E-Dergi Oku 
ROKA YALITIM
BOSTÄ°K

Türk Henkel Yalıtım Sektöründeki Rekabeti Fiyat Bazında Değil, Ürün Kalitesi Bazında Değerlendiriyor

SÖYLEŞİ
9. Sayı (Kasım-Aralık 1997)

Su yalıtımı ürünlerinde ve yapı kimyasallarında uluslararası firma Türk Henkel Türkiye yalıtım sektörünü nasıl değerlendiriyor?.. Dergimizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İsmail Ceyhan, Haber Koordinatörü Bülent Kara Türk HenkeTi ziyaret etti ve Türk Henkel'in bölüm yöneticileri dergimizin sorularını yanıtladı.

Yalıtım: Nejat Bey önce sizi tanıyabilir miyiz?

 

senedir çalışıyorum. Altı seneden beri Yalıtım kısmıyla ilgileniyordum, şu anda nalburiye ve inşaat kısmına geçmiş vaziyetteyim, inşaat Mühendisiyim, 1966 doğumluyum, 3 senedir evliyim ve 2 yaşında oğlum var. Boğaziçi üniversitesi inşaat fakültesi mezunuyum. Spesifik bir konu olan yalıtıma Türk Henkel'e girdiğim vakitten beri ilgi duydum ve bu sektörde faaliyet göstermeyi tercih ettim.

 

Yalıtım: Henkel ile ilgili görüşlerinizi öğrenelim.

 

Nejat TİLMAÇ: Türk Henkel en-ternasyonel bir firma. Almanya'da Alman Henkel KGA'nın bir kuruluşu ve yüzde yüz Henkel'e ait olan bir firma. Yaklaşık 2 sene öncesine kadar tahmin ediyorum Çukurova Grubunun bir ortaklığı vardı fakat daha sonra Henkel bütün hisselerini satın aldı ve şu anda yüzde yüz Alman sermayeli. Hen-kel'in tabi üretim paleti çok geniş, piyasaya sunduğu ürünlerin paleti kimya sektörüne yönelik inşaat ve yapı kimyasalları, yapıştırıcılar dahil olmak üzere metal kimyasalları, tekstil kimyasalları deri kimyasalları, otomotiv kimya-salları gibi bir çok endüstriyel sektörde faaliyet gösteriyor. Yapıştırıcılar konusunda da Loctite firmasını satın aldı. Şu anda da Türkiye'de onun integrasyonu sürüyor. Onun çalışmalarının bizim tarafımızdan yürütülmesi söz-konusu. Türkiye'de Henkel yaklaşık otuz senedir var. Su yalıtımı, yapıştırıcılar ve inşaat kimyasalla-rı konusunda da yaklaşık on senedir faaliyet gösteriyoruz, tabi pazarı geliştirerek, bilinçlendirerek Almanya'da mevcut ürünleri yerel pazar anlayışına yönelik olarak pazara sunmaktayız. Yapı kimyasalları ve yapıştırıcılar ürün paletini incelediğiniz zaman, su yalıtımı yönünde de (bunlar genelde sürme esaslı ürünler çimento esaslı, akrelik esaslı, kauçuk esaslı. Mastikler, silikon, akrelik mastik, poliüretan mastik, polisülfik mastik, poliüretan köpük, üniversal yapıştırıcılar, parke yapıştırıcıları, seramik, fayans yapıştırıcıları, duvar kağıdı yapıştırıcıları, boya sökücüler, sert pvc yapıştırıcısı tangit, Japon yapıştırıcıları diye tabir edilen siyonagda-nel yapıştırıcılar, pateks gibi) çok geniş bir ürün yelpazemiz var.

 

Yalıtım: Henkel'in sektörümüze global bakış açısı nedir?

 

Nejat TÄ°LMAÇ: Henkel bir çok üründe pazar lideri konumunda ve pazarda fiyatla deÄŸil ürün kalitesi ile servis vermeyi ve pazarlama stratejisi gütmeyi amaç edinen bir firma. Ãœrünlerinin kalitesinden kesinlikle ödün vermiyor. Baktığınız zaman piyasaya çok büyük rekabet sözkonusu. Biz bu rekabet içinde fiyatla deÄŸil ürünün deÄŸerini ifade edecek ürün kalitesinin yanında verdiÄŸimiz servisle geliÅŸmeye devam ediyoruz. Bu nedir? sektörel eÄŸitim. Ãœrünün, müşterinin problemini anında çözüp, problemine göre çözümler sunmak, doÄŸru ürün önermek ve tabiki ticaret, kar her firmanın amacı fakat bunu güderken herhangi bir yanlış ürün yada yanlış bir öneriyle gitmiyoruz. Genelde Henkel yenilikçi yapısıyla pazarı yönlendirme ve ürün pale-tiyle pazarı sürükleme stratejisiyle pazara servis veriyor. Tabi bu yurtiçinde olduÄŸu kadar yurtdışında da Alman Henkel'in bize tanıdığı   bölgesel   sorumluluklar,bunlardan Türki Cumhuriyetlerde çalışmalarımız sürüyor ve or-daki yapılanmalara da yavaÅŸ yavaÅŸ son 1-2 senedir baÅŸlamış vaziyetteyiz.

 

Yalıtım: Türkiye nüfusu çok genç bir ülke ve inşaat hacmi çok büyük. Henkel bu pazarı mesela nasıl değerlendiriyor.

 

Nejat TİLMAÇ: inşaat pazarı sürekli gelişecek. Zaman zaman ekonomik gelişmelere bağlı olarak duruksamaya girebilir fakat inşaat sektörünün her zaman için sürükleyici bir sektör olduğunu düşünüyorum. Yapı sektörünün büyüklüğü yanında bizi ilgilendiren konu standartlara uygun yardımcı malzeme kullanılıp kullanılmadığı, örneğin bir bina yapılırken tamam dış görünüşü çok güzel fakat alt yapısında neler var. Ev alırken bakarız banyoların, mutfakların seramikleri çok güzeldir fakat bu seramikler uygun yapıştırıcıyla yapıştırılmışmıdır, işte derzlerinde genleşme teknik değerlere dikkat edilerek bir takım maliyet arttırıcı malzemeler kulla-nılmışmıdır. Örneğin birleşim noktalarında silikon kullanıyorsunuz, silikon kullanılacak deniyor fakat bunun anti bakteriyel yada bakte-riyel olmasına dikkat edilmiyor, daha sonra silikonda kararmalar meydana geliyor. Bunlar en başta maliyet gibi görünüyor halbuki bunlar maliyet olarak düşünülme-meli. Baktığınız zaman örneğin su yalıtımı yapılıyor mu, tamam yapılıyor deniyor ama ne şekilde yapılıyor, doğru malzeme kullanılmışını yada konvensiyonel iptidai metotlarla sadece su yalıtımı yapıldı diye öylesine bazı malzemeler sürülmüş olabilir. Bunlara dikkat edilmesi lazım. Tabi bunu uygulayan çok ciddi, müesseseler, kurumlar var. Fakat bunu genele yaymak mümkün olmalı o zaman sektör daha da gelişecek ve firmalar arasındaki rekabet de değişik boyutlara gelecek. Şu anda bu tür alt yapısal işlemler binaları inşa eden firmalar tarafından bir maliyet unsuru olarak görüldüğünden dolayı fiyatla rekabet sözkonusu. Halbuki bu bilinç oluştuğu zaman o zaman malzemelerin kalitesi, doğru kullanım, doğru uygulama daha ön plana çıkacaktır.

 

Yalıtım: Yalıtım uygulaması yapılmış binaları kim denetliyor. Batıda kim yapıyor Türkiye'de kim yapacak?

 

Nuri DEMİR: Uygulamadan sonra uygulamanın teknik olarak doğru yapılıp yapılmadığı ve sonuçları itibariyle kontrol etme sürecinde doğal olarak herkesin sorumluluğu var. Bu üretici firmalardan başlayan bir süreç. Tabii üretici firmaların haberdar olabildiği uygulamalara yönelik bir imkandır ancak. Biz bu açıdan özellikle su yalıtımına yönelik olarak yaptığımız çalışmalarda belirli bayilerle çalışıyoruz. Yani eğittiğimiz buna bağlı olarak güvendiğimiz ve birlikte hareket edebileceğimiz bayiler bunlar. Böyle olmakla birlikte bayilerin yaptığı projelerin süreçlerini izleyerek belirli aşamalarında yine kontrol etmek suretiyle böyle bir yaklaşımı sağlayabiliyoruz. Böyle bir kontrol sürecinin yanısıra zaten

aynı zamanda bu talebin sonuçları itibariyle işi yaptıran açısından da yapılması lazım, halledilmesi lazım. Çünkü buna bağlı olarak teknik açıdan yapılan yalıtımın test edilerek teslim edilmesi şeklinde bir gerekliliği var. Eğer tüketici bilinçli ise; bu tüketici sadece bire bir küçük ölçekli iş yaptırmak durumunda olan insanlar açısından da sözkonusu olabilir. Ama onun dışında sıfır inşaat yada tamirat olarak yapılan uygulamalar için de bu böyle. Her halükarda bu işin kontrolü olabilir yada kontrol işini yapan, görevini yapan insanlar açısından olabilir yada doğrudan doğruya işi yaptıran insan açısından da tüketici açısından da olabilir. Her koşulda nihayi olarak iş yapıldıktan sonra teslim edilecek işin nihayi muhatabı olan insanlar tarafından da test edilmesi gereklidir. Tabi işi bu kadar kolay bir süreçte tanımlamakta mümkün değil. Çünkü sıfır inşaat olarak örneğin apartman tarzında bir konut için buraları satın alacaklar açısından bir kontrol sözkonusu olamıyor. Dolayısıyla da yap, sat sektörü olarak tanımlanan inşaat'ın bu bölümünde doğal olarak belediyelere görev düştüğü kanaatindeyim. Çünkü iskanı, serbestisini veren merci belediyedir. Dolayısıyla belediyenin bu konuda mütaahhit firmayla yaptığı işle ilgili olarak, bağlantılı olarak onların en azından bu tür fonksiyonel uygulamalar yani daha sonradan buraları bu daireleri bu konutları satın alacak insanlar adına mütaahhiti bağlayıcı bir takım bürokratik gereksinimleri yerine getirmesi gerekir. Yani en azından bu binaların ısı yalıtımı adına yada su yalıtımı adına 5 yıllık bir süreçte ısıya karşı, suya karşı garanti edilmesi şeklinde bir talebi bir bürokratik müeyyideyi getirmesi gerekir. Olaya bu şekliyle baktığınızda bu sorumluluk merkezleri olarak belediyenin doğal olarak, ondan sonra üretici firmaların ve uygulayıcı firmaların sorumluluğu var. Ondan sonra da tabiki yine bana göre bire bir iş yaptırmak durumunda olan işi takip eden insanların yaptırdığı işi test ederek üstüne düşen görevi yapması lazım, yada iş yaptırırken doğal olarak onların da araştırıcı ve seçici olması lazım. Yani hiç değilse sözkonusu problemini çözmek için ürün aradığında belli bir araştırma yapıp hangi firma hangi ürün kendisine en iyi çözümü getirecek, sadece ekonomik boyutunu düşünmeden biraz da fonksiyonel olarak problemi çözmeye yönelik ürünlere ve detay çözümlerine itibar etmesi lazım. Böyle baktığınız zaman işi yaptırandan tüketiciden başlayarak bir sorumluluk sözkonusu. Doğal olarak böyle bir belgelendirme, böyle bir uygulama başlatılırsa bunun farkında olan kullanıcı da o binayı satın aldığında ısı plakası var mı? ısı yalıtımı var mı? bunların güvence süresi nedir? garantisi nedir şeklindeki bir talebi de yapacaktır. Ama şu anda böyle bir uygulama olmadığı için kullanıcı kimden alacağını bilmemekte böylece onlar adına bir kontrol sözkonusu olmamakta. Ancak dediğim gibi sorumluluk sahibi firmalar kendi üretimlerini kendi uygulamaya yönelik devamlılığını kontrol etmek durumunda. Bu tabii o firmanın bu konuya bakış açısıyla orantılı. Bu açıdan sorumluluk sahibi firmalar her zaman mümkün mertebe üzerine düşen görevi yapıyor ama tabii piyasada standart olmayan, belli standartları karşılamayan birçok ürün üretiliyor. Zaten bu şekilde üretim yapan firmaların bu zihniyetle kalkıp kendi sorumluluğunun bilincinde olması ve başkalarını düşünme süre-cinde yer alması mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye'nin böyle bir sorunu da var. Çünkü standartlar konusunda böyle bir yaptırım sözkonusu değil bize göre.

 

Yalıtım: Piyasada taklit ürünler var. Tüketici bilinçsiz veya bu durum doğal olarak haksız bir rekabete yol açıyor.

 

Nuri DEMİR: Bu konu çok önemli çünkü biz Henkel olarak multi-nasyonel bir firma olmamız nedeniyle bütün Almanya dışında bütün üretim merkezlerindeki ürünlerin dünya standartlarında olması konusunda bir yaptırımımız var. Bu nedenle biz herhangi bir ürünü Türkiye'de servise sokmak istediğimizde mutlaka daha öncesinde oluşturulan bu standartlarda yapma zorunluluğumuz var. Bu hangi ülkede olursanız olun değişmez. Bu şekilde mevcut ürünlerimizin DİN standartları olmasına rağmen yaşadığımız ülkenin standartlarının gerekliliğini düşünerek Türk Standartları Enstitüsü nezdinde yaptığımız girişimlerde bazı ürünlerimizin onların şu anda TSE standartları da var. TSE'si olmayan ürünler TSEK geçici standartlar bölümünde. Bir ortak çalışma içinde böyle bir geçici standart verilmesi aşamasında da onlar doğal olarak DİN normları konusunda sizden bazı taleplerde bulunuyorlar. Bunla ilgili olan standartları oluşturabil-mek için. Şimdi eğer sizden önce bu konuda aynı üründe birileri varsa o zamanda o aşamada oluşturmuş olduğu geçici standartlar belgesine dayanarak size belge veriyor. Yani aynı standartlar üzerinde tespitler yaparak size de geçici standart belgesi veriyor. Böyle bir girişimimiz olduğunda biz bu ürünlerle ilgili standartları da aynı zamanda DİN standartlarını da kendilerine sunduğumuzda TSE kurumu daha önceki verdiği standartların bu çerçevede geçersiz olduğunu izlemek durumunda kaldı. Yani bu ürünlerin standartı DİN normlarında yada diğer yabancı normlar-daki spekleri böyle ise o zaman bizden TSEK belgesi almış birçok firmanın belgelerini iptal edip onlardan daha önceki geçici standart belgesi almış ürünlerinin bu standartlara çekilmesi gerekliliğini talep etmeye başladılar. Önce iptal ettiler. Spesifikasyon-ları değiştirdiler. Bu aşamadan sonra da daha önceden TSEK belgesi almış olanları da bu standartlara uymaya zorladılar. Bu standartları sağlarsanız sizin TSEK belgelerinizin geçerliliği sözkonusu olabilir dediler. Tabi bu enteresan bir süreç, olaya böyle baktığınız zaman bu tür haksız rekabeti oluşturan kaliteye bağlı sorunların her yönüyle karşılaşabilirsiniz. Biraz önce bahsettiğim konu da bu açıdan belki bir tanesi ama önemlilerden bir-tanesi. Şimdi bu açıdan hiç değilse TSEK belgesi yabancı standartlara uymasa bile belge almak üzere müracat etmiş firmaları yine de bu açıdan mazur görmek lazım. Çünkü onun dışında hiç TSE için müracatı olmayan, standartların yanına bile yaklaşmayan birçok ürün var. Hepsi işte baş taraflarına su kelimesini katarak ondan sonra fonksiyonları ifade (Devamı sayfa 28de)eden kelimeleri kullanarak en azından 10-15 tane marka olduğunu görürsünüz. Türkiye'de var olan firmaların üçte birin bu standartlar içerisinde ürün yapma gayretinde olduğunu sanıyorum. Onun dışındaki firmaların hiç standartlarla ilgisinin olmadığını dolayısıyla bu ürün grubuna da bu vesile ile fevkalade zararları olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı ürün grubu tanımlamasıyla hareket ediliyor. Dolayısıyla nihai tüketici eğer hadiseleri işte kalite süreçlerini, uygulama standartlarını izlemek yönünde bir gayreti olmadığında, sadece işi yaptırmak adına davrandığında karşılaştığı sorunlara paralel olarak bu ürün grubuna yönelik tepkisini ortaya koyuyor ve o ürün grubunu reddediyor.

 

Yalıtım: Şu anda standardize olma konusunda üretici üzerinde bilinçli tüketici ve denetim baskısı yok. Üretici de çok rahat davranıyor yani enternasyonel firmaları ve bilinçli üreticileri kastetmiyorum. Bu pozisyonu nasıl değerlendiriyorsunuz.

 

Nuri DEMİR: Bu konuda mimarlar ve mühendisler odası bir girişimde bulundu, inşaat kimyasalları olarak ayrı bir statüde ayrı bir bölüm şeklinde organize olmak istedi. Böyle bir çalışma için ortaya çıktığında da biz başından beri bulunmaya çalıştık ve bu süreçte izlediğim kadarıyla da Türkiye'de bu konuda olan firmalar pek istekli olmadılar. Doğal olarak katılım konusundaki bu yetersizliğin birçok nedeni olabilir, organizasyonu yetersiz görebilir, organizasyonun çalışma içeriğini kendisine tehlikeli görebilir. Bu tabii her firmanın kendi anlayışıyla ortaya çıkan bir sonuç ama doğal olarak mimar ve mühendisler odası böyle bir konuyu iyi ni-yetli olarak ortaya koymuş olmalı diye bakarak önyargısız girmek lazım. Artık daha sonraki aşamalarında eğer çatışmalar olursa yani iyi niyetli bir girişim dışında gayretler tespit edilirse zaten herkes için aynı sonucu doğuracaktır ve böyle bir birliğe girmek konusunda istekli olmayacaklardır. Şimdi tabi İZODER üyesi değiliz biz. Ama onların teknik kurulların-dayız. Onlarla tabiki beraber çalışma imkanlarımız var. Herhangi bir yardım istediklerinde buna hemen cevap verme durumumuz sözkonusu. Bizim de bu aşamada bir teknik kurul üyesi olarak kalmayıpta daha ileri düzeyde desteklememizde yarar var. Bu konuyu soru doğrultusunda düşündüğümüz zaman içerisinde bulunduğumuz süreçlerde sürekli olarak olup bitenlerden şikayet ediyoruz. Şimdi bunları çözmenin yolu sivil toplum örgütleri olarak birleşmektir.

 

Bu hem iyi niyetli olarak kaliteli ürünler üreten pazara iyi ürünler sunmanın gayreti içinde olan firmalar açısından gerekli birşey, tüketiciler açısından da gerekli bir olay çünkü bu firmalar tüketiciyle var. Yani tüketici bilinçli de olsa bilinçsiz de olsa sonuçta belki uzun vadede bunun etkilerini görerek. Dolayısıyla şu veya bu şekilde tüketiciyi nasıl tanımlarsanız tanımlayın orta, uzun vadede yine pazarı belirleyen tüketicidir. Zaten bu anlamda herkes her anlamda tüketicidir. Yani bizde bir tüketiciyiz, kendimize saygımız varsa bulunduğumuz toplumlar, firmalar, ürünler adınada davranışlarımızı böyle yorumlamamız gerekir. Şimdi örgütlenmeye yönelik gayretler başladı, izoder tabiki dikkate alınması gereken bir örgüttür, böyle bakmak lazım. Onun dışında da yine mühendisler odası böyle bir girişimin ilk raund'unubaşarısız olarak tamamlamış olmakla birlikte devam edecek böyle girişimlere. Onlar belki içerik olarak başarısız oldular, çünkü

beton katkı maddeleri şeklinde bir girişimleri vardı. Daha sonra tek birtane katkı üretip de ondan sonraki paleti başka ürünler olanları davet ettiler. Belki böyle bir süreç içerisinde kendi sorunlarını çok iyi çözemeyecekleri, organize olamayacakları bilinci ile böyle davranmış olabilirler.Onun dışında mesala bildiğiniz gibi ısıya yönelik oluşumlar var,

belediye bu konuda ön planda. Tübitak'la müşterek ciddi çalışması var. Üretici firmalar ve tüketici dernekleri bu konuda çok bilinçlenmiş durumdalar çünkü; ısı doğrudan enerjiyle bağlantılı olarak hemen ortaya çıkabilen ekonomik boyutu olan birşey ve bu anlamda zorunlu standartlar oluşturuluyor. Su yalıtımına yönelik olarak da ısı yalıtımı ile birlikte önemli gelişmeler var. Zaten ikisi birbirini tamamlayan bir süreçtir. Su yalıtımında yaşanan bir problem doğrudan ısı yalıtımına yönelik bir problemde oluşturuyor. Dolayısıyla bunlar birbirini tamamlayan fonksiyonel oluşumlar. Birlikte ele alınması birlikte çözümlenmesi gerekir. Zaten herhangi birine önem verildiği koşullarda o diğerini de sürükleyecektir ve bu doğal olarak yine konuyu belediyelere, Tübitak'ın tübitak olayın içinde olduğu zaman işin ciddiyet boyutları daha güvenceye alınmış oluyor, dolayısıyla böyle bir süreç içerisinde işte su yalıtımına yönelik olarak ama belediye ama tübitak zaten o süreç içerisinde onların oluşturacakları yönetmelikler ortaya çıktığı zaman ve bu konuda tüketiciyi bilgilendirdikleri zaman tüketici de her-

halukarda ısı ve su yalıtımına yönelik yapı ile ilgili taleplerini sürekli isteyecektir.
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Tolga Ceylan; 'Bonus Yalıtım, Sektörünün % 100 Yerli Sermayeli Öncü Kuruluşudur'

Bonus Proof ile Yılın Su Yalıtımı Ödülü'nü kazanan Eryap Grup Yalıtım Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Tolga Ceylan de...
22 AÄŸustos 2024

Emre Soydan; 'Qis Yapı Kimyasalları Samsun Tesisimiz Karadeniz'in Yalıtım Üssü Olacak'

9 yılı aşkın süredir deneyimli ve uzman kadrosu ile hizmet veren QIS Yapı Kimyasalları, ürettiği kaliteli ürünler, uygulamalarda aktardığı doğru çözüm...
22 AÄŸustos 2024

'Pasif Yangın Koruyucu Bostik ürünleri, alev yayılmasını önleyerek insan hayatını ve yapıları korur'

BOSTİK, Yangın koruyucu sistem çözümleri ile Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri 2024'de, Yılın Yangın Yalıtımı Ürünü Ödülü'nü kazandı. Teknik Müd...
20 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.