![Nitelikli Isı Yalıtımı Depremde Riski Azaltıyor Nitelikli Isı Yalıtımı Depremde Riski Azaltıyor](https://www.yalitim.net/dokumanlar/320/nitelikli-isi-yalitimi-depremde-riski-azaltiyor_3431566-1.jpg?res=0.4900935)
Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 73’ü, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşıyor. Bu orana karşın Çevre, Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkemizde 19 milyon civarında olan yapı stokunun ortalama 6-7 milyonluk kısmı riskli statüde yer alıyor. Söz konusu veriler dikkate alındığında, Türkiye’deki yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi hayati önem taşıyor. Bu kapsamda binaların inÅŸasında uygun proje ve denetimlerin yanı sıra nitelikli ısı yalıtımı da kritik bir rol oynuyor. 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San, yalıtım malzemelerinin dış etmenlere karşı binanın direncini artırarak, deprem sırasında yapısal bütünlüÄŸün korunmasına yardımcı olduÄŸunu belirtti. San ayrıca, ısı yalıtımının binalarda oluÅŸabilecek nem, yoÄŸuÅŸma, korozyon gibi sorunların önüne geçerek yapının saÄŸlam kalmasına önemli katkıda bulunduÄŸunu vurguladı.
Depreme dayanıklı binalar denildiÄŸinde akla ilk gelen unsurlar saÄŸlam temel ve güçlü taşıyıcı sistemler olsa da bina bütünlüÄŸünü koruyan ısı yalıtımı da bu anlamda kritik bir role sahip. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında dayanıklı binalar için yalıtımın önemine dikkat çeken Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San, nitelikli ısı yalıtımının binanın enerji verimliliÄŸini artırmanın yanı sıra bina mukavemetini de artırarak deprem anında ve sonrasında yapı güvenliÄŸine katkı saÄŸladığını vurguladı.
“Türkiye’deki yapı stokunun yüzde 40’ının acilen yenilenmesi gerekiyor”
Deprem riskinin yüksek olduÄŸu bölgelerde yapıların saÄŸlam zemine oturtulması ve zemin etüdü çalışmalarının titizlikle yapılması gerektiÄŸini vurgulayan Meltem Bayraktar San; “Ä°TÜ Vakfı tarafından yapılan bir araÅŸtırmaya göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 43’ü birinci derece deprem bölgesinde, yüzde 30’u da ikinci derece deprem bölgesinde yaşıyor. Yani ülkemizdeki nüfusun yaklaşık yüzde 73’ü, deprem açısından riskli bölgelerde hayatını sürdürüyor. DiÄŸer yandan, Çevre, Åžehircilik ve Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konut bulunuyor. Bunlardan 1999 depreminden sonra yapılan yaklaşık 5 milyon konutun iyi durumda olduÄŸu deÄŸerlendirilirken, 14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor. Deprem tasarımı ve malzeme dayanımı yetersiz olan yapılar ile mühendislik hizmeti almadan kaçak olarak inÅŸa edilen yapılar gözetildiÄŸinde, bakanlık verilerine göre ülkemizdeki toplam yapı stokunun yaklaşık yüzde 40‘ına denk gelen 6-7 milyon konutun yenilenmesinin veya güçlendirilmesinin gerektiÄŸi tahmin ediliyor. Bu verileri dikkate aldığımızda, depreme karşı dayanıklı binalar inÅŸa etmenin önemi, su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bu kapsamda yapıların mühendislik kurallarına uygun ÅŸekilde projelendirilmesi ve inÅŸaat sürecinin denetimli yürütülmesi, depreme karşı güvenliÄŸi artıran en önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Ayrıca bina bütünlüÄŸünü saÄŸlayan nitelikli ısı yalıtımı da bina mukavemetini artırarak yapı güvenliÄŸine ciddi katkıda bulunuyor. Çünkü ısı yalıtımı, ısı hareketlerini ve buhar yoÄŸuÅŸmasını azaltarak yapılarda oluÅŸabilecek nem, yoÄŸuÅŸma, korozyon gibi sorunların önüne geçerek yapının korunmasına yardımcı oluyor” dedi.
“Isı yalıtımı olmayan binalar zamanla dayanıksız hale geliyor”
Uzun vadede daha saÄŸlıklı ve güvenli yaÅŸam alanları için ısı yalıtımının gerekli olduÄŸuna iÅŸaret eden San; “Yapı cephelerinde doÄŸru ve kesintisiz uygulanmış nitelikli bir ısı yalıtım sisteminin olmaması, binanın zamanla dayanıklılığını kaybetmesine yol açabiliyor. Depreme dayanıklı yapıların oluÅŸturulmasında ısı yalıtımının standart hale getirilmesi, gelecekte yaÅŸanabilecek felaketlerin etkisini en aza indirmeye yardımcı olur. Nitelikli ısı yalıtımının bir inÅŸaatın proje aÅŸamasına dahil edilmiÅŸ olması elbette önemli. Ülkemizde, Binalarda Enerji Performansı YönetmeliÄŸi’nin yürürlüÄŸe girdiÄŸi 2017 yılından sonra inÅŸa edilen binalarda ısı yalıtımı zorunlu olarak uygulandı. Ancak unutulmamalı ki bu tarihten önce inÅŸa edilmiÅŸ, ısı yalıtımı olmayan ya da yeterli ve nitelikli bir ısı yalıtımı uygulaması bulunmayan binalarda bu uygulama sonradan da yapılabiliyor. Binaları yoÄŸuÅŸma ve korozyondan koruyabilmek için geç olmadan mantolama yaptırmak bina ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor. Bu noktada, kamu ve özel sektörün iÅŸ birliÄŸi içinde hareket etmesi ve denetim mekanizmalarının etkin çalışması büyük önem taşıyor. Yapı yönetmeliklerine uyum saÄŸlanması ve binalarda enerji verimliliÄŸi saÄŸlayan çözümlerin teÅŸvik edilmesi hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik bir adım. Sonuç olarak nitelikli ısı yalıtımı sayesinde yapıların ömrünün ve dayanıklılığının artması, deprem güvenliÄŸini saÄŸlamaya ciddi bir katkıda bulunuyor. Baumit olarak biz de sektörde oluÅŸturduÄŸumuz bilinçle saÄŸlıklı yaÅŸam alanlarının oluÅŸturulmasına destek olmayı hedefliyoruz. Depreme karşı dirençli ÅŸehirler oluÅŸturmak için inovatif ve yapı güvenliÄŸini ön planda tutan çözümler üretmeyi sürdüreceÄŸiz” ifadelerini kullandı.
R E K L A M