Yalıtımın Toplam Kalite Yönetimi ile Olan Anlamlı İlişkisi - 2
“Yalıtım” ve “Toplam Kalite Yönetimi” (TKY) kavramları incelendiğinde aslında birbirleriyle uyumlu oldukları ya da bu iki kavramın en azından birbirleriyle uyumlu olmaları gerektiği kolayca anlaşılacaktır. Yalıtım dediğimizde hep severek kullandığım “zararlıların geçişini önleme” ana fikri, TKY dediğimizde de her bir süreçte, her bir girdide-çıktıda ve her bir sürecin kalitesinin kendi içerisindeki kontrolünde zararlıların istenmediği ve bir şekilde elenmek durumunda olduğu anlaşılacaktır. Daha önceki sayıda kalite ve yalıtım ilişkisinden bahsetmiştim. Bu makalede de yalıtımın TKY ve ilkeleri ile ilişkisini kısaca özetlemeye çalışacağım. Bunun için her zaman yaptığımız gibi konunun anlaşılması adına öncelikle TKY felsefesini kabaca özetleyelim... TKY ve İlkeleri TKY, bir Japon üretim yönetimi felsefesi olarak karşımıza çıkmaktadır. TKY’nin zaman içerisinde sadece üretim odaklı olmayıp, satınalma, satış ve pazarlama gibi iletişimsel süreçlerde de kullanıldığı görülür. Tarihçesine baktığımızda da 1950’li yıllarda 2. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Japonlar’ın sanayilerinin tekrar canlandırılması adına Amerikalı ünlü istatistikçi Edwards Deming tarafından oluşturulmuş ve ilgili dönemde büyük rağbet görmüş mükemmeliyetçi bir felsefe olduğu görülecektir. Bu noktadan bakıldığında Amerika’nın ünlü atom bombalarından sonra adeta günah çıkarma mantığında yaklaşıp Japonya’yı kalkındırmak istediği görülebilir. Fakat uluslararası ilişkilerin temel mantığına geldiğimizde hiçbir ülkenin menfaati olmadan bir başka ülkeye yardım etmediği bilinmektedir. Amerika’nın da bu mantıkla ilerleyerek, Japonya’nın sanayisini geliştirmek istemesinin nedeni olarak aslında doğu-batı ticareti dengelerinin tekrar sağlanması olduğu anlaşılmaktadır. TKY’nin mantığına geri döndüğümüzde TKY, adından da anlaşılacağı üzere yapılan herhangi bir işin tüm girdi-çıktılarında ve süreçlerinin yönetiminde; eğitimi, doğru iletişimi, takım çalışmasını, müşteri odaklı olmayı, doğru liderlik yönetimini ve sürekli olarak daha iyi olmayı baz alır. TKY, firmaların üst yönetiminden en alt çalışma birimlerine kadar tüm departmanlarına nüfuz etmelidir ki ancak bu şekilde başarılı olabilir. Üst yönetimin inanmadığı bir anlayışı alt departmanların uygulamasının sağlıklı olmayacağı gibi, ekip ruhunun olmadığı bir firmada bu felsefenin uygulanması da imkansız olacaktır. TKY’de bir kalite kontrol departmanı olmadığı gibi, her bir sürecin çıktısının kalitesi de, kendi içerisinde kontrol edilerek bir sonraki sürece sorunsuz bir girdi olmaktadır. Bu noktada, klasikleşmiş olan “bir sonraki süreç müşteridir” sözünü vurgulamak istiyorum. Her bir süreçte ve girdide her zaman doğru malzeme, zamanında yerine getirme ve sağlıklı uygulamalar ile kalite için yapılan yatırımlar kendisini kısa bir süre içinde amorti edeceğinden yine klasikleşmiş olan “Quality is Free” (Kalite Bedavaya Gelir) sözü konuyu açıklamak için önemlidir. Bunlarla beraber JIT (Just in Time-Tam Zamanında), bu felsefenin olmazsa olmazıdır; stoksuz çalışma ve her şeyin zamanında yapılması gerektiğine inanır. Bunlarla beraber firmalar içerisinde eğitim o kadar önemlidir ki, doğru ve gerekli bilgilerin paylaşılması, kaliteye inanan bir firmada üst yönetimin liderliği, takım çalışması ve doğru iletişim ile birleştiğinde tüm firmaya yayılan bir “Marka Kültürü” oluşmasını sağlayacaktır. İşte tam da bu nokta TKY’nin tüm firma bünyesine yerleştiğini gösterir. Marka kültürü, firmadaki tüm personelin firmanın markasına inanması ve tüm performanslarını o marka için harcaması anlamına gelir. Bilindiği üzere, birlik ve beraberliğin olduğu her ortamdan bir başarı çıkması kaçınılmazdır. Kollektivist bir kültüre sahip olan Japonlar’ın da bu felsefeyi bünyelerine uygulaması zor olmamıştır. Bu felsefenin kendine has belli başlı ilkeleri mevcuttur. Bunları kabaca aşağıdaki gibi özetleyebiliriz: 1) Müşteri Odaklılık: Adından anlaşıldığı üzere bu felsefede sürekli olarak dikkatten kaçmaması gereken nokta, her bir süreçte sanki bir müşteriye sunuluyormuş gibi bir düşünce ile çalışmanın esas olduğudur. Sürekli olarak müşteri odaklı olmak, aslında müşteriye istediğini değil, müşterinin işine yarayacağını (onun için kaliteli olanı) ona sunmaktır. Müşteriyi ön planda tutarak gerekirse maliyeti artırıp müşteriye kaliteyi vaat etmektir. 2) Sürekli İyileştirme (Kaizen): TKY’nin olmazsa olmazı olan sürekli iyileştirme, her bir yapılacak olan işin bir önceki işten daha iyi olması anlamına gelir. Yapılan tüm süreçlerin istatistiksel olarak kaydının tutulması ve bunlara bağlı olarak da hata ve maliyetlerin sonraki süreçlerde minimuma indirilmek istenmesi bir Kaizen felsefesidir. İstatistiksel veri analizi, bu ilkenin olmazsa olmaz bir aracıdır. 3) Süreç Yönetimi: İster bir üretim süreci, ister bir satış ya da lojistik süreci olsun devamlı olarak yapılmak istenen, ilgili sürecin kendi içerisinde kalitenin kontrolünün sağlanmasıdır. Kalite kontrol departmanını gereksiz bulan TKY, doğru ve en düşük maliyetli kalitenin, ancak her bir sürecin kendi içerisindeki kalite kontrolü sayesinde olabileceğini söylemektedir. Bir sonraki süreci müşteri olarak görmeyi bir örnekle açıklamak istersek, mutfakta yemeği yapan aşçının garsonu müşteri olarak görüp, son ürünmüş gibi davranarak en kaliteli biçimde garsona yemeği sunmasıdır. 4) Sürekli Eğitim: Doğru ürün, doğru iletişim ve nihayetinde doğru çıktılar ancak ve ancak sürekli eğitimin var olduğu kurumlarda olacaktır. İnsan, eğitime muhtaç bir varlıktır ve sürekli doğruyu yapabilmesi, onun yaptığı işi iyi bilmesi ve kendini sürekli olarak güncelleyebilmesinden geçmektedir. 5) Takım Çalışması: TKY’nin vazgeçilmezi olan bu kavramın özellikle son 10-15 yıldır değeri iyice anlaşılmış olup, doğru işlerin ancak doğru ve uyumlu bir ekipten var olacağı gerçeğini net bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözümüz de takım çalışmasını müthiş bir şekilde özetlemektedir. 6) Liderlik: Firma içerisine adapte edilmek istenen ve tüm personel tarafından uygulanması istenen bir felsefe, ancak üst yönetimin buna inanmasıyla ve onun liderliğinde mümkün olacaktır. Gerçek liderlik, ancak ona inanan ve personeline de inandıran bir yönetimden oluşmalıdır. 7) Karşılıklı Fayda Sağlama: İnsanlar da uluslararası ilişkilerin gerçeği olan menfaat kıstasları dahilinde çalışmak isterler. Bir personel ancak kendisine menfaati olduğunu düşündüğü bir işte/pozisyonda çalışır. Bu gerçeği gözardı etmeyen TKY, kişinin hem kendisine hem de birbirlerine fayda sağlatmayı amaçlayarak bir sinerji oluşturarak başarıyı yakalatmak ister. Tüm bu anlatılanlar aslında dikkatli bir gözle izlendiğinde, TKY’nin, modern pazarlama ile ne kadar örtüştüğünü kolayca göstermektedir. Daha önceki yazı dizisinde de anlatmaya çalıştığım gibi pazarlamanın, yalıtım sektörünün amacı ile olan uyumunun benzerliği, TKY’nin yalıtım mantığı ile olan uyumunda da mevcuttur. Yalıtım ve TKY İlişkisi Her zaman açıklamaya çalıştığım gibi yalıtımı ısı, su, ses ve yangın olarak bir bütün halinde ele almak gerekir. Zararlıların geçişini önlemek tüm bu yalıtımlar dahilinde de geçerlidir. Yukarıda çok özet halinde açıklamaya çalıştığımız TKY felsefesi, anlaşılacağı üzere doğru ürün ile birlikte doğru uygulamayı da beraberinde getirmektedir. Sektörümüz için de bildiğimiz, doğru ürün ancak doğru uygulama ile amacına ulaşacaktır mantığı TKY için de geçerlidir. Hatırlanacağı üzere sektörümüzün ürünleri kendi başlarına bir yarı mamul olup, ancak uygulandığında tam mamul olmaktadır. Yani, bir yalıtım sağlanmaya çalışılırken aslında iki ayrı ürün sunulur: “Ürün” ve “Uygulama”. İkisini de ayrı ayrı birer ürün olarak görmek gerekir. Bu mantıkla baktığımızda TKY’nin de gerek ürünün üretim sürecinde gerekse ilgili ürünün uygulama sürecinde kalitenin, süreç yönetiminin, sürekli iyileştirme ve müşteri odaklılığın baz alınması bize aslında yalıtım süreçlerinde de bunu uygulamak durumunda olduğumuzu hatırlatmaktadır. Mantolama ya da çatıda yapılan bir ısı yalıtımında, ara bölme ya da hacim içi bir akustik düzenlemede, temel ya da çatıdaki bir su yalıtımında veya herhangi bir yangın yalıtımında TKY’nin ilkelerini uygulamamız gerektiğinin önemi gayet açıktır. Tüm bu yalıtım süreçlerinde amaç, ortaya daha yüksek kalite, daha düşük maliyet, daha yüksek bir ergonomi ve daha sağlıklı ürünler ortaya koymaktır. TKY de ilkelerini üretim ya da satış-pazarlama fark etmeden tüm süreçlerde uygulatarak biraz önce saydığımız ürünleri ortaya çıkartır. Yalıtım sektöründeki ürünleri ve uygulama biçimlerini düşündüğümüzde yalıtımın, müşteri odaklı olması, sürekli iyileştirmeye ve süreç yönetimine ihtiyaç duyması, takım çalışmasına sahip olması ve sürekli eğitimin var olması, eğer ki tam anlamıyla bir kalite bekleniyorsa kaçınılmaz bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu açıdan yaklaştığımızda sektörümüzde aslında TKY uygulandığı/uygulanması gerektiği ortaya çıkar. Gerek üretici firmaların gerekse uygulamacı firmaların, hem üst yönetimleri hem de satış-pazarlama ve uygulama personellerinin bu felsefe dahilinde çalıştığını düşündüğümüzde kalitenin artacağı, maliyetlerin de düşeceği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. İlginizi çekebilir... Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini SürdürüyorChemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor.... Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel GüvencedirGüvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ... Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli YapılarBinalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.