E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

2016'ya Girerken...

8 Aralık 2015 | DOSYA
141. Sayı (Aralık 2015)

Her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörde faaliyet gösteren dernek temsilcilerinin ve firma yöneticilerinin 2015 yılını değerlendirdikleri, 2016'ya yönelik öngörülerini özetledikleri görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz. Bu sayımızda ancak 1. bölümünü yayınlayabildiğimiz dosya çalışmamızın 2. bölümünü ise önümüzdeki sayımızda bulabilirsiniz.

1. Bölüm

İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Ertuğrul Şen
“Haksız Rekabetin Faturasını Halk Ödüyor”



“2015 yılının ilk çeyreğinde yalıtım sektöründe beklenenin de üstünde bir gelişme yaşandı. Ancak 2. çeyrek ile birlikte yaz aylarında normal süreçte özellikle yaşadığımız yoğunluk, haziran ve sonrasında, ekim sonuna kadar neredeyse durdu, hatta gerileme yaşandı. Bunun sebebinin de milletvekili seçimleri olduğunu söyleyebiliriz. Sektörün 2015 yılı için ne kadar gelişme gösterdiğini Ocak 2016 içinde yapacağımız bir konsolide değerlendirme sonucunda ortaya koyabiliriz. Yıl içerisindeki bu inişli çıkışlı hareketler nedeniyle sektörün durumunu net değerlendirme için beklemekte fayda görüyoruz”.
“İZODER olarak 2015 yılında odalar ve üniversitelerle olan eğitim bazlı seminer ve bilgilendirme toplantılarımızı sürdürdük. Su yalıtımı ve ses yalıtımı gibi yalıtım sektörünün iki önemli branşında gelişmeler yaşadık. Özellikle Su Yalıtımı Yönetmeliği’ne giden yolda ilk defa Yönetmelik çalışmalarında taslak yönetmelik konusunda ciddi adımlar atıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte sektör dernekleri BİTÜDER ve SUDER’in de katılımlarıyla önemli aşama kaydettik. Ancak gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda, gerekse standartlar ile ilgili TSE’de yaşanan yoğunluk dolayısıyla uygulamaya geçilmesi mümkün olamadı. Keza ses yalıtımı için ihtiyaç duyulan mevzuatlarda yaşanan gelişmelerden de bahsetmek gerekir. Önde gelen üniversitelerimizin birinde, bakanlığımızın talebi üzerinde yapılan önemli çalışmada yine sektörümüzün bu branşında olamayan yönetmelik çalışmalarına başlandı ve ilk taslak bakanlığımıza sunuldu. Kısa süre önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu taslağı, içinde bizim de bulunduğumuz özel sektörün görüşlerine sundu. Umuyoruz ki önümüzdeki günlerde konuyla ilgili son derece önemli gelişmeler yaşanacaktır”.
“Bu yıl, sektörümüzün en önemli sorunlarından biri olan kalifiye ve sertifikalı eleman konusunda da önemli gelişmeler yaşandı. Sektörün 5 önemli meslek standardı olan ısı yalıtımcısı, mantolamacı, su yalıtımcısı, ses yalıtımcısı ve yangın yalıtımcısı alanlarında iki önemli gelişme oldu. 2015 yılı 25 Mayıs tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayınladığı bir genelge ile yukarıda bahsettiğimiz 5 sektör mesleğini ‘Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Meslekler’ sınıfına dahil ederek bir yıl içerisinde, yani 26 Mayıs 2016 tarihine kadar bu meslekler için Mesleki Yeterlilik Belgelerinin alınmasını zorunlu kıldı. Bu tarihten sonra bu şantiyelerde yapılacak denetimlerde bu meslekleri icra edenlerde MYK Belgesi olmayan ustalar, çalışmalardan men edilecek ve bu kişileri çalıştıran işverenlere de ceza kesilecek. Öte yandan Mesleki Yeterlilik Kurumu bu geçiş sürecinde belge alacak meslek sahibi çalışanlara dönük sınav ücretlerinin neredeyse tamamını karşıladığı parasal destekleri açıkladı. Gerek İŞKUR’un işsizlik fonundan gerekse bakanlığın AB fonlarından sağladığı kaynakla sınav ve belge ücretlerini karşılayacağını ilan etti ve yürürlüğe koydu. Bugün İZODER’in kuruluşu olan TEBAR Test Belgelendirme Araştırma Geliştirme Ticaret AŞ’nin de aralarında bulunduğu diğer kuruluşlardan alınacak bu belgelerin 300 TL’ye kadar olan kısmı, ki bu bedel hemen hemen tüm sınav ve belge bedeli demektir, MYK tarafından geri ödemesiz olarak karşılanıyor. Ancak üzülerek ifade etmem gerekiyor ki çok önemli bu fırsattan, gelişmeden bugüne kadar olması gereken ilgiyi görmüyoruz”.
“2016 yılı içinde yukarıda bahsettiğim ilk adımları atılan konularda icraata dönük uygulamalar bekliyoruz. 2016’nın oldukça yoğun bir yıl olacağını düşünüyoruz.  Bu gelişmelerin çoğunlukla içinde İZODER, TEBAR A.Ş. olarak ve komisyonlarımızla birlikte önemli rolleri üstleneceğimizi tahmin ediyorum. Sektörü hareketlendirmesini bekliyoruz.
Ayrıca 2015 yılında başlattığımız binalarda enerji verimliliğinde yeni bir ufuk açacak AB ülkelerinin de kullandığı bir çalışmayı ülkemiz için çok önemli bir kuruluş ile başlattık. Bu çalışmanın sonuçlarını 2016 yılı içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile paylaşarak ülkemizde binalarda enerji verimliliğinde yeni bir aşamaya geçeceğimize inanıyoruz”.
“2015 yılında, yalıtım sektörünün bu dinamik yapısı ve gelişmelerinden nemalanmak isteyen sektörün içinden ve dışından firmalarca haksız rekabet de yaratıldı. Denetimsizliğin olduğu ve kayıt dışılığın kontrol edilemediği sektörümüze, sektör dışından da bilimsel hiçbir temeli olamayan, geçerliliği olmayan rapor adı altında, üniversitelerimizi de alet ederek, gelişmiş ülkelerde hiç görülmeyecek sertifikalarla haksız rekabet saldırıları yaşandı. Bunun en ağır faturasını ödeyen de ülkemiz ve vatandaşlarımız oldu ve olacaktır. Yalan ve aldatıcı beyanlarla bu tür ürünlere garanti verilmekte, sektör ürünlerine dönük iftira, karalama ve kısa vadeli ticari kaygılarla vatandaş aldatılmaktadır. 2015 yılı bu sürecin tavan yaptığı bir yıl olmuştur. Fütursuzca ve sınır tanımayan ifadelerle her türlü reklam ve tanıtımlara şahit olduk, oluyoruz. Yaşanan ve devam eden haksız rekabetin ve aldatmacanın engellenmesini istiyoruz. Ve yetkiyi elinde bulunduran bakanlığımızın denetim fonksiyonunun en etkin şekilde ve teknik-bilimsel temele dayanan uluslararası kural ve standartlarla değerlendirmelerin yapıldığı bir denetim süreci oluşturmasını bekliyoruz”.

SUDER Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çolak
“Su Yalıtım Yönetmeliği Bir An Önce Çıkmalı”



“SUDER, Mayıs 2015’te yapılan genel kurulda seçilen yeni yönetimle birlikte çalışmalarına Kozyatağı’ndaki yeni dernek binasında başladı. Yıllardır uğraştığımız ve son aşamasına gelen Su Yalıtım Yönetmeliği’nin 2015’te gerçekleşmemesi bizlerin moralini bozdu. Bu süreçte her şeye rağmen üye sayımızı artırdık. Su yalıtım sektörünün envanterinin oluşturulması için çalışmalara başladık”.
“SUDER olarak öncelikli olarak Su Yalıtım Yönetmeliği çalışmalarında aktif rol oynayarak yönetmeliğin bir an önce çıkartılmasını amaçlıyoruz. Su yalıtım pazarının büyütülmesi çalışmalarına devam ediyoruz. Üniversiteler ve meslek okulları ile eğitim çalışmalarına devam ediyoruz. Kentsel dönüşümle birlikte yıkılan güvenli olmayan binaların yerine yapılacak binaların su yalıtımlarının doğru malzeme ve doğru uygulamalarla yapılmasını sağlamak için çalışmalarımız artarak sürüyor”.
“Yalıtım sektörü yılın ilk altı ayında büyüme beklentilerini karşıladı. Fakat 2015’in ikinci yarısı seçim, terör, tekrar seçim ve artan döviz kurlarının etkisiyle beklentilerin gerisinde kalmış gibi görünüyor. Su Yalıtım Yönetmeliği de bu olumsuz tablonun içine sıkıştı ve 2015’te yürürlüğe girmedi. Altyapı ve toplu konut projelerindeki yavaşlamanın etkisiyle yavaşlayan inşaat sektörü, kentsel dönüşümdeki artışa rağmen hedeflediği büyümeyi gerçekleştiremedi”.
“2016 için Türkiye’nin büyümesi yüzde 4 hedefleniyorsa inşaat sektöründe de yüzde 8-10, su yalıtım sektöründe ise minimum yüzde 10 hedeflenmeli. Komşu ülkelerdeki karışıklıklar dolayısıyla her yıl düşen ihracat rakamlarından dolayı etkilenen maliyetlerin, iç piyasanın canlanması ile düzeleceğini öngörüyoruz. Su yalıtım sektöründe diğer bir büyüme beklentisi ise Su Yalıtım Yönetmeliği’nin bir an önce çıkartılması ile gerçekleşecek. Ayrıca tüm üreticilerin, bayilerin ve uygulamacı firmaların ayaklarının yere sağlam basması için inşaat işverenleri tarafından olumsuz piyasa şartları bahane edilerek ödeme vadelerinin artık daha da uzatılmaması gerekiyor. Uzayan vadelerin bayi ve uygulamacı firmaları üretici firmalar karşısında zora sokacağı ve istemeyen durumlar yaratacağı aşikar. Yeni hükümetle birlikte altyapı projelerinin ve toplu konut projelerinin hızlanacağını öngörüyoruz”.

Atermit Genel Müdürü Kemal Sabancı
“Rekabeti Zorlaştıran Gelişmeler Yaşanıyor”



“2015 yılı inşaat sektöründeki gelişme ivmesinin durağanlaştığı, hatta belirsizliğin ortaya çıktığı özel bir dönemdi. Bunda ise özellikle artarda iki seçim takviminin yürümesi belirleyici etkendi. Sadece inşaat sektörü değil, genel olarak birçok sektörün aynı olumsuzluğu yaşadığı gözlendi”.
“Son yıllarda yeterli denetimin yapılamaması, tüketici bilincinin henüz yeterince oluşmaması gibi benzer sebeplerle ısı yalıtım ürünlerinde rekabeti son derece zorlaştıran gelişmeler yaşanıyor. Özellikle yeni kurulan çok sayıdaki yerel üretici, Uzak Doğu’dan getirdikleri ve standartlara uygun olmayan düşük maliyetli yanar EPS ürünleriyle haksız rekabete yol açıyorlar. Bu durum sektörün önündeki en büyük tehlikelerden bir tanesi. Yalıtım sektörünün lokomotif şirketleri de elbette bu durağanlıktan ve yukarıda açıklanan sebeplerden olumsuz olarak etkileniyorlar. Bunun yanı sıra 09/07/2015 tarihli ve 29411 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile anılan ‘Dış cephelerin, bina yüksekliği 28.50 m’den fazla olan binalarda zor yanıcı malzemeden ve diğer binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir’ ifadesi, bu anlamda EPS’nin pazar payındaki azalmayı da beraberinde getirdi”.
“Isı yalıtım üretim ve satışlarımız doğal olarak yaşanan belirsizliklerden kısmen etkilendi. Böyle dönemler Ar-Ge çalışmaları ve yeni proses geliştirme çalışmaları için yeni fırsatlar yaratır. Atermit olarak yeni yalıtım ürünlerimizden taşyünü dolgulu sandviç panel için geliştirme çalışmalarımızı tamamladık. Pazarın önemli ve haklı taleplerinden biri olan taşyünü dolgulu çatı ve cephe paneli üretimini sorunsuz olarak sürdürebiliyoruz. Bu bizim için belirsiz bir dönemin olumlu kazanımıydı. Üretimi devam eden ürünlerimizden, yalıtım değeri emsallerinden daha üstün olan gümüş ve Neopor Aterpor yalıtım levhalarının pazarda tanıtımlarına ağırlık verildi. Pasif bina mantığı içinde, sıfır enerji kaybına yaklaşımda önemi olan her türlü yüksek korumalı yalıtım materyalinin pazar tanıtımı önem kazanıyor. Bir yandan yalıtım ile enerji tasarrufu sağlamak, öte yandan bunu daha kaliteli ve fayda-maliyet ilişkisini avantaja dönüştürecek Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Şirketimiz 2015 yılı başında, EPS asmolen ürünlerinde Ulusal Teknik Onay (UTO) dokümanını almaya hak kazanan ilk firmaların başında geliyor. UTO onayı almamış firmaların piyasaya haksız rekabete yol açan EPS asmolen arzını önlemeye dönük EPSDER halen çalışıyor. Üzerinde çalıştığımız ve önemli gelişme sağladığımız, ısı yalıtım performansı daha yüksek yeni ürünümüzü 2016 yılında piyasaya süreceğiz. Bu yeni ürünümüzle ilgili testler ve CE çalışmaları devam ediyor”.
“Şirketimiz 2015 yılı başında Sakarya 1. OSB içinde 10 dönümlük arsa içerisinde yaklaşık 7.000 m2 kapalı alana sahip yeni fabrika yapımına başladı. Bugün itibariyle inşaatın önemli kısmı tamamlandı. Aralık ayında deneme üretimine geçebilecek. Sakarya üretim tesislerimizde otomotiv yan sanayine üretim yapacak enjeksiyon parçaları imalatı yapılacak ve ilk etapta yaklaşık 50 kişilik bir istihdam yaratılacak. Sakarya üretim tesisleriyle birlikte 2016 yılında üretim ve satışta yaklaşık yüzde 25’lik bir büyüme hedefliyoruz”.

Baumit Genel Müdürü Atalay Özdayı
“Renovasyon Pazarı Büyümeye Devam Edecek”




“2015, genel anlamda çok kolay bir sene olmuyor. Önümüzdeki yılın da zor geçeceğini düşünüyoruz.  Bununla beraber 2015 hedeflerimizi yakaladık ve yılı hedeflerimize paralel bitireceğiz. 2016 yılı hedefleri için de çalışmalarımıza başladık. Bu yıl iki seçim yaşadık. Bu dönemde ekonomi ve kurlardaki belirsizlik, önümüzdeki yılı planlarken bizi biraz zorladı. Her şeye rağmen yine çift haneli büyüme rakamlarını yakalamayı hedefliyoruz. Baumit olarak pazara girdiğimiz ilk günden beri Türkiye’ye yatırım yapıyoruz; uzun vadeli beklentilerimiz çok pozitif. Kriz döneminde, birçok insan yatırımdan kaçarken ya da tasarruf önlemlerine yönelirken yatırım yapan bir firmayız. Bu da Avusturya’daki genel merkezimizin Türkiye’ye verdiği önemin bir işareti. Halihazırda kurulu kapasitemiz, liderlik hedefi öngörülerek yapılmış ve iyi planlanmış bir yatırım. Üretim tesisimiz oldukça yeni ve kapasite olarak yeterli. Bununla beraber 2014 yılı içinde boya ürünlerimizi Gebze fabrikamızda üretmek adına bir yatırımımız oldu. Bu yıla kadar dış cephe boyalarımızı merkez fabrikamızdan ithal ediyorduk. Boya üretimi için altyapımızı tamamlayıp artık boyalarımızı da fabrikamızda üretmeye başladık. Bugün bir fabrikamız var. Baumit olarak orta vadeli bir yatırım planı belirledik. Bu plan çerçevesinde, hedeflerimize ulaştığımız ve sektör beklediğimiz yönde büyüdüğü müddetçe Türkiye’de ikinci tesisimizi açmayı hedefliyoruz”.
“Her ne kadar zorlu bir yıl olacağını düşünsek de 2016 için yine agresif büyüme hedefi belirledik. Özellikle farklı satış kanallarında büyüme, ürün gamımızı geliştirme ve farklılaştırma ve mantolamada renovasyon pazarında yaptığımız çalışmaları artırma yönünde 2016 yılını ve sonrasını planladık.  Mantolama uzmanlığımızın yanı sıra diğer ambalajlı kuru harçlardaki farklılığımızı ve uzmanlığımızı da pazarda ortaya koymak istiyoruz. Bu yıl hızlı bir büyüme trendi yakaladığımız kendinden yayılan şaplar ve karo yapıştırıcıları ürünlerinde de bu başarıyı 2016 ve sonrasında sürekli kılacak yatırımlar yapıyoruz”.
“Büyüme rakamlarına baktığımızda inşaat sektörü için çok da iyi bir yıl olduğunu söylemek mümkün değil. 2014 yılında bina dışı inşaatlarda düşüş yaşanırken, bina inşaatlarında bir artış olmuştu. 2015 ilk çeyreği ile yapı kullanım izinleri ve yapı ruhsatları ile ilgili sert bir düşüş yaşandı.  Bu düşüş yılın geri kalanı için de büyüme rakamlarını sınırlandıracaktır. Bununla beraber, önceki yıllarda oluşan yapı izinleri sebebiyle 2015 yılında konut projelerinde düşüş gözlemlemiyoruz. Başlayan projeler devam ediyor.”
“Ancak 2016 yılı itibariyle yeni projelerde düşüş görebileceğimizi düşünüyoruz. Yalıtım sektörü ise her yıl belli bir oranda büyüyor, zira yalıtımın önemi her geçen gün daha fazla anlaşılıyor. Hem mevcut binaların mantolama ihtiyacı hem de yeni bina projelerinde mantolama yatırımının yapılması, bu sektörün büyüyen önemli bir sektör olmaya devam etmesini sağlıyor”.
“2016’nın yalıtım ve inşaat sektörü açısından çok kolay bir yıl olmayacağını düşünüyoruz. 2015’e benzer bir büyüme olacaktır. Yeni konut projelerinde yavaşlama bekliyoruz. Ancak konut dışı projelerde (ofis, hastane, eğitim kurumu, vb.) belli bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz. Kurların artış yönünde olması maliyetleri de artıracak, bu da tüm sektörü olumsuz yönde etkileyecek. Bununla beraber enerji maliyetlerinin de artıyor olması, yalıtım ve enerji tasarrufu farkındalığını artıracak. Bu sebeple özellikle renovasyon pazarının büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz”.

BTM Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ürkmez
“2015, Bizim için Anlamlı bir Yıldı”



“2015 yılı her ne kadar belirsizliklerin yılı olsa da BTM ailesi için önemli ve sektördeki 40. yılın kutlanması sebebiyle anlamlı bir yıl oldu. Firmamızın 2015 yılını yüzde 15 mertebesinde bir büyüme ile tamamlayacağını düşünüyoruz. Önceden açıklandığı üzere, 2014 ve 2015 yıllarında ilk etapta 68 milyon dolar, daha sonra ilavelerle 80 milyon doları bulan yatırım faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Bu tutarın,10 milyon dolarlık kısmı oluklu bitümlü levha üretim tesisi olup, tesislerin bir kısmı İzmir’e, bir kısmı da Kazakistan’daki fabrikamıza kuruldu. Diğer iş kolumuz olan kağıt sektöründe de 8 milyon dolar tutarında bir tevsii yatırımı ile kapasitemizi yüzde 30 artırdık. 2014 yılında başlamış olduğumuz 35 milyon dolarlık yatırımla Kemalpaşa/İzmir’de emprenye edilmiş polyester keçe tesisimiz kuruldu ve 2015 yazında devreye alındı. Ayrıca, Kazakistan’daki fabrikalarımızı da büyütme ve bitümlü örtü üretimi çalışmaları için başlatmış olduğumuz 15 milyon dolarlık yatırımımız 2015 yazında tamamlandı. Plastik membran üretimimizde 2014 yılında ihtiyaca binaen PVC ve TPO membranlar üretmek için yeni üretim tesisi bağlantılarını yaptık. Yıllık 5 milyon m2 membran üretim kapasitesi ve yatırım tutarı toplam 12 milyon dolar olan plastik membran yatırımımızı 2015 yılı sonunda devreye alarak toplam 7,5 milyon m2 üretim kapasitesine ulaşarak ülkemizdeki lider firmalardan biri olmayı sürdüreceğiz. Böylelikle, 40. yılımızda toplamda 80 milyon dolarlık yatırım hedefimize ulaşmış bulunuyoruz”.
“BTM olarak, Türkiye’deki birçok ilke imza attık. 1989 yılında polimer bitümlü su yalıtım örtüsünü, 1994 yılında kapalı gözenekli XPS ısı yalıtım levhasını, 1996 yılında çatı kaplama malzemesi Shingle’ı ilk kez üreterek, yalıtım sektöründeki öncü konumumuzu perçinledik. 2007 yılında sentetik membran üretimine Polyplan markası ile başlayan firmamız, 2014 yılında da BTM Seal markalı üstün vasıflı yapı kimyasalları üretimine başladı. Dünyada, değişen pazar ve rekabet koşullarını gözönüne alarak, kendi teknolojisini ve ürünlerini geliştiren, bu alanda mühendislik gücüne, laboratuvar alt yapısına yatırım yapan, yurtiçi-yurtdışı araştırma kurumları ve üniversitelerle ortak projeler yürüten BTM, yarattığı ilklerle yalıtım sektörünü bir adım daha ileri taşıyor.”
“Yalıtım sektöründeki en önemli oyunculardan olan firmamızın son iki yılda yapmış olduğu ve devreye alınmış olan yatırımların katkısıyla gerek ülkemizde, gerekse dış pazarlardaki payımızı ve hakimiyetimizi artırmaya yönelik çalışmalar içinde olacağız. Ayrıca, Kazakistan’daki yatırımlarımıza 2017-2018 yıllarında 20 milyon dolarlık ilave yatırımlar yapmayı planlamış bulunuyoruz”.
“Ekonomik anlamda 2015 yılı, dünya genelinde belirsizliklerin devam ettiği bir yıl oldu. Avrupa’da ve Rusya’da yaşanan ekonomik durgunluk ülkemizi de oldukça etkiledi. Ülkemizde de aynı yıl içinde iki defa seçim yapılması, siyasi belirsizlikler ve çevre ülkelerdeki siyasi çalkantılar, kurlardaki kayda değer artışlar istikrarsızlığı artırdı. Yalıtım sektörünün inşaat sektörü içinde kendine özgü bir trendi bulunmakla beraber 2015 için parlak bir yıl oldu diyebilmemiz zor. 2015’te yaşanan tüm bu zorluklara karşın  yüzde 15’lik bir büyüme trendi yakaladık”.
“2015 yılında yurtdışında Paris Batimat Fuarı ve Philconstruct Filipinler İnşaat Fuarı’na, yurtiçinde de İstanbul Yapı Fuarı’na katılım gerçekleştirdik. Ayrıca, 40. yılımızda yalıtım sektörüne kalıcı bir referans eser bırakmak amacı ile ‘Mimari Yapılarda Su Yalıtımı’ kitabını hazırladık. Benzer bir kitabı uzun yıllar önce sektörün hizmetine sunmuştuk. Geçen zaman içerisinde malzeme, uygulama ve detaylardaki değişimleri gözönüne alarak daha kapsamlı ve güncel bilgileri içeren bu kitabı sektörün hizmetine sunacağız ve kitap profesyonellerin raflarında yerini alacak”.
“Belirsizlik ve ekonomik durgunluğun hem yerel, hem de küresel pazarlarda devam edeceği düşüncesiyle, bundan yalıtım ve inşaat sektörünün de etkileneceği varsayımı ile 2016 yılının genelde durgun geçeceğini düşünüyoruz. Yeni binalar, mevcut binalarda yalıtım yenileme, kentsel dönüşüm projeleri, altyapı projelerinde yalıtım gibi işlerin yalıtım sektörüne yine inşaat sektöründen daha fazla bir ivme katacak olması olasıdır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre yapı ruhsatlarındaki yüzde 24’lük gerileme, haliyle yalıtım sektöründeki pozitif ivmeyi bir miktar yavaşlatacak. Yine, çevre ülkelerdeki belirsizlik ve gerilimler ülke ekonomimizi ve sektörümüzü etkileyecek. Şirket olarak, yaptığımız yatırımlar ve kapasite artışlarıyla sürdüreceğimiz büyüme trendine paralel olarak 2016 yılında 360 milyon TL’lik bir yurtiçi cirosu ile 40 milyon dolarlık bir ihracat cirosu hedefliyoruz”.

Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan
“Enerji Alanında Yatırımlar Yapmayı Planlıyoruz”




“2015 yılında flexobit membran distribütörlüğünün yanı sıra yine su yalıtımında dünyanın en önemli markalarından birisi olan Amerikan menşeli Firestone firmasının da Türkiye distribütörlüğünü aldık. Bu yıl MESA’nın yaptığı Yassıada’da kongre merkezi ve otelinin tüm yalıtım işlerini Canpa olarak yapıyoruz. Bu oldukça zor bir iş, çünkü adada olduğu için yalıtım çok kritik. Yine su yalıtımındaki en son teknoloji olan polyürea projelerinin Türkiye’deki en büyük firmasıyız. Türkiye’de tek kalemde yapılan en büyük polyürea işi olan Akfen İncekLoft’u üç reaktörümüzle uygulamaya devam ediyoruz. Yılbaşında almayı başardığımız işler sayesinde 2015 yılı boyunca çok yoğunduk. Biz krize rağmen müşterilerimize pozitif yaklaşım sergiledik ve bunun geri dönüşünü aldığımızı düşünüyoruz. Canpa, mutluluk odaklı bir firma olduğu için kriz zamanında müşterilerimizi motive etmemiz işlerimize pozitif yansıdı. Çünkü insanlar depresif kişilerle iş yapmak istemiyorlar, biz hep mutluyduk”.
“2016 yılında yalıtımla paralel olduğunu düşündüğümüz enerji alanında yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Yozgat’ta 3 MW güneş enerjisi projesi geliştiriyoruz. Yalıtım sayesinde enerjiden tasarruf etmek amacıyla projeler yapıyoruz ve bununla paralel olduğunu düşündüğümüz enerji sektörüne de adım atmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi sayesinde kirliliği minimuma indirebilmek için Canpa ailesinin de katkısı olsun istiyoruz. Bunun dışında uygulama alanında 2016 yılının dolu olduğunu, ancak 2017’ye iş aldığımızı söyleyebilirim”.
“Son yıllarda devlet işlerinde su yalıtımı bilincinin yükselmeye başladığını gözlemledik. Çok daha teknolojik ürünler kullanılmaya başlandı. Flexobit, polyürea, PVC, EPDM gibi ürünlere, geleneksel olan membranlara göre daha fazla ilgi oluştu. Bu teknolojik ve çağın gerektirdiği 50 yıl ömrü olan daha kaliteli ürünlere geçiş, devlet tarafından özellikle Sağlık Bakanlığı’nda ve TOKİ yatırımlarıyla sağlandı. Bu da bence gelişmiş ülkeleri yakalamamız adına atılmış güzel bir adım. Devlet öncülük yaparsa bu tip ürünler pazarda kullanılabiliyor ve yaygınlığı artıyor. Evet, ekonominin ciddi anlamda etkilendiği bir yıl oldu; arka arkaya yapılan seçimler, belirsizlik ortamı, insanların kararsızlığı vs. Bu süreç inşaat sektörüne de olumsuz yansıdı, ama bizim sektörümüz bu süreçten en az etkilenen sektörlerden biri oldu. Çünkü bu konudaki bilincin yükselmiş olması, yalıtım alanındaki yatırımları pek fazla etkilemedi. Devlet de yatırımlarını yavaşlatmadan devam etti, dolayısıyla yalıtım ihtiyacı da sürdü”.
“2016 yılında yatırımlar artacak ve yalıtım sektörü hızla büyümeye devam edecek. Devletin yalıtım ürünlerinde kaliteliye geçme trendini çok olumlu görüyorum. Bizim gibi 30 yıllık deneyimli firmaların tercih sebebi olması sağlanacak. Bu da açıkçası bizim için çok sevindirici. Yalıtım konusu, geçmişteki ‘nasılsa görünmüyor, en ucuzunu yapalım, geçelim’ mantığından çıktı. Artık görünmeye başlandı, çünkü son 10 yıldır yaşanan sıkıntılar ortada. Özellikle Marmara depreminden sonra devletin ciddi tedbirler aldığını ve TOKİ yatırımlarının depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiğini görüyoruz”.

Cepa Genel Koordinatörü Nusret Maç
“Temennimiz, Dönemsel Yavaşlamaların 2015’te Kalmış Olması”



“Cepa İzolasyon olarak geride bıraktığımız 25 senede olduğu gibi 2015 yılında da yalıtım danışmanlığını üstlendiğimiz projelerde XYPEX ürünlerinin genel satış ve uygulama faaliyetlerini güçlendirerek devam ettirdik. Türkiye genel satış ve uygulama faaliyetlerini yürüttüğümüz uluslararası bir marka olan XYPEX, teknolojik yatırımları ve ürün gamı açısından en üst noktaya ulaşmış bir marka. Ürün geliştirme faaliyetleri Kanada Merkez tarafından yürütülüyor. Cepa İzolasyon olarak 2015 yılında gerek satış, gerekse uygulama konularında kendi bünyemizde personelimize belirli periyodlarda eğitimler gerçekleştirdik. Firma olarak geçmiş yıllarda karşılaşmış olduğumuz uygulama detaylarındaki tecrübelerimizi bu eğitimlerde eski ve yeni personelimizi biraraya getirerek beraberce paylaştık. Yine bu yıl da sektörün en önemli buluşma adresi olan Yapı Fuarı İstanbul-Ankara-İzmir organizasyonlarında firma olarak yerimizi aldık. Bu organizasyonlarda gerek çözüm ortağı olduğumuz proje firmalarıyla, gerekse önümüzdeki dönemlerde faaliyete geçecek projelerle verimli görüşmeler sağladık”.
“Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de bilgi işlem faaliyetlerin daha verimli halde yürütülebilmesi için önem arz ediyor. Bu nedenle Cepa İzolasyon olarak özellikle bilgi işlemimizi güçlendirmek için gerekli çalışmaları tamamlayıp, faaliyete geçirdik. Bu sistemle Türkiye Satış ve Uygulama ağımızı oluşturan bayilerimiz ile koordinasyon ve verimliği daha da güçlendirerek projelerin takibini sağlamayı planlıyoruz. Cepa İzolasyon’un referansları ve cirosu her sene büyümeye devam ediyor. Bu başarının temelinde, geçmişte sorumluluğunu aldığımız projelerdeki iş disiplinimiz yer alıyor. Yeni yılda da bu temel prensibimize bağlı kalarak doğru uygulamalarla projelerdeki detayları mükemmel çözümlere ulaştırmak, en büyük hedefimiz olacak”.
“Bilindiği üzere gerek ülkemizde gerekse bölgemizde, geride bıraktığımız sene içerisinde ekonomik ve siyasi birçok gelişme yaşandı. Bu gelişmeler ışığında genel olarak inşaat sektörü ve buna bağlı olan yalıtım sektöründe dönemsel yavaşlamalar görüldü. Cepa İzolasyon olarak, devam etmekte olan işlerimizle bu dönemsel yavaşlamadan etkilenmeden faaliyetlerimize aynı motivasyonla devam ettik. Ülkemizde yalıtım bilinci her geçen gün artıyor. Ancak bu artışın daha bilinçli ve hızlı yayılması gerekiyor. Cepa İzolasyon olarak geçmişimizden gelen sorumluluğumuz gereğiyle bu bilincin artması adına zaman ve mesafe gözetmeden projelerle gerekli temaslar kurarak bilgi akışını sağlıyoruz”.
“Biraz önce de belirttiğimiz unsurlardan dolayı inşaat sektöründeki dönemsel yavaşlamaların, geride bıraktığımız 2015 yılında kalması en büyük temennimiz. Bu hızlanma neticesinde beklemede olan projelerin yeni yılda faaliyete geçmesini öngörüyoruz. Yine kentsel dönüşümle ilgili olarak alınan kararlar ışığında büyük/küçük bölgesel yatırımların daha da hızlanacağını düşünüyoruz. Cepa İzolasyon olarak bayi organizasyonumuzun da desteğiyle yeni yılda, yeni projelerde, yine doğru detay çözümlerimizle hedeflerimize ulaşacağımıza inancımız tam”.

DuPont Yapı Çözümleri Ülke Müdürü Doğan Öz
“Çevre Hassasiyeti Arttı”




“DuPont Yapı Çözümleri olarak 2014 yılında hem iç pazarda hem de bölgemizdeki ülkelerde su yalıtımı ve solid malzeme sektöründeki öncü konumumuzu daha ileriye taşıdık, 2015 yılında da çıtamızı yükselterek ilerlemeyi sürdürdük. Yine bu yıl, ürünlerimizi geliştirmek için yatırımlar yapmaya, yüzey malzemelerimizin özelliklerini geliştirmeye, pazarın ihtiyaçları doğrultusunda renk çeşitlerimizi artırmaya ve teknolojimizi yenilemeye devam ettik. Örnek vermek gerekirse DuPont, yıllara dayanan gelişim projesi Endless Evolution (Sonsuz Evrim) kapsamında DuPont™ Corian® DeepColour™ teknolojisini geliştirdi. Yangın yalıtımı konusunda, Euroclass B sınıfında yer alan alevi ilerletmeyen forma sahip DuPont™ Corian® ve Tyvek® FireCurb™ Housewrap ürünlerimiz dikkat çekiyor. DuPont Yapı Çözümleri’nin ödül ve patent sahibi olan inovatif su yalıtım ürünü DuPont™ Tyvek® FireCurb™ Housewrap, yalıtım malzemesinin dış kısmına veya duvar yapı sisteminin içine uygulanarak binaların yangından korunmasına da katkıda bulunuyor. Alev kaynağından uzaklaştığında kendi kendine sönen, hafif ve gelişmiş bir alevi ilerletmeyen su yalıtım örtüsü olan DuPont™ Tyvek® FireCurb™ Housewrap, minimum çevresel etkiyle damlacıkların ve dumanın oluşumunu azaltmak için halojensiz alevi ilerletmeyen bir tabakaya sahip. Tüm bu özellikleriyle DuPont™ Tyvek® FireCurb™ cephelerde taşyünü ile birlikte uygulandığında Euroclass A2,s1,d0 sertifikasına sahip ilk ve tek buhar geçişine açık su yalıtım örtüsü olma özelliğini taşıyor. Sektörde alanında ilk ve tek TS EN 13501-1’e göre, mineral yün ile beraber kullanıldığında Euroclass A2-s1,d0 sertifikasına sahip olan DuPont™ Tyvek® FireCurb™, ayrıca Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği’nde yer alan ‘21.5 metre ve üzeri yapılarda yangın dayanım özelliği minimum A2-s1,d0’ şartını sistem olarak sağlayan ilk ve tek malzeme olarak sektördeki farkını ortaya koyuyor. DuPont Yapı Çözümleri olarak tüm ürün gamımızı birlikte değerlendirdiğimizde 2014 yılında hem ciro hem performans bakımından büyüme göstermiştik. 2015 yılını da büyüme trendimizi sürdürerek kapatmayı hedefliyoruz”.
“Uzun vadeli hedeflerimizden kısaca bahsetmek gerekirse amacımız, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın büyümesine yardımcı olmak ve bunu yaparken işimizi de büyütmek. Corian® için oluşturduğumuz ve uzun yılları kapsayan bir büyüme girişimi olan Endless Evolution (Sonsuz Evrim), kısa vadeli ve uzun vadeli olmak üzere geleceğe yönelik şevkimizi ve tutumumuzu temsil ediyor. Bu girişimin bütün DuPont Yapı Çözümleri ürünlerine uygulanabilir olduğunu söyleyebiliriz. Biz tüm sektörleri değiştirmiş ve üst kalite standardı olmuş ürünler icat ediyoruz. Yüzey kaplama malzemesinden su yalıtım örtüleri ve geotekstil ürünlerine kadar ürünlerimizi geliştirmeye devam ediyor ve yeni uygulama alanları arıyoruz. Hizmet verdiğimiz tüm piyasalar zorlu, ancak biz çalışanlarımızın becerileri, ürünlerimizin kalitesi, teknik açıdan gelişmişliğimiz, satış ve pazarlama kaynaklarımız, tüm müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla yakın işbirliğimiz sayesinde hem 2016’da hem de ilerleyen dönemlerde lider olarak devam edeceğimize eminiz”.
“Konut talebi, artan kentsel dönüşüm projeleri ve altyapı yatırımları, hem inşaat sektörünün hem de yalıtım sektörünün büyümesinde etkin rol oynadı. Her geçen gün hız kazanan bu sektörlerde 2015 yılında ürünlerin sürdürülebilir ve çevreye duyarlı olma hassasiyetinin ve bilincinin arttığına inanıyoruz. Ürünlerin enerji verimliliği yüksek, geri dönüşümle tekrar kullanılabilen, doğaya ve insan sağlığına zarar vermeyen özelliklerde olması, sürdürülebilir yapılar için çok önemli. Türkiye 2015 yılında iki önemli seçim dönemi geçirdi. Bu dönemlerde inşaat sektörü, yatırım kararlarını bekletenlerin etkisiyle rölantide kalsa da son seçim dönemi sonrasında inşaat sektörünün eski ivmesine kavuştuğunu söylemek mümkün”.

Ejot St. ve Paz. Dir. Tunç Karaboğalı ve Etics Bayi Kanalı Yön. Mehmet Aydoğdu
“Isı Yalıtımı Büyük bir İvme Kazanacak”




“Enerji verimliliği kavramının giderek önem kazandığı bu dönemde ısı yalıtımı uygulamaları, binalarda enerji verimliliğini sağlamak adına vazgeçilmez bir uygulama. Kamu ve kamuoyu bilinçlendikçe ısı yalıtımı uygulamaları artacak ve bu yalıtım branşı ciddi şekilde büyüme kaydedecektir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin tam anlamıyla uygulanması ve 2017 yılında zorunlu olacak Enerji Kimlik Belgesi alacak binaların A-B ve C sınıfı performansına yükselebilmeleri için en etkin yol ısı yalıtımı yaptırmaktır. Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda ısı yalıtımı uygulamalarının büyük bir ivme kazanacağını söyleyebiliriz. Yalıtım sektörü sürekli büyümeye ve gelişmeye açık bir sektör. Bu rakamlar sektörün daha da büyüyeceğinin bir göstergesi.”
“Bugün Türkiye’de 15 milyondan fazla yalıtımsız bina var. Bu da, binaların yüzde 85’inin yalıtımsız olduğu anlamına geliyor. Yalıtımsız binalar nedeniyle yaşanan enerji kaybının, her yıl ülke ekonomisine bedeli oldukça yüksek oluyor. Türkiye, toplam enerji ihtiyacının yüzde 75’ini ithal ediyor. 2015 yılında ülkemizde 55 milyar dolar enerji maliyeti oluştu ve bunun 20 milyar dolarının konutlarda oluştuğunu biliyoruz. Kabaca bir tahminle doğru yalıtımla, 8,5 milyar dolar gibi büyük bir rakamda tasarruf sağlanabilir. Yani konutlarda standartlara uygun yalıtım uygulamaları ile ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacağımız aşikar”.
“Ejot Türkiye olarak Türkiye için Avrupa’nın yalıtım tecrübesinden faydalanıyoruz. Ejot olarak Avrupa’da yapı sektöründe inovasyonun öncüleri arasındayız. Mantolama dübellerimiz ‘kaliteli bağlantı’ ilkesiyle özel olarak geliştirilen, başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde 70’li yıllardan beri mantolama sistemlerini ilk günkü performansta cephede tutan dübeller üretiyoruz. Avrupa standardı (ETA) ve Alman standardı (DIBt) normuna uygun olarak üreten Ejot artık Türkiye’de de mantolama sistemlerinin yüksek tutunma gücü sayesinde uzun yıllara meydan okuyarak cephede tutunmasını sağlayacak. Mantolama sistemlerinde yapıştırıcıların ömrü sınırlı olduğu için mekanik tespit zorunludur”.
“Yaşanan ekonomik gelişmeler doğrultusunda bu yıl yalıtım sektöründe de bir daralma gözlemliyoruz. Pazara giren pek çok yeni oyuncu ile rekabet artıyor, kapasite kullanım oranlarının düşmesi sonucu da fiyatlar aşağı seyrederken, satış vadeleri uzuyor. Değişen kurlar nedeniyle maliyetler artıyor, bu da karlılığın azalmasına neden oluyor. 2015 yılı içinde uzunca bir süre Türkiye’de yaşanan siyasi belirsizlikler konut sektöründe bu yıl için daraltma yaşattı”.
“2015 yılında özel projeler olan Tema İstanbul, Nurolpark Güneşli, Ağaoğlu 1453,Trend İstanbul, Rönesans Sayfiye, Emaar Square, Sinpaş Ege Yakası, Metsan Nexsus’ta Ejot mantolama dübelleri kullanıldı. 2016 yılında başlayacak yeni projelerin şartnamelerinde Ejot olarak yer alacağız. Yeni yapı normlarıyla birlikte projelerde güvenli ve kaliteli ürün kullanma zorunluluğu oluştuğu için her geçen gün büyüyen yapı sektöründe şartname oluşumunda bu bilinç gözönüne alınıyor. Ejot olarak 2015 yılında Türkiye pazarında yüzde 30 büyüme yakaladık ve bu büyümeyi 2016’da artırarak devam ettirme hedefiyle kaliteli bağlantı elamanlarımızı güvenle pazara sunmaya devam edeceğiz”.

Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü Cem Ercan
“Su Yalıtım Yönetmeliği Umarız Bu Yıl Yayınlanır”




“2015 yılı Emülzer için oldukça iyi geçti ve hedeflerimizi yakaladık. Zorlu bir yıl olmasına rağmen stratejimizi biraz daha niş projelere yönelttik. Bayilerimizle birlikte projeleri daha aktif olarak takip ettik. Müşterilerimizin çoğundaki algı, ‘Emülzer, bitüm esaslı, sürme su yalıtım ürünleri üretir’ şeklindedir. Ancak bitüm esaslı sürme su yalıtımlarının yanı sıra su ile şişen bantlar (Emülzer Swellflex), poliüretan esaslı sürme su yalıtım ürünleri (tek bileşenli Purready, iki bileşenli PU Coat II) üreterek piyasaya sunduk. Bu ürünler, müşterilerimize ‘su yalıtımında çözüm odaklı’ olduğumuzu ispat etti”. 
“2014 yılından beri devam eden ‘Su Yalıtımı’ seminerlerine sürdürdük. Bayilerimize, birçok mimarlık-mühendislik bürosuna ve üniversite öğrencilerine, teknik liselere bazen uygulamalı, bazen teorik seminerler verdik. İlk uygulamadaki servis ve ürün hizmeti memnuniyeti arttıkça, müşterilerimiz başka bir ürün veya firma tercih etmiyorlar. Memnuniyetlerini çevrelerine anlatarak, tavsiyelerde bulunuyorlar. Gerek yurtiçindeki, gerekse yurtdışındaki uygulamalara Emülzer personeli tarafından ‘Teknik Danışmanlık’ verilerek, ürünün doğru kullanılmasını sağlıyoruz. TÜBİTAK, KOSGEB gibi kuruluşlar ile proje bazında beraber çalışıyoruz. Yeni ürünleri pazara sunmak yolunda çalışmalarımız devam ediyor. Sürekli Ar-Ge’ye yatırım yaparak yeni test cihazları alıyoruz”.
“Ülkemizde, uzun yıllardan beri Su Yalıtımı Yönetmeliği çıkarılması için üreticiler, sivil toplum kuruluşları tarafından mücadele verilmiştir. 2014 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Malzemeleri Dairesi Başkanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığı’nca Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin hazırlanması yönünde büyük uğraşlar verildi. Her firmanın kendisine uygun sistemi ve formülü olmasına karşın ortak bir paydada buluşulmuş ve genel hatları ile sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla Bakanlığa yönetmelik taslağı sunulmuştur. Umut ederiz ki 2016 yılının ilk başlarında yönetmelik yayımlanır ve uygulamaya geçer”. 
“Yeni binalarda su yalıtımı yapılmasına karşılık eski binalarda henüz su yalıtımı tam olarak yapılmamaktadır. Öncelikle, su yalıtımının eski binalarda yapılması gereklidir. Maalesef eski binalarda korozyon sorunu şiddetini artırarak devam etmektedir. Su yalıtımı olmayan korozyona uğramış bir yapı 10 yıl sonunda, mevcut dayanımının yüzde 66’sını kaybeder. 5544 sayılı kanun kapsamında Çalışma ve Güvenlik Bakanlığınca yayımlanacak tebliğlerde yer alan ‘Tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfındaki meslekler’de, Mesleki Yeterlilik Belgesi (MYK) alınması zorunlu hale getirilmiştir. Serbest olarak çalışan veya bir firmada çalışan bir su yalıtım ustası, 2016 yılı mayıs ayına kadar belgeyi almak zorunda. Bu konu ile ilgili 6645 sayılı kanun, 25/05/2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Bakanlık, tebliğ ile belgenin alınması için 12 ay bir süre tanımlamıştır. Özellikle inşaat ve yalıtım sektöründe ‘nitelikli eleman’ kazanılması, piyasaları olumlu yönde etkileyerek Mesleki Yeterlilik Belgesinin alınması zorunluluğu, iş ciddiyetini ve istihdamı artıracaktır”.
“Bir inşaat ruhsatının verilmesinde nasıl statik proje, mimari proje, makine projesi, ısı yalıtımı projesi aranıyorsa, su yalıtımı projesinin yapılması da şart olmalıdır. Aksi takdirde ruhsat verilmemelidir. Su yalıtımında kullanılacak olan ürün temelde farklı iken, çatıda farklı, su deposu veya ıslak hacimde farklılık gösterir. Tabi burada Belediyelere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, kamuya ciddi sorumluluklar düşmektedir. Yapı denetim kuruluşları da su yalıtımını bilmeli, yerinde uygulamayı takip etmelidir. Ülkemizde mega projeler yükselmektedir. Tüneller, metrolar, karayolları gibi devlet yatırımları bölgeyi kalkındırmaktadır. Projeler tamamlandığı takdirde ise diğer ticaret grupları da gelişecektir. Oteller, hastaneler, okullar, alışveriş merkezleri vb. inşa edilecektir. Şüphesiz ki hiçbir yatırımcı, kar etmeyeceği yere yatırım yapmaz. Bu nedenle devletin yapacağı hizmetler önem arz etmektedir”.

Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol
“Yangın Yalıtımı bir Zorunluluk”




“Hilti Türkiye olarak 2015 yılı sonuna kadar Türkiye pazarına 24 yeni ürün sunmayı hedefledik ve bunlardan 14 tanesinin lansmanını yılın ilk yarısında yaptık. Ayrıca 2015’i yüzde 20 büyüme ile kapatmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor. Hilti Türkiye olarak bu yıl bir ilki gerçekleştirerek, Mayıs ayında Viaport Crowne Plaza‘nın açık alanında kendi fuarımızı düzenledik. Hilti müşterilerinin büyük ilgi gösterdiği fuarda, sektörümüzde hesaplı alışverişin formülünü anlattık”.
“1970’lerden itibaren çok sayıda ülkede yalıtım zorunlu hale getirildi. Dünya ülkeleri yalıtımı zorunlu uygulama olarak kabul ediyor. Türkiye’deki durum ise bu kadar gelişmiş olmasa da üretim standartları açısından Avrupa standartlarında üretim yapılıyor. Türkiye’de yalıtım sektörünün gücü teknoloji ile donatılıyor. Teknolojinin gelişmesine ek olarak en önemli unsur olan yalıtım bilinci de arttıkça sektör daha hızlı ve kaliteli büyüme sağlayacak”.
“Ülkemizde son 10 yılda irili ufaklı yaklaşık 1 milyona yakın yangın meydana geldi, bu yangınlarda yaklaşık 4 bin insanımız hayatını kaybetti ve 2 milyar TL’yi aşan maddi kayıplar yaşandı. Sadece bu rakamlar bile yangının sonuçlarının ne denli büyük olabileceğini ve yangın yalıtımının aslında bir ihtiyaç değil, zorunluluk olduğunu anlatıyor. Bu noktada yangın güvenliği sağlayan ürünler kullanılması ve bilinç çok önemli. Hilti Türkiye olarak “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” için ilgili kurumlar ile çalışmalar gerçekleştirerek Türkiye’de yangın bilincinin oluşmasına ve risklerin azaltılmasına destek oluyoruz. Hilti’nin yangın yalıtım ürünleri 2010 yılından bu yana alanının önemli ödüllerine sahip oldu. Bu ödüllerden sonuncusunu ise Hilti Yangın Durdurucu Esnek Tuğla ürünü aldı. Patenti Hilti’de bulunan bir inovasyon ürünü olan Esnek Tuğla, 2014 yılında 11.’si düzenlenen Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde En İyi Yangın Yalıtım Ürünü 2013 Ödülü’nün sahibi oldu. Ayrıca Hilti, 2012 yılında Yangın Durdurucu Derz Dolgu Spreyi ile Yılın En iyi Çatı ve Cephe Malzemeleri Ödülü’nü, 2011 yılında ise Yangın Durdurucu Manşon ile Yılın En İyi Yangın Yalıtım Ürünü Ödülü’nü aldı”.
“Bundan birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’de sektörümüzde haksız rekabetin çok yoğun olduğunu, markasız ve ucuz ürünlerin rağbet gördüğünü söyleyebiliriz. Ancak artık bu durum değişiyor.  Çünkü Türkiye’de inşaat sektöründe yukarı doğru giden bir trend var. Hem Türkiye’de hem de Orta Asya’da kalkınma modeli, inşaat sektörü üzerine kurulmuş durumda. Bu durum bizim için heyecan verici. Ayrıca Türkiye’deki büyük inşaat firmaları Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan ve Kuzey Irak gibi ülkelerde önemli projelerde görev alıyorlar. Yıllarca Rusya’da, Libya’da veya Türkiye’de geliştirdikleri bilgi birikimini ve rekabetçiliği orada da gösteriyorlar. Bunun için de hepsi hem kaliteli ve konforlu yapılar hem de güvenli yaşam alanları inşa etmeyi amaçlıyorlar. Bu da kalite standartlarını yükseltiyor, çünkü bu firmalar Hilti gibi sürekli katma değer yaratan, patentli ürünler sunan markaları tercih ediyorlar. Gelecek dönemde Ar-Ge’ye yatırım yapan inovatif ve kaliteli markaların daha da büyüyeceğini düşünüyoruz”.

İnterfiks Yön. Krl. Üyesi, Satış ve Pazarlama Gn. Md. Yrd. Mehmet Yaman
“Fabrika Yatırımımız Tamamladık”




“Sadece sektörümüz açısından değil, tüm ülkemiz açısından zorlu bir seneyi geri bıraktık. Gerek yurtiçinde gerçekleşen seçimlerin piyasalarda yarattığı belirsizlik havası, gerekse komşu ülkelerde yaşanan olumsuzluklar ülke ekonomisini zorlu bir sınava soktu. Ancak 1 Kasım seçimlerinden sonra netleşen tablo ile ülke genelinde tüm sektörlerde bir canlılık ve hareket başladığını gözlemliyoruz. İnterfiks Yapı Kimyasalları olarak tüm bu olumsuzluklara rağmen büyüme hedefimizden ve başarı ilkemizden hiç vazgeçmeden, farklı stratejiler ile çalışmalarımıza ve yatırımlarımıza yön vererek amaçlarımıza ulaştık. 25 yılı aşan tecrübe birikimiyle bir yandan yüze yakın nitelikli ve çevre dostu ürünümüzle inşaat sektörüne uluslararası çapta hizmet vermeye devam ederken, diğer bir yandan yeni segment ürünler konusundaki gelişimimiz için hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz. 2015 yılı içinde yatırımını tamamladığımız ve faaliyete geçirdiğimiz yeni fabrikamızda, uzun süredir Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaştığımız Poliüretan Su Yalıtım malzemelerimizin üretimine başladık ve pazara iddialı bir giriş yapıyoruz. 2015 yılı içinde bir diğer odak noktamız ise anti korozif kaplamalar üzerine oldu ve kendi markamız olan KOROGARD’ı pazara sunduk. Sektör profesyonelleri tarafından büyük ilgi gören KOROGARD’ın yakaladığı büyük başarı bize uluslararası bir işbirliğinin kapılarını da aralamış oldu ve geçtiğimiz ay Almanya’nın köklü endüstriyel boya firması NOVATIC ile yeni bir distribütörlük anlaşması imzaladık. Bu anlaşmayla Novatic’in endüstriyel ve otomotiv sektörüne yönelik üretim ve dağıtımını gerçekleştirdiği özel boya ve koruyucu kaplama ürünlerinin Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, İran, Tunus, Cezayir ve Lübnan gibi ülkelerde tanıtım, satış ve pazarlama yetkileri İnterfiks Yapı Kimyasalları’na devredilmiş oldu. Sürekli gelişime ve yenilikçiliğe olan inancımız ile gerçekleştirdiğimiz global ölçekli işbirlikleriyle ürün segmentimizi her geçen gün artırmaya devam ediyoruz”.
“İnterfiks, her yıl artan cirosuyla istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. 2016 yılında da bu büyüme trendini artırarak gerçekleştirmek üzere planlarımızı ve stratejilerimiz kurguladık. Pazara sunduğumuz yeni ürün gruplarımız için çok geniş kapsamlı bir penetrasyon ve satış stratejisi hedefimiz var. Yurtiçinde satış, pazarlama ve dağıtım kanallarımızı da her geçen gün artırıyor ve Türkiye’nin her noktasına profesyonel ekiplerimiz kanalıyla ulaşmaya devam ediyoruz. Bir diğer yandan sektör profesyonelleri tarafından özellikle tercih edilen, toprak altı temel ve perde su yalıtımında kuru serpme ve sürme yöntemi ile uygulanan ürün grubumuz HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri ile de bu segmentte öncü marka olmaya devam ediyoruz. Distribütörlük anlaşması imzaladığımız iş ortağımız NOVATIC ile gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında büyük projelere imza atmaya hazırlanıyoruz. 2016’da ihracatımızla ilgili de çok büyük hedeflere odaklandık”.
“Ülkemizde yalıtım sektörü önceki senelere göre her ne kadar gelişmekte olsa da daha kat edilmesi gereken epey bir yolumuzun olduğuna inanıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte ülkemizde sıkça gündeme gelen konulardan biri haline gelmiş olsa da yalıtım bilincinin halen gerekli düzeye ulaşmamış olduğunu gözlemliyoruz. Ayrıca, az önce de bahsettiğimiz gibi 2015 yılı içinde yaşanan belirsizliklerin, son 10 yıldır ülkenin lokomotifi görevini üstlenen inşaat sektöründe de yavaşlamaya sebep olması nedeniyle yalıtım sektörü bu sene de beklenen ve olması gereken gelişimi gösteremedi”.
“2016 yılının ülkemiz açısından geride bıraktığımız son 2 seneye göre çok daha verimli geçeceğine inanıyoruz.  Piyasa dengelerinin oturması ülkede canlılığı ve atılımı da birlikte getirecektir. İnşaat sektörü yine lokomotif sektör konumunu koruyacak ve dolayısıyla tüm alt segmentlerinde de büyüme kaydedilmesini sağlayacaktır. Yapıların ekonomik ömrünün uzatılması, tasarruf sağlanması ve yaşam konforunun artırılması amacına yönelik olarak tüm yapılarda uygulanması şart olan yalıtım çözümlerinin de 2016’da hak ettiği büyümeyi göstereceğine inanıyoruz”.

Yılsonu değerlendirmeleri dosyamızın devamını gelecek sayımızda okuyabilirsiniz...


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelik

İnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g...
20 Mayıs 2024

nZEB 101

Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi...
23 Haziran 2022

Sürdürülebilir Konut

Sürdürülebilir konut dosyası...
21 Şubat 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.