Nüfusunun yüzde 95’i deprem kuÅŸağında yaÅŸayan Türkiye’de acılarımıza yenilerinin eklenmemesi ancak saÄŸlam yapıların inÅŸası ile mümkün. Depreme karşı güvenli binaların inÅŸasında en kritik rolü oynayan unsurların başında ise yalıtım geliyor. Binaları korozyondan koruyan su yalıtımı baÅŸta olmak üzere dış cepheler için bir koruma kalkanı olan ısı yalıtımı ve deprem anında çıkabilecek yangınlara karşı önlem olarak yangın yalıtımı hayati önem taşıyor. AraÅŸtırmalara göre, su yalıtımı olmayan bir bina, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını, 24 yılda ise tamamını kaybediyor. Üstelik su yalıtımının maliyeti toplam bina yapım maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar düÅŸük bir oran. Deprem ülkesi Türkiye’de su yalıtımı Haziran 2018’de zorunlu hale geldi ve o tarihten bu yana inÅŸa edilen bina sayısı toplam bina stokunun yüzde 5’ini geçmiyor. 10 milyonun üzerinde bina ve 30 milyonu aÅŸan hanenin bulunduÄŸu ülkemiz için kuÅŸkusuz bu çok yetersiz bir oran. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper DoÄŸruer, tehlike çanlarının çaldığı Türkiye için nitelikli yalıtımın geleceÄŸe yapılan yatırım olduÄŸunu vurgulayarak acilen atılması gereken adımlara dikkat çekti.
Son 30 yıl içerisinde gerçekleÅŸen Marmara, Van, Elâzığ, Ä°zmir ve KahramanmaraÅŸ merkezli büyük depremlerde yaÅŸadığımız kayıplar ülkemizi derinden etkiledi. Yeni depremler ise maalesef gündemdeki yerini koruyor. Tam da bu noktada, depreme karşı güvenli yapıların inÅŸasında doÄŸru proje ve zemin etüdünün yanı sıra su, ısı ve yangın yalıtımı hayati rol oynuyor. Özellikle su yalıtımının eksik ya da yetersiz olduÄŸu binalarda beton ve donatılar hızla aşınıyor ve taşıyıcı sistem 24 yıl içinde etkisini tamamen yitiriyor. Oysa ideal bir bina ömrünün minimum 100 yıl olması gerekiyor. Yapı güvenliÄŸi konusunda farkındalığın artırılmasını hedefleyen 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında uzun ömürlü binalar için yalıtımın önemini vurgulayan Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper DoÄŸruer, özellikle temel, çatı ve dış cephelerde etkili yalıtım çözümlerinin kullanılmasının kritik olduÄŸunun altını çizdi.

Zemin etüdü ve doÄŸru proje kadar su yalıtımı da sorgulanmalı
“Her büyük deprem sonrası ‘Deprem deÄŸil ihmal öldürür’ gerçeÄŸi ile yüzleÅŸen Türkiye'de depreme dayanıklı, saÄŸlam ve güvenilir yapıların gerekliliÄŸi gündemdeki yerini koruyor, ancak sorgulamalarda yalıtım eksik kalabiliyor” diyen Alper DoÄŸruer, sözlerine ÅŸöyle devam etti: “Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi ile BoÄŸaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü Deprem MühendisliÄŸi Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan ‘Ä°stanbul Ä°li Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi’ raporunda yer alan sonuçlar, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu araÅŸtırma kapsamında 7,5 büyüklüÄŸündeki deprem senaryosunda Ä°stanbul’daki binaların ortalama yüzde 26’sının hafif, yüzde 13’ünün orta, yüzde 3’ünün ağır ve yüzde 1’inin çok ağır hasar görmesi bekleniyor. Ä°stanbul’daki binaların ortalama yüzde 17’sinin, yani yaklaşık 194 bin binanın orta ve üstü seviyede hasar alacağını gösteren bu veriler, Türkiye genelinde mevcut bina stokunun incelenmesi ve güvenli hale getirilmesi gerektiÄŸini gözler önüne seriyor. Güvenli binaların inÅŸası için proje aÅŸamasında binanın maruz kalacağı yükler, zemin koÅŸulları ve malzeme seçimi gibi önemli faktörlerin detaylı bir ÅŸekilde analiz edilmesi gerekiyor. Zemin etüdü sürecinin ardından inÅŸa edilen yapıların doÄŸru su yalıtım çözümleri ile buluÅŸturulması saÄŸlandığında dayanıklı yapılara kavuÅŸabiliriz.”

99 depremi sonrası incelenen hasarlı binaların yüzde 64’ünde ana sorun korozyondu
Su yalıtımı olmayan binalarda, beton ve donatıların korozyon nedeniyle zamanla aşınması sonucu taşıyıcı sistemin zayıfladığına dikkat çeken DoÄŸruer; “Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, su yalıtımı olmayan binalarda taşıyıcı kolonların, 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını, 24 yılın sonunda ise tamamını kaybettiÄŸini ortaya koyuyor. 17 AÄŸustos 1999 depreminden sonra Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından yapılan incelemelerde yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve iÅŸ yerinin yüzde 64'ünde nemin yol açtığı korozyon hasarların ana nedeni olarak belirlenmiÅŸti. Oysa binalar için bu kadar hayati rol oynayan su yalıtımının maliyeti toplam bina yapım maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar düÅŸük bir oran. Türkiye’de su yalıtımı 1 Haziran 2018’de yürürlüÄŸe giren Binalarda Su Yalıtımı YönetmeliÄŸi ile zorunlu hale geldi, ancak o tarihten bu yana inÅŸa edilen su yalıtımlı bina sayısı toplam bina stokumuzun yüzde 5’ini geçmiyor. Ülkemizde 10 milyon bina ve 30 milyonu aÅŸan hanenin bulunduÄŸunu düÅŸündüÄŸümüzde ortaya çıkan tablo endiÅŸe verici” dedi.

Isı ve yangın yalıtımı da binalar için koruma kalkanı
Binaları dış etkenlere karşı korumak için ısı yalıtımın da önemli olduÄŸunu ifade eden DoÄŸruer; “DoÄŸru malzeme kullanılarak yapılan ısı yalıtımı, bina cephelerini nemin ve suyun zararlarından koruyarak taşıyıcı sistemin dayanıklılığını artırıyor. Su yalıtımı ile entegre bir ÅŸekilde uygulanan ısı yalıtımı, bina konforunu ve ömrünü destekliyor. Ayrıca binalar yıkılmasa dahi deprem anında çıkabilecek yangın gibi farklı tehlikeler de can ve mal kayıplarına yol açabilir. Dolayısıyla yüksek yanmazlık sınıfına sahip malzemeler ve doÄŸru yangın yalıtımı uygulamaları, yangının yayılma riskini azaltarak bina güvenliÄŸini artırıyor. Ravago Bina Çözümleri olarak, güvenli ve sürdürülebilir bir yapı stokuna katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu noktada, tüm sektör paydaÅŸlarına önemli görevler düÅŸüyor. Yalıtım uygulamalarında kaliteden ödün vermeyen yaklaşımlar, doÄŸru malzeme seçimi ve düzenli kontrollerle kayıpların önüne geçmek mümkün. Ülkemizin deprem coÄŸrafyasında bulunduÄŸunu dikkate aldığımızda, yapılarımızı korumanın geleceÄŸimizi korumakla aynı anlama geldiÄŸini rahatlıkla söyleyebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.