2011 Verimli Geçti... Ya 2012?..
Ali Yıldırım / Koramic YAPI Kimyasalları Paz. Müdürü “Büyüme hızımızı 2012’de frenleyeceğiz” 2010 yılında şirketimiz, inşaat sektöründe gerçekleşen büyümenin iki katı oranında yıllık büyüme göstermişti. İçinde bulunduğumuz 2011 yılını ise yine inşaat sektörünün büyüme hızını baz alırsak yaklaşık üç katı oranında bir büyümeyle kapatmak üzereyiz. Her yıl katlanarak artan büyüme hızımızı 2012 içinde biraz frenlemeyi ve inşaat sektörüyle paralel büyümeyi, sektörle doğru orantıda ivme kazanmayı hedefliyoruz. Bu yıl bizler için kurumsal olarak yeni bir yapılanma yılı oldu. 2011’in Haziran ayında Eczacıbaşı ve Koramic Grupları arasında yapılan hisse devri anlaşması sonucu firmamızın yüzde 100 hissesi Koramic Yapı Kimyasalları A.Ş.’ye devredildi. Vitrafix ve Vitratherm markalarının sahibi Eczacıbaşı Grubu, marka kullanım haklarını bu sözleşmeyle birlikte Koramic Yapı Kimyasalları A.Ş.’ye devretti. Vitrafix ve Vitratherm markalı ürünlerimizle halen İntema A.Ş. satış ve dağıtım kanalında hizmet vermeye devam ediyoruz. Koramic Yapı Kimyasalları, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en ileri teknolojilerine sahip, yıllık 100 bin ton kapasiteli Bozüyük ve yıllık 60 bin ton kapasiteli Tarsus fabrikalarında olmak üzere toplamda yıllık 160 bin ton yapıştırma harçları, derz dolgu malzemeleri, su yalıtım malzemeleri, kendinden yayılan şaplar, astar ve harç katkıları, uygulama sonrası temizlik ve bakım ürünleri, tamir ve yüzey düzeltme sıvaları, karo seramik uygulama aletleri; poliüretan ve epoksi esaslı zemin kaplama ve su yalıtım malzemeleri ile dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin üretimini gerçekleştiriyor. Vitrafix ve Vitratherm markalarının yanı sıra geçtiğimiz eylül ayında piyasaya sürdüğümüz yeni markamız Cermix ile de pazarda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Vitratherm markalı ürünlerimiz dış cephe ısı yalıtım sistemleri ürünlerini kapsıyor. Vitratherm markası dahilinde 2011 yılında 1 milyon m2den fazla uygulama ve satış yaptık. 2011 yıl sonunda 1,5 milyon m2 hedefimizle yolumuzda ilerliyoruz. Vitrafix ve Vitratherm markaları dahilinde 2011 yılı ürün portföyünde toplam 64 ürün mevcut. Türk yapı sektörüne bu yıl itibariyle tanıtıyor olduğumuz Cermix, profesyonel epoksi ve poliüretan sistemlerini kapsamakla birlikte diğer ürün gruplarında da faaliyetlerine devam edecek. 2011 yılı ürün portföyünde Cermix markamızda toplam 58 ürün mevcut. Bütün markalarımız dahilinde de şu anda Türk yapı sektöründe 122 değişik tip ürünle hizmet veriyoruz. İki yeni yatırım Sektörde marka bilincini ve pazar payımızı arttırmak için müşteriye yakın olmanın önemini de biliyor ve bunun için çalışıyoruz. Kaliteyi daha uygun fiyatlara sunabilmenin lojistik olarak doğru büyümeye dayandığının bilincindeyiz. Bunun için 2012 yılı başında önce Akdeniz’de, yılın sonlarına doğru ise Ege Bölgesi’nde yeni üretim tesisleri kurmak için çalışmalarımızı da 2011 yılı itibariyle başlattık. Yalıtım, tüm alt başlıklarıyla değerlendirilmeli Ocak 2011’de hızlanarak devam eden binalarda Enerji Kimlik Belgesi oluşturma programı, bunun yanı sıra toplumda yalıtım bilincini oluşturmak için İZODER ve İMSAD gibi sivil toplum kuruluşlarının yaptığı yoğun faaliyetler ve nihai tüketici açısından baktığımızdaysa, enerji fiyatlarında her yıl yapılan fiyat ayarlamaları neticesinde 2011 yılını, yalıtımın daha fazla ön plana çıktığı ve yalıtım bilincinin arttığı bir yıl olarak değerlendirebiliriz. Yalıtım olarak değerlendirdiğimizde aslında sadece ısı yalıtımından bahsetmemek gerekiyor; ısı yalıtımı kadar binalarda ve yapılarda su ve ses yalıtımı da önemli. Özellikle günümüzde otoyol ve havalimanları gibi hızlı değerlenebilecek alanlardaki yapılaşma, insan sağlığı ve daha huzurlu yaşam alanları için ses yalıtımını da ön plana çıkarıyor. Su yalıtımın önemini ise yapı ömrünün su ve diğer korozyonu hızlandıran dış etkilerin bina yapısından uzak tutulması açısından son derece önem arz ediyor. Yani yalıtımı bütün alt başlıklarıyla birlikte değerlendirmek en akılcı uygulama olacak. BORA YILDIRIM/ SİKA YAPI KİMYASALLARI GENEL MÜDÜRÜ “2012 yılıyla ilgili planlarımızı temkinli yaptık” Büyüme olarak baktığımızda içerisinde bulunduğumuz sektörlerde pazarın büyümesinin çok üstünde büyümeler gerçekleştirdiğimizi ve hitap ettiğimiz tüm müşteri gruplarında pazar paylarımızı artırdığımızı söyleyebilirim. Dolayısıyla cirosal büyüme anlamında 2011 yılı Sika Türkiye için çok başarılı geçti. Diğer yandan muhtelif hammadde girdilerimizin maliyetlerinin anormal artışı ve buna ilave olarak TL’nin döviz kurlarına karşı aşırı değer kaybı yaşaması, bizim karlılık hedefimizde ciddi bir erozyon yarattı. Yalıtım sektörü, son on yılı değerlendirdiğimizde sürekli büyüyen bir pazar olarak ön plana çıktı. Hatta bu dönem içerisinde inşaat sektörünün kayıp yaşadığı zamanlarda bile yalıtım sektörü büyümesini sürdürdü. Hiç şüphesiz burada mevcut bina stoğu ve potansiyel etkili oldu. 2011 yılını analiz etmek gerekirse faaliyette bulunduğumuz su yalıtım pazarının her anlamda büyüdüğünü söylemek yanlış olmaz. İkinci üretim tesisi Tarsus’ta olacak 2011 yılında İstanbul Tuzla’daki üretim tesislerimizden sonra ülkemizdeki ikinci üretim tesisi yatırımımıza Tarsus’ta başladık ve 2012 yılının hemen başında çalışmalarımızı tamamlayarak üretime başlamayı planlıyoruz. Sika’nın yüzyıl önce su geçirimsizlik harcı olan Sika-1 ile başladığı yolculuğu bu süreç içerisinde sürekli teknoloji gelişimiyle devam etti. Dünya genelinde son beş yılda pazara sunduğumuz yeni ürünlerin toplam satış içerisinde yüzde 34 oranında pay alması, yenilikçi karakterimizin bir göstergesi. Bu yıl da kullanıcılarına çözümler ve kolaylıklar sunan ürünlerimizi sektörün hizmetine sunduk. Endüstriyel kaplamalar ürün grubumuzda Comfort Floor Sistemleri ve Hijyenik Kaplama Sistemleri, evdeki yenileme ve onarım işleri için mükemmel bir çözüm olan SikaMax Tack yapıştırıcı, inovasyona dayalı ürün çalışmasının en güzel örneklerinden olan dört özelliği birarada barındıran Sika Viscobond ve beton grubumuzda üstün tecrübemiz, teknoloji merkezi haline gelen Ar&Ge’miz ile her gün bir yenisi geliştirdiğimiz sayısız beton katkı ürünleri yeni ürünlerimiz olarak ön plana çıktı. 2012, öngörü yapılması zor bir yıl olacak Yalıtım sektörünün büyümesinin daha uzun yıllar boyunca inşaat sektörünün büyümesinden çok daha hızlı olarak süreceğini öngörüyorum. Ancak 2012 yılını ekonomik açıdan ve inşaat sektörü açısından değerlendirdiğimde, 2011 yılına göre büyüme oranlarının daha düşük seviyelerde gerçekleşeceğini, ekonomik toparlanmanın ancak 2013 ve sonrasında gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Öngörü yapılması çok zor olan ve öngörü yapıldığında da pek de olumlu bakılamayan bir yıla giriyoruz. Biz 2012 yılı ile ilgili planlarımızı temkinli bir iyimserlik yaklaşımıyla yaptık. Büyümek istiyoruz, ancak büyümek adına karlılık ve nakit yönetimi konularında erozyon yaşamak istemiyoruz. Dolayısıyla yolumuz bu yönde olacak. Su yalıtımıyla ilgili de önümüzdeki yıl için gerçekten farklı ve rekabette bizi ayrıştıracak olan yeni teknoloji içeren bazı inovatif ürünlerin pazara sunumunu gerçekleştireceğiz. Bülent Çolak / ODE Yalıtım Genel Müdürü “2011-2015 arasında 50 milyon dolarlık yatırım planlıyoruz” ODE Yalıtım olarak her geçen yıl olduğu gibi 2011 yılını da verimli geçirdik. 2010 yılının ardından 2011 yılında inşaat sektöründeki büyümenin üzerinde bir büyüme ile 9 aylık bütçemizi gerçekleştirdik. Dördüncü çeyrek sonunda da aynı başarıyı gerçekleştireceğimize inanıyoruz. 2011 yılsonu itibariyle cirosal anlamda yüzde 20’lik bir büyüme hedefimiz var. Ayrıca yurtdışı fuarlarda firmamızı ve ürünlerimizi tanıtarak ve yeni pazarlarda çalışmalar yaparak ihracat yaptığımız ülke sayısını artırdık. Kurulduğumuz günden bu yana kaliteli üretim, yönetim ve hizmet stratejisiyle hareket ederek yurtiçinde ve uluslararası alanda geçerli birçok kalite belgesiyle kalite standartlarını ileri seviyelere ulaştırmış bulunuyoruz. Toplumu bilinçlendirmeye yönelik bir STK gibi çalışarak sektörde birçok ilke imza atmaya devam ediyoruz. Sektörün başucu kaynağı olarak nitelendirilecek, Isı Yalıtımı ile ilgili yazılmış en geniş kapsamlı “IY Isı Yalıtımı” isimli ilk Türkçe kitabı çıkartarak yalıtım sektöründeki bir boşluğu doldurmuş olduk. Sektörün ihtiyaçlarını ve eksiklerini gözönünde bulundurarak projeler için doğru teknik özelliklere sahip malzeme seçimi kolaylaştırmak adına ODE CALC programını geliştirdik. Yine 2011 yılında dünyadaki gelişmeleri, yalıtımdaki trendleri takip etmek ve ürünlerimizi tanıtmak için farklı lokasyonlarda birçok fuara katıldık. Yalıtım sektörü dinamizmini koruyor Yalıtım sektörü inşaat sektörü içinde de hızla büyüyen ve dinamizmini koruyan bir sektör. Örneğin 2010 yılında inşaat sektörü yüzde 17 büyürken, yalıtım sektörü yüzde 23 büyüdü. 2011 yılına geldiğimizde ise inşaat sektörü yılın ilk 6 ayında ortalama yüzde 13.9, yalıtım sektörü ise yüzde 15’lik bir büyüme gerçekleştirdi. Sektörün 2010 yılında 4,6 milyar TL olan cirosal büyüklüğünün, 2011 yılı sonu itibariyle 5 milyar TL’nin üzerinde olacağını öngörüyoruz. XPS’te üçüncü üretim hattını devreye aldık ODE olarak 25 yıldan bu yana yaptığımız yatırımlar ve yeniliklere ara vermeden devam ediyoruz. Artan dağıtım ağı, pazar ve ihracat taleplerine cevap verebilmek amacıyla üçüncü üretim hattını devreye aldık. Temmuz 2011’de devreye giren son teknoloji ve full otomasyon sistemli XPS’in üçüncü üretim hattı ile toplam kapasite yüzde 30 oranında artış gösterdi. Üretim kapasitesini artırmaya yönelik yatırımların yanı sıra enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda da ciddi bir yatırım yaparak sektörde bir ilke imza attık. 2011 Eylül ayında devreye giren kojenerasyon sistemi ile yılda 1 milyon TL’lik enerji tasarrufu sağlanıyor. Yeşil’e odaklanıyoruz Dünyadaki gelişmeleri ve yalıtımdaki trendleri takip ediyor ve Ar-Ge çalışmalarımızı bu gelişmelerin etkisinde sürdürüyoruz. Bu bağlamda Yeşil ürünler odaklı çalışıyoruz. Ozon tabakasına daha az zarar vermek için XPS ürünlerimizde çevreci HFC gazı kullanımına geçtik. Bitümlü membran üretiminde ise yüzde 100 eko sistem ile dost malzeme kullanımına dair yeni bir sistem geliştirdik. ODE Membran’da global karbon emisyonunu azaltacak Ar-Ge çalışmalarımız da devam ediyor. ODE olarak çevre konusundaki hassasiyetimize istinaden danışmanlık hizmeti alıyoruz. Fabrikamızda atıksuların değerlendirilmesi için “Biyolojik Arıtma Tesisi” ve fabrika atıkları içinde “Fabrika Atık Yönetim Sistemi” kurduk. Enerji tasarrufu ile ilgili olarak yaklaşık 2 yıl önce bir ekip kurduk ve bugüne kadar oluşturulan çeşitli projeler ile fabrikanın birçok noktasında enerji tasarrufu sağladık. Hedef, 80 ülkeye ihracat 2012’de inşaat sektörünün yüzde 6-10, yalıtım sektörünün ise yüzde 8-10 arası büyümesini bekliyoruz. Planlamamızı da buna göre yapıyoruz. 55’i aşan ihracat yaptığımız ülke sayısını 80’e çıkartarak dünyanın dört bir yanında ODE markasını sağlamlaştıracağız. Küresel ekonomik kriz etkilerini göstermeye başlarken ODE olarak 2011-2015 yılları arasında 50 milyon dolarlık yatırım planlarımız doğrultusunda çalışmalarımız devam edecek. Biz elimizdekilerle yetinmeyerek her zaman daha iyisine sahip olmak için çalışıyoruz. Doğru stratejilerle rakiplerimizden sıyrılarak sektörde daha pek çok ilke imza atacağız. Kurulduğumuzdan bu yana sürdürülebilir bir büyüme sağladık ve bunu devam ettireceğiz. Emrullah Eruslu / ERYAP Genel Müdürü ve Yön. Kur. Üyesi “Taşyünü yatırımımız devam ediyor” 2011 yılında firmamız ve yalıtım sektörünün birbirinden farklı iki dönem geçirdiği kanaatindeyim. Geçtiğimiz yılki hızlı büyümenin bu yılın ilk altı ayında etkilerinin devamıyla hareketli bir ilk dönem ile Amerika ve Avrupa’daki kriz sinyallerinin arttığı, cari açığın rekor seviyeye ulaşmasının ardından ekonomiyi soğutma tedbirlerinin alındığı, döviz kurlarının zirve yaptığı, zorlu ve durgun bir ikinci yarıyıl geçirdik. Haksız rekabetin her geçen gün arttığı sektörümüzde, merdivenaltı ve standart dışı üretim yapan firma sayısı bu yıl fazlaca artış gösterdi. Mevcut yapı stoğunun neredeyse yüzde 90’nının yalıtımsız olduğu ülkemizde sektörümüz adına çok büyük fırsatlar mevcutken, yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı bunlar tehdide dönüşebilir. Yine sektörümüz ve firmamız için durağan bir yıl olduğunu belirtmem yanlış olmayacaktır. Eryap A.Ş., çalışmalarına 2011’de başladığı ve 2012 yılının ilk çeyreği sonunda hayata geçireceği “Taşyünü” yatırımı ile “ses ve yangın yalıtımı” özelliğini sağlayan ürünlerini de portföyüne ekleyerek, sektördeki liderliğini pekiştirecek. Yenilikçi ve sürekli gelişim vizyonu, uzman kadrosu ve üstün kaliteli ürünlerini koşulsuz müşteri memnuniyeti ile sunma anlayışının yanı sıra birçoğu dışa bağımlı ve petrol türevi olan ürünler yerine, enerji kaynaklarını koruyan çevre dostu ürünlerle daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre yaratarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına ve istihdama katkıda bulunmaya devam edecektir. Eryap A.Ş., ülkemizdeki tüm yapıların modern ve sağlıklı standartlara ulaşmasını sağlamak üzere 2001 yılından bu yana faaliyet göstermekte, yenilikçi marka ve ürünleriyle inşaat sektörünün gelişimine yön vermektedir. Gaziantep’te 50 bin m2 alanda kurulu tesislerinde, sektörün ilk polimer dış cephe kaplaması üretimini gerçekleştiren Eryap A.Ş., American Siding markasını sektöre kazandırdı. Bu başarının ardından, 2005 yılında İstanbul Silivri’de toplam 50 bin m2 alanda kurduğu ikinci tesiste de siding uygulamasının tamamlayıcı unsuru olan Bonuspan markalı XPS ısı yalıtım levhası üretimine başladı. Eryap A.Ş., ülkemizin deprem ve doğal afet gerçeğini de göz önünde bulundurarak daha sağlıklı, uzun ömürlü ve daha güvenli yaşam alanlarının sağlanabilmesi için inovasyona yaptığı yatırımlarla ürün portföyünü sürekli genişletmeye devam ediyor. Focus Membran markası ile su yalıtım ürünleri sektöründe yerini almış ve Bonusmax Isı Yalıtım Paket Sistemini pazara sunmuştur. PVC kapı ve pencere sistemleri alanında WINER markasını yaratmış ve dünyanın lider üreticilerinden İtalyan Tegola firması ile işbirliği içerisinde Focus Shingle çatı kaplama sistemlerinin ithalatına başlamıştır. Eryap A.Ş., çalışmalarına 2011’de başladığı ve 2012 yılının ilk çeyreği sonunda hayata geçireceği taşyünü yatırımı ile “ses ve yangın yalıtımı” özelliğini sağlayan ürünlerini de portföyüne ekleyerek, sektördeki liderliğini pekiştirecek. Yenilikçi ve sürekli gelişim vizyonu, uzman kadrosu ve üstün kaliteli ürünlerini koşulsuz müşteri memnuniyeti ile sunma anlayışının yanı sıra birçoğu dışa bağımlı ve petrol türevi olan ürünler yerine enerji kaynaklarını koruyan çevre dostu ürünlerle daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre yaratarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına ve istihdama katkıda bulunmaya devam edecek. Yalıtım, sadece ısıdan ibaret değildir Sektörümüz için bu yılın en önemli gelişmesi BEP olarak adlandırılan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin yeni yapılan yapılarda uygulamaya konulmasıydı. Yani bu yıl itibariyle her yeni yapının bir enerji kimlik belgesi, yani bir nevi karnesi olmuş olacak. Mevcut yapılar için ise bu belgeyi 2017’ye kadar alma zorunluluğu getirildi. Bu sayede enerji verimli, yani iyi yalıtılmış yapılar, karne notları iyi olacak ve ileriki dönemde bu yapılar hedeflenen uygulamalar hayata geçirilirse, çeşitli vergi yüklerinden muaf olabilecekler. Enerji belgelerinde üst sınıfta yer alacak binalar daha kolay pazarlanabilecek, CO2 salımları düşük olduğu için çevre dostu binalar olarak nitelendirilip yakın gelecekte hayata geçecek olan sera gazı salımları için ödenecek bedellerden kurtulmuş olacaklar. Yine bu yıl bitümlü su yalıtım örtülerinde yürürlüğe giren TSE 11758-2 uygulama standartlarının ortaya konulması, olumlu ve sevindirici bir gelişme. Yeni yılda sektörün ve kamunun en önemli hedefi, haksız rekabet koşullarını ortadan kaldıracak her türlü faaliyeti bir an önce hayata geçirmek olmalıdır. Özellikle kamunun denetim faaliyetlerini artırıp, ciddi cezai müeyyidelerle yaptırımlar uygulaması şart. Henüz ülkemiz için çok yeni bir kavram ve sektör olan yalıtım, kaliteli ürünler, profesyonel uzman uygulamacılar ve iyi denetçiler sayesinde güzel seviyelere taşınabilir. Ve yalıtımın sadece ısıdan ibaret olmadığını, su, ses ve yangın yalıtımının da önemli olduğunu bir an önce sektör olarak vurgulamalıyız. Ertuğrul Şen / İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yrd. ve Genel Koordinatörü “2012 daha iyi bir yıl olacak” İZODER 2011 yılını yine yoğun, yine tempolu, AB projeleri ve diğer projelerin başladığı yıl olarak geçirdi. Sektör aslında genel olarak olumlu bir yılı geride bırakıyor. Isı yalıtımı branşında yüzde 25’lerde bir büyüme sağladığı görebiliyoruz. Ortalama olarak büyümemizin yüzde 20 civarında olmasını bekliyoruz. Ancak son yıllarda ve her yıl artarak devam eden haksız rekabet ve kalitesizliğin yaşandığı bir yıl oldu. Özellikle kurumsal ve etik çalışmaya özen gösteren İZODER üyeleri bu durumdan oldukça rahatsız. Bu tür haksız rekabet, sektör aktörlerinden geldiği gibi sektörün gelişmesinden nemalanmak isteyen yapı malzemesi üreticileri de tüketiciyi yanıltıcı ve aldatıcı reklam ve tanıtımlarla yanlış yönlendiriyor. Dernek olarak bu tür davranış içinde olan kurum ve kuruluşlarla mücadele içinde olacağız. Bu mücadeleyi, tüketiciyi doğru bilgilendirerek ve rekabet hukuku kapsamında üyelerin haklarını koruma kararlılığıyla yürüteceğiz. Çözüm: Yalıtım 2011 yılında İZODER olarak yatırım projesi olarak görebileceğimiz, İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığımız “İstanbul’da Kalite Alt Yapısını Güçlendirerek Bakanlığın Piyasa Gözetim ve Denetim Etkinliğini Artırmak” projemizi başlattık. Bu projeyle İZODER’in test yapabilme kabiliyeti artacak. 800 bin TL’lik cihaz yatırımı öngören bu proje önümüzdeki yılsonunda tamamlanacak. Bir diğer projenin de başlangıcını bu sene yaptık; o da “QBECTİS-Yalıtım Sektöründe Yeterliliğe Dayalı Personel Belgelendirme Sınav Merkezi” projesi. Bilindiği gibi ürün belgelendirmede onaylanmış kuruluş olan TEBAR A.Ş.’ye sahip derneğimiz, sektöründe istihdam edilecek uygulayıcıların da sınavını yapacak akredite yapıyı oluşturmaya soyunmuştur. Bu proje de 2012 yılı içinde tamamlanacak ve hayata geçecek. Bütün bunlar kadar önemli İZODER Kurumsal geleceğini de masaya yatırdı ve bu konuda Kal-Der’e üye olarak harekete geçti. 3-5 yıl sürecek ülkedeki sektörel kuruluşlar arasında ilk olarak kalite yolculuğuna başladı. EFQM- Modelinin gerçekleştirilmesi için bu zorlu yolculukta Kalder ile bir kararlılık sözleşmesi imzaladık ve yola çıktık. Şu anda kurumsal kültür ve kriterlerini belirlemeye, oluşturmaya çalışıyoruz. Herşeyden önce yukarıda başlattığımız projelerimiz 2012 yılında olanca yoğunluğunda sürecektir. Ancak 2012 yılının hemen başında başlatacağımız uzun soluklu yalıtım bilincinin oluşmasına dönük projemizin 4. Modülüne başlayacağız. Bilindiği gibi daha önce “Yalıtım Yatırımdır” , “Dört Hayati Yalıtım” gibi sloganlarla yürüttüğümüz projemizin önümüzdeki iki yıllık periyotta sloganı “Çözüm: Yalıtım!” olacaktır. 2012 yılının bu yıldan daha iyi bir yıl olacağını düşünüyoruz, ancak dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmelerin ülkemizi olumsuz etkilemesi ile bunun değişebileceği endişesini de taşıyoruz. Ertuğrul Yörük / XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yön. Kur. Bşk. “Bu yıl Yalıtımın yılı oldu” XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği olarak 2011 yılında, ısı yalıtım bilincinin yaygınlaşması, Türkiye’de doğru ısı yalıtım malzemesi kullanılması ve XPS levha kullanımının artmasına yönelik çeşitli pazar faaliyetlerinde bulunduk. Bunun dışında çeşitli sektör paydaşlarına, mimar ve mühendis odalarına, belediyelerin ilgili personellerine, müteahhitlere ürünümüzle ilgili çeşitli tanıtım seminerleri düzenlendik, fuarlara katılım sağladık. Mümkün olduğu kadar ürünümüzün doğru tanınmasına ve doğru uygulanmasına yönelik tanıtıcı faaliyetlerimiz oldu. Özetle, hem doğru ürünle doğru ısı yalıtımı konusunda bilinç arttırma hem ürünümüzün tanıtımı hem de pazar payının artmasına yönelik çeşitli faaliyetlerde bulunduk. 2011 yılında BİTÜDER (Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği) ile İstanbul Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü’nde, “Su ve Isı Yalıtım Malzemelerinde CE İşaretlendirme Süreci ve Performans Değerleri” seminerini düzenledik. Ayrıca üyelerimizin fabrikalarında yine bu konuyla ilgili uygulamalı eğitimler verdik. İl Özel İdaresi Binası, Antalya/Granada Luxury Resort ve Bursa’da da seminerlerimiz oldu. Bunların dışında Yapı İstanbul Fuarı’na ve İstanbul MegaBuild Avrasya Yapı Ürünleri Fuarı’na katıldık. UNDP- HFO Projesi, İSTKA (İstanbul Kalkınma Ajansı) Projesi ve EUbuild Projelerine iştirakçi olarak katılım sağladık. Dernek üyelerimizden bazıları çevreci yatırımları dolayısıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan ödül aldılar. Ayrıca çeşitli radyo ve televizyon programlarına konuk olarak ya da basında yer alan haberlerimizle, kamuoyunu doğru ürünlerle ısı yalıtımı ve ısı yalıtımının yararları konusunda bilinçlendirmeye çalıştık. Bir kamuoyu bilinçlendirme kampanyası planlıyoruz İnsanların, ısı yalıtımı konusunda gün geçtikçe bilinçlendikleri gözlemleniyor. Biz de dernek olarak bu sürecin hızlanması amacıyla 2012 yılı için bir kamuoyu bilgilendirme kampanyası planlıyoruz. Isı yalıtımı bilincinin yaygınlaşması, ürünümüzün doğru kullanılması ve tanınması için yaptığımız çalışmalara 2012’de daha da yoğun olarak devam edeceğiz. Bugüne kadar yaptığımız çalışmaları artık biraz daha genişleterek hem sektörü hem de kamuoyunu doğru ısı yalıtımı konusunda bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Başarılı bir performans gösterildi Sektörümüz 2011 yılında başarılı bir performans gösterdi. Bu yıl “Yalıtımın Yılı” oldu. Ocak 2011’den bu yana yeni binalarda Enerji Kimlik Belgesi’nin zorunlu olması ısı yalıtımını da tam anlamıyla zorunlu hale getirdi. Mevcut binalar için de 2017 yılına kadar süre tanındı. Ayrıca bugüne kadar 19 ilde uygulanmakta olan Yapı Denetimi Kanunu’nun 1 Ocak 2011’den itibaren bütün illerde uygulanmaya başlaması da sektörü olumlu yönde etkiledi. “TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği”, yapı denetim firmaları tarafından denetlendiği için 2011 yılı ile birlikte artık yeni binaların ısı yalıtımı durumu tüm Türkiye genelinde denetleniyor ve yalıtımı olmayan binaların inşasına izin verilmiyor. Bu da yalıtımlı bina sayısının artması ve sektörün büyümesi anlamına geliyor. Ama mevcut binaların da acilen yalıtılması gerekiyor, çünkü renovasyon pazarı ısı yalıtımı sektörü için çok büyük önem taşıyor. 2012’de XPS ürünlerin ülkemizde hak ettiği seviyeleri yakalayacağına inanıyoruz. Çünkü dış hava şartları ve işçilik hatalarına karşı XPS ürünlerin dayanıklılığı yıllardır kanıtlanmış durumda ve güvenilir detay çözümleri sunuyor. Referans projelerin de etkisiyle ürünümüz her geçen yıl artan pazar payı ile tercih ediliyor. Aynı şekilde inşaat firmalarının da XPS levhalara yoğun ilgisi var. Çünkü uygulama sonrasında kesinlikle sorun çıkarmayan, bina ömrü boyunca aynı yalıtım performansını koruyan, AB standartlarında üretilen son teknoloji, kaliteli bir ürün. Mevcut binalar da yalıtılmalı Tüketicilerde daha hızlı bir bilinç artışı olur ve finansal teşvikler sağlanırsa, 2012 yılının sektörümüz açısından verimli geçeceğini öngörüyorum. Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı’na göre, 2012’den itibaren yalıtımsız binalardan alınan vergilerin artırılması öngörülüyor. Bu durum da 2012 yılı ile ilgili beklentileri artırıyor. Zaten az önce de belirttiğim gibi yeni binalar artık yalıtımsız olarak inşa edilemiyor, inşaat projeleri de hızla devam ediyor. Önümüzde bir de deprem tehdidine karşı kentsel dönüşüm projeleri var. Bu da çok sayıda yeni inşaat anlamına geliyor. Bu sürecin de ısı yalıtımı sektörüne çok büyük bir ivme kazandıracağı ortada. Artık Enerji Kimlik Belgesi olmayan ya da düşük enerji sınıfına sahip evler, kiralama ve satın almada tercih edilmeyecek, bu durum konut fiyatlarını da etkileyecek. Bu nedenle mevcut binaların da değer kaybetmemesi için bir an önce yalıtım yaptırması gerekiyor. Çünkü binalarda kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 85’i ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılıyor ve en büyük tasarruf, en az yüzde 50’lik bir oranla ısı yalıtımı sayesinde sağlanıyor. Bu da yalıtımlı bina sayısının artması ve sektörün büyümesi anlamına geliyor. Ama mevcut binaların da acilen yalıtılması gerekiyor. Tüketicilerde ısı yalıtımı bilincinin her geçen gün arttığı gözlemleniyor, ancak yine de daha hızlı bir bilinç artışına ve finansal teşviklere ihtiyacımız olduğu ortada... Hüseyin Bilmaç / İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı “İnşaat malzemeleri sektöründe ortalama yüzde 14,5 büyüme yaşanacak” İMSAD olarak birkaç yıldır ekonomideki gelişmeler ve inşaat sektörüne yansımaları ile ilgili aylık düzenli ekonomi raporları yayınlıyoruz. Bu yılın son aylarında aylık olarak sektörün ihracat ve ithalat rakamlarını da açıklamaya başladık. İnşaat sanayisinin güçlenmesine ve gelişmesine katkıda bulunacak bir araç olan İMSAD Dergiyi yayınlayarak sektörün önemli paydaşları da dâhil olmak üzere etkin bir kitleye ulaşıyoruz. İnşaat sektörünü ulusal ve uluslararası arenada temsil ediyoruz. Bu doğrultuda bir yandan iç pazardaki gelişmeleri yakından izlerken, diğer taraftan ihracattaki başarının artarak sürdürülebilmesi için hedef dış pazarları da takip ediyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin merkezi Brüksel’de ağırlığının giderek arttığını gördük. İMSAD’ın Brüksel temsilciliğini kurduk ve son hızla çalışmalarımıza başladık. 2009 yılında başarıyla tamamladığımız ve AB tarafından fonlanan birinci EUbuild projemizin ardından 2011’de AB fonu almaya hak kazandığımız, Balkan ülkelerine liderlik edeceğimiz EUbuild Enerji Verimliliğinin Finansmanı projesi ile hem AB sürecine katkımız artarak devam edecek, hem de ülkemizin çok önemli bir sorunu olan binalarda enerji verimliliği konusunda önemli bir adım daha atmış olacağız. Ayrıca, İstanbul’u dünyanın yapı sektöründe en stratejik küresel işbirliği noktası haline getirmek amacıyla kolları sıvadık ve CNR Fuarcılık ile işbirliği yaparak MEGABUILD Fuarı’nın ilkini 2011 yılı içinde gerçekleştirdik. İhracat odaklı olarak planlanan bu fuarla 5 yıl içinde dünyada sektöründe ilk üç fuar arasına girmeyi hedefliyoruz. Her üç ayda bir dönemsel olarak düzenlediğimiz ekonomi toplantılarıyla bilgi alışverişi sağlayan platformlar yaratarak üyelerimiz arasında yer alan sanayi kuruluşları ve dernekler arasında ilişkilerin güçlenmesini sağlıyoruz. Ekonomik verileri değerlendirmek amacıyla, özel konuşmacıların katıldığı ekonomi toplantılarımız 2011 yılında da devam etti. Eylül ayında düzenlediğimiz “2011’den 2012’ye Türkiye Ekonomisi ve İş Dünyasını Bekleyen Riskler-Fırsatlar” başlıklı ekonomi toplantımıza özel konuşmacı olarak TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu katıldı. Ekonomi toplantılarının yanı sıra geleneksel hale getirdiğimiz ve artık marka olan etkinliğimiz Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nin bu yıl üçüncüsünü 23 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirdik. Zirvemizin bu yıl ana teması ‘Küresel Rekabet, Sürdürülebilirlik’ olarak belirlendi. Zirvede kapsamında “2023’e Doğru Gelecek Vizyonu”, “Türk İnşaat Sektörünün Küresel Rekabet Gücü”, “Sürdürülebilirlik” ve “Binalarda Enerji Verimliliği ve Finansmanı” oturumları düzenlenerek geleceğin yaklaşımları masaya yatırıldı. Ayrıca yakın zamanda 9 Eylül tarihinde Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem planı doğrultusunda bir “Deprem Strateji Raporu Değerlendirme Toplantısı” düzenledik. İMSAD Deprem Komitesi’nin üstlendiği toplantıda Türkiye’de deprem ve deprem konusunda yapılması gerekenler üst düzeyde ele alındı. 10 Eylül tarihinde ise İMSAD UNG İnşaat Sektörü Çalışma Grubu olarak Nano Teknolojisi ve Eylem Planı ile ilgili bir çalıştay düzenledik. 2023 yılında ülkemizin hedefi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmek. İMSAD olarak bizim 2023 hedeflerimiz ise 100 milyar dolar ihracat, 100 milyar dolar yurtiçi pazar büyüklüğü ve 100 milyar dolar yurtdışı müteahhitlik faaliyetine ulaşmak. Yani ilk 10 ekonomiye giden yolda sektörümüzün ve İMSAD’ın rolü büyük olacak. 2012 yılında ekonomi toplantıları, inşaatta kalite zirvesi gibi etkinliklerimiz dışında İMSAD ve TOBB işbirliğiyle inşaat sektörünün sorunlarını ve çözümlerini kapsayan bir İnşaat Kurultayı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca AB Enerji Haftası’nda Brüksel’de büyük bir organizasyon düzenleyeceğiz. Türk inşaat sektörü ülkemiz için stratejik bir sektör ve Türk inşaat malzemeleri sanayisi birçok kategoride dünya lideri konumunda. Sektörümüzde 2011-2015 yıllarında ortalama yüzde 14,5 oranında büyüme yaşanacağını öngörüyoruz. 2015 yılında inşaat malzemeleri ihracatımızın yüzde 17,5 oranında bir büyüme kaydetmesini hedefliyor, yine aynı yıl inşaat malzemeleri ihracat hacmimizin yaklaşık 40 milyar dolar seviyesine ulaşacağını düşünüyoruz. İnşaat sektörü olarak son dönemde ekonomimizin bu derece büyümesinde yarattığımız katma değer, sağladığımız istihdam, gerçekleştirdiğimiz ihracatla büyük pay sahibi olmaktan dolayı gururluyuz. Önümüzdeki dönemde sektörümüzün sürdürülebilir gelişimi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Küresel arenadaki rekabet gücümüzü arttırmak için markalaşmaya, Ar-Ge, inovasyona ağırlık vereceğiz, sektörümüzün girdi ve tedarik stratejisinde yol haritası çizip geri dönüşüm ve atık yönetimine önem vereceğiz. Levent Özgür / Atermit Yönetim Kurulu Üyesi “BEP Yönetmeliği ülkemize çok şey kazandıracak” Atermit 1956 yılında lifli-çimento oluklu çatı kaplama levhası üretmek için Adana’da kurulmuş bir firma. Şu anda Adana, Gebze, İzmir ve Mersin’de üretim tesislerimiz var. Gıda ambalajı ve otomotiv yan sanayi ürünlerimiz olmasına rağmen üretimimizin yüzde 90’lık kısmı yapı ürünleri. Bu cironun büyük kısmı 3 ana üründen oluşuyor. 1. Atermit oluklu levha 2. Sandviç Panel 3. Isı Yalıtım Ürünleri. Ana ürünlerimizin hepsinde pazarın ya en büyüğü ya en büyüklerinden biriyiz. Atermit’in tarihine bakarsanız birçok konuda ilkleri gerçekleştirdiğini görürsünüz. Atermit markasıyla sattığımız lifli çimento oluklu levhaların Türkiye’deki ilk üreticisiyiz. Bu ürünü asbestsiz olarak üreten Türkiye’deki ilk ve tek üreticiyiz. EPS’li Sandviç Panel üreten ilk üreticiyiz. EPS ve BİMS’ten kompozit İzotermit duvar bloğunu üreten ilk üreticiyiz. Türkiye’de EPS’li Sandviç Paneli üreten ilk firmayız. Sandviç Panellerimizde 15 yıl ayrılmazlık garantisi veriyoruz. Ayrıca sandviç panellerimizdeki alınkapama detayı bize ait bir detay. Bunlar zaten bizim bütün sektör tarafından bilinen özelliklerimiz. Tüketicinin ihtiyacını sorgulayarak ona uygun malzeme önermek gerektiğine inanıyoruz. Gümüşpanel ismini verdiğimiz Gri EPS’li sandviç panelimiz yalıtım ihtiyacının daha fazla olduğu yerler için çıkardığımız bir ürünümüz, bu ürünümüzle yüzde 20 daha iyi ısı yalıtımı sağlayabiliyoruz. Atermit oluklu levha lifli çimentodan mamül, asbest içermeyen çatı kaplama levhası. Atermit markasıyla bilinen ürünümüzle ilgili aslında eksik bilinen çok şey var. Atermit levha birçok özelliğiyle mükemmel bir çatı ve cephe kaplama ürünüdür. 2006 yılında teknolojimizi yenileyerek asbestsiz levha üretimine geçtik. Aterpan düz levha ise yine lifli çimentodan mamül, asbest içermeyen cephe kaplama levhasıdır. Ağaç desenli ve taş desenli seçeneklerini de çıkardığımız Aterpan levhamız esnekliği, kesilebilmesi ve çivi çakılabilmesiyle benzerlerinden öne çıkmaktadır. Aterpor, Gümüş Aterpor, Aterpor Neo, Aterboard gibi ısı yalıtım ürünlerimiz ise ısı yalıtım sektörüne hizmet vermektedir. Çatı ve Cephe kaplama sektörüne getirdiği yenilikler ve buluşlarla öncülük eden Atermit, Yalıtımlı Sandviç Panel dünyasına yeni bir ürün daha kazandırmıştır. Atermit Hijyenpanel, Sandviç Panel ürününün tüm özelliklerini birarada bulundururken sektöre bir de yenilik sunmaktadır. Artık ısı yalıtımının ne olduğu biliniyor, tüketici eskisine göre daha bilinçli fakat bu bilinç düzeyini daha da arttırmamız gerekiyor. Eksikleri şöyle sıralayabiliriz... Kalınlıklar artırılmalı Isı yalıtımı aile/kurum bütçesine fayda sağlayacak bir etken olarak görülüyor. Bu doğru; fakat eksik bir bilgi. Isı yalıtımı enerjiye harcanan parayı azaltarak ülke ekonomisine katkı sağlar. Isı yalıtımı doğal kaynakların tüketilmesini engelleyerek dünyamızın kaynaklarının korunmasına katkı sağlar. Isı yalıtımı çevre kirliliğini azaltmaya katkı sağlar. Isı yalıtımı bina içindeki ısının dengeli olmasını sağlayarak sağlıklı ve konforlu yaşam alanları oluşmasını sağlar. Kış mevsimi uzun olan illerde ısı yalıtımının önemi kavranmış durumda ve lüks olarak değil, ihtiyaç olarak görülüyor. Maalesef aynı şeyi kışın kısa geçtiği daha sıcak iklim bölgeleri için söylemek mümkün değil. Ege ve Akdeniz kıyıları gibi sıcak bölgelerde ısı yalıtımı hem kışın hem de yazın fayda sağlıyor. Diğer çok önemli bir konu ise ısı yalıtım kalınlıkları. Bugün ülkemizde yalıtım kalınlıkları duvarlarda 4-5 cm’lerde. Kuzey Avrupa’da ise yalıtım kalınlıkları 15-20 cm ortalamalara çıkmış durumda. Ülkemizde kalınlıkları artık 4-5 cm’lerden 8-10 cm’lere çıkarmamız gerekiyor. Tüketici kalınlık artırarak daha iyi yalıtım yapmanın mümkün olduğunu bilmiyor. Sektörümüz artık ısı yalıtım kalınlıklarını artırmaya çalışmalı. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ve Enerji Kimlik Kartlarıyla birlikte kalınlık önem kazanmaya başlayacak. Tüketici yalıtımlı bina istiyorum demek yerine “A sınıfı enerji kimlik kartı istiyorum, B sınıfı enerji kimlik kartı istiyorum” diyecek. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinin ülkemize çok şey kazandıracağına inanıyorum. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’da çok çeşitli ülkelere ihracat yapıyoruz. Üretimimizin yüzde 10’u ihraç ediliyor. Yeni projelerimizi ise ısı yalıtımı sektörü ağırlıklı olarak yapıyoruz. 2011 yılında hem Gebze hem de Mersin tesisimizde ısı yalıtım kapasitesi artışı yaptık. EPS üretiminde teknolojinin önemi çok büyük. Türkiye genelinde EPS üretimi yapan firma sayısı çok, fakat kaliteli üretim yapan firma sayısı maalesef çok az. Biz hem kapasite artışı yapıyoruz hem de teknolojimizi geliştiriyoruz. Isı yalıtımda aranan marka olmamızın sebebi kalitemiz. Levent Pelesen / MARDAV Genel Müdürü ve Yön. Kur. Üyesi “2012 yılı için agresif hedeflerimiz yok” RAVAGO ve DOW iştiraki olan şirketimiz Mardav 2011 yılını 82 milyon TL ciro ile tamamlayacak. Faaliyetlerimizi, ısı yalıtımı, mantolama sistemleri, çatı ve su yalıtımı, dizayn ve dekorasyon, cephe sistemleri ve alt yapı uygulamaları olmak üzere 6 grupta sürdürüyoruz. Yoğun rekabet ortamı ve özellikle birim fiyatlardaki erime ile beraber karlılıkların düşmesi genel bir sorun. Üretimde standart dışı ve haksız rekabet 2011 yılında da sektörümüzün önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Tüketimde ucuza rağbet var. Özellikle hızlı büyümekte olan mantolama uygulamalarında, pazar büyümesini ya kaliteden yoksun standart dışı ürünler ya da tüketiciyi kandırarak pazarlama yapmakta olan asılsız uygulamalar sağlıyor. Biz bu segmentte gerçekten kaliteye değer veren ve sonuç olarak ödediğinin karşılığını alma bilincindeki müşteri segmentine yöneldik. Blue’Safe Mavi Kale’nin yanı sıra RockManto ile yeni çözümler sunmaya başladık. Ürünlere garanti vermenin yanı sıra uygulama süresi artı 2 yıl sisteme de sigorta veriyoruz. Isı yalıtım grubunda taşyünü ürünlerinde sağlıklı bir büyüme gerçekleştirdik. İşbirliği ortağımız 2. hat yatırımına başladı ve 2012 yılının ilk çeyreğinde üretime başlayacak, kapasitemiz 60 bin tona çıkıyor. Su yalıtım grubunda bitümlü örtülerde hem yurt içinde hem de ihracat pazarlarında büyüme hedeflerimizi gerçekleştirdik. Kalınlık bazındaki ürünlerin yanı sıra ağırlık bazlı ürünleri de portföyümüze aldık. Altyapı uygulamalarında özellikle geogrid ürünlerimizle çözümler üreterek büyüyoruz. Ülkemizdeki ilk geotube uygulamasını gerçekleştirdik. Strüktürel cam ve yalıtımlı camlarda Dow Corning silikonları ile yüksek değerli çözümler sunmaktayız. İşbirliği ortaklarımız ile birlikte “Quality Bond” sertifikasını veriyoruz. Asma tavan uygulamalarında taşıyıcının önemini ve uygulama esaslarını anlatan eğitimler sunuyoruz. Ülkemizde mineral taşyünleri ile taşıyıcıları paket olarak Armstrong ürünleri ile sunan ve 10 yıl garanti veren tek firmayız. Büyüme, daha çok düşük kaliteli ürünlerde gerçekleşiyor İnşaat sektörü 2011 yılının ilk 2. çeyreğinde 2010 yılında yakaladığı ivmeyi sürdürerek büyüme gösterdi. Euro bölgesindeki tehditlerin olumsuz etkilerini 3. çeyrek ve şu anda da gözlemliyoruz. Yatırımcılar yeni projelere başlamaktansa mevcutları tamamlamak ve stokları eritmek hedefinde ilerliyor. Yeni yapı ruhsatlarının azaldığını görüyoruz. Yalıtım sektöründe 2011 yılında ortalama yüzde 15 büyüme gözlemliyoruz. Bu büyümenin özellikle standart dışı ve düşük kaliteli ürünlerde gerçekleşmesi tehlikeli. Yalıtımda gelişme, bilincin artmasının yanı sıra doğru malzemelerin doğru detay ve doğru uygulama ile birleşmesi sonucu sağlanacaktır. Önümüzde zor bir süreç var 2011 yılını tamamlarken önümüzdeki yılın riskleri ve bunların ne şekilde yönetileceği konusu genel gündemi oluşturuyor. Euro bölgesinde yaşanan sorunlar ülkemizde de etkisini gösterecek. 2012 yılında büyüme yönünde agresif hedefler koymuyoruz. Önümüzde zor bir süreç var. Riskleri yönetebileceğimiz politikalar oluşturduk, sağlıklı yapılanmamızı sürdüreceğiz. Müşterilerimize ulaştığımız kanalımızın kılcallaşması hedefindeyiz. Bunun yanında, yeterlilik ve yetkinliklerin artırılması için çalışıyoruz. Levent Ürkmez / BTM Yönetim Kurulu Başkanı “Yüzde 17’lik bir büyüme oranı yakaladık” Yalıtım sektöründe faaliyet gösteren BTM, 1976 yılından beri su, ısı yalıtım ürünleri ile dekoratif çatı kaplama ürünlerini İzmir Kemalpaşa’daki üretim tesislerinde hayata geçiriyor. En son dekoratif çatı kaplamaları ürün grubunda kullanıcıların beğenisine Dragon Shingle sunuldu ve büyük beğeniyle karşılandı. BTM 2011 yılında 2010 yılına göre yüzde 17 büyüme gösterdi. Hükümetin kemer sıkma politikalarından dolayı 2012 hedefimiz ise 2011’de gerçekleşen rakamları yakalamak. Yalıtım sektörü 2011 yılı içinde yaşanan başta enerji fiyatlarının artışı ve cari işlemler açığının hızla büyümesi nedeniyle güncel hale geldi. Öncelikli olarak ısı yalıtımını ele alırsak, ısı yalıtımı yapılmış binalar yüzde 55’e varan oranlarda daha az enerji harcadığı için büyük önem taşır. Türkiye’deki tüm konutların yalıtımlı olduğunu düşünürsek, yıllık enerji tasarrufu 10 milyar dolar civarında olacaktır. Üstelik bu sadece bir kerelik yapılacak bir tasarruf değil, her sene bu kadar tasarruf sağlanacaktır. Bu da cari işlemler açığının kapanmasında büyük rol oynuyor. KDV’nin kalkması gerekiyor Bina sahiplerine ısı yalıtım uygulamalarını teşvik etmek amacıyla ısı yalıtımı ürünlerine uygulanan KDV’nin belirli bir süre için kalkması gerekiyor. Ayrıca tüketicilere faizsiz 3-4 yıllık krediler verilmeli. Birçok ülkede bu ve buna benzer uygulamalar var. Bunlar hayata geçtiği takdirde ısı yalıtımına talep artacak, buna bağlı olarak istihdam artışı 100 bin civarı olacaktır. Böylece ekonomiye katkısı da artacaktır. Isı yalıtım sektörünün 2011 büyüme potansiyeli yüzde 10’larda kalacak. Bugünkü kurallarla ancak bu kadar bir büyüme bekliyoruz. 2012 yılında ise 2011 yılı rakamları kadar olabilecek. BTM, Türkiye’de bitümlü su yalıtım örtülerinin fabrika ortamında üretimini ilk olarak 1976 yılında gerçekleştirmiş, üretiminde teknoloji gerektiren bir malzeme olan bitümlü örtülerin basit ve ilkel koşullarda imalatını engelleyerek tüketici lehine önemli adımlar atmıştı. Van’daki depremden sonra tekrar gündeme gelen binalarda su yalıtımı konusu, insan hayatı ve bina ömrü konusunda ne kadar önemli rol oynadığını gösteriyor. Su yalıtımı yapılmadığı takdirde, temelde kullanılan çimentonun kimyasal özelliğini kaybetmesi ve nemin demiri okside etmesi nedeniyle binada çürüme baş gösterir. Çürüme gözle görülemediği için ancak bir deprem olduğu zaman ortaya çıkar. Çürüme yaşanan binalar iskambil kağıdı gibi çökerler. Büyük can ve mal kayıpları meydana gelir. Bunun önüne geçmek için yapılan tüm binalarda bohçalama tabir edilen su yalıtım sistemi uygulanmalıdır ve bu uygulamalar denetlenmelidir. Mehmet Özcan / BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı “Bitümlü membran pazarı 100 milyon metrekareye ulaşacak” BİTÜDER olarak, Türkiye’de su yalıtım uygulamalarında AB standartlarına uygun ileri teknoloji ürünlerin üretimi ve kullanımının yaygınlaşması için standart ve yönetmeliklerin hazırlanması ve uygulanmasında öncü roller üstleniyoruz. 2011 yılı bu noktada bizim için çok önemli bir gelişmeye sahne oldu. Yoğun çalışmalarımız sonucunda Şubat 2011’de, hazırlık çalışmalarını İZODER ile birlikte yürüttüğümüz “Bitümlü Örtülerde Uygulama Kural Standardı TS 11758-2”nin yayınlanmasını sağladık. Bugüne kadar su yalıtımı ürünlerinin üretimi ve uygulaması üreticilerin beyan ettiği değerlere göre yapılıyor ve denetleniyordu. Yani üreticinin insafına kalmıştı. Bitümlü örtülerle ilgili TS EN 13707 ve TS EN 13969 standartlarında, ürünün çekme mukavemeti, boy uzama oranları, soğukta kırılma değeri ve akmaya karşı direnci gibi tüm özellikleri üreticinin beyanına ve kendi bulacağı imalat değerlerine bırakılıyordu. Fakat artık ürünler ve uygulama, “Bitümlü Örtülerde Uygulama Kural Standardı TS 11758-2”ye uygun olmak zorunda. Yani üretim ve denetim artık birebir standarda uygun olacak. Yapı güvenliğinin en önemli unsuru olan su yalıtımı malzemelerinin, üreticilerin beyan değerlerine bırakılması son derece tehlikeliydi. Bitümlü örtüler için Türkiye’de yayınlanmış olan ilk uygulama kural standardı TS 11758-2 ile artık ürünler, ürünlerin uygulanacağı yapı bileşenleri ve detaylarla ilgili tüm alt limitler net olarak belirlenecek. Bu sayede artık Türkiye’de binalar depreme karşı daha güvenli olacak. TS 11758-2 Kural Standardı, su yalıtımı amacıyla kullanılan polimer bitümlü örtülerin kullanıldığı detaya uygun olarak taşıması gereken asgari özellikleri, uygulamada uyulması gereken asgari koşulları, kullanılması tavsiye edilen örtü kat adetlerini ve uygulama kurallarını kapsıyor. Bu kural standardıyla hem üretilen ürünün hem de uygulama kalitesinin alt seviyeleri belirleniyor. Artık bu kalitelerin altında üretim ve uygulama yapılamayacak olması oldukça olumlu bir gelişme. 2011 yılında canlanan inşaat sektörü ile birlikte su yalıtımı sektörü de büyüme gösterdi. Yaşanan deprem felaketleri, Türkiye’deki inşaat tekniğinin ve alışkanlıklarının yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olması, nüfusun yoğun olarak bulunduğu batı bölgelerinde önümüzdeki 30 yılda şiddetli bir deprem olması ihtimalinin yüksekliği, kamuoyunun bilinç seviyesinde ve ilgi düzeyinde artış sağladı. Bu artış ise yapının korunmasında önemli bir role sahip olan su yalıtımı uygulamalarının sayısında artışa neden oldu. 2012 yılı hedefimiz, “Bitümlü Örtülerde Uygulama Kural Standardı TS 11758-2”nin zorunlu yönetmelik haline getirilmesini sağlamak. Hatırlarsanız “TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği” 2000 yılında yayınlandıktan sonra ısı yalıtım sektörü büyük bir atılım gerçekleştirmişti. Bu gelişimi su yalıtımında da sağlamayı amaçlıyoruz. Böylece sektör hedeflerine çok daha hızlı ulaşacak ve çok daha sağlıklı büyüyecek. Su yalıtımı uygulamaları artacak Her yıl yeni bina stoğuna ruhsatlı yaklaşık 100 bin bina ekleniyor ve su yalıtımı bilinci arttıkça bu binalarda su yalıtımı uygulamalarının da artacağını düşünüyorum. Bu durum su yalıtımı sektörünün büyümesine katkı sağlayacak. Ayrıca, bina taşıyıcı sistemlerinin korozyonun zararlı etkilerinden ancak doğru su yalıtımı uygulamaları ile korunabileceği tartışılmaz bir gerçek. Olası bir deprem felaketine karşı korunmanın en önemli yollarından biri de su yalıtımı. Ve su yalıtımında uzun ömürlü, kaliteli ürünlerin kullanılması ve elbette uygulamanın da doğru yapılması, binaların suyun zararlı etkilerinden bina ömrü boyunca korunması anlamına geliyor. Bu noktada özellikleri ile fark yaratan bitümlü membran pazarının önümüzdeki dönemlerde yüzde 10’luk bir büyümeyle 100 milyon metrekareye ulaşacağını düşünüyoruz. Kural standardının zorunlu yönetmeliğe dönüşmesini sağlarsak, pazarı daha da büyütebiliriz. Mehmet Öztürk / ÇATIDER Genel Sekreteri “Firmalarımız 2012 yılına temkinli girme eğiliminde” ÇATIDER 2011 yılında öncelikle “Çatıcılık meslek standartlarının” belirlenmesi ve oluşturulması çalışmalarına ağırlık verdi. Çatı ustaları için üç farklı meslek standardı tarif edilmiştir. Bu meslekler Kiremit Çatı Ustası, Panel Çatı Ustası ve Örtü (membran) Çatı Ustası olarak tariflenmiş ve meslek standartları yazılmıştır. Bu standartların 2012 yılının ilk yarısında onaylanıp resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesini bekliyoruz. ÇATIDER’in önemli etkinliklerinden olan “6. Çatı & Cephe Sempozyumu ve Çalıştayı” çalışmaları 2011 yılı başından bu yana devam etmektedir. Mimarlık öğrencileri için Proje yarışması, Üniversitelerin Mimarlık fakültelerinde verdiğimiz “Çatı Sistemleri Uygulama eğitimleri”, “Isı yalıtımı, enerji verimlilikleri çalışmaları, meslek komite toplantıları, çatı kaplama malzemeleri uygulama kılavuzunun geliştirilmesi ve A.B. 7 çerçeve programı kapsamındaki NuRoof projesi çalışmaları ile yoğun bir yılı geride bıraktık. Metal, kil, çimento, bitüm ve sentetik esaslı çatı kaplama malzemeleri ile 2009 yılında 112 milyon m2 pazar performansı gösteren çatı sektörü, 2010 yılında 120 milyon m2lik pazara ulaşmıştır. Yıllardan beri krizleri yaşaya yaşaya artık neredeyse bağışıklık kazandık diyebileceğimiz bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Yunanistan’ı iflasın eşiğine getiren ve birçok ülkeyi etkileyen ekonomik kriz yine kapımızda, neredeyse geldi gelecek. Ancak çatı sektörünün büyük oyuncularına baktığımız zaman, bu karamsar tablonun yavaş yavaş değişmeye başladığını görüyoruz. Çatı sektöründeki firmalarımız, dövizin yükselmesi, petrol fiyatlarındaki artışlar, hammadde girdilerinin artması, faizlerin yükselmesi gibi birçok olumsuzluğa rağmen, tüm gelişmelerden etkilenmeme yönünde önemli bir çaba gösteriyor. Çatı sektöründe, 2011 yılı başından bugüne kadar girdi maliyetlerinde yüzde 35’lere varan artışlar olmasına rağmen üreticiler, sektördeki canlılığı koruyabilmek adına, üretim maliyetlerindeki artışları mümkün mertebe satış fiyatlarına yansıtmamaya çalıştılar. Bu sayede çatı sektörü 2011 yılını en az 2010 yılı düzeyinde tamamlayacak gibi görünüyor. Ancak girdi fiyatlarındaki artışların sürmesi halinde, sektörün buna daha fazla dayanabilmesi de mümkün görünmüyor. Sonuç olarak 2011 yılı için iyi bir yıl geçirdik diyebiliriz. 2011 yılında sektörümüzde yeni yatırımlar gerçekleşti. Ancak yeni yatırımların birçoğu hali hazırda birçok üreticisi bulunan ürünlerle ilgili olduğu için, sektöre yenilik getirdiklerini söylememiz mümkün değil. Özellikle membran üreticilerinin sayısında ciddi bir artış oldu. Mevcut tesisler kapasitelerini tam olarak kullanamazken, yeni yatırımlar atıl kalmaya mahkum olacaklardır. Halbuki yeni yatırımlar ülkemizde hiç bulunmayan veya var olan üretimlerin gelişmiş versiyonları olabilirse, hem ülkemiz ekonomisine, hem de sektörümüze ciddi katkılarda bulunabilir. Yine 2011 yılı içinde çıkarılan çatı seramiği, özel profilli metal kiremit gibi ürünler ise henüz bekledikleri pazar paylarına ulaşabilmiş değiller. Çatıcılık meslek standartları oluşturulacak Sektör açısından baktığımız zaman, firmalarımız 2012 yılına temkinli girmek eğiliminde. Aciliyeti olmayan konularda hareket kabiliyetlerinin yavaş olacağını düşünüyoruz. Firmalarının mali ve stok durumunu istedikleri her an doğru bir şekilde görebilmek isteyen distribütör, bayi ve uygulamacılarımız, kurumsallaşma yönünde ciddi gelişmeler gösteriyorlar. ÇATIDER’e gelen sorular, firmalarımızın 2012 yılında meslek standartları konusunda da kendilerini geliştireceklerinin göstergesi olarak değerlendirilebilir. ÇATIDER açısından baktığımız zaman, en önemli projemiz Çatıcılık Meslek Standartlarının oluşturulması ve ÇATIDER’in ölçme ve değerlendirme merkezi haline getirilmesidir. Çatıcılık Meslek Standartları, ÇATIDER tarafından kurulan komisyonlar ve İNTES işbirliğiyle hazırlanmış ve onay aşamasına gelinmiştir. Mesleki yeterliklerin denetimi ve sertifikalandırılması konusunda yetkili kurum olmak amacı ile başlattığımız çalışmalarımız devam etmektedir. 2012 yılında ölçme değerlendirme soru bankası oluşturulacak ve pilot testlere başlayacak. Çatı altları kullanıma açılmalı İstanbul dahil birçok belediyenin imar yönetmeliklerinde çatı eğimlerinin yüzde 33’ten yüzde 45’e artırılması sayesinde, çatı altlarının son kat bağımsız bölümü ile bağlantılı olarak kullanımı sağlanmıştır. ÇATIDER, komisyonları aracılığı ile çatı altlarının, günümüz şartlarına uygun, konfor, güvenlik, enerji verimliliği ve ekonomi sağlayacak şekilde bağımsız bölüm olarak kullanıma açılması çalışmalarına devam etmektedir. Konu, AB.7 Çerçeve Programları kapsamında projelendirilmeye çalışılmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Kültür Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitenin mimarlık fakültelerinde ve meslek liselerinde çatı ve uygulamaları konularındaki seminerlerimiz periyodik olarak devam etmektedir. Ayrıca Mimarlar Odası’nda SMGM eğitimleri kapsamında verilen çatı eğitimlerine, talep gelmesi halinde 2012 yılında da devam edecektir. ÇATIDER, Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamında yürütülen ve sonuçları tüm üyelerimizle paylaşılacak bir ürün sistemi geliştirme projesi olan Nu-Roof’ta ortak olarak yer almaktadır. Sempozyum Nisan’da ÇATIDER’in, Çatı Sektörüne ve Mimarlık Eğitimine büyük katkı sağlayan ve Türkiye’de bir ilk olan “Çatı Kaplama Malzemeleri Uygulama Detayları Kılavuzu” kitabı, ilk yayınlandığı 2007 yılından bugüne kadar 4500 adet basılmış ve dağıtımı yapılmıştır. Kılavuz, 2012 yılında “Teras çatı kaplama detayları” eklenerek yeniden basılacak. İki yılda bir düzenlediğimiz “Çatı & Cephe Sempozyumu ve Çalıştayı” 12-14 Nisan 2012 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yapılacak. 2012 yılı için düzenlediğimiz Mimarlık öğrencileri için proje yarışmasının konusu “Arkeolojik Alanda Çatı” olup kazanan projelerin ödülleri Sempozyum kapanış toplantısı ile birlikte yapılacak olan törende verilecektir. 2011 yılına ait Eğimli Çatılarda Çatı Kaplama Malzemeleri Sektör Büyüklüğü Araştırmasına 2012 yılı başında başlanacak ve yıl içinde yayımlanacaktır. Mehmet Parlak / INEOS StyrenIcs Kimyasal Ürünler - EPS Bölge MD. “Büyüme devam edecek” Firmamız için 2011 yılının beklentilerimiz doğrultusunda geçtiğini söyleyebilirim. Yalıtım sektörü 2011 yılında da büyümeye devam etti ve biz de şirket olarak bu büyümeden payımızı aldık. 2011 yılında Gri malzemede (EPS Silver) kapasite artışına gittik. Bu sene piyasaya herhangi bir yeni ürün sunuşumuz olmadı. Yalıtım sektöründe büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz. Planlarımız, müşteri portföyümüzü genişleterek büyümeden rakiplerimizden geri kalmamak hatta biraz öne çıkmak. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinin devreye girmesiyle 2012 yılı ve daha sonraki yıllarda yalıtıma olan ihtiyacın artarak devam edeceğini ve sektörün çift haneli büyüme devam edeceğini düşünüyoruz. Selahattin Özüpek / Köster Yapı Kimyasalları Türkiye Satış Müdürü “İkinci üretim tesisimiz 2012’de tamamlanacak” Türkiye’deki faaliyetlerimizde sektörümüzün üzerinde büyüme hedefimiz bulunuyor. 2011 yılının ilk altı aylık sonuçları ve sonraki aylardaki göstergeler bu idealimizi gerçekleştireceğimizi gösteriyor. Planlarımızı daha uzun süreçleri ve periyotları esas alarak yapıyoruz. Bu planlama, yalıtım ve yapı kimyasalları sektörlerinin optimum süreçlerden geçmesinden ve ekonomik göstergelerdeki iyimserlikten kaynaklı değil. Dolayısıyla önümüzdeki yıllara yönelik ele aldığımız projeksiyonlarımızın hayat bulmasını ve sektörümüzün üzerinde reel büyüme kaydedebilmeyi hedefliyoruz. Büyümemize paralel olarak üretim kapasitemizi de yükseltiyoruz. Bu kapsamda Türkiye’deki ikinci üretim tesisimizin yatırımını yapmıştık, sona yaklaşıyoruz ve 2012 sezonunda devreye alacağız. Bu tesis Türkiye’ye katma değer kazandıracak önemli ve modern tesislerden bir tanesi olacak. Bu yatırımımız uluslararası ölçekte KÖSTER Bauchemie AG’nin Türkiye’ye bakış açısını ve güvenini yansıtmaktadır. Önümüzdeki süreç, uluslararası tecrübemiz, Türkiye’deki teknolojik altyapımız ve uzun yıllar neticesinde pekiştirdiğimiz güvenilir marka ve kaliteli ürün algısındaki gücümüzle sahip olduğumuz pazarı korumakla kalmayacak, liderlik söylemini sağlamlaştıracağımız bir süreç olacaktır. Köster olarak inovasyon çalışmalarına verdiğimiz önemden hareketle, son kat boyasına kadar üretimini gerçekleştirdiğimiz ısı yalıtım sistemimiz Comfortherm’i sektörümüzle buluştururken, tek bir organizasyonla hizmet verebilmeyi amaçladık. Epoksi ve poliüretan esaslı zemin kaplama ürün portföyümüzde de yeniliklerimiz oldu. Bu konuda gerek Avrupa’da ve gerekse Amerika pazarlarında önemli tecrübelerimiz bulunuyor. Bu tecrübelerimizi Türkiye’de sektörümüzle paylaşmış oluyoruz. Ayrıca markamızın lider ürün gruplarından olan su yalıtımı sektörüne yönelik yeni sürme su yalıtımı ürünlerimizi portföyümüz içerisinde konumlandırdığımızı da belirtmeliyim. Faaliyetlere, gerçekçi politikalar yön vermeli 2011 yılında büyümesini sürdüren sektörümüzün gerçekçi politikalarla faaliyetlerine yön vermesinin gerekliliğini önemsiyoruz. Uluslararası ekonomik koşulların ve uluslararası siyasi gelişmelerin sorunlar içermesi, hatta Türkiye olarak yakınımızda cereyan etmesi koşullarımızı zorlamaktadır. Doğrudan ya da dolaylı etki edebilecek faktörler çok fazladır. Bu gerçeklerin görülmesi sektörümüz açısından da zaruridir. Bir diğer bakış açısı da, Türkiye’de konut ihtiyacının bulunması, yükselen hayat standartlarına bağlı olarak kaliteli yapılara ve uydu kentlerin yapımına duyulan ihtiyaç, mevcut yapı stoklarında güçlendirme ve renovasyon pazarlarının gelişimi sektörün potansiyeline işaret etmektedir. Türk müteahhitlik sektörünün uluslararası kapasitesi de sektörümüze katkı sağlayacak niteliktedir. Sonuç olarak, 2012 ve sonrası için olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilebilecek pek çok faktör bulunmaktadır ve mutlaka gözetilmelidir. Yıldırım Ulkat / Sanifoam Genel Müdürü “2012 daha iyi geçecek” Firmamız açısından 2011 yılı oldukça başarılı geçti. Sene başındaki bütçe planlarımızın kur artışının üzerinde oluşu sevindirici bir durum. Kaldı ki biz sene başında planlama yaparken krizin etkisinden tamamen kurtulmuş bir ekonomi senaryosuyla yola çıktık; nitekim öyle de oldu ve 2011 bizim için büyüme yılı oldu. Büyümeyle birlikte istihdamın da artması hem bizler için hem de ülke ekonomisi için güzel gelişmelerdir. Yalıtım sektörü 2011 yılını iyi geçirdi. Aldığımız tepkiler genelde olumlu yönde. Belki de bunun en önemli sebebi yalıtıma ihtiyacı olan tüketicinin, yalıtımı lüks tüketim olarak görmekten vazgeçip, gereksinim olarak görmeye başlamasından kaynaklanıyordu. Doğrusu da bu zaten. Tüketicinin böyle düşünmesinin bize yansıması da sene başında planladığımız bütçenin yüzde 25 gibi yüksek bir oranda yukarısında seneyi kapatacak olmamız oldu. 2011, 2012’nin planlamasıyla geçti Yalıtım sektörüne yönelik yatırımımıza bakacak olursak, özellikle şap altında darbe sesi emici özelliğe sahip olan, beraberinde ses iletim seviyesinin poliüretan sınıfındaki ürünlere göre oldukça düşük olduğu plaka halinde üretilebilen Echobon isimli ürünümüzün rulo halinde üretilebilmesi için yatırıma başladık. Yatırımın tamamlanmasıyla birlikte malzemenin rulo üretimine başlayacağız. Malzemenin rulo üretilmesiyle birlikte en göze çarpan avantajın uygulama kolaylığı olacağını düşünüyoruz. Firma geneline bakarsak da halen devam eden ek bina inşaatımızın tamamlanmasıyla birlikte 20 bin metrekare kapalı alana ulaşarak 2012 yılı için üretim alanımızı genişletmiş olacağız. 2011 yılı bizim için 2012 yılının planlamasıyla geçti diyebiliriz. 2012 yılında halen Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüğümüz dekoratif akustik panelleri piyasaya sunmayı planlıyoruz. Bu gruptaki ürünlerde hedefimiz mimarların özgün projelerine akustik çözümler oluşturmak olacak. Beraberinde ev, ofis, konferans salonları, sinema&tiyatro salonları ve spor salonlarında rahatlıkla uygulanabilecek kompakt bir sistem oluşturacağız. 2012 yılı için ülkemizdeki alışveriş alışkanlığının giderek değişmeye başlamasıyla birlikte perakende satışın da yapılacağı e-ticaret sitemiz www.saniteksmarket.com’u aktif hale getireceğiz.Yukarıda da belirttiğim gibi dekoratif akustik paneller, cbaffle sistemleri ve rulo Echobon 2012 için yaptığımız planlamanın başlıklarını oluşturuyor. Önümüzdeki yılın bu yıla nazaran daha da iyi geçeceğini düşünüyorum. Fakat, malzemelerimizin belli standartlara uygun olarak üretilmesi gerekirken, satış kaygısıyla standartlara, teknik spesifikasyonlara aldırmadan benzer görünümlü fakat farklı nitelikli, taklit ürünlerden kaçınılması gerektiğini satıcı bayilere, uygulamacı firmalara ve hatta tüketiciye anlatmamız gerekiyor. Bu tarz yaklaşımlara gerek yasalarca, gerekse satıcı ve uygulamacılarca müsaade edilmesi, ürünlerin geliştirilmesini zorlaştırıyor ve hepimizin zarara uğrayacağı bir kısır döngü yaratıyor. İlginizi çekebilir... İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelikİnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g... nZEB 101Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi... Sürdürülebilir KonutSürdürülebilir konut dosyası... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.