E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

2016'ya Girerken...

2016'ya Girerken...

22 Ocak 2016 | DOSYA
142. Sayı (Ocak 2016)

2. Bölüm Geçen sayımızda ancak ilk bölümünü yayınlayabildiğimiz, sektörde faaliyet gösteren dernek temsilcileri ve firma yöneticilerinin 2015 yılını değerlendirdikleri, 2016'ya yönelik öngörülerini özetledikleri görüşlerinin 2. bölümünü de bu sayımızda sizlerle paylaşıyoruz.

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar
“Sıçrama da Olmayacak, Durağan da Geçmeyecek”



“2016 ve sonrası için sürekli verdiğimiz bir mesajımız var: ‘İnovasyon’, ‘Ar-Ge’, ‘Markalaşma’ ve ‘Sürdürülebilirlik’. 2015 yılını bu bakış çerçevesinde Ar-Ge ve inovasyon yılı olarak geçirdik. 2016 ve sonrasından umutluyuz. 2023 vizyonuyla 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefleyen ülkemizde, inşaat malzemesi sanayicileri olarak 20 milyar dolar seviyelerinde olan ihracatımızı 5-10 yıl gibi kısa bir sürede 50 milyar dolara, hatta 100 milyar dolara çıkarmamamız için hiçbir neden yok. Biz, sektör olarak bu gücü ve vizyonu kendimizde görüyoruz. Türkiye inşaat malzemeleri sektörü dünyada 5. sırada yer alıyor. Gerekli siyasal ve ekonomik koşullar sağlandığında mevcut pazarın 2-3 katına çıkması hayal değil. Günümüzdeki gelişmiş ülkeler, bu gelişmişlik seviyesine, yarattıkları güçlü sanayi, eğitim, nitelikli iş gücüne, Ar-Ge’ye yatırım yaparak, inovatif üretimi destekleyerek, global pazarda rekabet edebilecek şirketler yaratarak ulaştılar. Biz de İMSAD olarak, daha önce elde edilen başarı stratejilerini kendi yapımıza entegre etme hedefindeyiz. Bu çerçevede İMSAD Sektörel Gelişim Toplantılarımız, Gündem Buluşmalarımız, İnşaatta Kalite Zirvesi gibi periyodik toplantı ve oturumlarımıza devam ederek, sektörler ve liderler arasındaki know-how alışverişine destek vermeyi sürdüreceğiz”.
“2015 yılı alınan konut ve konut dışı bina yapı ruhsatları bir dönem sonraki inşaat harcamaları için önemli bir öncü gösterge olmaktadır. 2014 yılında alınan yapı ruhsatlarında önemli bir artış yaşanmıştı. 2015 yılının ilk dokuz ayında ise alınan toplam yapı ruhsatları metrekare olarak geçen yılın ilk dokuz ayına göre yüzde 24,8 azalarak 132,3 milyon m2ye gerilemiştir. Alınan konut yapı ruhsatları ise yine bir önceki yılın ilk dokuz ayına göre metrekare bazında yüzde 25,2 azalarak 98,0 milyon m2ye inmiştir. Alınan yapı ruhsatları içinde konut dışı bina ruhsatlarında da gerileme yaşanmıştır. Konut dışı binalar için alınan yapı ruhsatları da 2015 yılının ilk dokuz ayında yüzde 23,4 azalarak 34,3 milyon metrekareye düşmüştür. Konutlar için alınan yapı ruhsatları ve yapı izinleri 2015 yılının ilk dokuz ayında, geçen yılın ilk dokuz ayına göre gerileme göstermektedir. Daire sayısı olarak ilk dokuz ayda gerileme yapı ruhsatlarında yüzde 23,6, yapı izinlerinde ise yüzde 10,0 olmuştur. İnşaat sektörü güven endeksi yılın ilk çeyrek döneminde artmış, ikinci çeyrekte ise durağanlaşmıştı. Üçüncü çeyrekte ve Ekim ayında ise önemli ölçüde gerilemişti. İnşaat sektörü güven endeksi Kasım ayında erken genel seçim sonrası iyileşen beklentilere bağlı olarak hızlı bir yükselme göstermiştir. Güven endeksi geçen yılın Kasım ayı seviyesinin de 2,3 puan üzerine çıkmıştır.”
“Yılın ikinci yarısında konut satışları artışındaki yavaşlama, Eylül ayında gerilemeye dönüşmüştü. Ekim ayında ise konut satışları yeniden yüzde 8,8 artarak 104.098 adet olarak gerçekleşmiştir. Genel seçim öncesi dalgalanmaların yaşandığı ve konut kredi faizlerinin arttığı koşullar içinde konut talebi devam etmiştir. Ekim ayı konut satışlarındaki artış, önümüzdeki aylar için önemli bir potansiyeli işaret etmektedir. Yılın ilk on ayında ise konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,3 artarak 1.040.713 adede ulaşmıştır. Yılın son iki ayında genel seçim sonrası ortaya çıkan iyimser beklentiler çerçevesinde konut satışları kademeli olarak artabilecektir. Böylece 2015 yılında geçen yılın üzerinde konut satışı gerçekleşmiş olacaktır. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6,7 küçülmüştü. İkinci çeyreğinde yüzde 1,4 büyümüştü. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 0,3 gerilemiştir. Böylece yılın ilk dokuz ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi ortalama yüzde 1,9 küçülmüştür”.
“2015 yılında ekonomi, seçimlerin ve bölgemizdeki siyasi gelişmelerin gölgesinde kaldı. Seçimler kendi ekonomilerini yaratır, seçim olan senelerde özellikle iç piyasada hareketlilik görülür, ancak bu yıl pek öyle olmadı. Türkiye İMSAD olarak 2013 yılı Ağustos ayından bu yana İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksini hazırlıyoruz. Endeks anketlerini de analiz ettiğimizde, 2015’te beklentiler ve güven endekslerinde taban seviyenin altını gördük. 1 Kasım seçimleri sonrası tek parti hükümetinin kurulması, istikrar ortamının süreceğine ilişkin işaretlerin belirmesiyle Kasım ayı anketinde toparlanma ibarelerini gördük. Ancak son dönemde Rusya ile yaşadığımız uçak krizi sonrası gelişmeler, Suriye’deki iç savaş ortamının devam etmesi ve terörün ülkemizle birlikte gelişmiş ülkelere kadar sirayet etmesi, 2016 yılının siyasal anlamda hareketli geçeceğine işaret ediyor. Tabi bu hareketlilik ekonomik gidişatı da etkileyecektir. Nitekim, Rusya ile yaşananlar bunun en açık göstergelerinden biri. 2016’nın ilk günleriyle birlikte özellikle Rusya ile ilişkilerimizin bir an önce normale dönmesini umuyoruz. Zira, inşaat malzemesi sektörü olarak, Rusya ile yaşanan sorunlar doğrudan sektörümüzü etkiliyor. Öte yandan, 2016 yılı için en belirleyici etken, 64. Hükümetin programında belirttiği ‘istikrarlı ve güçlü ekonomi’ için atacağı adımlar olacak. Enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi ve askeri ücretle ilgili atılacak adımlar, sanayiyi de etkileyen faktörler olacak. Tüm bu gelişmeler ışığında, 2016 yılında hükümetin programında vaat ettiği politikaları uygulayacağını öngörerek değerlendirmede bulunduğumuzda gelecek yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 3,5-4,0 seviyelerinde büyüyeceğini öngörüyoruz. 2015 yılında konut ruhsatı başvurularında ciddi bir düşüş oldu. Bu, gelecek yıl başlayacak projelere ilişkin de öngörüde bulunmamıza olanak veriyor. Özel sektörde devam eden ve yeni başlayacak projeler ile kamu yatırımlarının devam ettiğini düşünürsek 2016 yılı, inşaat sektörü için bir sıçrama yılı olmayacak, ancak durağan da geçmeyecektir. Biz, inşaat malzemesi sanayicileri olarak inşaat sektörünün 2016 yılında yüzde 3,5-4 seviyelerinde büyüyeceğini öngörüyoruz”.

EPSA Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir
“Özel Bir Yıl Geçirdik”



EPSA olarak bu yıl bizim için oldukça özel bir yıl oldu. Dönem başında ülke çapında yer alan bayi alt yapımızı güçlendirmeyi hedeflemiştik. Yönetim takımımızın ve sahadaki arkadaşlarımızın yoğun çabaları ve çalışma temposu ile bu süreci en verimli şekilde değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Süreci hızlandırarak bayilerle daha sıkı ilişkiler kurmamızı sağlayan, her daim geliştirerek güncel tuttuğumuz ürün portföyümüzü de göz ardı etmemek gerekir. Özellikle yapı kimyasalları alanında önem verdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımız ile ısı yalıtım ve mantolamaya dair her türlü ihtiyaca yönelik ürünü bünyemizde bulundurmaya çalıyoruz. Hedefimiz doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalarla, bayilerimizle ve kurduğumuz güçlü ilişkilerimizle yeni yıla daha sağlam başlayacağımız inancındayım”.
“2015 yılındaki hedeflerimizi gerçekleştirerek başarılı bir grafik sergilediğimizi düşünüyorum. Yalıtım malzemeleri denilince akla ilk gelen marka olmak istiyoruz. Bunun için de var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Yalıtım sektörü durmak bilmeyen bir sektör. Gerek çalışanlarınız gerek ürünlerinizle her daim yeniliklere hazır olmak, kendinizi geliştirmek ve ihtiyaçlara çözüm üretmek zorundasınız. Şirket olarak benimsediğimiz bu vizonumuzu 2016 yılında da sürdürmeyi hedefliyoruz. Ayrıca her daim geliştirdiğimiz ve güncel tuttuğumuz ürünlerimizin daha geniş yelpazede kullanılması ve uygulamada tercih edilmesine yönelik hayata geçirdiğimiz EPSA Usta Eller Kulübü projesine hız kazandırmak istiyoruz. Ürünlerin üretim kısmından başlayan süreç, bayiler ve ürünlerimizi tercih ederek uygulayan ustalar kanalıyla devam ediyor. Ürünlerin kalitesi doğru uygulama ve kullanım ile gerçek değerine ulaşıyor. Bu pencereden bakarak ürünlerimizin kalitesine değer katan ustalarımıza yönelik yaptığımız çalışmalarımızla, ustalarımızla aramızdaki bağları kuvvetlendirmek istiyoruz”.
“Yalıtım konusunda tüketici bilincinin her geçen gün artması, sektörün giderek büyümesini sağlıyor. Yalıtım bilincinin topluma yerleşmesinde geliştirilen projeler ve devlet eliyle yapılan mühim düzenlemeler yadsınamaz bir önem teşkil ediyor. 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak çıkartılan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile 2017 yılına kadar binalarda zorunlu hale gelen Enerji Kimlik Belgesi de bunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını amaçlayan, çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırmasını içeren Enerji Kimlik Belgesi için en önemli koşul ise ısı yalıtımı. Hayata geçmesi planlanan düzenlemeyle yalıtım sektörünün öneminin anlaşılacağı ve sektörü daha da canlandıracağı düşüncesindeyim.  Yıl içinde karşılaştığımız önemli gelişmelerden bir diğeri ise yürürlükteki İmar Yönetmeliği’nin sektörün talepleri doğrultusunda 2016 yılı sonuna ertelenmesi. Zira konut piyasasında yaşanabilecek herhangi bir aksaklık, bu sektörle bağlı birçok alanı doğrudan etkileme ihtimaline sahip. Yeni imar uygulamasını birçok açıdan sektörün değişen ihtiyaçlarına cevap verebilme kabiliyeti açısından yararlı ve faydalı buluyorum. Bununla birlikte konut piyasasına malzeme üreten bizim gibi kuruluşlar için de bu önemli bir karar”.

Eryap Grup CEO’su Emrullah Eruslu
“Yüzde 20 Büyüme Hedefliyoruz”



“Bu yıl seçimlerin etkisi ve ülkemizin etrafındaki koşullar nedeniyle ihtiyatlı hareket etmemiz gerekse de hedeflerimize ulaştık. Özellikle kentsel dönüşüm sürecinin devam etmesi tüm ürün gruplarımızda hedeflerimize ulaşmamız açısından da bir fırsat oldu. Bu yıl içerisinde yine neredeyse tüm ürün gruplarımızda yeni ürün ve hizmetler ürettik. Su yalıtımı konusunda lider markamız olan Focus Membran’ın arduazlı ürünlerinde ürün geliştirme çalışması yaparak, ürünlerin fiziksel yapısını güçlendirdik. Wooler taş yününde Desibel (alçıpan levha kompozeli taş yünü plaka), yangın kapı levhası, manto ve teras çatı grubunda piyasa beklentilerine yönelik 2 yeni ürün grubu, bacacılar için Pro grubu özel baca cidarı yalıtım levhası gibi ürünlerle bu alandaki iddiamızı artırdık. Yine Wooler tarafında sektörde bir ilk olarak teras çatı ve manto taş yününde paletli ve shrinkli ambalajlamayı gerçekleştirdik. Bu sayede bayilerimiz ve saha da bu ürünü uygulayıcılar indirme-yükleme kolaylığı, stok alanı tasarrufu, dış alanda ürünleri stoklama, ürünleri katlara kolay taşıma gibi birçok avantaja sahip oldular. Yine diğer ana ürün gruplarımızdan Winer kapı pencere sistemlerinde, yeni oval ve ekonomik serilerimiz ile bayilerimizin pazardaki rekabet gücünü artırdık. Bonuspan ısı yalıtım levhalarında Türkiye de yine bir ilk olarak 700 kPa basma dayanımına sahip ürün ürettik”.
“Gerçekleştirilmesi için yıllardır çaba gösterdiğimiz, 2015 yılında hayata geçirilen Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişiklikler, yalıtım sektörünün ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra yangın yalıtımı ve güvenliğini de güçlendiren, dolayısıyla vatandaşın can güvenliğinin sağlanması hususunda da önemli adımlar atılmasına önayak olan hükümler içeriyor. Bu yönetmelik aynı zamanda yangın sistem performansı dayanıklılık testini de zorunlu kılıyor. Biz American Siding ürünümüz için bu testi gerçekleştirdik. Yönetmeliğin gerektirdiği diğer şartlar için de sektörümüze katkı sağlamak amacıyla üzerimize düşen görevleri yapacağız. 2016 yılında ısı, su, ses ve yangın yalıtımı üreten sektörde olgunlaşmış bir firma olarak sadece rakamlarla belirlenen hedeflerle değil, sosyal paydaşlarımızın ve müşterilerimizin tamamını kapsayacak şekilde yeni projeleri hayata geçirmeyi hedefleyerek bütün ürün gruplarımızda yapacağımız yatırımlarla da yüzde 20 gibi bir büyüme hedefliyoruz”.
“Önce 7 Haziran seçimlerine giden süreç, sonra 7 Haziran-1 Kasım arası hükümet kurma çalışmaları, sonra yaşanan acı olaylar, sonrasında 1 Kasım’da yapılması planlanan seçimlerin beklentisi, sektörde yapay bir ‘bekle-gör’ havası estirdi. Ancak bu havaya rağmen firmaların çoğu bundan çok fazla etkilenmediler ve çalışmalarını, projelerini sürdürdüler. Dolayısıyla inşaat, yalıtım ve yapı sektörünün, diğer hemen tüm sektörlerin aksine, durgunluğa veya bekleme sürecine girdiğini söylemek yanlış olur. Sektör 2015 boyunca en fazla vites küçültmüş bir halde devam etti diyebiliriz. 7 Haziran’dan sonra ortaya çıkan tablo ve yaşanan süreç de buna dahil. Oluşan koalisyon tablosu, koalisyon formüllerinden hiçbirinin gerçekleşememesi, üstüne yaşanan terör olayları ve sektörün geleneksel durgunluk ayı olan Ramazan’a rağmen sektörümüz yoğun bir şekilde çalışmaya, kazanmaya ve kazandırmaya devam etti. Bunda kentsel dönüşümün etkisi tabii ki son derece yüksek. Türkiye’nin ve özellikle de İstanbul’un kaderinde yer alan deprem gerçeği, kentsel dönüşüm sürecinin seçim, kriz, durgunluk tanımamasına sebep oldu. Bu da sektörün ivme kaybetmesini engelledi. 1 Kasım seçimlerinden de siyasi istikrar çıkmasıyla durum daha da ümitli bir hal aldı. Eğer 1 Kasım seçimlerinden siyasi istikrar çıkmamış olsaydı 2016’yı sorunlu bir süreç şeklinde geçirme riskimiz olabilirdi. Fakat seçimlerden tek parti iktidarının çıkması elimizi oldukça rahatlattı. Bu noktadan sonra yatırım için bekleme pozisyonuna geçen tüm oyuncuların birbiri ardına yatırım kararı alacağını, bu davranışın da tüm inşaat, yalıtım ve yapı sektörüne ciddi bir hareketlilik getireceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl için en büyük problem, bu yıl içerisinde alınmış yeni yapı ruhsatlarındaki ciddi düşüşün etkisi olacak. Bilhassa artık son 6 aylık dönemde ruhsat alımındaki bu düşüşün işlerimize yansımasını 2016’nın genelinde hissediyor olacağız. Talebin azalacağı bu dönemde fiyat istikrarını sağlamak bir hayli güç olacak. Kârlılığın nispeten azalacağı bu yeni yılda özsermaye yeterliliğinin önem arz edeceğini düşünüyorum. Yine sektörümüzün sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyüme sağlayabilmesi için tek çıkış yolunun, gelişmiş ülkelerdeki yalıtım ürün ve uygulama standartlarının hızlıca ülkemizde hayata geçirilmesi olacaktır”.

Hekim Yapı A.Ş. Genel Koordinatör Yardımcısı Özge Hekim
“2016’da da Yatırımlara Devam Edeceğiz”



“Firmamız 2015 yılını, hedeflediğimiz şekilde yaklaşık yüzde 25 büyüme ile kapattı. Bu büyümenin içinde en önemli kalemlerin %40 artış ile üretim ve %30 artış oranı ile satış olduğunu söyleyebiliriz. Oranlar sektör gelişimlerinin bir hayli üzerinde. Yıllardır devam eden istikrarlı gelişim yöntem ve yönetim anlamında üstün bir başarının göstergesidir. 2015 yılı da önceki yıllar gibi yatırım yılımız oldu. Özellikle profil, metal kiremit ve diğer çelik yapı parçaları üretimlerimiz ile diğer üretimlerimize yardımcı montaj elemanlarını üretecek yeni bir fabrika (HEKİM PROFİL) yatırımımız faaliyete geçti. Aynı lokasyonda yılsonu itibariyle sandviç panel sektöründeki taşyünü ve EPS’li üretimlerimize kardeş bir ürün (poliüretanlı sandviç panel) fabrikamız da üretime geçti. Güçlü ve köklü üreticilerin olduğu poliüretanlı sandviç panel sektöründe de, diğer üretimlerimizde olduğu gibi en kaliteli ürünü en uygun maliyetle, en doğru zamanda ve en iyi hizmetle sunmak ilk hedeflerimiz olacaktır. Fabrika yatırımlarımızın yoğun olduğu bölgelerden biri olan Hendek üretim tesislerimizde konumlandırılan diğer 6 fabrikanın yanında bu yeni 2 üretimimizle de tüm bölgelere yakınlığımızla nakliye avantajımızı kullanacağız”.
“Yıllardır test ettiğimiz ve tecrübelendiğimiz şekilde 2016 yılında da yatırıma ve yeni yatırım hedeflerinin oluşturulmasına devam edeceğiz. Özellikle nakliye filomuza yeni araçların eklenmesi, mevcut kapasitelerimizin HEKİMBOARD yüzey kaplama malzemelerinde artırılması, Hekimpor ürünümüze yeni bir enjeksiyon hattı ve 4 metre blok üretiminin eklenmesi ve henüz fizibilitesi aşamasında olan taşyünü üretimi gibi planlarımızın 2016 yılında hayata geçmesi için çalışmalara devam edeceğiz. Ar-Ge çalışması olarak daha düşük yoğunlukta Hekimboard yüzey kaplama ürünlerini, yeni dokulu doğal çimento levhaları, firmamızın ürettiği Hekimplast ürünlerimizin ürün gamı yelpazesini genişletmek sayılabilir”.
“İnşaat ve yalıtım sektörü 2015 yılını hem olumlu hem de olumsuz geçirdi. Kentsel dönüşüm projeleri, büyük özel ve kamu projeleri ki bunların içinde tüm ülke çapında hastaneler, spor tesisleri, okullar vs. sayılabilir, inşaat sektöründe ciddi bir canlılık oluşturmakla beraber, seçim ortamı ve siyasal belirsizlikler, uluslararası dengesizlikler, bölgesel istikrarsızlıklar da tam tersi negatif etki yaratmıştı. Ülkede krizlerin doğru yönetilmesiyle iktisadi kültürün oluştuğunu görebiliyoruz. Büyüme rakamlarında istikrar ve enflasyon baskısının büyümeyi engellemeyecek şekilde kontrol altında olması önümüzdeki dönem için ümit vericidir. Aynı pencereden baktığımızda 2016 yılının da 2015’e yakın geçeceğini tahmin ediyoruz. Ama 2015 örneğinde olduğu gibi 2016 yılını da kontrollü bir şekilde büyüyerek ve dünya pazarlarına girerek geçireceğimizi düşünüyoruz. Her yıl olduğu gibi 2016’da da kültürümüzün gereği olarak yatırımlarımıza devam etmeyi planlamaktayız”.

Isıdem Genel Müdürü Murat Erenoğlu
“2015 Olumlu Geçti”



“2013 yılında üretme kararı aldığımız Elastomerik Kauçuk Köpüğü ürünü için Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ne 30 milyon TL değerinde yatırım yaptık. 2015 yılının ilk çeyreğinde üretimine başladığımız ISIDEM Coolflex Elastomerik Kauçuk Köpüğü ürünü ile yıl içerisinde ondan fazla uluslararası fuara katılarak, ürünü sektör profesyonellerinin beğenisine sunduk. Ürün tanıtımı için yoğun çaba gösterdiğimiz bu dönemde Coolflex ürünüyle hem yurtiçinde hem de yurtdışında büyük ses getirdik. Ayrıca Eskişehir’de bulunan üretim tesisimiz Amerikan Green Building Council tarafından verilen LEED sertifikasını almaya hak kazandı. Böylelikle yalıtım sektöründeki ve Eskişehir ilindeki ilk LEED sertifikalı üretim tesisine sahip olduk”.
“Yapılan araştırmalara göre 2015 yılında 22,8 milyar dolar olan HVAC sektörü global pazarının, 2024 yılına kadar 47,5 milyar dolar olması bekleniyor. Bu veriler ışığında tüm üretim ve satış stratejilerimizi sağlam bir zemine oturtup, sektörde oluşabilecek fırsatları firmamızın lehine çevirmeyi hedefliyoruz. Sektörde oluşan talebe karşı, ekonomik çözüm ve üstün kalite standartlarımızla müşterilerimize ulaşarak yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabet gücümüzü artıracağız. Kurumsallaşma çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışı dağıtım kanallarımızı artırıp, müşteri talep ve beklentileri sonucunda, pazarda ihtiyaç duyulan yeni ürünleri ürün gamımıza ekleyeceğiz”.
“Bildiğiniz üzere 2014 yılında yaklaşık yüzde 9 büyümeyle en çok büyüyen sektörlerden biri inşaat sektörüydü. 2015 yılında ülkemizde yaşadığımız seçim süreci ve çevre ülkelerde ekonomik ve politik belirsizlikler ister istemez tüm sektörleri ve firmaları etkiledi. Buna karşın ülkemizde inşaat sektörünün Avrupa standartlarında ve üzerinde çalışmalar yapması, konut dışı ofis, hastane, AVM, ticari ve endüstriyel binalar gibi yapılara olan talebin artması, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri pazarın ayakta durmasını sağladı. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda 2015 yılının her şeye rağmen firmamız adına olumlu geçtiğini söyleyebiliriz”.
“Üretilen kamu ve özel sektör projelerine baktığımızda, önümüzdeki süreçte konut dışı yatırımların (AVM, ofis, hastane, otel vb.) ivme kazanacağını öngörüyoruz. Kentsel dönüşüm projelerinin hız kesmeden devam etmesi ve evlerden ticari işletmelere kadar enerji tasarrufu ve verimliliğe olan ilginin artması, 2016 yılında inşaat ve yalıtım sektörünün büyümesini sağlayacak. Ayrıca tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Yeşil Bina kriterlerine uygun binalara olan talebin de artmasını bekliyoruz”.

Knauf Satış Müdürü Erdil Dinçer
“Rekabetin Yoğun Yaşanacağı Bir Yıl Olacak”



Knauf tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapı malzemelerinde birçok branşta faaliyet gösteriyor. Uzun vadede Türkiye pazarında kendimizi görmek istediğimiz yer için kısa vadeli iddialı hedeflerimiz var. 2015 yılı içinde yılsonuna doğru yaklaştığımız bugünlerde görüyoruz ki hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz. Knauf olarak, her zaman yenilikçi bakış açısıyla, dış cephe ısı yalıtım sistemleri konusunda da standartları yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu yaklaşımımızla bu yıl Knauf Mantolama olarak yeni ürün lansmanlarımız oldu. Bunlardan bizim için en özeli Sandstone-Design ürün grubumuzdu. Bu yıl 18 Haziran’da Almanya’nın Bonn kentinde 12.’si düzenlenen Plus X Award Ödülleri’nde Sandstone-Design ürün grubumuzla 2015 yılının en inovatif ürünü ödülüne de layık görüldük”.
“Ülkemizde Knauf markasının kuru yapıdaki yeri bambaşka. Artık Knauf grubunun çimentolu kuru harçlar ve ısı yalıtımındaki uzmanlığını ve global tecrübesini de ülkemize taşıyoruz. Plus X Award ile gelen ödül ile başarısı perçinlenen bir ürünü ülkemizde tüketiciyle buluşturmamız da bu yaklaşımımızın bir parçası. 2016 yılı ve sonrası için de sektöre yenilikler sunacağımız, global tecrübemizi hızlı bir şekilde ülkemize de adapte edeceğimiz bir dönem olarak görüyor ve planlıyoruz. Bizim yaklaşımız sadece pazarın hazır olduğu çözümleri sunmak değil, pazara yön verecek ürün ve çözümleri tüketiciyle buluşturmak üzerine kurulu. Yeniliklerimiz sadece ısı yalıtımı konusunda değil, yalıtımın tüm branşlarında gerçekleşecektir. Bu açıdan Knauf olarak bize heyecan veren bir dönemdeyiz”.
“2015 yılını zannediyorum ‘rekabet’ kelimesi ile hatırlayacağız. Büyümenin beklentinin altında kalması, döviz kurlarında yaşanan değişimler, üretim maliyetlerinin artışı ve pazara doğru oranda yansımaması, rekabete en büyük zemini hazırlayan nedenler oldu. Dış cephe ısı yalıtımı tarafından bakacak olursak, 2014’ün biraz üzerinde kapanacak bir pazar büyüklüğü oldu diyebiliriz. Tabii ki sektördeki büyüme beklentisi gerçekleşenden daha yüksekti. Özellikle son üç yılda büyüme ivmesinin küçüldüğünü görüyoruz. İvmeyi artırmamız için kamu tarafından yalıtım ile ilgili pazara katalizör etkisi yapacak daha fazla eyleme ihtiyaç duyuluyor. Bu arada güzel gelişmeler de oluyor. Temmuz ayında binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelikte yapılan revizyon, pazara doğru yön verme adına olumlu bir gelişme. Bu revizyon ısı yalıtımı uygulamalarındaki sistem seçiminde yangın güvenliğini de önemli bir yere getiriyor”.
“2015’te olduğu gibi 2016’da rekabetin yoğun yaşanacağı bir yıl olacak gibi görülüyor. İnşaat yatırımlarının 2015’e göre hızlanacağı, hem özel sektörün hem de kamunun inşaat yatırımı harcamalarının artacağı bir yıl bekliyoruz. Halen 15 milyonun üzerinde yalıtımsız konutumuzun olması nedeniyle yeni inşaat yatırımları kadar mevcut yapılardaki yalıtım yatırımları ve kentsel dönüşüm projeleri de sektör için önemini koruyor. Yalıtım için daha alınacak çok yol, yapılacak çok iş olsa da artık ‘yalıtım zamanın ruhuna işlemiştir’. Bu açıdan yalıtım sektörü için her geçen yılın bir öncekinden daha iyi olacağı kaçınılmazdır”.

Knauf Insulation Genel Müdürü Emre Gürcan
“İki Haneli Rakamları Yakalayabileceğimizi Düşünüyorum”



Knauf Insulation olarak 2015 yılı hedeflerimizi yakaladık diyebilirim. Eskişehir fabrikamızdaki ilk tam yıllık üretim ve satış olması açısından bizim için önemliydi. 2015 yılında birçok yeniliğe imza attık. Paletizasyona ilk geçen firma bizdik. Ayrıca yoğunluk (kg/m3) satıştan, ısı yalıtımında asıl olması gereken lambda bazlı satışa geçişte öncülük yaptık. Yeni nesil ‘Ecose’ teknolojisi ile düşük fenol ve formaldahit ile üretim yapan ilk firma yine bizdik. Yeniliklerimize önümüzdeki yıl içinde de devam etmeyi düşünüyoruz. Yeni yatırım olarak Japonya pazarına özel üretim yapacak özel bir hat kurduk. Ayrıca 2016 yılı başında faaliyete geçecek birkaç irili ufaklı yatırımımız da mevcut. Bizim en çok üzerinde durduğumuz alanların başında ihracat geliyor. 2015’te birkaç yeni pazara giriş yaptık. Ancak asıl hedefimizde olan büyük pazarlar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Özel ürünler, sertifikasyon gibi konular zaman alıyor. Yine de bunların önümüzdeki yıl içinde hayata geçeceğini söyleyebilirim. 2015’te üreticilerin birçoğunun hacimsel satışlarının arttığına inanıyorum. Ancak rekabet de aynı oranda arttığı için gerek üretici, gerek de bayi kârlılıklarının yıl içinde stabil kaldığı görülüyor”.
“2016’da hedeflerimizin en başında, biraz önce bahsettiğim gibi ihracat pazarında büyümek geliyor. 45 bin ton kapasiteli mineral yün fabrikamız Türkiye pazarı için çok yüksek bir kapasiteye sahip. Bu nedenle kapasitemizi, lojistik olarak anlamlı olan yeni pazarlarda kullanmayı hedefliyoruz. Bunların başında Uzakdoğu ve Afrika pazarları mevcut. İkinci önemli bir hedefimiz de, Türkiye’de maalesef az bilinen ve az önemsenen çatı yalıtımının tanıtımı üzerinde durmak. Burada ülke ekonomisine ve bireysel bütçeye müthiş bir avantaj potansiyeli mevcut ama yeterince değerlendirilmiyor. Bu konuda halkımızı daha çok bilinçlendirmek için çabalayacağız”.
“2015’te yalıtım sektöründe büyüme olduğundan bahsedebiliriz. Ayrıca mineral yün pazarında Knauf Insulation’ın pazara yerli üretimle girmesi toplam kapasiteyi artırdığı gibi kalite çıtasını da yukarı çekti. 2014 yılının sonlarına doğru piyasaya sürdüğümüz Earthwool çatı şiltesinin, derginiz tarafından ödüllendirilmesi ve seçilmesi de bunun göstergesi. Bence yalıtım bilincinin her sene biraz daha artması, bu pazarı olumlu etkilemekte. Ayrıca yasal düzenlemeler de standartları yükseltmekte. Yeni yangın ve ses yönetmelikleri örnek olarak gösterilebilir”.
“2016 yılında inşaat sektörünün büyümeye devam edeceğine inanıyorum. Bununla birlikte yalıtım pazarı da büyüyecektir. Genelde yalıtım pazarının genelde inşaat sektörünün üzerinde bir trend ile büyüdüğünü düşünürsek, yalıtım pazarında iki haneli büyüme rakamları yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Tabii burada iç pazar büyümesinin yanı sıra bizim gibi ihracata da ağırlık veren firmalar için önemli bir konu da dış pazarlardaki gelişmeler. Eğer hizmet ettiğimiz pazarların ekonomilerinde de olumlu gelişmeler olursa, tatminkar bir yıl geçireceğimize inanıyorum”.

Koramic Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Ali Yıldırım
“Yeni Fabrikamız ile Gücümüzü Artırıyoruz”



“Yaşanan olumsuzluklara ve belirsizliklere rağmen Koramic olarak 2015 yılı için büyüme hedeflerimizden vazgeçmeden daha tedbirli ve akılcı davranmaya çalıştık. Yurtiçinde yaşanan olumsuz gelişmeleri ve daralan pazarın olumsuz etkilerini, yeni ihracat pazarlarına ağırlık vererek giderdik. İhracat pazarlarında özellikle Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’da yaşanan olumlu gelişmeler ve İran pazarında yapılan önemli aksiyonlarla birlikte 2015 yılında ihracat satışlarımızda büyüme sağladık. Körfez Bölgesi, İran, Kuzey Irak ve Kuzey Afrika’da faaliyetlerimiz pazarlama ve satış ağırlıklı devam ediyor. Halen yoğun savaş tehdidi bulunan Suriye, Bağdat ve Basra bölgelerinde ise pazarlama ve satış operasyonlarımızı geçici olarak durduğumuzu söyleyebiliriz. 2015 yılsonu itibariyle aktif ihracat pazar sayımızı 32 ülkeye çıkararak, satışlarımızda yüzde 30 büyüme elde ettiğimizi söyleyebilirim. Yurtiçi ve yurtdışı satış odaklı çalışmalarımızın yanı sıra 2014 yılı Haziran ayında inşaat çalışmalarına başladığımız ve 2015 Kasım ayında hizmete giren Bilecik-Bozüyük’deki yeni fabrikamız ile yurtiçi ve yurtdışı pazarlardaki gücümüzü artıracağımızı söyleyebilirim. Bir teknoloji üssü olarak tasarlanan ve üretime geçen bu tesisimizi takiben, Ege Bölgesi’nde planladığımız yeni üretim tesisimizi de 2016 yılı içinde devreye almak üzere çalışmalara başladık. 2016 yılsonu itibariyle yurtiçinde toplam 5 üretim tesisinde faaliyetlerimize devam edeceğiz. Yeni üretim tesisleri ve yatırımlarımız ile birlikte büyüttüğümüz stratejik pazarlar bizleri yeni ürün gruplarına yöneltti. Önümüzdeki dönemde pazara sunmayı planladığımız sanayi boyaları ve kimyasallarından oluşacak yeni ürünlerimizin, Koramic ve markalarının daha güçlü bir sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı sıra gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz”. 
“Sürekli büyümek, gelişim ve hiç durmadan yola devam etmek, kurumsal hedeflerimizin yapıtaşı. 2017 yılına kadar yurtiçinde toplamda 6 üretim tesisi hedefliyoruz. Yurtdışında da stratejik olarak belirlediğimiz 6 ülkede yatırımlarımız olacak. İran’la başlayan bu yatırımlarımıza hedeflediğimiz diğer ülkelerde de ortaklıklar şeklinde devam edeceğiz. İkinci potansiyel yatırım alanı olarak Kuzey Afrika’yı görüyoruz. Yatırım ve ortaklık konusunda Kuzey Afrika pazarı için son noktaya gelmiş durumdayız. Yurtdışına yönelik yaptığımız tüm çalışmaların gerek Türkiye’nin gerekse kendi şirketimizin marka değerini daha da yükselteceğine inanıyoruz. Koramic olarak, yapıların ömrünü ve sağlamlığını artıracak sanayi grubu ürünlerini oldukça önemsiyoruz”.
“Sadece sektörümüz açısından değil, ülkemiz açısından zorlu bir seneydi. Piyasalarda yaşanan dalgalanmaların ve belirsizliklerin olumsuz etkileri uzun yıllardır ülkenin gözde ve lider sektörü olan inşaat sektörünü de etkiledi. TL’deki değer kaybı ve siyasi belirsizlik, tüketicinin konut talebinde ciddi oranlarda düşüş yaşanmasına sebep oldu ve inşaat sektöründe yaşanan bu sert daralmalar da doğal olarak sektöre hizmet veren tüm alt segment üreticileri etkilemiş oldu. Geçtiğimiz yıllarda sektörün en önemli can damarlarından olan Kentsel Dönüşüm projelerinin de maliyetlerdeki belirsizlikler sonucu yavaşlaması, 2015’in beklenenden çok daha zorlu geçmesinin başlıca sebepleri arasında yerini aldı”.
“Büyük bir sınavı geri bıraktığımız bu zorlu senenin ardından, siyasi düzenin de netleşmesi ile piyasalarda büyük bir enerji akışı olduğunu gözlemliyoruz. Yaşanılan her türlü krizden güçlenerek çıkılacağına olan inancımla, geçtiğimiz yılın hepimiz için büyük bir deneyim olduğuna inanıyor ve 2016’da ülkemizin çok daha olumlu gelişmeler yaşayacağını düşünüyorum. İnşaat sektörünün 2016 yılında yine lokomotif sektör olarak liderliğini sürdüreceğine ve ülke ekonomisindeki büyüme oranlarına olumlu katkısı bulunacağına inanıyorum. Yaşanacak bu gelişimin de sektöre hizmet veren tüm alt segment üretici ve hizmet sağlayıcılara olumlu olarak yansıyacağını umut ediyorum”.

Köster Türkiye Satış Müdürü Selahattin Özüpek
“2016 Daha İyi Bir Yıl Olacak”



“Seçim ve siyasetin gölgesinde bir yılı tamamlıyoruz. Enflasyon ve faiz, para politikasındaki baskılar, uluslararası istikrasızlık ve FED beklentileri de 2015 yılı genelinde etkili oldu. Türk inşaat sektörünün etkili olduğu ülkelerle birlikte komşu coğrafyalardaki zorluklar da hem ekonomi hem de inşaat sektörü üzerinde olumsuz etkiler gösterdi. Biz de, özellikle yılın ilk çeyreğindeki faaliyetlerimizde bu sürece tanıklık ettik. Türkiye’deki 21. yılımızda tecrübe faktörünün sağladığı kolaylığı ve avantajı, ikinci çeyrekle birlikte faaliyetlerimize yansıttık ve geçen yıla kıyasla yüzde 10 oranında bir büyüme ile 2015 yılını tamamlayacağız. Bununla birlikte önemle değerlendireceğimiz ve okuyacağımız sonuçlar da aldık. Özellikle ekonomik varyasyonlar, döviz kuru artışı, seçim öncesi ve sonrası süreçlerden etkilenmeden hedeflediğimiz grafiğe sadık kalmamız, önümüzdeki süreci yönetebilmemiz açısından çok kıymetli veriler. Dolayısıyla sektörümüzde yüksek kaliteli üretim anlayışına ve hizmete çok açık bir ihtiyaç bulunuyor. Köster olarak bu değerlere bağlı kalmanın olumlu sonuçlarını aldık ve zor bir yıl olarak değerlendirilebilecek 2015 yılında da bir olumsuzluk yaşamadık.
Son dönemde gerçekleştirdiğimiz Dilovası merkezli yatırımlarımızın son etabını da tamamlayarak yapı kimyasalları alanında yaşadığımız coğrafyadaki en modern ve teknolojik üretim tesislerinden bir tanesini Türkiye’ye kazandırmış olduk.  Tüm kapsamı ile tamamladığımız bu yeni yatırımımızla nitelikli yapı kimyasallarının Türkiye’deki gelişimine büyük katkı sağlayacağız. Bizim açımızdan diğer bir büyük gelişme, 2015 yılında Köster AG, tüm dünyada 25 yıldır faaliyet gösterdiği sentetik örtü pazarında tamamıyla Köster markasıyla hareket etme kararı aldı. Bu gelişme, Köster Türkiye’nin sentetik örtü pazarında da en önemli ve en büyük sektör temsilcilerinden birisi olma kimliğini de kazandırmış oldu. Dolayısıyla Türkiye ile birlikte Türk Cumhuriyetleri ve sorumlu olduğumuz diğer ülkelerde de sentetik örtü pazarına da yön vereceğiz. Özellikle TPO ve ECB sentetik örtü pazarına 2015 yılı itibariyle start vermiş oluyoruz”.
“Sektörel açıdan 2015 yılında da ürün kalitesine yönelik olumsuzluklar, haksız rekabet koşulları, uygulama yetersizliği gibi konular suiistimal olarak devam etti. Sektörümüzü bu sürece kadar baltalayan suiistimallerin giderilebilmesi olarak görebileceğimiz Su Yalıtım Yönetmeliği çalışmaları bu yıl somutlaşmaya başladı ve bu yönde bir irade oluştu. Bu iyi bir gelişme olarak 2015 yılı hanesine yazıldı. Şimdi beklentimiz Su Yalıtım Yönetmeliği’nin taslak olmaktan çıkıp, tüm yönleriyle işe koşulmasıdır. Köster olarak süreci izliyor, takip ediyor ve müdahil oluyoruz. Yaptığımız tüm bu yöndeki çalışmalar sektörümüzün ve tüm katmanlarının eşgüdüm halinde işleyebilmesi, gelişmiş ülkeler mertebesinde ele alınabilmesi ve bu sayede bir endüstri oluşturulabilmesine yöneliktir. Katkı sağlayan şirket, profesyonel ve derneklere de katkılarından ötürü buradan teşekkür ediyorum”.
“Olağandışı bir durum olmadığı takdirde 2016 yılı için daha da iyi bir yıl geçirebileceğimizi öngörüyorum. Buradan hareketle son dönemdeki en büyük büyüme hedefimizi belirledik. Bu iyimserlik sadece konjonktürel bir iyimserlik değil. Faaliyet alanımızdaki uzmanlığımız, daha da büyütülebilmeye elverişli bir coğrafi alan ve marka gücümüz, büyük hedef belirlememizi zorunlu kılıyor. Yeni ürün gruplarımızla, iş ortaklarımızla ve hedefe odaklanmış kadrolarımızla sahada olmaya devam edeceğiz. Bu yönü ile sorumluluk taşıdığımız ülkelerde de faaliyetlerimizi destekleyeceğiz. Bu faaliyetlerimize yeni üretim kompleksimizde her hafta gerçekleştirdiğimiz eğitim programlarıyla da katkı sağlayacağız. Standart olarak üç iş gününden oluşan bu eğitim programlarımız teorik ve uygulama müfredatından oluşuyor. Bir benzeri daha olmayan bu eğitim sürecinde su yalıtımı ve yapı kimyasallarına ilaveten sentetik örtü (TPO ve ECB) uzmanlığı da yer alıyor. Bu eğitim programlarımız ülkemizin dört bir köşesini ve sorumlu olduğumuz ülkeleri de kapsıyor. Önemli bütçeler ayırarak oluşturduğumuz bu eğitim programlarımızla iş ortaklarımıza, sektörümüze ve Türkiye’ye katma değer oluşturmaya 2016 yılında da kararlılıkla devam edeceğiz”.

Mardav Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Levent Pelesen
“2016’da Çok Agresif Bir Büyüme Hedefimiz Yok”



Mardav olarak 27 yıldır, insan yaşamına değer katma misyonumuz ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunu insanların çalıştıkları, eğlence ve seyahatlerinde kullandıkları, sağlık hizmeti aldıkları ve en önemlisi yaşadıkları binaların konfor şartlarının artırılmasına katkıda bulunarak gerçekleştiriyoruz. Bu konforu başta ısı ve su yalıtımı olmak üzere ses, yangın ve tesisat yalıtımlarında çözümler ile sağlıyoruz. Yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yaşadığımız 2014 yılını, 2015 yılında da iki genel seçim ile sürdürdük. Büyümek, sağlıklı büyümek bizim ana hedefimiz. Hissedarımız Ravago grubu 40’tan fazla ülkede plastik geri dönüşümü ve kimyasal hammadde dağıtımı, petrokimya ve bina ve yapı çözümleri alanlarında faaliyetlerini sürdürüyor. Biz Mardav, Torouss, Stoper ve Ravaber olmak üzere grubun bina ve yapı çözümleri şirketleriyiz. Bu şirketlerden Mardav, dağıtım ve teknik pazarlama yapıyor ve diğer bütün şirketlerimizin ürünlerini pazarlıyor. Bunun yanı sıra Dow Corning silikonları, Multiplan sentetik su yalıtım örtüleri, stratejik pazarlamasını yaptığımız ürünler. Ayrıca 6 ayrı segmentte 23 ana ürünle çalışıyor ve inşaat sektörüne iyi bir çözüm ortağı olma vizyonumuzla ilerliyoruz. Mardav olarak ürünlerimizi genel olarak paket olarak çözülmüş sistem halinde pazarlıyoruz. Mardav olarak 2015 hedefini yüzde 20 büyüme ile 125 milyon olarak koyduk ve yılsonuna yaklaştığımız şu günlerde hedefimizi yüzde 90 oranında gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Bunu gerçekleştirirken özellikle taşyünü, bitümlü-PVC-TPO su yalıtım örtüleri ve XPS ile çözümler ile cephelerde yapıştırma sızdırmazlık silikonları ana kalemlerimiz oldu. Epoksi zemin uygulamaları, Polyurea bazlı su yalıtımları, çatı grubunda OSB levhalar 2015 yılında kattığımız yeni ürünler”.
“Enerji Kimlik Belgesi (EKB) ve bunun 2017 yılı sonuna kadar alınacak olması, yalıtım sektörünü ivmeli büyütecek ve ülkenin enerji tüketiminin azaltılmasına önemli katkılar sağlayacak bir adım. Bu konuda toplumda genel bir bilgi kirliliği var, bunun düzeltilmesi gerekli. Bu da hem sektörümüz derneği İZODER hem de şirketlerin ortak çalışması ile mümkün. Devlet desteği, olmazsa olmazlar arasında. Yenileme ve kentsel dönüşüm büyük bir ivmeyle ilerliyor. Yaşam yapıları daha sağlıklı binalara dönüşüyor. Türkiye bölgede küresel bir güç olarak hem politik hem de ekonomik anlamda liderliğe yürüyor. Bu ilerleme hedefleri kapsamında altyapı projeleri, mega projeler de ülkenin kalkınma hamleleri içinde sürdürülüyor ve tüm bunlar inşaat sektörünü çok dinamik ve canlı kılıyor. Burada önemli olan, bunun finansmanının ve risklerinin iyi yürütülmesi olacaktır. Bu hızlı ve hazırlıksız büyüme hamleleri bazı uyanık yatırımcıların iştahını artırıyor ve fizibilite yapılmadan yeni yatırımlar yapılıyor. Zaten oluşmamış standart ve yönetmeliklerin dışında ürün ve uygulamaların ortaya çıkması ile sektörel disiplin daha da bozuluyor. Kârlılıklar azalırken, yükselen maliyetleri yönetmek önümüzdeki dönemin en önemli işi olacak. Bir yandan haksız rekabeti kaldırmak için çalışacağız, diğer yandan büyümeyi, hem kaliteli ürünlerde hem de mali riskleri kontrol ederek gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz. 2023 yılı 500 milyon hedefimize sağlam adımlar ile koşuyoruz”.
“2016 yılında çok agresif büyüme hedefi koymayacağız, ülke büyümesi ile paralel bir büyüme programı uygulayacağız. Üretim şirketlerimizde yatırımlara devam ediyoruz. Taşyününde 3. hattımız tamamlandı, 2016 yılında RAVABER’in kapasitesi 105 bin ton olacak. Topraksız tarım alanında yenilikçi ürünler ile pazara gireceğiz, ayrıca yüksek ısıya dayanımlı mineral yünlerdeki yeni ürünlerimiz de 2016 yılında devreye girecek. Taşyünü ile mantolama uygulamaları oransal olarak diğer çözümlere göre daha hızlı büyüyecek ve sektörün lideri olarak bu alanda da çözülmüş paket sistemler sunmaya devam edeceğiz. Stoper ürün sertifikalandırmalarını ve buna paralel kalite çıtasını yukarılara taşıdı. Köprüler ve bahçe çatılar için sertifikalı ürünlerimizi pazara sunacağız. Stoper Shingle ile üretim hattını tamamladık, 2016’da pazara çıkacağız”.

NİMEÇATI Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Selçuk Aktepe
“Verimli ve İyi Bir Yıl Geçirdik”



Nimeçatı açısından 2015’in, her şeye rağmen gayet verimli ve iyi bir yıl olarak geçtiğini söyleyebiliriz. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız, birbirine bağlı iki önemli projeyi de hayata geçirdik. Her fırsatta üzerinde durmaya çalıştığımız gibi, satışa odaklı firmaların desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, bizimle çalışan firmaların satışlarını desteklemeye yönelik iki proje oluşturduk ve 2015 yılının son çeyreğinde bu iki projeyi hayata geçirdik. Kendileri için özel olarak projelendirilmiş ve üretilmiş stantlar ile ürün kataloglarını Eylül 2015 tarihi itibariyle iş ortaklarımızın kullanımına sunmaya başladık. Stantta ve katalogda paralel bir yol izleyerek, tedarikçilerimizin ürettiği, bizim ve iş ortaklarımızın satışını gerçekleştirdiği ürünleri; çatı kaplama, su yalıtım, ısı yalıtım malzemeleri ile yapı kimyasalları ve aksesuarlar şeklinde dört farklı bölümde topladık. Standımız modüler ve üç farklı bölümden oluşuyor. En üstte, shingle ile kaplanmış olan çatı kısmı yer alıyor. Çatının hemen altında tedarikçi firmalarımızın tanıtım videolarının döndüğü ekranlı bölüm mevcut. Bunun altında bulunan ana gövde ise 360 derece dönebilen; çatı kaplama malzemeleri, ısı yalıtım malzemeleri, su yatılım malzemeleri ile yapı kimyasalları ve aksesuarlar olarak dört bölümden oluşuyor ve bu alanlarda faaliyet gösteren tedarikçi markalara ayrıldı. Bu vesileyle, söz konusu iki ortak projenin hayata geçirilmesi sırasında yanımızda olan tedarikçilerimize de özellikle teşekkür etmek istiyorum. Tedarikçilerimize ve onların kalitesine olan inancımız iş ortaklarımıza olan güvenimiz ile daha büyük ve güzel işler yapacağımıza inanıyoruz”.
“2016 yılında öncelikle, 2015 yılının son çeyreğinde başladığımız stant ve katalog çalışmasının dağıtımlarına devam edeceğiz. Nimeçatı için çok önemli olan organizasyonumuzu güçlendirecek ve en önemli varlığımız olan insan kaynağına yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Pazarın ve piyasanın gelişimine bağlı olarak büyümemize devam edecek ve gelecek adına mevcut şubelerimize yeni ilave etmeyi düşündüğümüz şubeler için de çalışmayı sürdüreceğiz”.
“Yalıtım sektörünün 2015 yılında az da olsa bir büyüme kaydettiğini düşünüyorum. 2015 yılında, başta su yalıtımı olmak üzere pazarda nitelikli ürünlerin daha fazla pay aldığını gözlemliyorum. Özellikle ısı yalıtımında büyüyen pazara yönelik yapılan yeni yatırımlar veya kapasite artırımına yönelik çalışmalar, sektör açısından önemli gelişmeler oldu. İnşaat sektörü de yıl içerisinde yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen büyümeye devam ediyor. 2016 yılı ve sonrası açısından hem yalıtım, hem de inşaat sektörünün nitelikli projeler ve ürünler yönünde büyüme yolunda devam edeceğini düşünüyorum. Başta konut sektörü olmak üzere sanayi yatırımlarının 2016 ve sonrasında hızlanacağını tahmin ediyorum. Orta ve uzun vadede de bu yatırımların pozitif yansımalarını göreceğiz inancındayım”.

ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali Türker
“Hedefimiz, Global Bir Marka Yaratmak”



“2015’in ODE için yatırım yılı olduğunu söyleyebilirim. Bu yıl, 30. yılımızı kutlamanın gururu ile birlikte Eskişehir’de ODE’nin 3. üretim üssünü hayata geçirmenin heyecanını yaşıyoruz. Artan yurtiçi ve yurtdışı taleplerini karşılamak üzere, 100 milyon TL’lik yatırımla 75 bin m2lik alanda inşaatına başladığımız yeni fabrikamızın birinci fazını 2016 yılı son çeyreğinde bitirmeyi hedefliyoruz. ODE’nin Anadolu’daki ilk yatırımı olan, 60 bin m2 kapalı alana sahip yeni üretim üssümüzün beş yıl içinde ikinci fazının hayata geçmesiyle birlikte elastomerik kauçuk köpüğünde yıllık 20 bin ton üretim hacmine sahip olacağız. Bu da, Türkiye kauçuk pazarının 2,5 katı üretim kapasitesi anlamına geliyor. Bu üretim hacmiyle, elastromerik kauçuk köpüğünde pazardaki liderliğimizi korumayı ve 25 milyon m2 üretim kapasitesi ile bitümlü membran pazarında pazar liderliği hedefliyoruz. 5 milyon m2 shingle üretimi ile de bayilerimize sunduğumuz mevcut ürün yelpazesini de genişleteceğiz. Kauçukta, Uzakdoğu-Avrupa arasında en büyük ve en yüksek kapasiteli yatırım olan yeni tesisimizle, dünyanın öncü yalıtım markası olacağımıza sonuna kadar inanıyoruz. Bugün, dünyanın 5 farklı coğrafyasındaki 75 ülkeye ihracat yapıyoruz. Eskişehir’deki yeni tesisimizin yatırımıyla, ısı yalıtımında üretim kapasitemizi 2 katına, su yalıtımı uygulama alanı kapasitemizi de 2.5 katına çıkaracağız. Yatırımımızın tamamlanmasıyla birlikte hedefimiz, 2020 yılına kadar toplamda 436 milyon TL konsolide gelir ile, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmak ve 1 milyon USD’ın üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısını her yıl bir ülke artırarak, ihracatın toplam cirodaki payını yüzde 25’e çıkartmak”.
“Son yıllarda özellikle segmentasyon süreciyle birlikte çevre dostu ürün geliştirmeye ve değişen müşteri taleplerine uygun nitelikte ve fiyatta ürünler geliştirmeye odaklandık. Detaylı Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda ürünlerimizde -örneğin R-flex (kauçuk köpüğü), Isıpan (XPS) ve Membran (bitüm esaslı su yalıtım örtüleri)- segmentasyona gittik. Bu ürünlerimizin Standart ve Premium ürün gamlarını geliştirdik. Premium ürün grubumuzla, sektörün en öne çıkan ürünlerine sahibiz. Membran’da Premium ve Standart ürünlerimizle, farklı müşteri taleplerine uygun, en kaliteli çözümleri sunuyoruz. Isıpan ürün grubunda yüksek basma dayanımına sahip ISIPAN Premium DT 300 (300 kPa basma dayanımı) ve ISIPAN Premium DT 500 (500 kPa basma dayanımı) ürünlerimiz dikkat çekiyor. Bugüne kadar camyününde pazardaki dinamikleri değiştirecek birçok yeniliği hayata geçirdik. Geçen yıl camyününde teknoloji yatırımını gerçekleştirdik. Bu yıl içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda multipack paketleme alanında yatırımı tamamladık. Son olarak ODE Starflex camyününde gerçekleştirdiğimiz Multipack paketleme sistemi büyük ilgi görüyor. Bu yatırım, camyününde lojistik olarak aynı hacme %33 daha fazla yükleme, paletle indirme bindirme, dışarıda stoklama ve minimum stok maliyeti imkanı gibi birçok fayda sağlıyor. Ayrıca önümüzdeki sene fırın yenileme ile %30 kapasite artışı hedefliyoruz”.
“Hazırladığımız beş yıllık stratejik iş planı kapsamında her yıl, yılda en az yüzde 25 büyüme hedefliyoruz. Ar-Ge ve pazarlama faaliyetlerine toplam 45 milyon TL kaynak ayıracağız. 2020 yılında 436 milyon TL konsolide gelire ulaşarak, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmayı hedefliyoruz. 2014 yılında ODE; TÜSİAD, SEDEFED ve Sabancı Üniversitesi tarafından verilen Rekabet Gücü Ödülü’nde, tüm sektörler arasında Türkiye’nin en rekabetçi şirketi seçildi. Şirketimizin, ISO ikinci 500 listesindeki yükselişi sektör için örnek gösterilecek bir başarıdır. Hedefimiz, yükselişimizi sürdürerek, ISO ilk 500 listesine girmek. Aldığı stratejik kararlar ve yaptığı yatırımlarla son 5 yılda sektörün en hızlı büyüyen firması olan ODE, ürettiği tüm ürünlerde en yüksek pazar payına ve toplamda en yüksek ciroya sahip olarak, yalıtım sektörünün devi olmayı vizyonundan çıkarmayacaktır. Toplam ciroda Türkiye liderliği önceliğimizdir. Ardından da sık sık yinelediğimiz gibi, nihai hedefimiz yalıtım sektöründe Türkiye’den çıkmış global bir marka yaratmak”.

Onduline Avrasya Pazarlama Müdürü Fırat İçmeli
“Gerekli İvmelenmenin Gerçekleşeceği Kanaatindeyiz”



Onduline Avrasya olarak 2015 yılını çok yoğun ve verimli geçirdik. Yine bir ilke imza atarak, 20-21 Nisan tarihlerinde ana sponsorluğunu üstlenmiş olduğumuz 4. Uluslararası Yeşil Çatı Kongresi’ni gerçekleştirdik. Uluslararası Yeşil Çatı Derneği (IGRA)’nin ev sahipliğinde Zorlu Center Raffles Otel İstanbul’da düzenlenen kongrede 35 ülkeden 500 katılımcı ve kendi alanlarında uzman, dünyaca ünlü 35’ten fazla konuşmacıyı ağırladık. Kongrenin hemen ardından 38. Yapı Fuarı-TurkeyBuild İstanbul’da şingıl ailemize yeni katılan Bardoline PRO S 125 Alaturka ve Bardoline Metal’i tanıtma fırsatı bulduk. Bu esnada, uzun zamandır çalışmalarını sürdürdüğümüz, 3 yeni çatı kaplama levhamızın seri üretimine geçtik. Bildiğiniz gibi, Onduline Avrasya sektörde sadece üretim ve satış amacıyla yer alan bir şirket değil, aynı zamanda eğitim konusuna da önem veren bir firma. Geçtiğimiz dönemlerde yaptığımız gibi bu yıl da ülkemizdeki birçok üniversiteyi ziyaret ederek uygulama seminerleri gerçekleştirdik. Üniversite seminerleriyle birlikte usta seminerlerimiz de bu sene oldukça verimli bir şekilde devam etti. Bu kapsamda doğru uygulamanın sektörde ne kadar mühim olduğunu anlatmaya çalıştık. 2016 yılına yine aynı kararlılık ve yine aynı tempoyla girmeyi ve bunu sonraki senelerde de sürdürmeyi planlıyoruz. 2016 yılında da ürün gamımızı genişletmek, yeni ürünlerin katılımıyla gerek Türkiye’de gerekse ihracat yaptığımız ülkelerde pazarımızı artırmak, ana hedefimiz olmaya devam edecek. Ürün geliştirme ve modernizasyon yatırımlarımızın yanında çevre koruma konusunda da en yeni teknolojileri hayata geçireceğiz”.
“2015 yılının seçim yılı olmasından kaynaklı, birçok sektör gibi yalıtım ve inşaat sektörü de bu dönemden etkilendi ve az da olsa durgunluk yaşadı. Seçim maratonunun sona ermesiyle, 2016 yılının ilk yarısından itibaren gerekli ivmelenmenin gerçekleşeceği kanaatindeyiz. Ülkemizdeki mevcut 15 milyon bina stoğunun 10 milyondan fazlası su ve ısı yalıtımsız. Bu durum yıllık 30 milyar dolardan fazla miktarda enerji kaybına yol açıyor. Özellikle su yalıtımsız binalar büyük riskler taşıyor. Su yalıtımı yapılmış bir bina 100 yıl dayanabiliyorken, yalıtım yapılmamış binalar sağlamlık özelliğini 2-3 yıl sonra kaybediyor. Türkiye’de her yıl 200-300 bin konut yapılıyor. Yeni yapılanlar haricinde özellikle su yalıtımı olmayan binalar hem insan hayatı hem de ekonomik açıdan hayati önem taşıyor. Su yalıtımı olmayan binaların düzgün yalıtıma kavuşturulması için en az 50-60 yıllık bir süre gerekiyor. Türkiye şu anda kentsel dönüşümü anlamaya çalışıyor. Çünkü kavram olarak her şey çok yeni oturduğu için belli revizyonlara gidiliyor ve bazı şeyler yaşadıkça öğreniliyor. Mevcut dönüşüme tabi binaların hiçbirinde su ve ısı yalıtımı yok. Dolayısıyla her dönüşüm projesine ısı ve su yalıtım projesi gözüyle bakılabilir. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandığı günümüzde depreme dayanıklı binaların üretimi büyük önem taşırken, yapılan bu binaların sürdürülebilir olması için de gerekli adımlar atılıyor. Gelişmiş ülkelerde çatılardan yararlanmak büyük önem taşırken, Türkiye’de de çatıların verimli kullanılması için çalışmalar hızlandırılıyor. Ülkemizde uygulaması gerçekleştirilen yeşil çatılı bina konsepti çevre dostu, insan sağlığına en az zararlı, verimli teknolojileri bünyesinde barındıran sürdürülebilir binaları hayata geçiriyoruz”.

Ravaber Üretim Planlama ve Satış Destek Uzmanı Murat Koray Arslantaş
“2016, Beklentilerimizi Artırıyor”



“Uluslararası anlamda özellikle komşu ülkelerdeki istikrarsızlık ve Türkiye’de genel seçim nedeniyle sakin geçeceğini düşündüğümüz ve hedeflerimizi de bu beklentimiz doğrultusunda belirlediğimiz 2015 yılının belirleyicileri, yine geçen yıl olduğu gibi siyasal ve ekonomik gelişmeler oldu. Yılın ilk çeyreği beklediğimiz gibi sakin geçti. İkinci çeyrekte ivme kazanan satışlar 3. çeyrek, yani inşaat sektörü için sezona denk gelen, haziran seçimleri ve sonrasında oluşan siyasi belirsizlik nedeniyle ve dövizdeki ani artışların piyasayı bekleme durumuna sokması sonucu istenen seviyede gerçekleşmese de, son çeyrek bu açığı fazlasıyla kapatacak gibi duruyor. Böylece 2015 yılını hedeflerimizin üstünde tamamlamış olacağız. 2015 yılı Ravaber için yatırımlar ve yenilikler yılı oldu. 2016 yılı içerisinde faaliyete geçecek taşyünü üretim hattı yatırımı ve seramik yünü üretim hattının büyük bir kısmı, içerisinde bulunduğumuz yıl içerisinde tamamlandı. Yeni taşyünü hattımız ile mevcut olan 60 bin ton/yıl üretim kapasitemiz, 110 bin ton/yıl miktarına yükselecek ve böylece Türkiye’nin ve hatta bölgenin en büyük üreticisi olacağız. Yine seramik yünü hattımızın faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ilk seramik yünü üretimini gerçekleştireceğiz ve bu üründe Türkiye’nin dışa bağımlılığını sonlandırmış olacağız”.
“2015 yılının önemli gelişmelerinden biri de hiç şüphesiz mevcut yangın yönetmeliğinin daha işlevsel bir hal alması ile taşyününün mantolamadaki öneminin artması oldu. Böylece 28,50 metreden yüksek binalar için yalıtımın taşyünü ile yapılması, ayrıca 6,5 metre ile -28,50 metre arası binalarda da pencere kenarlarının yalıtımının taşyünü yapılması zorunlu hale geldi. Pencere kenarlarında belirtilen alanlarda kullanılmak üzere piyasaya sunduğumuz Ravaber Lamel markalı yangın bariyer levhası ürünümüz de 2015’in yeniliklerinden oldu”.
“Ür-Ge faaliyetlerimizin meyvesini de yine bu yıl aldık. Yeni üretim teknolojisi ile geçen yıl üretimine başladığımız ve hiçbir kimyasal madde içermeyen Orwool, Ecowool ile özellikle sağlık ve gıda komplekslerinde, yine Türkiye’de tek üreticisi olduğumuz şömine levhası ürünlerimiz ile şömine üreticilerince tercih edilen marka haline geldik. Ayrıca elyaf yapısı ve üretim tekniğini değiştirdiğimiz rabitz teli kaplı şilte ürünlerimiz ile teknik yalıtım pazarında pazar payımızı artırdık. Yine 2015 yılı içerisinde ‘topraksız tarım’ uygulamalarında kullanılmak üzere üstün niteliklere sahip Ravagri ürünümüzün Ür-Ge faaliyetlerine hızlı bir şekilde devam ettik. Denemeleri yapılan ve Antalya Tarım Fuarı’nda iki yıldır sektör tarafından beğeniyle karşılanan ve piyasaya çıkması beklenen ürünümüzü 2016 yılı içerisinde sektör kullanıcılarına sunacağız”.
“Bu yılın bizce önemli yeniliklerinden biri de hiç şüphesiz bu denli büyük yatırımların uluslararası piyasada rekabet gücü ve marka algısını yükseltme yönündeki çabalarımızdı. Bu çabalarımız sonucu iç piyasada tercih edilen İzoberrock markamız, Ravaber olarak yenilendi ve uluslararası pazarın beğenisine sunuldu. Artık müşterilerimize Ravaber markalı taşyünü ürünlerimizi sunacağız. 2016 yılının yeni marka, ürün ve faaliyete geçecek yatırımlarımızla bizler için heyecan verici bir yıl olacağı aşikar. Gelecek yılın piyasanın istikrar algısı ile birlikte beklentilerimizi artırdığını ve özellikle de yalıtım sektörü açısından olumlu sonuçlara gebe bir yıl olacağını düşünmekteyiz”.

Soudal Genel Müdürü Engin Tanrıverdi
“Pozitif Bir Hava Esiyor”

 

Soudal olarak geçen yılı, siyasi ve ekonomik çalkantılı süreç içerisinde pozitif tamamladık. Son ayımızı da bugüne kadarki trendle devam ettirirsek, hedef olarak koyduğumuz bütçeyi yüzde 20’ye yakın bir oranda aşarak yılı tamamlamış olacağız. Bu performans da aslında Soudal’ın Türkiye’de yaptığı satın almadan sonra, faaliyetlerini kendi kendine yürüttüğü son 4 yıllık performansın en zirve noktalarından biri. Soudal’ın Türkiye’de yaptığı satın alma, 2011 yılında gerçekleşmişti. Dolayısıyla 2012, 2013 ve 2014 yılları da satın alma sürecinin devam ettiği yıllardı. 2015 ise Soudal’ın yüzde 100 kendi sermayesiyle, yüzde 100 kendi yönetimi, kararlılığı ve stratejisiyle faaliyet gösterdiği yıl oldu. Değişimler her zaman sancılı olur. 2015 Soudal açısından aynı zamanda bir yatırım yılı oldu. Soudal, Işık şirketinden gerçekleştirilen satın almayla daha basit, manuel üretim ve dolum makineleriyle yeni yerine taşınmıştı. Göreve başladığımda bu taşınma tamamlanmıştı. Ancak gerek 2015’in hacmi, gerek 2016 hedeflerine bakıldığında, o mevcut yapının yetmeyeceği görülüyordu. Geçen seneki bütçe toplantısına gitmeden evvel bir yatırım planı hazırlamıştım. Burada Soudal’ın yöneticileri ve patronunun ne kadar girişimci olduğu da ortaya çıkıyor; Çünkü o toplantı sürecinde yaptığım 45 dakikalık sunum sonucunda yaklaşık 500 bin euro’luk bir yenileme-yatırım projesine anında imza attılar. Bunun sonucu, 2015 içerisinde eski üretim yapımızı tamamen yeniledik. Eski makinelerin hepsi gitti, yerine hem daha kapasiteli hem de tam otomasyon makineler geldi. Şu anda akrilik mastiği Türkiye’de üretiyoruz. Silikon, Türkiye’deki diğer üreticilerin de yaptığı gibi, yurtdışındaki 4 ana tedarikçi firmadan getiriliyor ve burada dolduruluyor. Bunların dışındaki köpük, poliüretan mastik, MS polimerler, aerosol gruplarını da Soudal’ın Belçika ve Polonya fabrikalarından ithal ederek satışını gerçekleştiriyoruz”.
“2015 yılını genel olarak değerlendirecek olursak, gördüğümüz kadarıyla sektörde bir büyüme olmadı. Soudal’ın büyümesi rekabetten, rakiplerinden pay almasından kaynaklandı. Soudal olarak bütçeyi yüzde 20’ye yakın aşıyoruz, geçen seneye göre ise yüzde 40’a yakın büyüyoruz. Tabi bu büyüme TL üzerinden. Dolayısıyla yaklaşık yüzde 5’lik bir kısmı, artan euro’dan kaynaklanıyor. Geri kalan yüzde 35 tamamen kendi çabalarımızla gerçekleşti. Yüzdesel olarak büyüme değerleri 30, 40, 50 hatta yüzde 100 de olabilir. Çünkü bağıl bir hesap, nereden nereye geldiğinize bağlı. Ama biz bu büyümeleri sektör için, hatta Türkiye’de faaliyet gösteren birçok şirket için önemli sayılabilecek bir büyüklüğün üzerine koyuyoruz. Artık 3 haneli rakamlara çok yakınız. 2016 yılında ise tabii ki son 4 yılın performansına paralel bir performans sergilememiz bekleniyor. Aslında ikinci seçim öncesinde birçok kişi gibi 2016’ya dair umutlarımız çok da fazla değildi. Çünkü seçim neticesinde yine hükümet kurulması ile ilgili bir tedirginlik yaşanacak olsaydı piyasa bu kadar pozitif konuşmayacaktı. Bugün ise sonuçlarının ne olacağını 2016’da göreceğiz ama daha pozitif bir havanın estiğini görüyoruz”.

Tepe Betopan Genel Müdürü Özgür Sezginer
“İhracat Faaliyetlerimiz de İvme Kazandı”



“2014 yılı sonunda Ankara Temelli Organize Sanayi Sitesi’nde 65 bin m2lik alana kurulu yeni üretim hattımız devreye alındı. Alman ve İsviçre teknolojisi ile donatılan yeni hattımızla 2015 yılı itibarıyla üretim kapasitemizi iki katına çıkardık. LEED Gold sertifikasına sahip yeni fabrikamızda yıllık 50 bin m2 levha üretimi gerçekleştirmekteyiz. 270 kişinin çalıştığı fabrikalarımızda üretilen levhalarımız yapılarda temelden çatıya, iç ve dış mekanlar da yoğun şekilde kullanılıyor. Yalıtımlı giydirme cephelerde ve duvar sistemlerinde son kat kaplama malzemesi olarak kullanılan ürünlerimiz, farklı kalınlık ve desen çeşitleri ile yurtiçi ve dışında üniversiteler, yurtlar, okullar, alt geçitler, spor salonları, idari binalar, hizmet binaları gibi kamu yapıları başta olmak üzere oteller, iş merkezleri, AVM’ler, rezidanslar, çok katlı konut ve villalar gibi birçok projede yer alıyor. Kuruluşundan bu yana Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına büyük önem veren firmamız, sahip olduğu patent ve faydalı modellerle yurtiçi ve yurtdışında konusunda söz sahibi konumunu sürdürmektedir. 2015 yılında TÜBİTAK destekli bir araştırma projesi başlatılmıştır. 2016 içinde sonuçlanacak bu çalışma ile girdi maliyetlerinde önemli tasarruf sağlanacaktır. Firmamız açısından 2015’in ilk ayları gerek mevsimsel gerekse ekonomik koşullar nedeniyle durgun başladı, Nisan ayından itibaren beklentilerimize uygun sevkiyat rakamları sağlandı. Ülke olarak yaşadığımız seçimler öncesi ve sonrasında da göreceli bir durgunluğun yaşandığı sektörümüzde, hükümet kurulması sonrasında olumlu beklentilerin devam etmesini öngörüyoruz. Kapasite yetersizliği nedeniyle çok etkin olamadığımız ihracat faaliyetlerimiz de 2015 yılında büyük bir ivme kazandı. Halihazırda 44 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yurtdışına gönderdiğimiz ürünlerin özellikle yakın coğrafya ve Avrupa ülkelerinde kayda değer pazarı bulunuyor. Nisan ayında Ekonomi Bakanlığı tarafından Turquality destek programı kapsamına kabul edilen firmamız, önümüzdeki yıllarda üretiminin önemli bir bölümünü ihraç etmeyi hedefliyor”.
“İnşaat malzemeleri sektörü, yapı sektörü teknolojilerine, ülkenin kültürel yapısına, mimari ve fonksiyonel tasarımlara bağlı olarak ürettiği malzemeleri de geliştiriyor ve çeşitlendiriyor. 2016 yılı için en önemli beklentimiz, 2015 yılındaki siyasal koşullar altında yaşanan duraklamaların ortadan kalkması ve projelerin tekrar hız kazanmasıdır. Faizlerde olabilecek düşüşler, özellikle konut sektörüne yeni bir ivme kazandırabilecektir”.

Terraco Genel Müdürü Bulut Uzun
“İstikrarlı Büyümenin Gerçekleşeceğini Düşünüyoruz”



“Üretim kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalarına devam eden Terraco, Eskişehir’de bulunan fabrikasında yenilediği ve kurulumunu tamamladığı dolum makineleri, paketleme ünitesi, yazılımları ile yatırım planlarına devam etmektedir. Değişik cephe kaplama malzemelerine muadil malzemelerini önümüzdeki yıllarda piyasaya sunacak olan Terraco Türkiye’nin mevcut ürün gamında iç ve dış boyalar, dış cephe kaplamaları, dekoratif boyalar, ısı yalıtım sistemleri, su yalıtım sistemleri, spor saha boyaları, yapı kimyasalları gibi ürünlerin yanı sıra çatlak köprüleme konusunda yapısal çözüm getiren derz dolgu macunları, elastomerik boyaları ve ahşap, seramik, taş muadili ürünler bulunuyor. Terraco, cephelere alternatif olarak sunulabilecek daha ekonomik, daha kolay uygulanabilen boyalar gibi özel ürünlerini de ön plana çıkararak farklılığını sürdürmeyi planlamaktadır”.
“Evrensel bir bakış açısıyla yurtiçi ve yurtdışındaki müşteri memnuniyetini sağlamak için yüksek kalitede, istenilen zamanda ve uygun maliyetlerle üretim yapmak ve tüm ürünlerde aynı güveni vermek, Terraco’nun önceliklerinden. Temmuz ayında hazırlanan stratejik gelişim planı çerçevesinde önümüzdeki 5 yıl içinde gerek lokal gerekse ihracatta yüzde 400’ün üzerinde büyüme hedefliyoruz. Terraco Türkiye uluslararası firma olmanın gereklerinden faydalanılarak, her sene yeni ürünleriyle gerek mimarlara, gerek müteahhitlere, gerekse son kullanıcılara farklı çözümler sunmayı hedeflemekte, pazarı takip eden değil, pazarın takip ettiği firma olma yolunda ürün geliştirme konusuna önümüzdeki dönemde daha fazla ağırlık vermeyi planlamaktadır”.
“Ülkemiz gelişen, buna bağlı olarak ihtiyaçları artan bir ülke konumunda. Diğer ülkelerde olduğu gibi gelişimin ana eksenini ise kaçınılmaz olarak inşaat oluşturuyor. 2015 yılı her sektörde olduğu gibi inşaatta da zor bir yıl olmakla beraber Terraco için hedefler üzerinde büyüme ile kapandı. Siyasi ve ekonomik gelişmeler belirsizlik ortamı yaratsa da önümüzdeki dönem için daha istikrarlı büyümenin gerçekleşeceğini düşünüyoruz”.
“Isı yalıtım sektörü, yarattığı istihdam ve iş hacminin yanında ülke ekonomisinde ve ülkenin büyümesinde belki de ilk öncelikli sektör olarak değerlendirilmelidir. Konforlu ve sağlıklı bir yaşam alanı yaratılmasını, enerji kaynaklarının korunmasını, hava kirliliğinin azaltılmasını, binaların korunmasını, ısıtma ve soğutma giderlerinin düşürülmesini sağlamak, optimal bir ısı yalıtımının en önemli avantajlarındandır. Nüfus artış oranı ve kentselleşme oranının artış hızını düşündüğümüzde inşaat sektörünün önümüzdeki 10 yıl içinde lokomotif sektör olma özelliğinin devam edeceğini öngörüyoruz, zaman zaman dalgalanmalar olsa dahi gerek inşaat sektörünün gerekse ısı yalıtım sektörünün büyüyerek gelişeceğine inanıyoruz”.

Yiğitsan Grup Satış ve Pazarlama Md. Nazım Türknas
“Yatırımlara Hız Kesmeden Devam Ediyoruz”



“2013 yılında başlattığımız güçlü bayii ağı oluşturma ve bununla paralel olarak pazar payını artırma stratejimizde istediğimiz noktaya gelmiş durumdayız. Bu yılın ilk çeyreğinde ise Ar-Ge faaliyetlerimiz sayesinde tüketimi ve kâr marjı yüksek katma değerli ürünlerimizi modifiye ederek pazara sunmak üzerine kurguladığımız fikirlerimizi hayata geçirdik. Bu kapsamda teknik likit ürünlerimizi yeni dönemde oluşturduğumuz süper 5’li ürün grupları ile su yalıtımında, teknik astar ürünlerinde ve sanayi grubu endüstriyel ürünlerinde doğru ürün tüketimini özendirmeye çalışıyoruz. Bu konuda çok dikkat çekici bir örnek vermek gerekirse, su yalıtımında özellikle tek başına bir marka olmaya aday ‘Water Stop’ markalı Akrilik Esaslı Elastik Su Yalıtım ürünümüz son kullanıcının takdirini hızlı bir şekilde kazanmış durumda. Bu yapmış olduğumuz çalışmaların meyvesini satış rakamlarımızın yüksekliğinden görüyoruz. Portföyümüzdeki ürünlerin tamamını aynı çatı altında gerçekleştiren ender, belki de tek firmayız”.
Yiğitsan Grup olarak yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Artan tüketim oranını, büyüyen pazar ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak bu yılın son aylarında EPS ısı yalıtım levhası üretim hattımızı hizmete soktuk. Son teknoloji ve tam otomasyon üretim hattı ile EPS üretimimiz, yalıtım piyasasında önemli bir yer işgal edecek. Tavan kaplama, göbek ve stropiyer kartonpiyer üretimi fabrikamız NEWBOARD markasıyla ve ürün ambalajıyla bu yılın son ayında piyasada olacak. Kurulum, montaj hattı tamamlanan fabrikamız gerekli teknik detayların yapım aşaması süresi bittiğinde piyasada yer alacak. Çerkezköy’de 30 bin m2 alan üzerine inşa edilen fabrikamızda üretimine başladığımız bir diğer ürünümüz Newoline Oluklu Çatı Kaplama Levhaları oldu. Yiğitsan Grup olarak içinde bulunduğumuz pazarın büyümesinin çok üstünde büyüdüğümüzün farkındayız”.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelik

İnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g...
20 Mayıs 2024

nZEB 101

Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi...
23 Haziran 2022

Sürdürülebilir Konut

Sürdürülebilir konut dosyası...
21 Şubat 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.