E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTÄ°K

YTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Bilim Dalı Başkanı Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen: "Yetersizlik ve Belirsizlikler Var"

YTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Bilim Dalı Başkanı Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen:

KONUK YAZAR
74. Sayı (Eylül - Ekim 2008)

Gürültü konusunda "insan" faktörünün çok önemli olduğunu, çünkü istemli ya da istemsiz çoğu gürültünün insandan kaynaklandığını vurgulayan Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen, bu konuda bilinçli ve duyarlı olunursa gürültünün büyük oranda ortadan kalkacağını ifade ediyor. Yasa ve yönetmeliklerin de bir dayanak olması gerektiğinin altını çizen Sözen, fakat özel durumlar dışında söz konusu yönetmeliklerin uygulamaya pek de yansımadığını vurguluyor...

Yıllardır yapı fiziği konusuyla ilgilenen ve gürültüyle ilgili pek çok çalışmaya imza atan Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Bilim Dalı Başkanı Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen'in bu faaliyetleri hem topluma dönük bilinçlendirici ve uyarıcı organizasyonları hem de üniversitedeki bilimsel çalışmalar ile üniversite dışı kişi ve kuruluşlara yönelik inceleme, ölçme, uygulama ve danışmanlık faaliyetlerini içeriyor. Prof. Sözen'in 1972 yılında, asistanlık döneminde yazdığı "Gürültü ile Nasıl Savaşılır?" başlıklı araştırma makalesi ilgiyle karşılanmış ve "Gürültü ile Savaşım" adlı bir dernek kurma düşüncesini doğurmuştu. Bununla ilgili çalışmalar yapılmış, tüzük hazırlanmış fakat Akustik Derneği kurma çalışmalarının gündeme gelmesiyle söz konusu proje o projeyle birleşmişti. Sözen, Akustik Derneği'nin altı yıl başkanlığını yaptığı dönemde de gürültüyle savaşım birimini oluşturmuş ve topluma yönelik etkinlikler düzenlemişti. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde de Mimarlık Lisans eğitiminde ve Lisansüstü Yapı Fiziği Bilim Dalı programında gürültü denetimi konusunda dersler veren Prof. Sözen'in bu dersleri içinde, özellikle 2000'li yıllardan sonra ağırlık kazanan sanayi yapılarında gürültü denetimi konusu da yer alıyor.

Gürültü konusunda insan faktörünün çok önemli olduğunu, çünkü istemli ya da istemsiz çoğu gürültünün nedeninin insandan kaynaklandığını vurgulayan Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen, bu konuda bilinçli ve duyarlı olunursa gürültünün büyük oranda ortadan kalkacağını ifade ediyor. Yasa ve yönetmeliklerin varlığının bir dayanak olması gerektiğinin altını çizen Sözen, mekanik sistemlerden çıkan gürültülerin denetiminde de olaya bilimsel ve teknolojik yönden çözüm aramak gerektiğini vurguluyor. Türkiye'de sanayi tesislerinde gürültü denetimi konusunda olumlu ya da olumsuz bir genelleme yapmanın olanaksız olduğunu söyleyen Sözen, yasa ve yönetmeliklerin oluşturulduğunu, fakat uygulama ve yaptırım konularında yetersizlikler ve bazı belirsizlikler yaşandığını belirtiyor. Bu nedenle çok özel durumlar dışında söz konusu yönetmeliklerin uygulamaya pek yansımadığını hatırlatan Sözen, "Çeşitli alanlardaki sorumlu kişiler gerekli önemi vermiyor. Ancak, genelde teknik açıdan ve/ya da kredi bağlantısı vb. yurtdışı ilişkileri olan veya bu alanda duyarlı olan kuruluşlar pek çok konuya olduğu gibi gürültü konusuna da önem verdikleri için denetimle ilgili yaklaşımlar ele alınıyor." diyor. Ayrıca kimi tesislerde çalışanların ya da çevreden gelen sürekli yakınmaların olması durumunda gerekli ölçme ve denetim konusunun gündeme geldiğini söyleyen Prof. Sözen, "Bunlar sınırlı örnekler. Dolayısıyla olaya geniş perspektif içinden baktığımız zaman gereken önemin verilmediğini söyleyebiliriz." ifadelerini kullanıyor. Sözen şöyle devam ediyor:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2003 yılında Avrupa Parlamentosu direktifi doÄŸrultusunda hazırlanan ve Ä°ÅŸ Kanunu'nun 78. maddesine göre düzenlenen Gürültü YönetmeliÄŸi 2006 yılı ocak ayında yürürlüğe girdi. Gürültü yönetmeliÄŸinde, çalışanların gürültünün zararlı etkilerinden, özellikle iÅŸitsel zarar riskinden korunmaları için her türlü önlemin alınması ve çalışma ortamlarında gerekli düzenlemelerin yapılması zorunlu kılındı.  Bir de sanayi tesislerinden kaynaklanan çevresel gürültü düzeyleri ve önlenmesine iliÅŸkin kriterler var. Bu da Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, yine Avrupa Parlamentosu direktifi doÄŸrultusunda 2006 yılında yayınlanan Çevresel Gürültünün DeÄŸerlendirilmesi ve Yönetimi YönetmeliÄŸi'nde yer alıyor."

Yoğun ve zaman isteyen çalışmalar gerekli

"Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, daha önce çıkartılmış olan gürültü kontrol yönetmeliğine göre çok daha kapsamlı ve ayrıntılı. Yönetmelikle ilgili çalışmalar Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Yönetmelikte denetim konusu çok önemli, bunun için imza yetkisine sahip kişilerin yetiştirilmesi için kademeli sertifika programları bulunuyor. Ağır yaptırımlar söz konusu, fakat henüz uygulamaya yansımadı. Başka bakanlıkların çıkardığı standartlarla çakışan konularda bu standartlara atıflar yapılarak yönlendirme yapılıyor. Yapı dışı ve yapı içinde kabul edilebilir gürültü düzeyleri sınır değerleri getirilmesi; karayolu, raylı sistem, havaalanı ve çevresi, su yolları, endüstriyel tesisler, şantiye alanları, rekreasyon ve eğlence yerleri için çevresel gürültü kriterlerine yer verilmesi; yapıların projelendirilmesinde yetkili akustik uzmanı tarafından gürültü denetimi projesi yapılması; gürültüden yakınanlar için hukuksal yön göstermesi, nereye başvurulacağı, ne kadar sürede gürültünün engelleneceği gibi konularda bilgi verici olması; sınır değerlerinin gündüz ve gece için verilmiş olması; var olan yollarla yeni yollar arasında ayrım yapılması da olumlu. Yönetmelikte yerleşim alanları ve yapılar için gürültü denetiminin ve yalıtım ölçütlerinin bulunması, gürültü düzeyleri ile ilgili kabul edilebilir sınır değerleri, izlenecek yöntem, yararlanılacak ilgili standartların verilmesi, kat mülkiyeti olan çok konutlu yapı bloklarında yapı elemanlarında ses yalıtımının zorunlu kılınması gibi önemli konuları içeriyor. Bu konuda bakanlıkta bir süredir dışardan da destek alarak kapsamlı çalışmalar yapılıyor. Ancak kısa sürede bunların gerçekleştirilmesi o kadar kolay değil. Çünkü bir yandan uzman yetiştirmek, öte yandan ülke çapında gürültü haritaları çıkartmak, eylem planları hazırlamak gibi yoğun ve zaman isteyen çalışmalar gerekli. Kuşkusuz her yönetmelikte olduğu gibi bu yönetmelikte de işleyen-işlemeyen, zamanla kaldırılan, eklenen, değiştirilen maddeler olacak. Bugün için önemli olan yönetmeliğin uygulama alanına girmesidir. Bunun için de denetimde ve uygulamaların gerçekleştirilmesinde etkin rol alacak değişik nitelikte uzmanların donanımlı bir biçimde yetiştirilmesi en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor..."

"Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'nin getirdiği stratejik gürültü haritalarının ve eylem planlarının hazırlanması konusundaki yaptırımlar üzerinde bakanlıkta çalışmalar yapılıyor. Yönetmelik bağlamında haritaların 2013 tarihine, eylem planlarının ise 2014 tarihine kadar hazırlanması gerekiyor. Pek çok Avrupa ülkesinde bu tür çalışmalar yıllardan beri yapılıyor. Örneğin, Almanya'da 1960'lı yıllarda ölçmeye dayalı gürültü haritalarının hazırlanması başlamış, daha sonra gürültü düzeyini kestirim model ve yöntemleri gündeme gelmiş, geçen yüzyılın son on yılında ise bilgisayar programları aracılığı ile haritalar çıkartılması olanaklı olmuştu. Bugün bu alanda yararlanılan çeşitli programlar bulunuyor. Türkiye'de bu konuda yapılan çalışmalar henüz çok az. Kimi üniversitelerde tez, araştırma projesi kapsamında belli bölgeler üzerinde çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bakanlık bünyesinde yürütülen çalışmalar var; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana gibi kentlerin pilot bölgeleri öncelikli olarak seçilen yerler..."

Birikimi olan uzman sayısı az

"Stratejik gürültü haritaları, belirli bir alanda farklı nitelikteki kaynaklardan yayılan gürültü etkilerinin, çevre faktörleri ile birlikte değerlendirilmesi için hazırlanan ya da tasarlanan haritalar. Bu nedenle, gürültü haritalarının kent bilgi sistemleri kapsamında değerlendirmeye alınması için belediyeler tarafından gerekli çalışmaların yapılması ve altyapı oluşturulması önem taşıyor. Haritaların hazırlanmasında akustik konusunda belli birikimleri olan uzmanların çalışması gerekiyor. Türkiye'de bugün için bu alanda belli birikimi olan sınırlı sayıda kişi var."

"Yürütücülüğünü yaptığım iki tanesi YTÃœ'de, bir tanesi de TÃœBÄ°TAK'ta olmak üzere üç ayrı araÅŸtırma projesi kapsamında deÄŸiÅŸik üretimler yapılan sanayi tesislerinde gürültü ile ilgili inceleme ve ölçmeler yapılmıştı. Bunlardan biri 1996 yılında Zeytinburnu'nda yapılan tekstil atölyeleri ile ilgiliydi. Zeytinburnu Belediye BaÅŸkanı Dr. Adil Emecan, kendi belediyesindeki sayısız iÅŸyerinde bir hekim olarak gürültü sorunu üzerinde özellikle duruyordu. Hemen hemen her yapının alt katında ya da bodrumunda yer alan bu atölyelerin bir bölümünde gürültü düzeyleri oldukça yüksek ve çalışma süreleri de uzundu. Çalışanların, genellikle gençlerden  oluÅŸtuÄŸu bu atölyelerin çoÄŸunda müzik sesi ile gürültü örtmeye çalışılıyor, dolayısıyla ses düzeyi daha da artıyordu. Bunlar genelde planlanmış iÅŸyerleri olmadığı için getirilecek denetim olanaksız ve/ya da çok zordu. Seçilen örnekler üzerinde yapılan ölçme ve incelemeler bunu gösteriyordu. KuÅŸkusuz, gerçek sanayi tesisi olmayan bu tür iÅŸyerlerinde sadece gürültü deÄŸil pek çok yönden karşılaşılan olumsuzlukların tümüne bütüncül bir yaklaşımla çözüm getirilmesi gerekiyor... Öteki projeler kapsamında ise çoÄŸu planlı olan sanayi tesisleri incelenmiÅŸti. Bunlardan, son yıllarda bir prestij yapısı olarak planlanmış olan tesislerin içinde gürültü etkenine belli oranda yer verildiÄŸi, çalışanlarla da ilgili kiÅŸisel koruma üzerinde durulduÄŸu görüldü. Ancak, çoÄŸunda yine gürültü düzeylerinin uluslararası standartların ve yönetmelik deÄŸerlerinin üzerinde olduÄŸu saptandı. Ä°ncelemeler sırasında karşılaÅŸtığımız önemli bir konu ise, bu gürültülü ortamlarda çalışan işçilerin belli bir bölümünün yapılan anketlerde gürültüyü önemli bir sorun olarak göstermemeleriydi."

Gürültü, bir tasarım ölçütü olarak değerlendirilmeli

"Yapılan tüm çalışmalarda ortaya konulmak istenen sanayi yapılarının ilk tasarım aşamasından itibaren gürültü etkeninin bir tasarım ölçütü olarak değerlendirmek, hem içerde çalışanlar açısından hem de tesisin dışarıya yayacağı çevresel gürültü açısından denetim getirmek. Çünkü gürültü sorun olup, yayıldıktan sonra önlem almak kimi zaman olanaksız ve pahalı. O nedenle tasarım aşamasında akustik uzmanlarıyla birlikte çalışılması, üretimin özelliklerine göre gürültü düzeylerinin önceden belirlenmesi, makinelerin yerleşimi, kaynakta gürültü ve titreşim denetimi yapılması ve mimaride gerekli önlemlerin alınması çok önemli..."

Çevre Ödülü verilmesini önermiştim

"Gürültü konusuna çok duyarlı olduğum ve özellikle gürültülü ortamlarda çalışanların durumunu da yıllardır gözlemlediğim için, 2001 yılında henüz Gürültü ve Titreşim Yönetmelikleri ortada yokken, yani uzağı önceden kestirerek, İstanbul Sanayi Odası ile bir görüşme yapmış, üniversite ile ortak bir araştırma projesi bağlamında bir çalışma yapmayı önermiştim."

"O dönemde Sanayi Odası çevre konuları ile yakından ilgileniyordu. Ayrıca incelenen sanayi kuruluşları içinde gürültü yönünden uygun koşulları sağlanmış olan bir tesise 5 Haziran Dünya Çevre Günü Çevre Ödülü verilmesini de önermiştim. O dönemde Türk Akustik Derneği Başkanı olarak da 'Gürültü ile Savaşım' konusuna özel bir önem veriyordum. Ancak, bu ortak çalışma gerçekleşmemişti. 2003 yılında yönetmelikler çıktı, 2006 yılında uygulama koşulu başladı. Bugün, bu alanda varolan tesislerde ne tür denetimler ve/ya da iyileştirme çalışmaları yapılıyor veya yeni kurulan tesislerde yaptırımlar nasıl denetleniyor doğrusu bilmiyorum..."
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Su Yalıtımı Deprem Güvenliği İlişkisi

Yapılarımızı suyun zararlı etkilerine karşı koruyan uygulamalar su yalıtımının en basit ifadesidir. Diğer taraftan hem basit olması hem de daha anlaşı...
21 Kasım 2024

Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini Sürdürüyor

Chemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor....
22 AÄŸustos 2024

Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel Güvencedir

Güvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ...
20 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.