Türkiye için U-Değerleri Haritaları 1. Bölüm
Hazırlayan: Sven Schimschar, Thomas Boermans, David Kretschmer, Markus Offermann, Ashok John Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (EPBD) bağlamında maliyet etkinliğe yönelik karşılaştırmalı metodolojinin uygulanması... 1. Giriş Türkiye, Avrupa kıtasındaki bina stoku en hızlı büyüyen ve yaklaşık 80 milyon nüfusu ile Rusya ve Almanya’dan sonraki üçüncü en kalabalık ülkedir. Yüzde 4’ten daha fazla olan yeni yapılaşma oranlarıyla birlikte, yüzde 1’den daha az olan AB ortalamasından büyük ölçüde daha hızlı büyümektedir. Bu durum inşaat sektörünün, yüzde 6,6 olan Reel GSYİH katkısıyla Türkiye ekonomisinin en önemli faktörlerinden biri haline gelmesine yol açmaktadır (Kaymaz, 2015). Türkiye’deki bina sektörü (konut ve hizmet sektörü), ulusal nihai enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 35’inden sorumludur (EUROSTAT, 2016). Yeni yapılaşma faaliyetleri nedeniyle bu yüzdenin gelecekte daha da artması beklenmektedir. Bugün yaklaşık 2.400 milyon m2 olan bina stokunun yüzde 50’den fazla büyüyerek 2050 yılında neredeyse 4.000 milyon m2ye yükselmesi bekleniyor. Bu gerçek açıkça gösteriyor ki, 30 Eylül 2015 yılında UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi)’ye resmi olarak sunulan Türkiye’nin Niyet Edilen Ulusal Katkı beyanında (INDC) (Türkiye Cumhuriyeti, 2015) tanımlanan Türkiye’nin iklim koruma hedeflerini başarmaya yönelik en önemli dayanaklardan biri Türkiye’deki bina sektörüdür. Türkiye’deki bina sektörünün enerji tüketimindeki artışı sınırlamak ve böylece Türkiye’nin enerji ithaline olan önemli ölçüdeki bağımlılığını azaltmak için binalardaki ısıtma enerjisi ihtiyacının tayin edilerek, izin verilen sınır değerlerle mukayese edilmesine yönelik hesaplama kurallarını tanımlayan TS 825 standardı (TSE, 2008) yürürlüğe konulmuştur. Bu bağlamda, TS 825 ayrıca yeni binaların ve tadil edilecek binaların çatı, cephe, pencere ve taban levhasına yönelik U-değerleri için minimum gereksinimleri açıklamaktadır. Bu bağlamda, TS 825 ayrıca yeni binaların ve tadil edilecek binaların çatı, cephe, pencere ve döşemelerine yönelik U-değerleri için minimum gereklilikleri açıklamaktadır. Ancak mevzuat, sadece ısıtma enerjisi talebine yönelik düzenlemeler içerirken, soğutma dahil diğer enerji tüketim alanlarıyla ilgili hesaplamalar Türkiye’deki binalara yönelik bu zorunlu standarda dahil değildir. Avrupa Birliği’nde binaların enerji talebini sınırlamaya yönelik gereksinimleri ve hesaplama kurallarını içeren temel yasal düzenleme Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’dir (EPBD) (EU, 2010). AB’de Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (EPBD), yeni binaların ve esaslı tadilat yapılacak büyük alanlı mevcut binaların bütüncül olarak enerji performansının geliştirilmesi amacıyla ilk olarak 16 Aralık 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bina sektörü Avrupa’nın toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu olduğu için Enerji Performans Yönetmeliği (EPBD), Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ile ilgili hedeflerine ulaşması için önemli bir adımdır. 2010’da Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği (EPBD) revize edilmiş ve AB’ye her bir üye devletin açıkladığı hedefinin büyüklüğüne bağlı olarak yerine getirmek zorunda olduğu enerji performans gereklilikleri için “maliyet etkinlik” ve “neredeyse sıfır enerjili binalar” olmak üzere iki yeni ana kavram ortaya konulmuştur. Maliyet Etkinlik Yaklaşımı Bu, her bir AB üyesi devlet tarafından uygulanması gereken tüm binaya (birincil enerji talebi gibi) ve yapı elemanına (U-değerleri gibi) yönelik asgari enerji performansını saptamak için ulusal veya bölgesel şartlara uyarlanmış, ilk yatırım maliyeti ve işletme giderlerini (enerji & bakım) de içeren bir yaşam döngüsü yaklaşımıdır. Asgari enerji performansı ihtiyacına yönelik ulusal gereklilikler, yaşam döngüsü boyunca en düşük toplam maliyetle (referans binalar üzerinde yapılan değerlendirmeleri esas alarak) sonuçlanacak seviyede tanımlanmalıdır. Neredeyse sıfır enerjili bina (nZEB) Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğinin (EPBD) 2. maddesine göre nZEB, “Çok yüksek enerji performansına sahip, ihtiyaç duyduğu neredeyse sıfır veya çok düşük miktardaki enerjinin önemli ölçüde yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığı binadır”. 2021’den itibaren AB’deki tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili binalar olacaktır. Aynı zamanda maliyet etkinlik de halâ geçerlidir. Bu 2021’den itibaren neredeyse sıfır enerjili binaların ideal olarak maliyet etkin olacağı anlamına gelmektedir. Bu sebeple sistematik olarak makul bir ulaşılabilir hedeflerin ortaya konularak, neredeyse sıfır enerjili binaların yürürlüğe girmesi için 2021 yılına kadar (veya Türkiye’nin neredeyse sıfır enerjili binaları yürürlüğe koymayı düşündüğü başka bir yıl) olası görünen (maliyet) varsayımlarını kullanarak maliyet etkinlik hesaplamalarını yürütmek akıllıcadır. Türkiye’deki yalıtım sektörünün geleceğe dönük standartlar konusunda sağlam ve net bir konum almasını desteklemek için, Türkiye’deki konut sektörüne yönelik olarak Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (EPBD) bağlamında maliyet etkinliğe yönelik karşılaştırmalı metodoloji çerçevesinin uygulanarak maliyet etkin U değerlerinin tayin edilmesi ve bu U değerlerinin Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili hedeflerine ulaşılmasındaki potansiyel rolünün değerlendirilmesi amacıyla IZODER, Ecofys ile iletişime geçmiştir. Proje bir bölümü; ECOFYS’in 2007 yılında EURIMA için hazırlamış olduğu U değerleri haritaları raporu tarzında, metodolojik olarak revize edilen Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğindeki (EPBD) maliyet etkinlik prensibine uyarlanarak Türkiye için Coğrafi Bilgi Sistemi (GIS1) tabanlı U-değeri haritalarının oluşturulmasıdır. Analizler, şehre özgü hesaplama parametreleri ve saatlik iklim verileri kullanılarak Antalya, İzmir, Gaziantep, Muğla, İstanbul, Bursa, Ankara, Niğde, Sivas, Ağrı, Kars ve Erzurum olmak üzere Türkiye’deki 12 şehirde yürütülmüştür. Bu sınırlı sayıdaki şehirlere bakarak bölgesel ölçeğe (örneğin iklim bölgeleri) ekstrapole edilen sonuçların tüm bölgeyi yüzde 100 olarak temsil etmeyeceği, ancak başlangıç aşamasında güvenilir bulgular sağladığı varsayılmaktadır. 2. Arka plan Bu bölüm, Türkiye’nin yasal altyapısı ve iklimsel özellikleri hakkında arka plan bilgisi sunmaktadır. 2.1 Türkiye’nin Yasal Altyapısı Türkiye’deki bina sektörünün enerji tüketimindeki artışı sınırlamak için binalardaki ısıtma enerjisi ihtiyacının tayin edilerek, izin verilen sınır değerlerle mukayese edilmesine yönelik hesaplama kurallarını tanımlayan ve en son versiyonu 2008’de yayınlanan TS 825 standardı (TSE, 2008) yürürlüğe konulmuştur. Bu bağlamda, TS 825 ayrıca yeni binaların ve tadil edilecek binaların çatı, cephe, pencere ve döşemelerine yönelik U-değerleri için minimum gereksinimleri açıklamaktadır. Ancak mevzuat, sadece ısıtma enerjisi talebine yönelik düzenlemeler içerirken, örneğin ortam soğutması ya da yardımcı enerji gibi diğer enerji tüketim alanlarıyla ilgili hesaplamalar, Türkiye’deki binalara yönelik zorunlu olan bu standarda dahil değildir. Yazının devamı, grafik ve tabloları görüntülemek için lütfen tıklayınız... İlginizi çekebilir... İnşaatta yükselen değer: Yapısal Çelikİnşaat sektörü gerek teknolojinin getirdiği yenilikler gerek sürdürülebilirlik gibi konular nedeniyle değişim geçiriyor. Özellikle çelik yapılar hem g... nZEB 101Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi... Sürdürülebilir KonutSürdürülebilir konut dosyası... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.