
YALITIM![]()
Sürdürülebilirlik kavramının en etkin olduğu alan enerjidir. Dolayısıyla dünyada ve Türkiye'de enerji kaynaklarının etkin kullanma yöntemlerinin oluşturulması gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. DÜNYADA YALITIM PAZARI Dünyadaki petrol rezervlerinin 42, doğalgaz rezervlerinin ise 62 yıllık ömrü kalmıştır. 1997 yılında imzaya açılan ve dünyadaki sera gazı emisyonlarının 1990 yılı düzeyinin %5 altına çekilmesini öngören Kyoto Protokolü, 16 Şubat 2005'te yürürlüğe girmiştir. Tüketilen enerjinin elde edildiği kaynaklar, genel olarak iki başlık altında toplanabilir. Bunlardan ilki olan kömür; petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtları ve nükleer enerji kaynaklarını içerir. Bu gruptaki enerji kaynakları sınırlıdır ve "yenilenemeyen enerji kaynakları" olarak adlandırılır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan öteki grup ise güneş, rüzgár, su ve jeotermal enerji kaynaklarını içerir. Dünyada kullanılan enerjinin büyük kısmı yenilenemeyen enerji kaynaklarından elde edilmektedir. Dünya genelinde 2003 yılında kullanılan enerji miktarı 9.741,1 milyon TEP (yakıt karşılığı ton) düzeyinde olmuştur. Bu enerjinin %38'i petrol, %26'sı kömür, %24'ü doğalgaz enerjisi, %6'sı nükleer ve %6'sı hidrolik enerjidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarında en fazla kullanılan enerji türü, hidrolik enerjidir. Yalıtım ile ilgili çalışmalar, 20. yüzyılın başından itibaren başlamıştır. Ancak yalıtım uygulamaları açısından, 1970’li yıllardaki petrol krizi önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu tarihten sonra, enerji tasarrufu önlemleri çerçevesinde ısı yalıtımı öne çıkmış ve bu konuda ciddi adımlar atılmıştır. İklim değişikliği ve küresel ısınma tehdidinin son yıllarda birçok bilimadamı tarafından gündeme getirilmesi ile bu eğilim hálá sürmektedir. 19. yüzyılın başında ilk olarak parlak metalik yüzeylerin kullanıldığı reflektif yalıtım malzemelerinin patenti alınmıştır. 1910'lu yıllarda levha şeklindeki yalıtım ürünleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Ardından rijit yalıtım levhaları üretilmiştir. Elyaf levhalar 1920'lerde yaygınlaşmıştır. Cam elyafı üretimi ise 1930'larda başlamıştır. Bu yıllarda ilk klima cihazları üretimi başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'de ısı yalıtımı zorunlu hale getirilmiştir. 1940'larda su emmeye karşı yüksek dirençli ekstrüde polistren ürünü geliştirilmiştir. Genleştirilmiş polistren köpüğü ise ilk olarak Almanya tarafından üretilmiştir. Ülkelerin enerji politikaları açısından 1973 yılı önemli bir tarihtir. Petrol ihraç eden ülkelerin önce petrol arzını kısıtlamaları, daha sonra da petrol fiyatlarını beklenmedik ölçüde artırmaları sonucu ortaya çıkan Petrol Krizi’nin yol açtığı ekonomik çıkmaz bütün dünya ülkelerini, enerji konusunda yeni arayışlara zorlamıştır. Ülkeler, bir yandan alternatif enerji kaynakları arayışına girerken, öte yandan da enerji verimliliği konusunda acil önlemler alma yoluna gitmişlerdir. Petrol fiyatlarının, krizi izleyen yıllarda da sürekli artış eğiliminde olması enerji verimliliği ile ilgili önlemleri, ülkelerin ekonomi politikalarının vazgeçilmez bir parçası haline getirmiştir. Dünya ülkelerinde, su yalıtımı ile ilgili uygulamalar inşaatın bir parçası olarak ele alınmıştır. İnşaatlarla ilgili standartlar ve bu standartlara uyulması konusundaki kararlılık su yalıtımını bir sorun olmaktan çıkarmıştır. Çevre kirliliği ve malzemelerin geri dönüşümü ile ilgili çalışmalar yeni malzemelerin geliştirilmesine ön ayak olmaktadır. Modern yaşamın bir parçası haline gelen gürültü konusunda da dünyada ciddi çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle gelişmiş ülkeler bu konudaki standart ve yönetmeliklerini genişleterek, insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumaya yönelik önlemleri teşvik etmektedirler. Yangın güvenliği de gelişmiş ülkelerin üzerinde önemle durduğu bir konudur. Teknolojik gelişmelerle birlikte, kullanılan elektrikli araçların sayısının artması yangın risklerini de artırmaktadır. Gelişmiş ülkelerde, inşaatlarda hafif malzemelerin artan bir şekilde kullanımı da risk artırıcı bir faktördür. Bütün bunlar, dünya ülkelerini yangın yalıtımı ile ilgili önlemler konusunda harekete geçirmiştir. Isı yalıtımı, bütün dünyada enerji verimliliği kavramına bağlı olarak geliştirilen politikaların en önemli ayağını oluşturmaktadır. AB’de konut ve yapı sektörünün toplam enerjinin yaklaşık %40’ını tüketmesi ve büyük bir tasarruf potansiyeline sahip olması, bu sektöre yönelik ilgiyi artırmıştır. Birçok ülke 1970’li yıllardan başlayarak, yeni bina kodları ve standartları geliştirmiştir. Bu standartlar, gelişen yalıtım teknolojilerine bağlı olarak sürekli yenilenmektedir. Özellikle, Avrupa’nın soğuk iklim bölgesindeki Finlandiya, İsveç ve Norveç gibi ülkeler, 1970’li yıllardan itibaren, inşaatla ilgili yönetmeliklerinde, binalarda enerji verimliliği ve buna bağlı olarak ısı yalıtımı ile ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer vermişlerdir. İsveç’in bu konuda hazırladığı yönetmelik, bugün birçok Avrupa ülkesi için model oluşturmaktadır. İsveç’te 2050 yılına kadar, binalarda %50 daha az enerji talebi sağlanacak şekilde ısı yalıtım standartlarında değişiklik yapılması öngörülmektedir. Ses yalıtımı konusunda Dünya Sağlık Örgütü (WHO), rahat bir uyku için odadaki ses düzeyinin 30-35 desibel arasında olması gerektiğini belirtmektedir. 89/106/EEC "Yapı Malzemeleri Direktifi" kapsamında yapılan güvenli ürün tanımında yapı işlerinde kullanılacak ürünlerin sağlaması gereken temel gerekliliklerden birisi gürültüden korunmadır. Örneğin Hollanda’da, gürültü düzeyi 50 desibelden yüksek olan yerlere inşaat yapılması yasaklanmıştır. Yalıtım sanayisinde son yıllarda özellikle var olan ürünlerde yenilikler yapılmaktadır. Yalıtım malzemeleri yapı teknolojilerine, ülkenin kültürel, mimari ve fiziksel özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle son yıllarda uluslararası şirket birleşmeleri sıkça gerçekleşmektedir. ABD ve Avrupa’nın toplam yalıtım pazarı büyüklüğü 415 milyon m3’tür. Camyünü bu pazarın 285 milyon m3 ile %68'ini oluşturmaktadır. TÜRKİYE YALITIM PAZARI Türkiye'de yalıtım sanayisinde faaliyet gösteren İZODER'e üye 36 üretici ve 98 satıcı uygulayıcı ithalatçı olmak üzere toplam 134 firma bulunmaktadır. Yalıtım alanındaki büyüme oranı son yıllarda ortalama %15 düzeyindedir. Türkiye'de yalıtım alanında faaliyet gösteren kuruluşlar üç grup halinde ele alınmaktadır. İlk grup ısı, su, ses ve yangın yalıtımı ürünleri üreticilerini, ikinci grup üretici olmayan bayileri, üçüncü grup ise alt bayiler, uygulamacı veya alt yüklenici firmaları kapsamaktadır. Türkiye, 2005 yılında yalıtım uygulamalarının eksikliği nedeniyle dönemin petrol fiyatlarıyla 5 milyar dolarlık zarara uğramıştır. 2005 yılı itibariyle Türkiye'de kullanılan enerjinin %72'lik kısmı ithalat yoluyla temin edilmektedir. Ayrıca toplam üretilen enerjinin üçte biri ısıtma ve soğutma için binalarda kullanılmaktadır. Türkiye'deki bütün bina stokunda TS 825 standardında yalıtım yapılması, yılda 1 milyar dolardan fazla enerji tasarrufu anlamına gelmektedir. Toplam enerji tüketiminin %70-75'inin konut ve sanayi alanında yapıldığı göz önünde bulundurulursa, öncelikli olarak bu alanlarda yalıtım yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Konutlarda enerji kaybının %40'ı duvarlardan, %30'u pencerelerden, %17'si havalandırmadan, %7'si çatıdan ve %6'sı bina tabanından gerçekleşmektedir. ÜRETİM Yalıtım alanında kullanılan ürünlerin büyük bölümü yurtiçinde üretilmektedir. Özellikle bitümlü örtüler, sürme esaslı su yalıtım malzemeleri, camyünü, genleştirilmiş polistren ve poliüretan ürünleri uzun yıllardır üretilmektedir. Taşyünü ve ekstrüde polistren malzemelerinin üretimi de yapılmaktadır. Özellikle elastomerik kauçuk köpüğü, polietilen köpük ve benzeri malzeme gereksinimlerinin hemen hemen tümü yerli üretimle karşılanabilmektedir. Yalıtım sanayisinde artık ısı yalıtım levhaları ile yardımcı malzemeler paket halinde üretilmekte ve pazara sunulmaktadır. Türkiye'de üretimi yapılan yalıtım malzemelerinin kaliteleri dünya standartlarındadır. Türkiye'de üretimi yapılan yalıtım ürünleri şöyledir; mineral yünler (camyünü, taşyünü), XPS (ekstrüde polistren köpük), EPS (ekspande polistren köpük), yalıtım camı, perlit, elastomerik kauçuk, polietilen, poliüretan, akustik sünger (PU), alçı panel, polimer bitümlü örtü, sürme esaslı su yalıtım malzemeleri, yapı yangın yalıtımı malzemeleri, yangına dayanımlı cam ürünleri, endüstriyel yangın yalıtım ürünleri, yapı ses yalıtım malzemeleri, ses yalıtım cam ürünleri vb. Yalıtım sanayisinde üretici firmaların yanı sıra yalıtımlı sandviç panel, giydirme cephe, yalıtımlı siding ve dış cephe ısı yalıtımı (mantolama) gibi yalıtım sistemi üreticisi firmalar da faaliyet göstermektedir. Isı Yalıtımı Türkiye’de ısı yalıtım pazarı 2005 yılında bir yıl öncesine kadar % 20 büyüyerek yaklaşık 5 milyon m3’lük bir büyüklüğe ulaşabilmiştir. Türkiye’de ısı yalıtım sektörü hızla büyümesine rağmen, AB ve Amerika ile yapılan kıyaslamalarla, henüz yalıtım konusunda çok yol alınması gerektiği ortadadır. Bu ülkelerde kişi başına düşen birim tüketimler 5-15 kat daha fazladır. 2005’te satılan yaklaşık 1,4 milyon m3 EPS, 750.000 m3 XPS, 400.000 m3 PU,1,8 milyon m3 camyünü, 650.000 m3 taş yününden oluşan 5,0 milyon metreküplük yalıtım malzemesi, yaklaşık 100 milyon metrekare yalıtım alanı anlamına gelmektedir. 2005 yılı sonu itibariyle yaklaşık 5 milyon m3’lük ısı yalıtım malzemesi satışıyla 420 milyon YTL’lik kazanç sağlanmıştır. Türkiye’de bulunan bütün binalarda kurallara uygun olarak yalıtım yapılması durumunda yıllık tasarrufun 5 milyar dolar düzeylerinde olacağı tahmin edilmektedir. Yalıtım sektörü, mart ayından itibaren hız kazanan üretim ve satışlar sayesinde, 2006 yılının ilk çeyreğinde, geçen yılın son çeyreğine oranla %20 büyümüştür. Mayıs ayında yaşanan ekonomik dalgalanmalar sonucu inşaat sektöründe oluşan olumsuz havaya rağmen, yalıtım sektörü bu durumdan etkilenmemiştir. Türkiye’nin enerji ihtiyacı, sanayileşme ve büyüme sürecinde her geçen gün biraz daha artarken, enerji üretimi bu artışı karşılayacak orana ulaşamamaktadır. 1990-2000 yılları arasında Türkiye’nin enerji tüketimi %57 oranında artarken, enerji üretimindeki artış %9,4 oranında kalmıştır. 1990 yılında Türkiye, enerji ihtiyacının %49’unu, 1995 yılında %43’ünü kendi kaynaklarıyla karşılarken, 2000 yılında bu oran %34’e, 2005 yılında ise %27’ye gerilemiştir. Bu koşullarda yakın gelecekte Türkiye’nin enerji ihtiyacının ancak yüzde 25’ini kendi kaynaklarıyla karşılayabileceği öne sürülmektedir. Üretilen ısı yalıtımı olması gereken düzeyin çok gerisindedir. 2000 yılından bu yana yeni ruhsat alan bütün binaların mevzuatlara uygun olarak inşa edildiği kabulü ile yapılan hesaplamalarda elde edilebilecek enerji tasarrufunun yıllık parasal değeri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. Bu tablo, ısı yalıtımının enerji tasarrufu sağlamadaki önemini açıkça ortaya koymaktadır: Su Yalıtımı Su yalıtım pazarında zor detaylarda kullanılmak üzere tasarlanan, poliüretan esaslı sürme veya püskürtme su yalıtım membranları, her tür iklim koşullarına uygun polimer bitümlü su yalıtım örtüleri, farklı formülasyonlara sahip sentetik esaslı su yalıtım örtüleri gibi yeni malzemeler bulunmaktadır. Aynı zamanda, noktasal yapıştırmaya uygun özel hazırlanmış alt yüzeyli polimer bitümlü su yalıtım örtüleri vb. mevcut ürünlerde kullanım kolaylığına yönelik yeni ürünler, son gelişmeler olarak göze çarpmaktadır. 2005 yılında Türkiye'de polimer su yalıtım örtüsü ve kiremit altı örtü üretim kapasitesi 59 milyon m2/yıldır. Avrupa bitümlü örtü pazarının büyüklüğü 700-800 milyon m2’dir. İtalya 130-140 milyon m2’lik, Almanya 260 milyon m2’lik ve Fransa 100 milyon m2’lik pazar paylarıyla öne çıkar. Toplam pazarda bitümlü örtüler %76’lık pay ile başı çekmektedir. Sürme esaslı ve kristalize su yalıtım malzemelerinin tüketim miktarının 2005 yılında 30 bin ton olduğu tahmin edilmektedir. Sürme esaslı su yalıtım malzemeleri %17 pazar payı ile bitümlü örtüleri izlemektedir. Türkiye’de üretilmeyen sentetik örtüler ise konutların yanı sıra tünel, yapay gölet ve arıtma tesisi gibi özel projelerdeki kullanımları ile su yalıtım pazarında %7’lik bir paya sahiptir. Bütün su yalıtımı sektörü ele alındığında yaklaşık olarak 36,5 milyon m2 yüzeye uygulama yapıldığı söylenebilir. Türkiye’de su yalıtımı yapılmasına yönelik herhangi düzenleme bulunmamaktadır. Avrupa’da su yalıtım uygulamaları inşaat işlerinin vazgeçilmez bir parçası olarak görüldüğünden, pazar büyüklükleri Türkiye’nin çok üstündedir. Pazar büyüklükleri incelendiğinde Almanya’nın Türkiye’den 5,8 kat, İtalya’nın 2,9 kat ve Fransa’nın ise 2 kat daha fazla bitümlü örtü kullandığı ortaya çıkmaktadır. Kullanım miktarı olarak sürme esaslı su yalıtım malzemeleri incelendiğinde; AB ülkelerinin Türkiye’den yaklaşık %40 daha büyük pazara sahip olduğu anlaşılmaktadır. Sentetik esaslı su yalıtım örtülerinin ise Avrupa ülkelerine göre Türkiye’deki pazar payı sadece %1-2 kadardır. Ses Yalıtımı AB tarafından hazırlanan 2002/49 sayılı "Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi" direktifi 01 Temmuz 2005 tarih 25862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Direktife uygun çalışmaların tamamlanmasıyla 1986 yılından beri yürürlükte olan "Gürültü Kontrol Yönetmeliği" kaldırılmıştır. "Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği", kişilerin beden ve ruh sağlığını, huzur ve sükûnunu gürültü ile bozmayacak bir çevrenin geliştirilmesini hedeflemektedir. Bu amaçla yönetmelikte ilk adım olarak, çevresel gürültü kaynakları ile gürültüye duyarlı alan ve mekánlar tanımlanmaktadır. Gürültüye duyarlı alan ve mekánlara, konut, hastane, okul, motel, pansiyon vb. yapılar örnek olarak gösterilebilir. Yangın Yalıtımı Türkiye’de yapı malzemelerinin yangın karşısındaki davranışları, halen Almanya’nın geliştirdiği sınıflandırma sistemi esas alınarak, DIN 4102 standardına göre test edilmektedir. Yapı elemanlarının yangına dayanıklılık süreleri de Türkiye’de TS 1263, TS 4065 ve DIN 4102 standardına göre test edilmektedir. HAMMADDELER Isı yalıtım malzemelerinden XPS, "Ekstrüde Polistren Köpük" ve EPS "Ekspande Polistren Köpük" levhaların üretimi için gerekli olan polistren hammaddesinin tamamına yakını ithal edilmektedir. Mineral esaslı yalıtım malzemelerinde kullanılan bağlayıcı (bakalit vb.) malzemeleri hem yerli üretimle hem de ithalat yoluyla temin edilmektedir. Kauçuk esaslı tesisat yalıtım malzemelerinin hammaddeleri ithal edilmektedir. Polietilen esaslı tesisat yalıtım malzemelerinin hammaddeleri hem yerli üretimle hem de ithalat yoluyla temin edilmektedir. Cam tülü kaplamaların tümü ithal edilirken, alüminyum kaplamaların tümü yerli üretimle karşılanmaktadır. Sıvalı dış cephe ısı yalıtım sistemlerinde kullanılan sıva, yapıştırıcı, son kat dekoratif kaplamalar, subasman profili ve köşe profili yerli üretimle, dübel ve alkali dayanımlı donatı filesi hem yerli üretimle, hem de ithalat yoluyla temin edilmektedir. Bütün plastik esaslı yalıtım malzemelerinde kullanılan yangın geciktirici katkılar Türkiye'de üretilemediğinden ithal edilmektedir. Su yalıtımı olarak örtüler, likit astar koruyucular için bitüm, rafinerilerden temin edilmekte, APP (kısmen yurtiçinden), SBS, emülgatör türü katkılar ile yüzey kaplama taşları ithal edilmektedir. Ses yalıtımı için kullanılan ürünler camyünü, taşyünü, ahşap yünü, polietilen, polirüretan, kauçuk köpüğü, melamin köpüğü, delikli metal, ahşap ve alçı panolardır. Bu malzemeler hem yerli üretimle, hem de ithalat yoluyla temin edilmektedir. Yangın yalıtımında kullanılan camyünü, taşyünü, alçı panolar, seramik yünü, perlit, vermikülüt, cam köpüğü, kalsiyum silikat ve özel mastikler de hem yerli üretimle hem de ithalat yoluyla temin edilmektedir. TÜKETİM Enerji tüketiminin sektörlere göre dağılımına bakıldığında aşağıdaki gibi bir grafik ortaya çıkmaktadır: Enerji tüketimi açısından bakıldığında konut sektörünün %33 gibi önemli bir payı olduğu görülür. Konutlar ve sanayi yapıları bazında kullanılan enerji toplam enerji tüketiminin %70-75’i oranındadır. Türkiye'de kişi başına 0,07 m3 oranında yalıtım malzemesi düşmektedir. Avrupa'da kişi başına düşen tüketim 0,4 m3, ABD'de ise 1 m3 düzeyindedir. Türkiye, kişi başına tüketim rakamıyla Almanya'nın 11 kat (0,8m3/kişi), Fransa’nın ise 5,7 kat (0,4 m3/kişi) gerisinde kalmaktadır. Ayrıca İtalya, İspanya ve Portekiz'in de 2,8 kat (0,2 m3/kişi) gerisinde yer almaktadır. İHRACAT Pek çok hammaddenin ithalatla karşılanmasına karşın Türkiye büyük oranda ihracat gerçekleştirmektedir. Son dönemde AB'de geçerli olan EN standartlarının kabul edilmesiyle birlikte yalıtım alanında ihracat olanakları artmıştır. Ancak pek çok ürünün ithalat yoluyla elde edilmesi ve devlet tekelinde üretilen hammaddelerin uluslararası pazardan pahalıya satılması, uluslararası rekabet şansını azaltarak ihracatı zorlaştırmaktadır. İTHALAT İthalat yoluyla karşılanan hammaddelerin başında genleştirilmiş polistren ve ekstrüde polistren ürünlerinin hammaddeleri sayılmaktadır. Üretimin tüketimi karşılamadığı ürünlerde de ithalat yapılmaktadır. Az oranda taşyünü, elastomerik kauçuk ve polietilen köpük ithal edilmektedir. Ayrıca Gümrük Birliği'ne giriş ve kaldırılan gümrük duvarları, Avrupa'daki üreticiler için Türkiye'yi önemli bir pazar haline getirmiştir. İthal edilen kimi ürünlerin yerli üretimi bulunmamaktadır. Bu sayede bu tip yeni ürünler, yurtiçi üretiminin yapılması için çabaları harekete geçirmektedir. 2020’de petrol ithalatının 74 milyon tona, 1990 yılında 12 milyar m3 olan doğalgaz ithalatının ise 78.5 milyar m3’e yükseleceği belirtilmektedir. YALITIM SANAYİSİNİN GÜCÜ Uluslararası Standartlar Türkiye'de yalıtım sanayisi, AB'ye uyum çerçevesinde üretim ve uygulama teknolojisi alanında pek çok uluslararası standardı yakalamış durumdadır. Dolayısıyla dünya pazarında sanayi için rekabet olanakları bulunmaktadır. AB'de 1 Ocak 2006'dan itibaren bütün binalarda ısı kimlik belgesi "Energiepass" zorunlu hale gelmiştir. Bu uygulamaların da en kısa zamanda tamamlanması ile tam anlamıyla standartlar yakalanacaktır. Çevre Duyarlılığı Türkiye'nin henüz Kyoto Protokolü'ne katılmamış olmakla beraber İklim Değişikliği Sözleşmesi'ne taraf olmasıyla birlikte çevre kirliliği konusunda artan duyarlılık, yalıtım alanında gelişimi destekleyecektir. Yalıtım Bilincinin Artması Deprem ve enerji fiyatlarındaki yüksek artışlarla yalıtım bilinci artmaktadır. Artık eski yapılarda da yalıtım uygulamaları gündemdedir. Yalıtım Teknolojisi Eğitimi Kocaeli Üniversitesi'nde Yalıtım Teknolojisi bölümü açılmıştır. Bu sayede sanayiye nitelikli işgücü sağlanması mümkün olacaktır. Ayrıca İZODER bünyesinde eğitim faaliyetleri düzenlenmektedir. YALITIM SANAYİSİNİN SORUNLARI Tüketici Bilinçsizliği Yalıtımda Türkiye'nin karşılaştığı önemli sorunlardan biri tüketici bilinçsizliğidir. Bu amaçla son iki yıldır bilinçlendirme çalışmaları düzenlenmektedir. İnşaat aşamasında ucuz konut üretme amacıyla ihmal edilen öncelikli konulardan birisi yalıtımdır. Türkiye'de inşaat yatırımları arasında en büyük payı konut sektörü almaktadır. Ucuz konut üretimi amacıyla ihmal edilen kollardan en öncelikli olanı da yalıtım olmaktadır. Var olan standartlar ve yönetmeliklerde belirtilen zorunlu uygulamalardan kaçınılmaktadır. Kalitesiz Üretim / Haksız Rekabet Standartlara uygun üretimi ve uygulaması yapılmayan ürünler nedeniyle, haksız rekabet ortaya çıkmaktadır. Bu ürünlerin ithalatı sanayinin dünyada kötü bir imaja sahip olmasına neden olmaktadır. Ayrıca bu ürünler nedeniyle tüketicinin yeni oluşmaya başlayan yalıtım bilinci de zedelenmektedir. Yüksek Maliyetler Yerli üreticinin yüksek maliyet girdileri, ihracata yönelmeyi beraberinde getirmektedir. Yerli hammadde ve enerjide sağlanacak uygun koşullarla sanayinin ihracat olanakları artacaktır. KDV oranlarının yüksekliği ve SSK primleri de yalıtım sanayisinde faaliyet gösteren üreticilere sıkıntı yaratmaktadır. Küçülen İnşaat Sektörü Bütün dünyada geçerli olan yapısal sorun inşaat sektörünün giderek küçülmesidir. Yeni yapı gereksiniminin azalması ile yalıtım sanayisine olan gereksinimler de azalmaktadır. Denetim ve Standart Eksiklikleri Yalıtım alanında hálá denetim ve standart eksiklikleri bulunmaktadır. Kayıt dışı ürünlerin pazara sunulması sonucunda, kalitesiz ve düşük fiyatlı ürünlerle haksız rekabet yaratılmaktadır. Ara ve Nitelikli Eleman Eksiklikleri Her ne kadar eğitim konusunda gelişmeler sürdürülse de, yetişmiş teknik ve ara eleman eksiklikleri bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle uygulamada istenilen kalite ve standartlara ulaşılması güçleşmektedir. AR-GE Çalışmaları Sanayi genelinde AR-GE çalışmaları yeterli oranda teşvik edilmemektedir. AB'yle uyum sürecinde rekabeti zedeleyici en önemli sorunlardan birisi budur. Ayrıca sanayi genelinde herhangi bir veri envanteri yapılamamaktadır. Ä°lginizi çekebilir... Ä°nÅŸaatta yükselen deÄŸer: Yapısal ÇelikÄ°nÅŸaat sektörü gerek teknolojinin getirdiÄŸi yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle deÄŸiÅŸim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g... nZEB 101Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok ÅŸeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. Ä°ÅŸ dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki iÅŸbi... Sürdürülebilir KonutSürdürülebilir konut dosyası... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.