olduğu dönemlerde su yalıtım uygulamalarının devam edebilmesi için geliştirdiğimiz yeni bir ürün pazara sunduk. Bununla birlikte boya ve kaplama ürünlerimizi yeni ürünlerle güçlendirerek son kat kaplama ürün grubunda daha geniş yelpazede hizmet vermeye başladık”.

Mesleki eğitime katkı sağlıyoruz
“Bildiğiniz gibi tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden Mesleki Yeterlik Kurumu (MYK) tarafından standardı yayımlanmış ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan tebliğlerde yer alan mesleklerde MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunlu hale getirilmiştir. İnşaat sektörüne hizmet veren birçok meslek de bu kapsam dahilinde yer alıyor. 2017 yılı içindeki büyük projelerimizden birisi de bu konuya hizmet edecek niteliktedir. ‘Sağlıklı ve sağlam yaşam alanları için güvenilir, çevreci, evrensel çözümler üretmek ve mesleki eğitime katkı sağlayarak sektörde öncü olmak’ misyonumuza uygun hareket ederek mesleki eğitime katkı sağlayacak faaliyetler yürütüyoruz. Uzun yıllardır hiç ara vermeksizin uygulamacıların mesleki yeterliliklerini artırmak için yurt çapında seminerler organize ediyor, Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmalarla MEB onaylı sertifikalı eğitimler düzenliyorduk. Ürün kalitesi kadar uygulama kalitesinin de müşteri memnuniyetinde büyük önem taşıdığının ve ayrıca sektördeki nitelikli işgücü ihtiyacının bilincinde olarak, sektördeki uygulama kalitesinin geliştirilmesi için gerekli tüm adımları atıyoruz. Yıllardır ustaların mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmek için sürdürdüğümüz eğitim faaliyetlerinden sonra şimdi de KYK BELGEM ile Mesleki Yeterlilik Belgelendirmesi yetkisi için başvurduk ve akreditasyonu bekliyoruz. 2017 yılında üretim sahamız içinde de yeni yatırımlarımız olacak. Mevcut olan epoksi üretim hattımızın yanında poliüretan üretim hattını da dahil ederek, hem epoksi hem de poliüretan zemin kaplamalarını üretebiliyor olacağız. Çimento esaslı zemin kaplamaları ürün grubumuzda yürüyen yeni ürün çalışmalarımızın da sonuçlanmasıyla zemin kaplamalarında komple çözüm sunacağız”.

İnşaat sektörünün performansı çok daha iyi
“2016 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren ülkemizde yaşanan olağanüstü olaylar, döviz kurundaki yükselmeler, nihai tüketicinin harcamada temkinli davranmasını beraberinde getirdi. Renovasyonda yavaşlama yaşandı. Yalıtım sektörü bu yavaşlamadan nasibini alsa da yeni projelerle birlikte yine de inşaat ve yalıtım sektöründe gelişimin devam ettiğini belirtmek gerekiyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, ortalama yeni bir evde 150 farklı meslek kolunu ilgilendiren 23 bin parça bulunuyor. Hiçbir ekonomik faaliyetin inşaat sektörü kadar doğrudan ya da dolaylı etki yaratma gücü yok. Bu da inşaat sektörünün lokomotif gücünün, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için vazgeçilemez değeri olduğunu gösteriyor. Bu nedenledir ki inşaat sektörünün Türkiye ekonomisi içerisindeki performansı, diğer tüm sektörlere göre çok daha iyi. Açıklanan ekonomik verilere baktığımızda 2016 yılı inşaat sektörü gelişiminin özel harcamalarla değil, kamu harcamalarıyla gerçekleştiğini de görüyoruz. Kamudaki altyapı çalışmaları ve mega projeler, sektördeki hareketi sağlayan çalışmalar olarak karşımıza çıkıyor”.   

Sektör büyümeye devam edecek
“Hükümetin ajandasında yer alan Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı çerçevesinde 2018 sürecine kadar enerji yoğunluğunun yüzde 10 düşürülmesi ve mevcut konut stoğunun yüzde 40’ının yalıtımının iyileştirilmesi hedefi, nihai tüketici zihninde ısı yalımına dair fayda-maliyet analizinin doğru yorumlanmaya başlanması gibi birçok etki ile 2017 ve sonraki yıllarda sektörün büyümesine devam etmesini bekliyoruz. Tüm bu sebeplere ek olarak konutun sadece barınma değil, yatırım aracı olarak da görülmesi, inşaat sektöründeki büyümenin uzun yıllar devam edeceğini gösteriyor”.


Savaş Güzelküçük
Akçalı Şirketler Topluluğu Genel Koordinatörü

“Büyüme Olacağını Varsaymak İmkansız”


“2016 yılını iki ayrı dönemde inceleyip değerlendirmek daha doğru olur. İlk altı ay, her şeyin yolunda gittiği ve hedeflerin bile üzerinde satışların gerçekleştiği dönemdi. Ekonomik ve siyasi göstergelerin, yatırımcı ve sanayicinin plan program yapmasına uygun bir süreçti. Biz de Akçalı Şirketler Topluluğu olarak tüm şirketlerimizde, hedeflerimizi ve planlarımızı büyük bir başarıyla gerçekleştirdiğimiz bir dönem yaşadık. Maalesef yılın ikinci yarısında öncelikle ülkemiz adına hiç beklemediğimiz ve hak etmediğimiz, olağandışı durumlar yaşadık. Önce 15 Temmuz, ardından döviz kurlarındaki ani değişim, askeri ve siyasi gelişen yeni durumlar ve son olarak da Avrupa Birliği ülkelerinin almış olduğu olumsuz kararlar ile karşılaştık. Neredeyse her ay, ayrı bir ekonomik pozisyonla karşı karşıya kalarak, şirketlerimiz için en doğru durumu belirleyerek, pozisyonumuzu korumaya çalıştık. Bütün bu gelişme ve değişimler sırasında bile tüketicilerin şirketlerimize ve satışını gerçekleştirdiğimiz markalarımıza olan güveni ve yaklaşımı en üst seviyede gerçekleşerek, yılsonu hedeflerimizi, mevcut duruma göre revize ettiğimiz şekilde gerçekleştirmeyi başardık”.

Beş hedefimiz vardı...
“Akçalı Şirketler Topluluğu olarak 2016 yılında yatırımlar ve yeni ürünler konusunda beş hedef belirlemiştik. Bunların tamamını gerçekleştirmeyi başardık. Birincisi, Akçalı Global ve Gayrimenkul A.Ş. adı altında yeni bir şirket kurarak, konut ve ticari alanlar inşa etmekti. Şirketimizi kurduk ve bu şirketimizin inşa edeceği arazileri satın aldık. Şu anda ülkemizin hatırı sayılır en önemli mimarlarından biriyle bu projelerin çizimine başladık. Bir aksilik olmazsa 2017 yılının ilk yarısında bu projeleri hayata geçirmeye başlamış olacağız. İkinci hedefimiz, Akçalı Boya ve Kimya Sanayi Ticaret A.Ş. şirketimizde inşaat boyaları kategorisinde Permolit boya dışında yeni bir marka üretip pazara sunmaktı. Bunu da gerçekleştirdik ve Carat Boya markasıyla yeni bir ürün grubu oluşturarak sektör ve tüketici beğenisine sunduk. Şu an Carat Boya markalı satışlarımızdan da çok memnun olduğumuzu ve hedeflediğimiz yolda ilerlediğimizi söyleyebilirim. Üçüncü hedefimiz, Akçalı Şirketler Topluluğuna bağlı tüm şirketleri, İstanbul’un en gözde yerlerinden birinde aynı çatı altında toplamaktı. Bunu da gerçekleştirdik ve İstanbul Levent’te yeni merkez ofisimize taşınarak, tüm şirketlerimizi bir noktaya topladık. Dördüncü hedefimiz, Türk sporuna destek vermek ve gençlerimizi spora özendirmek, sporun birleştirici gücünü kullanarak, barış ve kardeşliği pekiştirmekti. Bunun için en faydalı sporlardan biri olan yelkeni seçtik ve bir yelken takımı kurduk. Yelken takımı fikrini CEO’muz Sayın Akın Akçalı vermişti. Akın Bey’in de içinde yer aldığı Permolit Boya Yelken Takımı ilk yılında toplam 7 kupa alarak müthiş bir başarı öyküsü çıkardı. Permolit Sailing Team, 4 adet şampiyonluk, 2 adet ikincilik, 1 adet üçüncülük ve bir adet de sahil güvenlik özel kupası aldı. Bu kupalardan en anlamlısı ise Rahmetli Mustafa Koç anısına düzenlenen yarışlarda ikincilik kupasının alınmasıydı. Bunun dışında, dünya sıralamasında ilk 20 futbol takımı içinde yer alan Galatasaray Futbol Takımı ile Forma Kol Sponsorluğu Anlaşması yapıldı ve 2016-2017 Turgay Şeren Sezonu’nda Galatasaray formalarına Permolit Boya markası yazdırıldı. Beşinci hedefimiz, ısı yalıtım sistemi konusunda, Türkiye’nin neresinde olursa olsun hem bayilerimize hem de kullanıcılara en yakın noktalardan lojistik hizmet ve ürün sunmaktı. Bu konuda da belirlediğimiz ve hedeflediğimiz 8 lojistik noktanın, altısından hizmet ve ürün temin eder şekilde hedefimizin büyük bölümünü gerçekleştirdik. Permolit Isı Yalıtım Sistemleri içerisinde bulunan tüm ürün ambalajlarını ve ürün özelliklerini ‘kullanıcıların öneri ve beğenileri’ doğrultusunda yeniledik ve kalite standartlarının üst seviyesinde ürünler oluşturarak garanti belgesi verebilecek konuma getirdik”.

Uzun vadeli eylem planı yapılmalı
“Dövizin her gün değiştiği ortamlarda doğal olarak öngörü yapmak da zorlaşıyor. Bu nedenle tek bir öngörü ile değil, bir kaç öngörü ile 2017 yılına hazırlanıyoruz. Bugünkü ekonomik göstergelerle, İnşaat sektöründe büyüme olacağını varsaymak neredeyse imkansız. Bu durum, yalıtım sektörü için de aynen geçerli. Bu sebeple, satış ve özellikle tahsilat konusunda sıkıntıların oluşma ihtimalinin yüksek olduğu bir dönem bizleri bekliyor gibi. Bu durumlardan etkilenmeyecek biçimde, alternatifli ve vizyoner bir kaç öngörü ile 2017 yılına hazırlandık demek, işin özeti olur. İnşaat sektörünün büyüme kaydetmeyeceği dönemde, yalıtım sektörü için hedef, özellikle, mevcut yalıtımsız yapılar olması gerekir diye düşünüyorum. Şirketler bu hedefe kendilerini yönlendirirken, en büyük desteğin derneklerden gelmesi gerekiyor. Şirketler sektör içinde dönemsel eylem planları yapabilir fakat derneklerin eylem planı dönemsel ya da durumsal değişmemelidir. Tüketicilere yalıtım ihtiyacının, enerji tasarrufu ile kazançlar seviyesinde sürekli olarak ve ara vermeksizin kamu spotu gibi aktarılması lazım. Bu görev aslen derneklerindir. Derneklerimiz ‘bu yıl işler iyi, tanıtım kampanyası yapmaya gerek yok ya da tanıtım kampanyası frekanslarını azaltalım’ gibi işlerin iyi ve kötü olduğu dönemlere göre çalışmalar yaparsa, yalıtım sektörü bugüne kadar olan büyümeden daha fazlasını gerçekleştiremez. Döneme ve duruma bakmaksızın, uzun vadeli, belli bir strateji eşliğinde ve sürekli olarak, tüketiciye yalıtım ihtiyacını hatırlatacak ve de yalıtıma yöneltecek eylem planı yapılmalıdır. Bu eylem planı yaz kış devam ettirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, küçük eylemlerle, büyük öngörüler gerçekleşemez”.

Selahattin Özüpek
Köster Satış Müdürü

“Sektör, Daha Stabil Bir Zemine Oturabilir”


“2016, bardağın hangi tarafından bakılırsa farklı değerlendirilebilecek bir yıl oldu. Yıla başladığımız Ocak ayı ve yılın Haziran-Temmuz aylarında ciro hedeflerimizden saptığımız aylar olarak dikkat çekti. Bu durum yılın bir çeyrek bölümüne karşılık geliyor. Diğer 9 aylık periyodda başarıyı yakaladığımız ve hedef bütçelerimize sadık kaldığımız bir performans sergiledik. Bu yönüyle katma değer oluşturan tespitler ve planlamalar gerçekleştirdik. Konjonktürel sebeplerle oluşan iyimser hava planlamamıza etki etmediği gibi, zorlu koşullarda da kötümser bir anlayış içerisinde değiliz. Geniş projeksiyonumuzla planlamamıza bağlıyız. Olumsuzluk arz edebilecek her pazar durumunun karşısına pozitif bir pazar stratejisi çıkarmak durumundayız. Nitekim yetkilendirildiğimiz tüm çevre coğrafyalarda da olumlu ve olumsuz pazar koşullarına 2016 yılında şahit olduk. Devalüasyon ve etkilerinin görüldüğü çevre coğrafyalardan ziyade diğer coğrafyalarda faaliyetlerimizi destekledik. Ve fayda sağladık. Sahaya yatkınlığımız, objektif tespitler ve yararlı planlamalar yapabilmemize imkan sağlıyor. Bu refleksimizi sürdüreceğiz”.
“2016 yılında uluslararası tecrübemiz ve ilgili ürün grubunda 25 yıllık üretim tecrübemiz bulunan TPO-FPO & ECB sentetik örtü portföyümüzde, 28 ülke arasında ilk 5 içerisinde yer aldığımız önemli bir performans sergiledik. Bu yönde büyük beklenti ve hedeflerimiz bulunuyor. Teknik özellikleri, yüksek kalitesi ve yüksek metrajlı imalatlara en zorlu iklim koşullarında kolaylıkla cevap verebilen bu ürün grubumuzu faaliyetlerimizle destekleyeceğiz. Dolayısıyla TPO - FPO & ECB ürün gruplarımızda daha yüksek bir performans sergileyeceğiz”.
“Köster olarak sürme, serme, yapısal yalıtım içeren tüm ürün gruplarına sahibiz. Bu gücümüzü etkin olarak sahaya yansıtmaya devam edeceğiz. Her ürün grubumuzda sahaya ihtisaslaşmış temsili yayacağız. Özellikle bayi kanalımıza çok iş düşüyor. Burada biz de aktif olarak sahada olup, ilgili temsile müdahil olacağız. Ayrıca endüstriyel zeminler için epoksi ve poliüretan esaslı ürün gruplarındaki sektör içerisindeki payımızı artıracağız”.

Yalıtım sektörü de olumsuzluklardan etkilendi
“Lokomotif sektör yaklaşımıyla birlikte popüler sektör olma anlamı da taşıyan inşaat sektörünün son yıllarda büyüme problemi yaşadığı açık. Konut stoğu ve konut satışları, vergi yükü, kredi faizleri, finans problemleri ve yasa-mevzuatlardan kaynaklı sorunlar sektörü etkileyen önemli olumsuzluklar. Ve tabi inşaat sektörünün en önemli problemlerinden olan istikrara dayalı büyüme vizyonunun olmayışı, 2016 yılında hem inşaat sektörü hem de alt sektörlerinde kendisini hissettirdi. Çevre coğrafyalarda son iki yılda gerçekleşen devalüasyon etkileri de yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde belirleyici oldu. Yalıtım sektörü açısından değerlendirildiğinde yükselen alt sektör olmasına rağmen payına düşen olumsuzluklardan etkilendi”.
“Finans ve ekonomi verileri 2017 için daha zor bir yıl olacağını gösteriyor. Her yönüyle değerlendirilmesi gereken ve gerçekçi yaklaşımlarla faaliyetlere yön verilmesi gereken bir sürece tanıklık ediyoruz. Diğer bir gerçek, inşaat sektörü ve özellikle yalıtım sektörü bu süreçte daha stabil bir zemine oturabilir. Bu da arzu ettiğimiz bir durum olarak 2017 ve sonrası için pozitif anlamlar taşıyabilir”.


Selçuk Aktepe
Nimeçatı Genel Müdürü ve Yön. Kur. Üyesi

“Temkinli Gitmek Yararlı Olur”


“Global ve ülkesel anlamda çok hareketli ve zaman zaman da olumsuzlukların yaşandığı bir yıl olmasına rağmen Nimeçatı olarak kötü bir sene geçirmediğimizi düşünüyorum. Esasen 2016’yı, büyük bir kazanç yılı olarak görmekten ziyade varlıklarımızı koruma yılı olarak değerlendirmek istiyorum. Bu bağlamda baktığımızda, Nimeçatı olarak bizlerin de varlıklarımızı (pazar etkinliği, güven, itibar, kredibilite vb.) koruduğumuz ve hedeflerimiz doğrultusunda az da olsa üzerine koyduğumuz bir sene olduğunu söylemek, sanırım en sağlıklı ve gerçekçi değerlendirme olacaktır. Bu yılın, çok yeni bir uygulamaya yönelmekten ziyade, geçtiğimiz yıl başlattığımız çalışmaları daha da pekiştirdiğimiz bir yıl olduğunu söyleyebilirim”.
Büyütmek de gerekiyor
“20. yılımızın arifesi olan 2017 yılı, firmamız açısından önemli adımların başlangıcı olacak. Bugün, 20 yıla çok yaklaşmışken şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum ki, yolumuzda dürüstlük ve doğruluk ilkelerimizden ödün vermeden ilerledik. ‘Büyümek yetmez, büyütmek de gerekir’ diyerek iş ortaklarımızla birlikte büyüdük. 2017 yılında, mevcut organizasyonumuzu yeniden yapılandırmayı planlıyoruz ve 2017’nin, devam edecek yatırımlarımızın temellerinin atıldığı bir yıl olmasını öngörüyoruz. 2017 ve sonrası için hedeflerimizin başında, iş ortaklarımızla olan çalışmalarımızı güçlendirmek ve bugüne kadar doğrudan veya dolaylı olarak yer aldığımız projelerde var olmaya devam etmek geliyor. Ayrıca bizim ve iş ortaklarımızın birçoğunun bulunduğu bölgeler, kentsel dönüşümün tam ortasında bulunduğundan, bu dönüşümde yer almaya da devam edeceğiz. Bunlar dışında, ileriye dönük hedeflerimiz elbette ki var. Orta ve uzun vadeli planlarımız mevcut ve gerekli görüldüğü noktalarda revize edilerek geliştiriliyor. Ancak bütün bu çalışmalarımızın odağında, yukarıda belirttiğim hususlar yer alıyor. Sonrası, zamanı geldiğinde açıklayacağımız, faydalı ve keyifli projeleri kapsıyor. Burada faydayı, yalnızca kendimize yönelik algılamıyoruz. Her zaman olduğu gibi, sektörümüzün gelişimi de öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor”.
“Yalıtım ve inşaat sektörünün, 2016 yılını ülkemizde yaşanan birçok olumsuz duruma rağmen yine de kötü bir yıl olarak geçirmediği kanısındayım. Bu yıl pazarda çok büyük oranda büyümeden ziyade firmaların kendi içlerindeki pazar paylarında yukarı ya da aşağı yönlü gelişmeler yaşadıklarını düşünüyorum. Keza bu durum, inşaat sektörü için de benzer şekilde oldu”.

Büyük beklentiler olmamalı
“2017 yılını, yalıtım ve inşaat sektörü açısından baktığımızda, herkes tarafından büyük hedeflerin ve beklentilerin konulmaması gereken bir yıl olarak görüyorum. Türkiye’nin yaşadığı gelişmeleri ve coğrafyamızdaki olumsuz olayların çok kısa vadede düzelemeyeceğini düşünürsek, buna bağlı olarak tahmin edilen büyüme oranlarını da dikkate aldığımızda temkinli gitmenin, hepimiz açısından daha yararlı olacağı kanısındayım”.


Volkan Dikmen
DKM İnşaat Genel Müdür

“2017 ve Sonrasına Güvenle Bakıyoruz”


“2016 yılını iki aşamada değerlendirmekte fayda var. İlk yarı inşaat sektöründe büyümenin yüzde 6,7 olduğu bir dönemdi. Kentsel dönüşüm projelerinin, mega projelerin, yatırımların artması sektörü canlı tuttu. Ancak ikinci yarıyılda Brexit, ABD seçimleri, dolardaki artış gibi küresel ekonomik gelişmeler, OHAL, terörle mücadele, Yakın ve Orta Doğu’daki olaylar tüm sektörler gibi inşaat sektörünü de etkiledi. İnşaat sektörü büyüme oranı yılsonunda yüzde 4,0-4,5 olarak revize edildi”.

Ürünler geliştirdik
“Sektördeki gelişmeler firmamıza da yansıdı. 2016 yılının ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 150 olan büyüme oranı, ikinci yarıyılda sürdürülebilir olmadı. Ancak ithal ettiği ürünlerle sismik koruma, titreşim kontrolü ve ses yalıtımı konularında faaliyet gösteren firmamız, 2014 yılında başlattığı Ar-Ge yapılanması sonrası öz kaynaklarıyla ürünler geliştirdi. Ulusal ve uluslararası pazarlardaki eksiklikleri, bina teknolojilerindeki gelişmeleri, tüketici ve yatırımcının Yeşil Bina sertifikalarına talebini gözönüne alarak geliştirilen ürünler yurtiçi ve yurtdışı projelerden talep aldı. Talepteki artış ise bizi ikinci yarıyılda kapasite artımına yöneltti”.
“Firmamızın TEYDEB ve KOSGEB destekli yeni Ar-Ge projelerinin hız kazanması, 2017 ve sonraki yıllara güvenle bakmamızı sağlıyor. Bunun yanı sıra inşaat sektörünün küresel ekonomi içindeki payının yüzde 10-12 olduğu dikkate alındığında, sektörün önümüzdeki dönemde ekonomik aktivitede daha yüksek bir paya sahip olma potansiyeli devam ediyor”.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelik

İnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g...
20 Mayıs 2024

nZEB 101

Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi...
23 Haziran 2022

Sürdürülebilir Konut

Sürdürülebilir konut dosyası...
21 Şubat 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.