E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTÄ°K

İnşaat sektöründeki daralmanın yalıtım sektörüne etkileri ve çözüm önerileri

KONUK YAZAR
19. Sayı (Temmuz-AÄŸustos 1999)

Yalıtım sektörünün ekonomik krizle ilgili değerlendirmesini ve çözüm önerilerini okurlarımızla paylaşan, Ertan Öztürkoğlu, Osman Sedefoğlu, Yücel Bağbaşı, Hüseyin Özoğuz, Sadık Özkan ve Bilge Oğan'a teşekkür ediyor, okurlarımızın değerledirmesine sunuyoruz.

 

Ertan ÖZTÜRKOĞLU Satış ve Pazarlama Uzmanı Osman SEDEFOĞLU Muhasebe Müdürü Atermit Endüstri ve Tic. A.Ş.

 

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olan yapı sektörü, devletin yönlendirici politikalarından etkilenir. Bunun kaynağı inşaat sektörünün 5000'e yakın sanayi ürününü kapsayan tüketim alanı oluşturmasındandır. Bu kadar ürünün kullanıldığı sektörde, problemlerin çözümünde, kalite açısından ve standartlara uyum açısından gerek tüketici, gerekse üreticiye sorumluluklar yüklemektedir.Doksanlı yılların ortalarından sonra satın alma gücünde meydana gelen gerilemeler, genel fiyatlar ve inşaat malzemeleri fiyatlarındaki artış yurtiçi inşaatlarda durgunluğa sebep olmuştur. Bu durgunluk, sektörümüzün ihracata ağırlık vermesini sağlamıştır.

 

İnşaat sektörünü geliştiren ana sebepler; hızlı nüfus artışı, konut edindirme politikaları ve kentleşme sürecidir, bunlar dikkate alındığında yalıtım sektörünün gelişmesinin önünde engel bulunmadığı görülmektedir. Yalıtım sektörü sadece yeni yapılarda değil tamir, bakım gibi yalıtım işlerinde de etkin olsa da yapı sektörünün geleceği ile yakından ilgilidir. Gelişme potansiyeli yüksek olan bu pazara, hücum edecek ithal ürünler karşısında, rekabet gücünü artırmanın önemi büyüktür. Ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeni ile kredi maliyeti yükselirken, döviz üzerinden fiyatlandırma bizleri zorlamaktadır.

Üretici firmalar.rekabet nedeniyle kalitelerini ve fiyatlarını piyasa koşullarına uydurarak ucuz ve kalitesiz mal üretmek yerine, daha ekonomik ve kaliteli malzeme üretme çabasını göstermelidir. Özellikle kalitesiz malzemelerle haksız rekabete sebep olmamak için belli standartlara uyulmasının zorunlu hale getirilmesi ve çok sıkı bir şekilde denetlemenin yapılması gereklidir. Böylece halkımızın yalıtıma, daha bilinçli bir şekilde yaklaşması söz konusu olur.Artan enerji fiyatları, teminindeki güçlükler, enerji üretirken çevrenin kirlenmesi, konfor ihtiyacı, gelişmekte olan ülkelerinbaşlıca sorunlarındandır. Gelişmiş ülkelerin inşaat sektörleri, ülke ekonomilerine tasarruf getirmesi amacıyla ısı ve ses yalıtımı malzemeleri kullanımı, ülkemize oranla daha fazladır. Ülkemizde kişi başına yalıtım malzemesi tüketimimiz oldukça düşüktür. Konut finansmanında, sadece konut alımı için değil konutların yenilenmesi, daha kaliteli hale getirilmesi içinteşvik kredilerinin oluşturulması sağlanmalıdır. Bu teşvikler ve krediler ile konut sahibi, binasının yalıtım sorunlarını çöze-bilmelidir.Gelişmiş ülkelerde, bu uygulamalar için çok kolay, düşük faizli uzun vadeli kredi alınmaktadır. Bu politikalar devlet tarafından yönlendirilmektedir. Yalıtım kurallarına uygun olarak inşa edilmiş sanayi tesislerine bu kapsamda özel teşvikler verilmesi, sanayicilerimizin de enerji tasarrufuna katkılarını artırarak çevre kirliliğini önlemesinde büyük ölçüde rol oynayacaktır. Yalıtım olayına hâlâ lüks olarak bakılmaktadır. Yapılan uygulamalarda gerek detay çözümünde, gerekse işleve uygun malzeme seçiminde dünyanın gerisindeyiz. Sadece çatı yalıtımı yapılarak çözümün sağlandığı görüntüsü verilmektedir.Bunun sonucu olarak bir türlü ısıtıla-mayan daireler, rutubetli duvarlar, yakıt tüketimini artırır. Fazla yakıt tüketimi ile ülke ekonomisine getirilen yükün yanı sıra en önemlisi hepimize zarar veren fazla yakıt tüketiminden dolayı havanın kirlenmesidir. Halbuki binalarda yalıtım maliyeti, düşünülenin aksinebina maliyetini artırmaz. Projelerin, ısı yalıtımı öngörülerek uygulanması gerekir. Binaların tesisat hesapları yapılırken; kazan hacmi, boru çapları, radyatör dilimleri, işçilik ve boya masrafları kendini amorti etmeye başlar, bina ömrü boyunca, ısıtma giderlerinden önemli tasarruf sağlar. İyi bir yalıtım uygulaması yapılmış binada yaklaşık olarak, yalıtım yatırımının bina maliyitine oranı % 1'den az, tesisat azalmasının bina maliyetine oranı % 3'tür. Yalıtım yatırımının geri ödeme süresi 1.5-2.5 ısıtma dönemi olmaktadır. Buradan elde edilecek tasarruf ile oluşacak fonların, ülke yararına başka yatırımlara yönlendirilmesi ve böylece Türkiye'nin Batı ülkeleri refah seviyesine ulaşması çok daha kolay olacaktır. Gerek devletimiz, gerekse yalıtım sektörü ile ilgili hizmet veren firmaların, kendilerine düşen görevleri yerine getirmesi halinde, yapılacak çok iş olduğu görülecektir.Özet olarak yalıtım suretiyle enerjinin akılcı kullanımı, ülkemizin çoğu insanın zannettiği gibilüks olmayıp, ekonomik bilinçlenme ve sağlıklı yaşama yönünden önemli gelişme olacaktır

 

Yücel BAĞBAŞI Genel Müdür Yardımcısı Satış ve Pazarlama ODE

 

Türkiye'de inÅŸaat sektörünün 1998'de tanıştığı kriz, 1997 yılında uzakdoÄŸu-da baÅŸlayan global finansal krizin bir uzantısıdır. Önceden haberli olarak gelen bu kriz döneminde geleceÄŸini görmeden hazırlıksız yakalanan firmaların olması gayet normaldir. Halbuki Türkiye krizlere alışık bir ülkedir. 1991 ve 1994'deki krizlerden sıyrılmasını bilmiÅŸtir. Türkiye bu krizden de kazançlı çıkmasını bilecektir. Ä°nÅŸaat sektöründe yaÅŸanan kriz doÄŸal olarak yalıtım sektörünü de etkilemiÅŸtir, bununla birlikte 1998'deki inÅŸaat sektöründe yaÅŸanan krize raÄŸmen yalıtım sektöründe bazı ürünlerde % 30-35'e varan büyümeler görülmüştür. Krizin etkileri en güçlü hissedildiÄŸi anlarda bile pazarda bir hareket vardı. HerÅŸey sıfır deÄŸildi. Ä°nÅŸaat sektöründeki ciddi daralmadan dolayı yalıtım sektöründeki bazı firmaların zorlandığı  bilinmektedir.  Ellerindeki stokların ÅŸiÅŸmesi, ödemelerdeki zorlanmalar, krizi fırsat bilip bunu kullanmaya kalkan firmaların sektörde yarattığı sıkıntılar vs. karşılaşılan sorunlardır. Krizin firmalar üstünde yaratmış olduÄŸu bir de psikolojik baskı söz konusudur ki, bunun doÄŸrultusunda firmaların paniklemesi ve panik yaparak fiyat indirmesi sektöre ve firmalara zarar verir. Örnek olarak, fiyatı 100 $ olan bir malzeme 60-70 $'lara düştüğünde bunu tekrar eski seviyesine çıkarmak çok zor olduÄŸu gibi böyle bir olayı  piyasaya  izah  da edemezsinizÖnemli olan bu krizi lehinize çevirmek ve krizden kârlı çıkmaktadır. Ä°yi organize olan firmalar krizden rahatlıkla kârlı çıkabilirler. Krize raÄŸmen yalıtım sektörü büyümeye devam etmektedir. Fakat maalesef gözlemlediÄŸimiz kadarıyla fiyatlar aÅŸağı indirilip bilerek veya bilmeyerek sektöre zarar verilmektedir. Krizin etkilerinin azaldığı bu dönem iyi deÄŸerlendirilmelidir. Yeni dönemde hazır olunup pazarın nasıl artırılacağı, yalıtım bilincinin nasıl yaygınlaÅŸtırılacağı konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Sektör olarak yalıtım bilincinin yaygınlaÅŸtırılması için bir dizi seminerler (mühendislere, ustalara vs. yönelik) vermek bu dönemin en iyi deÄŸerlendirme yollarından biridir. Elimizdeki bilgileri kendimizde tutmayıp paylaÅŸmak, yatırımın hak ettiÄŸi noktaya ulaÅŸmasını saÄŸlamak, seviyesiz ve sadece fiyat rekabetine dayanan satış yapmaktan kaçınmak zorundayız. Bir an önce herkes kendisini dev aynasında görmeyi bırakıp eksiklerini gidermelidir. Kendini mükemmel gören firmalar bile incelendiÄŸinde çok eksikleri olduÄŸunu göreçeklerdir. Bu eksikliklerin giderilip yalıtım bilincinin istenilen seviyeye gelmesi için kapasitelerini zorlamak bu sektördeki her firmanın görevidir. Yoksa, global, lokal ve suni kriz bulutları bu sektörün üzerinden uzun yıllar kaybolmaz. Ä°nanıyoruz ki yalıtım sektörü krizden kârlı çıkacaktır. 1999 yılının III. çeyreÄŸinde piyasalarda bir rahatlama görülmektedir. Yeni bir yüzyıla birkaç ay kala yalıtım sektörünü güzel günler beklemektedir. Yeter ki üzerimize düşen görevleri seviyeli, istikrarlı ve kararlı bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirelim; Panik yapmadan sabırla.

 

Hüseyin ÖZOĞUZ Yönetim Kurulu Başkanı Tekas Yapı Malzemeleri San. Tic. A.Ş.

 

Ãœlkemiz   ekonomisindeki   daralmanın sebepleri sıralanırsa;

a.         Global krizin direk ve endirek olumsuz etkileri.

b.         56. hükümet devresinde çıkarılan, piyasadaki para daralmasına sebep olan, yeni vergi kanununun olumsuz etkileri.

c.         56. Hükümetin enflasyonla mücadele amacı ile zamansız olarak piyasayı daraltan tedbirleri.

d.         Birçok ülkenin turizmi destekleyici bir unsur olarak gördüğü kumar turizminin ortadan kaldırılışı.

e.         Esasen varolan IRAK ambargosunun Türkiye ekonomisinin aleyhinde daraltıcı etkisi.

f.          PKK ile ilgili mücadelesinin olumsuz faturası.

g.         GüneydoÄŸu öncelikli baraj yatırımlarının ağırlığı.

h.   KomÅŸularımız ve AB ülkelerinin bunaltıcı baskıları,

i.     İç göçler sebebiyle üretimdeki daralma.

j.    Çok önceleri yüksek deÄŸerlerde yapılabilecek iken politik sebeplerle kit özelleÅŸtirmelerinin siyasilerce sabote edilmesi. Bazı ikincil olumsuzluklar Global yarışmada birçok engelle mücadele eden sanayi sektörümüzün hareket kabiliyetini azaltmıştır.Malum hikayede papaÄŸan satıcısı müşterisine sattığı papağının saÄŸ ayağındaki ip çekildiÄŸinde Fransızca, sol ayağındaki ipi çekildiÄŸinde Ä°ngilizce konuÅŸtuÄŸunu söyler. Müşteri sorar:

 

-          Her iki ipi çekersem ne dilde konuÅŸur. PapaÄŸan cevap verir;

-          Düşerim be insafsız adam. Ekonomimizde taşınması güç yükler varken zamanlama hatası yapılarak yeni cepheler açmak bugünkü tıkanıklığa sebep olmuÅŸtur.En önemli etken hükümetlerimizin uzun vadeli bağımsız akılcı eylemler yapmak yerine, birbiri ile yarışırcasına arkaya dolanıp bir puan fazla alabilme çabası içine girmeleridir. Uçurumun dibine gelinince en liberal tedbirlerin alınması ve gariptir ki, en soldaki parti tarafından kurulmuÅŸ koalisyon hükümetine kalmıştır. Acıklı olan önceleri yapılan yanlışların sahibi partiler, günlük puan alma çabalarını sürdürülmektedirler. Ä°nÅŸaat sektörünün gerek yatırım gerekse istihdam açısından motor görevi yaptığı malumdur.Yukarıda sıralanan olumsuzlukların talep darıltıcı etkileri, para arzının azalmasına raÄŸmen ayakta durmaya çalışan inÅŸaat sektörü olmasa olmaz koÅŸulları yerine getirmekte dahi güçlük çekmektedir.Yalıtım sektörü inÅŸaatlarını tamamlamakta güçlük çeken yapımcılar için olmazsa da olur kategorisine girmektedir. Ãœlkemizde yaptırımlarla desteklenmeyen yalıtım sektörü ancak bazı resmi ve yarı resmi (belediyeler) kuruluÅŸlarca uygulama alanı bulmakta, tek tük bilinçlenmiÅŸ kiÅŸilerce dikkate alınmaktadır. Yalıtım sektörünün kendi sorunlarından bazıları;

a.         Teknik kadroların yalıtım konusunda eÄŸitilmemiÅŸ olması.

b.         Ãœlkemizde yaptırımların olmayışı.

c.         VatandaÅŸlarımızın yalıtımı özendirici ÅŸekilde yönderilmemiÅŸ olması.

d.         Tüketici kredilerinin yalıtımı özendirici ÅŸekilde düzenlenmemiÅŸ olması, sayılabilir.

 

Yukarıdaki olumsuzluklara rağmen, sevindirici bazı gelişmeler olmaktadır. İZODER (Izolasyoncular Derneği) üyeleri ve ilgili devlet kuruluşlarının heyecanlı bilgili bürokratlarının gayretleri ile yalıtım uygulamalarını çağdaş seviyeye getirecek özendirme ve yaptırımları içeren TS 825 geliştirilmiş ve uygulama alanına girmiştir. 57. Hükümetin iyi niyetli, piyasayı canlandırmaya yönelik tedbirlerinin yakın gelecekte inşaat sektörüne bir ivme kazandıracağı beklenmektedir.Öğretim kurumlarının olumlu çalışmaları, özel sektörün tanıtım gayretleri, derneklerin çağdaş uygulamalarını yaygınlaşmasını sağlayan çabaları, bürokratlarımızın olumlu etkileri, resmi ve yarı resmi kuruluşların çabaları, oluşan kamuoyu baskısına seyirci kalamayacak bürokratların sayesinde yalıtımın nimetlerinden gerek tüketiciler ve gerekse ülkemizin ekonomisi yararlanacaktır. Özellikle ısı yalıtımı sayesinde ısıtma ve soğutma giderleri azalacak, ortamla sağlık ve konfora ulaşacaktır. 21. asra girerken geçte olsa gelişmeler sevinç vericidir.Vatandaşlarımızın yalıtımın çadaş nimetlerinden daha fazla yararlanmaları dileğiyle.

 

Sadık ÖZKAN Mimar 2D Yapı

 

Özellikle son birkaç yıldır ülkemiz genelinde yaşanan ve ülkemizin genel yapısından kaynaklanan ekonomik sorunlar kuşkusuz inşaat sektörüne de payına düşen olumsuzlukları getirmiştir. Ekonomik koşulların sağlıklı yatırımları, yatırımlar inşaat sektöründe canlılığı bu ise yalıtım sektörünün hareketliliğini getirmektedi. Zira genel anlamda bir sektördeki olumsuzluk senkronize hareket eden diğer sektörleri de etkilemektedir.Tüm olumsuzluklara karşın unutulmamalıdır ki "Yalıtım" olgusu ülkemizde gereken önemi ne yazık ki görememektedir. Ülkemizde yapı maliyetleri içindeki payı oldukça düşük düzeyde olan yalıtım harcamalarının dünya ölçülerine yaklaşabilmesi ise günümüzde uygulanan politikalar ve gerçekleştirilen etkinliklerle pek de olası görünmemektedir.

 

Öncelikle yapılması gereken yalıtım sözcüğünün kapsamı, yalıtımın gereklilikleri öğretilebilmelidir. Bu ise işin eğitim kurumlarından gerçekçi bir şekilde başlaması demektir. Kısa vadeli ticari kaygılara ters düşmekle birlikte sektörde yer alan firmaların kendi ürün ve markalarına endeksli tanıtım ve seminerler yerine yalıtım olgusunun ve gerekliliğinin daha objektif vurgulandığı etkinliklere ağırlık vermeleri gerekmektedir. Bunun yanında marka ve ürüne bağımlı olmayan danışmanlık firmalarının sektörde yer almaya başlaması da bir gerekliliktir.Kuşkusuz tüm bunların yanında genellikle çözüm üretir konumda olan uygulamacı firmaların "her türlü yalatım işi yapılır" mantığını terk etmeleri kaçınılmaz bir zorunluluktur. En geneliyle baktığımızda ülkemizde "yalıtım sektörü" henüz inşaat sektörüne bağımlı olmakla birlikte bu sektörde olması gerektiği yere gelememiştir. Bu noktayı yakaladığında ise mevcut yapıların oluşacak talebini karşılayabilmesi belki de mümkün olmayacaktır. Bu nedenle sektörde yer alan firmaların konuya kısa vadeli ticari kaygılardan uzak ve sabırlı bakabilmeleri gerekmektedir. Olumsuzlukları aşabilmenin yolu sabırlı, özverili ve uzun vadeli çalışmaları hayata geçirmekle olanaklıdır.

 

Bilge OĞAN Yüksek Mimar Canpa İzolasyon

 

Eskiden sadece "Kalp Krizi" olarak hayatımızı etkileyen "kriz" olayı, son yıllarda dillerden düşmeyen ve ekonomideki karışık durumu ifade eden bir sözcük olarak hayatımıza girdi. 1997 yılında Uzakdoğu'da başlayarak, Rusya ve tüm dünyaya yayılan parasal sıkıntı, etkilerini 1998 yılından başlayarak; bu yıl devam eden şekliyle Türkiye'de de gösterdi. Krizin sebeplerinin detayları ekonomistlerin işi olmakla beraber; sonuçları hepimizi etkilemektedir. Genel olarak ticarette yaşanan sonuç, pazarda bir daralma ve dolayısıyla ortaya çıkan rekabet olarak adlandırılabilir. Gelişmekte olan ülkemiz için öncü sektörlerden biri olan inşaat sektörü de; bu daralmadan fazlasıyla payını almıştır. İnşaat sektörünün kaynağı olan ve onu besleyen devlet ve özel sektör yatırımları ertelenince veya kaynak bulamayınca; müteahhit firmalardan, malzeme üreticilerine, satıcı ve uygulayıcılarına kadar bu sektörün içinde yer alan geniş bir kitle bu sıkıntıdan etkilenmektedir. Son yıllarda inşaat sektörü içerisinde hızlı bir ivme ile büyüyen yalıtım sektörünü de bu daralmadan soyutlamak mümkün değildir. Çok basit bir deyişle "bina yapılmayınca; yalıtıma da ihtiyaç yoktur." Kri-' zin tüm sektörlerdeki yansıması olan daralma ve rekabet, doğal olarak, yalıtım sektöründe de ortaya çıkmış ve onun ivmesini azaltmıştır. Artan rekabet nedeniyle düşük kâr marjları ile çalışan üretici, satıcı, uygulayıcı firmaların büyük bir bölümü, bir de tahsil edilemeyen alacaklar ile karşılaşınca; gerçek bir kriz yaşamaktadırlar. Ekonomik paketin açılması ile önümüzdeki günlerde piyasada oluşması beklenen canlanmanın, inşaat sektörünü, dolayısıyla da; yalıtım sektörünü canlandıracağı beklentisi doğru görünmektedir. Yalıtım sektörünün avantajı son yıllarda gösterdiği hızlı büyümedir denilebilir. Daralan bu piyasada, yalıtımsız mevcut binaların yalıtılmasına dönük bir çalışma ile oluşturulacak bir pazar mevcuttur. Bu geçiş döneminde, yalıtım pazarının genişlemesine çalışan firmaların, sıkıntılı dönemi diğerlerinden daha önce geçeceğini söylemek yanlış olmaz kaanatindeyim.

 

T.İnşaat Müteahhitleri İşveren Sendikası aylık yayın organı TİM-SE'nin Nisan 1999 tarihli 188. sayısında yer alan başyazıdır.
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Global Bitümlü Membran Pazarı Büyümesini Sürdürüyor

Chemical Research'te yayınlanan araştırmaya göre bitümlü membran pazarının 2029 yılında 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor....
22 AÄŸustos 2024

Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel Güvencedir

Güvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada ...
20 Mayıs 2024

Ülkemizde Deprem Gerçeği ve Güvenli Yapılar

Binalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve...
11 Mart 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.