Artık İş Kazaları Azalsın: Dört Altın Kural
Hem eğitim hem kültür düzeyi henüz belli bir seviyenin altında olan bir toplumda çözümü ve/veya çözüm ortamını sağlayacak önlemleri almayı sadece çalışan bireylerden beklemek, en hafif deyimi ile “saflık” olur. Bu analizde siz değerli okuyucularla bir beyin fırtınası yapmak istiyorum. Kırk yıla yaklaşan meslek hayatımda tünelden baraja, yüksek yapılardan deniz yapılarına, kimyasal üretiminden taş ocaklarına, zemin problemlerinden deprem analizlerine kadar farklı konularda fiilen çalışma şansım oldu. Konular farklıydı, riskler farklıydı, iş güvenliği kriterleri ve öncelikleri farklıydı. Diğer yandan kariyerim süresince doğal olarak değişik pozisyonlarda görev yaptım; stajyer olarak, kısım mühendisi olarak, şantiye şefi olarak, proje müdür yardımcısı olarak, genel müdür olarak, yönetim kurulu üyesi olarak ve CEO olarak... Ve her pozisyonda, şirkette farklı sorumluluktaki, farklı görevler yapan insanlarla daha yakın ilişki içinde olunduğunu bizzat yaşadım. Örnek olarak; saha mühendisi, kısım mühendisi, hatta şantiye şef yardımcısı olarak çalışırken mavi yakalı çalışma arkadaşlarınız size daha yakındırlar. Pozisyonunuz yükseldikçe -ve siz özel bir çaba göstermiyorsanız- iş arkadaşlarınızla aranıza kaçınılmaz şekilde mesafe girecektir. Onların sesini doğrudan duyma olanağınız azalacak, bu sesler size ancak ara kadroların yorumları ile ulaşacaktır. Bu ise çoğunlukla önemli atlamalara, gözden kaçırmalara neden olmaktadır. Unutulmaması gereken ise şudur; iş kazalarına yol açan risklerin tamamına yakınına mavi yakalı çalışanlar maruzdur. Soma’da yaşananlar, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunu, bu konudaki genel eksikliklerimizi çok üzücü bir şekilde gündeme taşıdı. Bir iş kazasını faciaya çeviren nedenler üzerinde çok sayıda tartışma ve açıklama izledik. Sektörlerimiz farklı, ama inşaat dünyası da azımsanmayacak riskler içeriyor. Maden kazalarının çarpıcı yanı, ne acı ki, bir kaza durumunda çok sayıda can kaybıyla karşılaşılmasıdır. İnşaat faaliyetlerinin birçok dalında, her olayda 1-2 kişinin hayatını kaybettiği, neredeyse her gün vuku bulan kazalar maalesef süregelmekte. Bir ferdi olduğum inşaat dünyasına konunun önemini ve boyutunu hatırlatabilmek için iş kazaları ile trafik kazaları arasındaki bir benzeşimi kullanmak istiyorum; maden kazaları uçak kazaları ile benzeşiyor, tekrarlama periyodu daha uzun ama her kazadaki can kaybı çok yüksek. İnşaattaki ve ilgili altyapı çalışmalarındaki iş kazaları ise araba kazalarına benziyor; hemen her gün bir yerlerde oluyor ve bir veya birkaç çalışan hayatını kaybediyor. Konuya yıllık bir değerlendirme ile bakarsak; aynen araba kazalarında uçak kazalarından daha fazla can kaybı olduğu gibi, yurdumuzda inşaat dünyasındaki can kayıplarını, inşaat faaliyetleri ile ilgili altyapı çalışmalarındaki (su, kanalizasyon, cephe, yalıtım vs.) kayıplarımızla birlikte değerlendirdiğimizde, en az madenler ve taş ocaklarındaki oranda (tüm iş kazalarının %10.5’u) kayıplara ulaştığını maalesef görüyoruz (Kaynak: TÜİK, 2013 İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri Araştırma Sonuçları). Bu noktaya kadar irdelediğimiz, kurumsal iletişimin önemi ve gereği, mavi yakalı çalışanların işe bedensel katılımları nedeniyle taşıdıkları risk ve ana sektörümüz olan inşaatın iş kazaları istatistiklerinin olumsuz tablosu göz önüne alındığında ve hepsinden öte, yaşanmış deneyimlerle Türk insanının zaafları ve meziyetleri göz önüne alındığında “yönetim” gözü ile iş kazalarını engellemenin 4 temel kuralı aşağıdaki gibidir; 1. Şirketin konuya büyük bir ciddiyetle yaklaşması, konuyla ilgili yönetmeliğin hazırlanmış ve yayınlanmış olması ilk, hatta ön şarttır. Bu hususta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2014 yılı itibariyle yürürlüğe koyduğu sistem, denetim mekanizmaları ve cezai uygulamaları umut vericidir. 2. İSG ile ilgili eğitimlerin ve periyodik tekrarlarının aksatılmadan yapılması kesinlikle sağlanmalıdır. Sektörümüzdeki yüksek eleman giriş-çıkış hızını ve milletçe zaafımız olan kaderciliği ve balık hafızalılığı göz önüne alarak, bu tekrar periyodunun 3 ayı geçmemesi gerekir. Ülkemiz insanının yapısını da hassasiyetle değerlendirmek ve bu eğitimlerde kesinlikle “aile” ve “çocuk” kavramlarına ve onlara karşı taşınan sorumluluklara özellikle yer vermek çok etkili olmaktadır. 3. Elbette ki konu, yönetmelik yayınlamak ve eğitim vermekle “güvenli uygulama” düzeyine gelemez. “Ödül ve ceza” sisteminin kesinlikle uygulanması ve bu konuda hiç taviz verilmemesi şarttır. Bu konuda, sürekli olarak örnek teşkil etmesi gereken -yaka rengine bakılmaksızın- şef, amir, yönetici kadronun da aynı sistemle izlenmesi gereklidir. Diğer bir zaafımız da, özellikle bu konuda, gereksiz affediciliktir. Zira, her “bir şans daha” tanıdığınız bir aykırı davranışta bulunan çalışan, en az on çalışanın daha “Emniyet kemersiz yakalanırsak en az bir sefer cezadan yırtarız!” rehavetine ve riskine girmesine nedendir. 4. Özellikle yangın, su baskını, deprem gibi afet durumlarında “kim, ne zaman, ne yapar, nerede toplanılır, müdahale ekipleri kimlerdir” paniğini yaşamamak için en az yılda bir kez ciddi tatbikat yapılması, bu tatbikatlar sırasında iş faaliyetlerinin durdurulması, tatbikata yaka rengine bakılmaksızın tüm çalışanların katılımı zorunlu olmalıdır. Tabii ki tüm bu kuralların uygulanması durumunda dahi kilit husus, şirketin/kuruluşun doğru ve yeterli kalitede teçhizatı, bakımlı olarak, yeterli sayıda ve sürekli olarak temin ettiği varsayımıdır. Ki bu konuda 1. maddede değinilen yeni sistemin bugüne kadar yaşanan denetim boşluğunu hızla dolduracağı umudunu taşıyoruz. İnsan hayatından daha değerli ne olabilir ki? İlginizi çekebilir... Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini SürdürüyorChemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor.... Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel GüvencedirGüvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ... Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli YapılarBinalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.