E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTİK

Bina Sektöründe Enerji Verimliliği ile İlgili Yasal Düzenlemeler ve Uygulamalar

DOSYA
70. Sayı (Ocak-Şubat 2008)

Prof. Dr. Sermin ONAYGİL İTÜ Enerji Enstitüsü Enerji Yönetimi ve Planlaması Ana Bilim Dalı Başkanı Ebru Acuner MEYLANİ / Uzman İTÜ Enerji Enstitüsü Enerji Yönetimi ve Planlaması Ana Bilim Dalı Emre ERKİN / Araştırma Görevlisi İTÜ Enerji Enstitüsü Enerji Yönetimi ve Planlaması Ana Bilim Dalı
1. GİRİŞ

Genel olarak rekabet gücünü, enerji arz güvenliğini, yenilenebilir enerji kaynaklarının pazardaki payını, enerji verimliliğini artırmak ve sürdürülebilir kalkınma kapsamında çevrenin korunmasına katkıda bulunmak olarak özetlenebilen enerji politikaları, hemen hemen tüm ülkeler için geçerli olmakla beraber, önemli yatırımlar gerektiren uygulanabilirlikleri için gerekli altyapının oluşturulması açısından gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Tüm olumsuzluklara rağmen, enerji planlaması ve yönetimi açısından her ülkede mutlaka uygulanması gereken önlemler olarak enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve enerjinin üretimi, iletimi, dağıtımı ve tüketiminde verimliliğin artırılması sıralanmaktadır. Enerji çevriminde, tasarruf potansiyeli en yüksek sektör nihai tüketim sektörü (sanayi, bina, ulaşım) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sektörlerin enerji tüketimleri incelendiğinde, bina sektörünün payının sürekli artmakta olduğu gözlemlenmektedir. Binalarda enerji verimliliği tanımından, konfor koşullarından ödün vermeden enerji tasarrufu sağlanması ve enerji tüketim maliyetlerinin azaltılması anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında Türkiye’de yürütülmesi planlanan bina sektöründe enerji verimliliği çalışmalarına örnek olması amacıyla, söz konusu sektör için dünya genelinde enerji verimliliği yasal düzenlemeleriyle birlikte uygulamaları incelenmiş ve kanunun uygulanabilmesi için hazırlanacak yönetmelikler için öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

2. DÜNYADA GENEL DURUM

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Enerji Bakanlığı’na bağlı Enerji Bilgi Yönetimi Merkezi (Energy Information Administration / EIA) tarafından yapılan hesaplamalara göre, dünya genelinde, 2003 yılı için sektörel bazda toplam enerji tüketimi yaklaşık 80010 Milyon Ton Eşdeğer Petrol (MTEP) olarak gerçekleşmiştir [1]. Toplam tüketim içinde bina sektörü (ticari ve konut) %24, sanayi sektörü %49 ve ulaşım sektörü %27’lik paylara sahiptir. Yapılan projeksiyon çalışmaları sonucunda, 2025 yılı için bu payların sırasıyla %22, %55 ve %23 olması öngörülmektedir (Tablo 1). Bu kapsamda, toplam enerji tüketiminde sektörlerin payının 22 yıllık bir dönem içinde çok fazla değişmeyeceği söylenebilir.

Buna karşılık, Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) tarafından 2005 yılında yapılan bir çalışmada, dünya genelindeki birincil enerji kaynaklarının tüketimi incelendiğinde, 2003-2025 yılları arasında sanayi sektörünün payının %22 oranında artması tahmin edilirken, bina sektörünün (ticari ve konut) payının %38 oranında artacağı öngörülmektedir (Şekil 1). Bu açıdan bina sektörünün, yüksek enerji tasarruf potansiyeli ile enerji verimliliği uygulamalarında öncelikli olarak ele alınması gerektiği ortadadır [2].

Tablo 2, 2003 yılında ticari binalarda ve konutlardaki enerji tüketimi içinde enerji kaynaklarının dağılımını göstermektedir. Tablodan da anlaşılacağı gibi, elektrik ve doğalgaz tüketimi konutlarda toplam tüketimin yaklaşık %63’ünü, ticari binalarda ise yaklaşık %73’ünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte, 2025 yılı projeksiyonuna bakıldığında elektrik ve doğalgazın payının konutlarda %68’e, ticari binalarda ise %79’a yükseleceği öngörülmektedir. 2003-2025 yılları arasında, elektrik enerjisi tüketimi gerek konutlarda gerekse ticari binalarda en fazla artış oranına sahiptir. Bu dönemde elektrik enerjisi tüketimindeki artışın konutlarda %97, ticari binalarda ise %81 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle, bina sektöründe enerji verimliliği uygulamalarında, elektrik enerjisinden tasarrufu sağlayacak önlemlerin alınması çok önemlidir.

UEA’nın hazırladığı "World Energy Outlook 2006" raporundaki referans senaryoya göre, dünya genelinde enerji kaynakları için yapılacak toplam yatırım oranının, 2005 yılı fiyatları baz alındığında, tüm nihai tüketim sektörlerinde 2005-2030 yılları arasında toplam 20.2 trilyon $ olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu yatırımların %49’luk payının sadece bina sektöründe olması beklenmektedir [3].

Buna karşılık UEA, söz konusu raporunda alternatif senaryo olarak enerjinin verimli kullanılması, yenilenebilir kaynakların payının artırılması ve gerekirse nükleer gücün devreye alınmasını öngörmüştür. Bu alternatif senaryoya göre, bina sektöründe 2030 yılı için toplam enerji tüketim miktarı referans senaryoya göre %11 oranında azalarak gerçekleşebilecektir. Ayrıca, tüm sektörler içinde bina sektöründeki enerji tasarrufu, birincil enerji kaynakları göz önüne alındığında %40 olarak tahmin edilirken, sadece elektrik enerjisi tüketimi düşünüldüğünde oranın %68 olabileceği öngörülmektedir. Bina sektöründe, enerji tasarruf potansiyeli en yüksek alt sektör %70’lik oran ile konutlardır.  

Ekonominin yanı sıra, enerji ile birlikte ele alınması gerekli olan diğer bir konu da çevredir. Son yıllarda, küresel bir çevre problemi olan iklim değişikliği etkilerinin tüm dünyada yaşanmaya ve hissedilmeye başlanması, bu soruna neden olan başlıca sera gazı CO2’nin emisyonunun azaltılmasına yönelik önlemlerin, enerji sektöründe öncelikle ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu önlemlerin başında enerjinin verimli kullanılması gelmektedir (Şekil 2).

"World Energy Outlook 2006" raporuna göre, bina sektörü için alınacak verimlilik önlemleri ile 2050 yılı CO2 emisyonlarında yaklaşık 32.1 Gt’luk bir azalma olabileceği öngörülmektedir. UEA 2050 yılı için, farklı senaryolarda farklı teknolojileri ön plana çıkararak CO2 emisyon azalımı ile ilgili projeksiyonlar yapmıştır. Söz konusu senaryolar içinde, bütün teknolojilerin bir arada ele alındığı senaryo, Hızlandırılmış Teknoloji Senaryosu (Accelerated Technology Scenario / ACT MAP)’dur. Bu senaryoya göre diğer nihai tüketim sektörlerinin emisyon azaltılmasındaki payı toplam %76 iken, sadece bina sektörünün payı %24 olarak öngörülmektedir. Başka bir deyişle 2050 yılı için bina sektörü, CO2 emisyonlarının azaltılmasının yaklaşık dörtte birinden sorumlu olabilecektir. Bina sektörü içinde CO2 emisyonunun azaltılmasında en büyük orana sahip önlem, %8 ile verimli elektrikli ev aletlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasıdır. Bunu sırasıyla, %6 ile verimli ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımı, %5 ile fosil yakıtların değiştirilmesi, %4 ile aydınlatmada verimlilik ve %1 ile verimli su ısıtılması ve mutfak kullanımının sağlanması önlemleri takip etmektedir (Şekil 3). Görüldüğü gibi, bina sektörünün enerji, ekonomi ve çevre alanlarında ileriye dönük yapılan tüm projeksiyonlarda önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca, maliyet etkin ve çevreyi de gözeterek enerji tüketimini azaltmanın yolu enerji verimliliği olarak belirtilmektedir. Bu kapsamda, bina sektöründe enerji verimliliğini artırmak amaçlı önlemler arasında yeni binaların tasarımının enerjiyi verimli kullanacak şekilde yapılması, mevcut binalarda verimliliği artırıcı uygulamaların yaygınlaştırılması, hem yeni yapılacak hem de mevcut binalarda etkili bir enerji yönetiminin sağlanması sayılabilir.

Enerji verimliliğini artırıcı bu ve benzeri önlemler ile sağlanacak tasarrufun miktarı, iklimsel şartlar ile birlikte bina tipine ve yaşına bağlıdır. Ülkelerin kendi koşulları düşünülerek ve yukarıda belirtilen ana önlemleri içerecek şekilde oluşturulacak yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi ile yeni binalarda en verimli teknolojiler kullanılarak, enerji tüketimi minimum düzeye düşürülebilecek ve mevcut binalarda alınacak önlemlerle oldukça yüksek oranlarda tasarruflar sağlanabilecektir.

Ülkelerin rekabetçi koşulları yakalayarak ekonomik gelişmelerini sağlayabilmeleri, enerji yoğunluğu tanımı ile doğrudan ilişkilidir. Bir birim ürün elde edilebilmesi için harcanan enerji miktarı ya da daha genel olarak Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) başına tüketilen enerji (TEP) olarak tanımlanan enerji yoğunluğu değerinin düşük olması, enerjinin verimli kullanıldığını göstermektedir. Tablo 3’te bazı ülkelerin 2004 yılı için enerji yoğunlukları gösterilmektedir. Türkiye için 0.38 olarak belirlenen bu değer, ABD için 0.25, Japonya için ise 0.09 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca ülkemizin adaylık öncesi dönemde bulunduğu AB’nin üyesi 25 ülke için ise bu değer ortalama 0.20’dir [4].

Enerji yoğunluğunun yanı sıra ülkelerin gelişmişlik düzeyini gösteren diğer bir parametre de kişi başı enerji tüketiminin artmasıdır. Şekil 4’ten görüldüğü gibi, ABD’de bina sektöründe kişi başına enerji tüketimi 1973 ile 2002 yılları arasında azalma eğilimi gösterirken Almanya, Fransa ve İngiltere’de inişler ve çıkışlar söz konusudur. Japonya’ya bakıldığında ise kişi başına enerji tüketiminin arttığı gözlemlenmektedir. Sonuç olarak Japonya, kişi başına enerji tüketimini artırırken dünya genelinde en düşük enerji yoğunluğuna sahip ülkedir.

Japonya’da enerjinin verimli kullanılmasının temelinde, bu uygulamaları içeren Enerji Verimliliği Kanunu’nun 1979 yılında yürürlüğe girmesi bulunmaktadır. 2006 yılında kapsamı geliştirilen söz konusu kanunda, bina sektörü ile ilgili ilave edilen başlıca enerji verimliliği uygulamaları Tablo 4’te verilmektedir [5].

Tablo 4’te belirtilen politikalar, enerji verimliliği kanunu ile birlikte enerji tasarrufunu destekleyici en iyi uygulamalar adı altında ele alınmaktadır. Japonya’da üzerinde önemle durulan konu, uygulamaların sadece yasal düzenlemelerde kalmayıp, günlük hayata geçirilmesidir. Enerji verimliliği uygulamaları günlük hayata yansıtılırken sırasıyla tasarım-yapım,  işletme ve geliştirme başlıkları altında ele alınmaktadır.

Enerji Verimliliği Kanunu, toplam taban alanı 2000 m2 ve üzeri olan binaları kapsamaktadır. Söz konusu kanun, konutlar için tasarım ve yapım aşamasında, ısı yalıtım standartlarının oluşturulması ve güneş ışığı gölgeleme elemanlarının geliştirilmesi; ticari binalar için ise, bina kabuğu ve ofislerde kullanılan ekipmanların standartlarının oluşturulması uygulamalarını içermektedir. Buna ek olarak, elektrikli ev aletlerinde enerji verimliliğini artırmak amacıyla Top Runner Standard’ı oluşturulmuştur. Bu standardın temel prensibi, bir ürünün üretiminde kullanılacak standart değer belirlenirken, o zaman diliminde aynı ürün için piyasada bulunan en verimli model değerinin baz alınması ve sadece teknolojik gelişmelerin değil, verimlilikteki gelişmelerin de takip edilerek üretilmesi mantığına dayanmaktadır. Top Runner Standard’ı, üreticilerin uygulamaya dönük yükümlülükleridir. Üreticiler bu standartları yakalamak için bir çaba sarf ettiklerinde, tüketicilerin bu ürünleri kullanması sağlanarak enerji tasarrufu,  tüketim ayağına taşınmış olmaktadır.

Japonya’da bina sektöründe enerji verimliliğini iyileştirmek amaçlı en iyi uygulamalara örnek olarak, bina performans gösterge sistemi, enerji kimlik belgesi, stand-by tüketiminin azaltılması programı, CASBEE vb. gösterilebilir. CASBEE, bu uygulamaların içinde binaların enerji tüketimi ile birlikte çevresel performansını da dikkate alan bir değerlendirme mekanizmasıdır.  CASBEE için bu amaçla geliştirilen gösterge, Binanın Çevresel Verimliliği’dir (Building Environmental Efficiency / BEE). BEE kısaca, bina içindeki çevresel konforun sağlanmasının, bina dışındaki çevreye etkisine oranı olarak açıklanabilir. CASBEE, kamu sektöründe belediyelerin bina yapım ruhsatı vermelerinde, özel sektörde binaların tasarım ve etiketlenmesinde ve üniversitelerde de bir eğitim aracı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca CASBEE, enerji verimliliği politikaları ve uygulamalarının yanı sıra çevresel politika ve uygulamalarda da yer almaktadır. Örneğin Kyoto Protokolü çerçevesinde Japonya, 2010 yılında CO2 emisyonlarını 1990 seviyesine göre %6 oranında azaltmakla yükümlüdür. Bu kapsamda geliştirilen senaryolar incelendiğinde, bina sektöründe enerji verimliliğini artırıcı herhangi bir önlem alınmadığında, 2010 yılı için 1990 seviyesine göre %15 artış söz konusudur. Ancak uygulanan program gereği enerji verimliliğini artırıcı uygulamalar ile 2010 yılında Kyoto Protokolü kapsamındaki yükümlülük yerine getirilebilecektir. Buna ek olarak 2020 yılında da %25 oranında CO2 emisyonu azaltımı mümkün olabilecektir.

3. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE İLGİLİ DİREKTİFLER VE UYGULAMALAR

Avrupa Parlamentosu’nun "Nihai Enerji Tüketim Verimliliği ve Enerji Hizmetleri" Direktifi’nin amacı hedef belirleme, teşvikler, idari/mali/yasal çerçeve ile nihai tüketim sektörlerinde (sanayi, bina, ulaşım) enerjinin verimli kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması ve enerji hizmetlerinin enerji tasarrufu programları ile yaygınlaştırılmasının sağlanması olarak açıklanmaktadır. Yine aynı direktifte, AB üye ülkelerinin yıllık bazda enerji tasarrufu hedeflerini belirlemesi ve bu hedeflere ulaşması gerektiği ve bu hedeflerin belirlenecek bir baz yılına göre nihai tüketicilere sağlanan veya satılan enerjinin en az %1’i kadar olması gerekliliği de belirtilmektedir [7].

Bina sektörü ile ilgili olarak, bu çerçeve direktifin yanı sıra Avrupa Birliği, 2006 yılında yayınlamış olduğu enerji verimliliği aksiyon planında, elektrikli aletlerin etiketlenmesini ve binalarda enerji verimliliğinin artırılmasını öncelikli konular olarak belirlemiştir [8]. Ocak 2006’da yürürlüğe giren AB’nin "Binaların Enerji Performansı" ile ilgili direktifi ile de üye ülkelere zorunlu olarak mevcut ve yeni binalarda enerji performans göstergelerinin ulusal kanunlar, düzenlemeler ve idari hükümler ile belirlenmesi ve enerji sertifikası uygulamasına temel teşkil edecek şekilde hesaplanması yükümlülükleri getirilmektedir [9]. Aynı direktifte bina sektörü için temel önlem, enerji tasarrufu olarak vurgulanmaktadır. AB’nin projeksiyonlarına göre, enerji verimliliği uygulamaları ile binaların enerji performansı artırılarak erişilecek enerji tasarrufu oranı 2010 yılı için, kendisine üye 25 ülkede toplam 9 milyon TEP olarak gerçekleşecektir.

Yine AB Parlamentosu’nun "Enerji Verimliliğinin Artırılması ile CO2 Emisyonlarının Azaltılması" direktifinde genel amaç, özellikle binaların enerji sertifikasyonu, yeni binaların standartlara uygun yalıtımı, yüksek enerji tüketiminin olduğu kamu veya sanayi binalarında enerji etüt çalışmalarının yapılması ile CO2 emisyonlarının azaltılması olarak açıklanmaktadır [10]. Böylelikle AB, Kyoto Protokolü kapsamında 2012 yılı için verdiği CO2 emisyonlarını %8 oranında azaltma yükümlülüğünü yerine getirmeyi hedeflemektedirler. Ayrıca, AB Parlamentosu ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nin ortaklaşa hazırlamış olduğu 9 Şubat 2005 tarihli COM(2005)35 sayılı "Küresel İklim Değişikliğine Karşı Mücadelenin Kazanımı" (Winning the Battle Against Global Climate Change) raporunda, 2005 yılı için CO2 emisyonunu 3.6 Gt/yıl azaltılması amaçlı belirlenen 15 teknoloji önleminin arasında, binalarda enerji verimliliğinin artırılması üçüncü sırada gelmektedir [11].

Binaların Enerji Performansı Direktifi’nin uygulanması amacıyla, Yapay Çevre Analiz Modeli (Built Environment Analysis Model - BEAM) oluşturulmuştur [12]. Bu modelde AB üyesi 15 ülke, üç farklı iklim bölgesine, beş farklı bina tipine, sekiz ayrı yalıtım standardına ve sekiz farklı ısıtma sistemine göre incelenmiştir. Modelin referans senaryosu sonuçlarına göre 2002 yılı için ısıtma ile ilgili CO2 emisyonlarının %77’si konutlardan kaynaklanmıştır. Referans senaryosuna ek olarak model, adı geçen direktifte yer alan enerji verimliliğini artırıcı önlemleri içeren alternatif senaryoda da çalıştırılmıştır. Buna göre, bu önlemlerin alınması ile yıllık 82 milyon ton CO2 emisyonunun azaltılması mümkün olacaktır. Ayrıca, 2010 yılı için enerji faturalarında yaklaşık 10 milyar dolarlık bir tasarruf söz konusudur.

Bu direktifler doğrultusunda AB üye ülkeleri, kendi ülke koşulları çerçevesinde değişik programlar uygulamaktadırlar. Örneğin, Danimarka’da 1992’den beri, dağıtım şirketleri gerek sanayi gerekse konutlarda, ücretsiz enerji verimliliği etütleri yapmakla yükümlüdürler. Bu etütler kapsamında kompakt fluoresan lambaların kullanımının teşviki ile birlikte diğer sistemlerde de yeni ve verimli teknolojilerin kullanımı amaçlanmaktadır. Almanya’da ise 2005 yılında, North Rhine - Westphalia eyaleti yerel hükümetinin desteği ile konutlarda kullanılan kompakt fluoresan lambaların sayısı 1.4 milyon adet artmış ve 550 GWh/yıl elektrik enerjisi tasarrufu sağlanmıştır. Buna ek olarak Almanya, enerji tasarrufu konusunda nihai tüketim sektörlerine yönelik yeni bir yasa (Energieeinsparverordnung) yürürlüğe koyarak, yeni binalar için mevcut standartların %30 oranında iyileştirilmesini hedeflemektedir. Slovenya’da da konutlarda enerji verimliliğinin artırılması amaçlı yalıtımın iyileştirilmesi, kazanların ve pencere-kapı sistemlerinin yenilenmesi için hibe krediler verilmesi gibi uygulamalar yürütülmektedir. Ayrıca, enerji verimliliği bilincini artırmak için "Enerji Danışma Ağı" oluşturulmuştur. Bu ağ ile halkın bilinçlenmesi ve enerji verimliliğinin yılda %2 oranında iyileştirilmesi beklenmektedir [7].

4. TÜRKİYE ENERJİ VERİMLİLİĞİ KANUNU’NDA BİNA SEKTÖRÜ

Enerji Verimliliği Kanunu, Mayıs 2007 tarihinde TBMM tarafından genel kurulda onaylandı. Kanunun amacı enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasıdır. Kapsamı ise enerjinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarında, endüstriyel işletmelerde, binalarda, elektrik enerjisi üretim tesislerinde, iletim ve dağıtım şebekeleri ile ulaşımda enerji verimliliğinin artırılmasına ve desteklenmesine, toplum genelinde enerji bilincinin geliştirilmesine, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik uygulanacak usul ve esaslardan oluşmaktadır.

Kanun içerisinde bina sektörüne yönelik başlıca uygulamalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

çToplam inşaat alanı en az 20 000 m2 veya yıllık enerji tüketimi 500 TEP ve üzeri olan ticari binaların, hizmet binalarının ve kamu kesimi binalarının yönetimleri, yönetimlerin bulunmadığı hallerde bina sahipleri, enerji yöneticisi görevlendirir veya enerji yöneticilerinden hizmet alır.

çMerkezi ısıtma sistemine sahip binalarda, merkezi veya lokal ısı veya sıcaklık kontrol cihazları ile ısınma maliyetlerinin ısı kullanım miktarına bağlı olarak paylaşımını sağlayan sistemler kullanılır.

çToplam inşaat alanı yönetmelikte belirlenen mesken amaçlı kullanılan binalarda, ticari binalarda ve hizmet binalarında uygulanmak üzere; mimarî tasarım,ısıtma, soğutma, ısı yalıtımı, sıcak su, elektrik tesisatı ve aydınlatma konularındaki normları, standartları, asgari performans kriterlerini, bilgi toplama ve kontrol prosedürlerini kapsayan "binalarda enerji performansına" ilişkin usul ve esaslar, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) ile ortaklaşa hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Kanun kapsamında, bina sektörü için ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanması planlanan yönetmelikler aşağıda belirtilmektedir:

çEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) tarafından hazırlanacak olan enerji yöneticileri ve enerji yönetimi birimleri ile ilgili yönetmelik,

çBinalarda enerji performansı ile ilgili uygulamaları içeren TSE ve EİE tarafından hazırlanıp, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (BİB) tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelik,

çEnerji kimlik belgesi uygulamasını kapsayan ve BİB ile ETKB’nin hazırlayacağı yönetmelik,

çSanayi ve Ticaret Bakanlığı (STB) ile EİE’nin ortaklaşa hazırlayacağı kat kaloriferi ve kombiler için asgari verimlilik standartlarını belirleyecek yönetmelik,

çElektrik motorları, klimalar, elektrikli ev aletleri ve lambaların verimlilik kriterlerini ve standartlarını içerecek STB ve EİE tarafından hazırlanıp STB tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelik.

Binalarda enerji performansı ve enerji kimlik belgesi ile ilgili yönetmeliklerin hazırlık süresi iki yıl olarak belirtilirken, diğer yönetmeliklerin bir yıl içinde hazırlanıp uygulamaya geçirilmesi planlanmaktadır.

5. TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER

Dünyadaki genel durum incelendiğinde, bina sektöründe enerji verimliliği ile ilgili uygulamaların daha etkin olarak yürütülmesi için öncelikle mevcut binalardaki yüksek tasarruf potansiyelinin değerlendirilmesi ve buna paralel olarak yeni binaların en yeni teknolojilerin esas alındığı verimlilik standart ve normlarına göre yapılması gerekmektedir. Ayrıca, uygulamaların yaygınlaştırılması açısından ticari binaların yanı sıra konutlar da düzenlemeler kapsamına dahil edilmelidir. Enerji Verimliliği Kanunu’nda, kapsama dahil olan toplam inşaat alanı en az 20.000 m2 veya yıllık enerji tüketimi 500 TEP ve üzeri olan ticari binaların, hizmet binalarının ve kamu kesimi binalarının yönetmelikler çerçevesinde, konutları da içerecek şekilde düzenlenmesi yararlı olacaktır. Buna ek olarak, enerji verimliliğini artırmak için yapılması gereken uygulamalar, mevcut ve yeni yapılacak olan binalar için farklılıklar göstermektedir. Mevcut binalarda, ısı yalıtımlarının iyileştirilmesi, enerji kimlik belgesinin düzenlenmesi, verimli alet ve sistemlerin kullanılması ile bunların uygulanabilmesi için destek mekanizmalarının geliştirilmesi önemlidir. Yeni yapılacak binalarda ise öncelikli konular; en son standartların ve yapı kodlarının dikkate alınması, bu amaçla paydaşların eğitimi ve bilgilendirilmesi, enerji kimlik belgesi düzenlenmesi, son teknolojik ekipmanların kullanılması, vergi indirimi ve düşük faizli kredi gibi desteklerin uygulanması olarak sıralanabilir.

Kanun kapsamında, bina sektörüne yönelik hazırlanması düşünülen yönetmelikler, ayrı ayrı incelenip dünyadaki örnek uygulamalar ile karşılaştırıldığında aşağıdaki noktaların üzerinde durulması gerekmektedir.

Hazırlanacak yönetmelik kapsamında, bina sektöründe enerji yöneticileri ve enerji yönetim birimleri ile ilgili uygulamalar için 2004 yılında söz konusu faaliyetlere başlamış olan Japonya iyi bir örnek olacaktır. Bu kapsamda enerji yöneticisi adaylarının kriterlerinin belirlenmesi, bu konuda eğitim verecek kurumların seçilmesi ve eğitimin içeriğinin oluşturulması öncelikli olarak ele alınması gereken konulardır.

çBinalarda enerji performans kriterlerini içerecek yönetmelik hazırlanırken, AB’nin "Binaların Enerji Performansı" ile ilgili direktifi dikkatle incelenmeli, bu kapsamda binaların enerji performanslarını belirlemek için geliştirilecek hesaplama yönteminde iklimsel ve bölgesel etkiler, maliyet etkin biçimde ele alınmalıdır.

çEnerji kimlik belgesi uygulamasını düzenlemek için hazırlanacak yönetmelik için, yine AB’nin ve üye ülkelerin ilgili düzenlemeleri incelenmelidir. Öncelikli olarak üzerinde durulması gerekli olan konu, kimlik belgelerinde istenecek bilgiler için referans değerlerin oluşturulmasıdır. Bu değerler oluşturulurken, ülkenin değişik coğrafi bölgelerinde yerel koşullara göre ilgili ölçümler yapılmalıdır.  

çBina ekipmanları için belirlenecek standart ve normlar ile ilgili yönetmelik, Japonya (CASBEE, Top Runner) ve ABD’deki (Energy Star) örnekler incelenerek hazırlanmalıdır. Bu kapsamda, öncelikle üreticiler için minimum verimlilik standart ve normları belirlenmeli ve daha sonra etiketleme yolu ile tüketicilere yansıtılmalıdır. Bunun için, üreticilerin eğitilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi yönetmeliklerde üzerinde önemle durulması gereken başlıca konulardır.

Sonuç olarak, Enerji Verimliliği Kanunu’nunda yer alan uygulamaların başarısı, teknik detayları içeren yönetmeliklerin doğru, zamanında ve ilgili paydaşların katılımı ile hazırlanması, ülke genelinde yaygınlaştırılması, izlenmesi ve denetlenmesi ile doğrudan ilişkilidir.

KAYNAKLAR

[1] "International Energy Outlook", USA Energy Information

Administration, Dept. of Energy, 2006.



[2] "Energy Outlook 2005",

International Energy Agency, www.iea.org, 2005.



[3] "World Energy Outlook", World Energy Council, 2006.

[4] Onaygil, S. "Enerji Planlaması ve Yönetimi: Dünya, Türkiye ve İTÜ’deki durum", İstanbul

Teknik Üniversitesi Enerji

Çalıştayı ve Sergisi, ENKÜS 2006, 22-23 Haziran 2006,  

pp. 147-160.



[5] Murakami, S., "Building Energy Conservation in Japan Building Energy Conservation in Japan: The Potential to Raise Energy Efficiency", IEA Workshop on Building Energy Efficiency,

Paris, 2006.



[6] "Energy Star Program", www.energystar.doe.gov, 2007.



[7] "Directive of the European

Parliament and of the Council on Energy End-Use Efficiency and Energy Services", Brussels, 2003.



[8] "EU Action Plan on Energy

Efficiency", www.eu.int, 2006.



[9] "Directive of the European

Parliament and of the Council on Energy Performance of

Buildings", Brussels, 2006.



[10]"Directive of the European

Parliament and of The Council on Limit CO2 Emissions by

 Improving Energy Efficiency", Brussels, 1993.



[11]"Winning the Battle Against Global Climate Change", The European Parliament, The

European Economic And

Social Committee, Brussels, 2005.



[12]Stap, K., "Cost-Effective Energy savings in the European

Building Stock", IEA

Workshop on Building Energy Efficiency, Paris, 2006
 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelik

İnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g...
20 Mayıs 2024

nZEB 101

Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi...
23 Haziran 2022

Sürdürülebilir Konut

Sürdürülebilir konut dosyası...
21 Şubat 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.