Yapı Sektörü ve Su Yalıtımı
Sınırlı konut arzının, mevcut talebi karşılayamamış olması da yeni dönemde konut yatırımları ve inşaat faaliyetlerindeki artışı beraberinde getirmiştir. Deprem bölgesinde bulunan ülke genelinde tüketicinin bilinçlenmesi ve nitelikli gayrimenkulun iyi bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanmasına bağlı olarak konut talebinin canlandığı görülmektedir. 2006 yılında uygulamaya başlanılması düşünülen ipoteğe dayalı konut finansmanı sisteminin (mortgage) inşaat sektöründeki bu canlılığı desteklemesi beklenmektedir. Ancak Türkiye’deki yapılara baktığımızda kalite konusunda sorgulanacak çok önemli problemler vardır. Genel olarak Türkiye’de tam bir fizibilite araştırması yapılmadan, önce üst yapı, daha sonra ise alt yapının yapılması gibi bir sıkıntıyla çokça karşılaşılmaktadır. Türkiye’de binaların, özellikle konut yapılarının sağlıklı ve kaliteli olduğunu belirtmek zordur. Mevcut konut açığını kapatmak, artan nüfusun ihtiyacının çözümü olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında kullanıcının sağlıklı bir şekilde kullanabildiği ve yaşamını geçirdiği mekanların her yönden kaliteli olmasını sağlamak amaç edinilmelidir. Burada asıl hedef insanların mutluluğudur. Çevremizde yetersiz gördüğümüz bir çok yapının doğal nedenlerle ömrü azalmaktadır. Bu da yaşama ortamlarının iç ve dış etkenlere karşı doğru bir şekilde korunmasını ve uzun ömürlü olmasını gerektirmektedir. Doğal etkilere karşı alınacak önlemlerden birisi de su yalıtımıdır. Ancak ülkemizde yalıtımın ne kadar önemli olduğunun farkına henüz varılamamıştır. Türkiye’nin, yapılarda su yalıtımı açısından, gelişimini tamamlamış ülkelerle kıyaslandığında çok gerilerde olduğu görülmektedir. Oysa su yalıtımı, suyun yapıya girmesini engelleyerek konforlu yapıların elde edilmesini sağlarken bakteri ve küf gibi organizmaların oluşmasını da önleyecektir. Ayrıca yapılarımızın ömrünü uzatarak, yapıların değerinin korunmasını sağlayacaktır. Ülkemizde mevcut binalarda su yalıtımı yapılmasına yönelik bir yönetmeliğin hayata geçirilmesi ve kamuoyunda yalıtım bilincinin çeşitli yollarla oluşturulması gerekmektedir. Bu alanda yapılacak çalışmaların bir an önce başlatılması için gerekli yasa ve düzenlemeler oluşturulmalıdır. Öncelikle yapı ve inşaat sektörü su yalıtımı konusunda bilinçlendirilmelidir. Bununla beraber bu bilincin ülke genelinde anlaşılması sağlanmalıdır. Bu bilincin oluşturulmasında kuşkusuz sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Su yalıtımıyla ilgili zorunluluğun bulunduğu bir standart olmamasına rağmen, sektörün olumlu gelişmeler gösterdiği görülmektedir. Gerekli standartların zaman içinde oluşturulmasının, sektörü bir kat daha büyüteceği gözle görülür bir gerçektir. İyi bir su yalıtımı yapmak için uygulama tekniğinin tam ve eksiksiz tatbik edilmesi tek başına yeterli olmayacaktır. Kullanılan su yalıtım ürün ve malzemelerinin kaliteli ve tüketicinin memnuniyetini sağlayacak nitelikte olması gerekmektedir. Burada teknik elemanlar başta olmak üzere malzeme seçimini yapan tüketicinin doğru ve kaliteli malzemeyi tercih etmesi gerekmektedir. Kaliteli malzemenin tercih edilmemiş olması, yapılan su yalıtımı uygulamasının sağlıksız olmasına sebep olurken diğer yandan maddi olarak ilave bir masraf getirebilmektedir. İlginizi çekebilir... Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini SürdürüyorChemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor.... Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel GüvencedirGüvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ... Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli YapılarBinalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.