Yalıtım Dergisi 2. Sayı (Eylül-Ekim 1996)

EYLÜL-EKİM 1996 SAYI: 2 Reklam Dizini Onduline Avrasya A.Ş. ÖKİ Dow Türkiye A.Ş. AKİ Ode Mühendislik Ltd.Şti. AK Metusan 1 Orcan A.Ş. 4-5 Telaş 7 Köster-Yes Yapı A.Ş. 9 İMP Ltd.Şti. 11 Thermaflex-Form Ltd.Şti. 39 İzopur Ltd.Şti. 41 Oktay Yalıtım 45 izotür Ltd.Şti. 47 Kaimann Avrasya Ltd.Şti. 49 İzmaş A.Ş. 51 Dinamik lsı Ltd.Şti. 53 Santim Ltd.Şti. 59 BTM A.Ş. 61-63 3 6 14 19 23 24 27 Editörden Haberler Ekonomik Göstergeler Teknik Föy Bahçe Terasları Bitki köklerinede önlem alan su yalıtımı Yalıtıyorum Orhan TURAN "Ankara'dan Medet Ummamalıyız" Gündem Prof.Dr.Mustafa ÖZTÜRK'ten Üreticilere Açık Çağrı Görüş Ecvet BİNYILDIZ "Dioxin Tehlikesi" 28 Görüş Tuncer BEYAZITLI "Yalıtım, Bu Sözcük Beni Heyecanlandırıyor" 30 Forum Gümrük Birliği'nin Yalıtım Sektörüne Etkileri 32 Piyasadan Ankara Yalıtım Piyasası 34 Yalıtıma Emek Verenler Tahir ÇOBANOĞLU 36 Standartlar TSE 1175a Polimer Bitumlu Örtüler-Eritme Kaynağıyla Birleştirilerek Kullanılan-Su Yalıtımı İçin Ürün Standartı 38 Ürün Tanıtımı Thermaflex-Form 40 Çeviri Mineral Yünler ve Ses Yalıtımı 44 Makale Kemal Zati AKBAŞ "Fireboard İle Yangından Korunma" 54 Makale Orhan TURAN "Yapılarda ve Mekanik Sistemlerde Gürültü Sorunları ve Çözümleri" 60 Bir Firma Bir Urün Ondüline Avrasya 62 Yeni Ürünler 70 Ajanda

S SES U TiMTEKNOLOJiLERi DERGiSi Doğa Sektöre! Yayıncılık Tanıtım ve Fuarcılık Tlc. San.Ltd. _Ştl. Adına SahibiveSorumlu Yazı işleri Müdürü İsmail CEYHAN Genel Yayın Yönetmeni Ecvet BİNYILDIZ Yayın Kurulu Ecvet BİNYILDIZ KemalZati AKBAŞ (KNAUF) JosefBO_NF(IBLTM).. F.FethHi INGINAR(TURKYJONG) Prof.Dr.SelmaKURRA(ITU)_ .. Prof.Dr.Müjgan ŞEREFHANOGLU (YTU) Durmuş TOPÇU(DOWTURKiYE) OrhanTURAN(ODE) Danışma Kurulu ÇetinAKYAR(METUSAN) TevfikARIBURNU(ARIMAS) AtillaATALAY(ESMAN) DemirkanBARLAS(BETEK) TuncerBEYAZITL(IKAIMANN) CemCANS_EV(EORRCAN) Tevfik CERITOĞL~ (THERMAFLEXFORM) BülentÇOLAK(SIKA) ... Doç.Dr.Şükran DiLMAÇ(TUBITAK) MehmetO.ESi(OM~GA). .. Prot.Dr_Nilüf~r EĞRICAN (ITU) . Melih IBRAHIMQĞLU (LEVENT INŞ.) Suat KIROĞLU (IZOPOLI) Prof.Dr.Ruhi KA.FESÇIOĞLLJ (YEM) Prof.Dr.D9ğan OZGUR(YTU) Hüseyin OZOĞUZ (TEKAS) UğurOZOĞUZ(PADA) Coşkun ŞAKA (SERPO) BinnurTAPKI(YALTEKS) ErdalTÜRK(BTM) NuriTURHAN(BIRSAN) GündüzTANSEL_{YES) Nejat Tl.~M/ıÇ (TURKHENKEL) LeventUNUVAR(HERAKLITH) Yayınlar Koordinatörü A.ÇetinTOKAY HaberKoordinatörü ÖmerDUMAN ReklamMüdürü AsrinBAKIR Grafik Tasarım ve Uygulama BedriAKINCI AboneServisi AtillaARSLAN Renk Ayırımı Oluşur Grafik Baskı Uniform Matbaacılık A.Ş. YönetimYeri İnebolu Sk.Na.31 D.8 80040Setüstü Kabataş-İSTANBUL Tel: (0212)2527891-2519791 Faks:(0212)2527915 Yalıtım Dergisindeki yazı veresimlerinher hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz. © Doğa Yayıncılık Ltd. Şti. editörden AcilEen eTrjai sarrufu Programı Oluşturmalıyız YALITIM'ın ilk sayısı Temmuz ayında çıktıktan sonra sektörle ilgili kişi ve kuruluşlardan aldığımız çok sayıda olumlu mesajlar, dergi çıkarmak suretiyle sektördeki önemli bir boşluğun doldurulması yolundaki kararımızın ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha doğrulamış ve bizleri son derece mutlu etmiştir. Başarı ve kutlama mesajlarını telefonla, faks ile veya şifahen ileten tüm okurlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz. Yalıtım sektörünün gözü, kulağı, dili olarak böyle bir derginin ancak şimdi çıkabilmiş olması aslında ülkemiz için çok gecikilmiş bir durumdur. Keşke sektöre yön verenler bizden çok önce bu hizmeti sunabilmiş olsalardı. Şimdi öyle tahmin ediyoruz ki, her güzel şeyde olduğu gibi yakında bizi izleyecek benzerlerimiz ortaya çıkmaya başlayacaktır. Değerli okuyucular; Ülkemizin birçok sorunu olduğu kuşkusuzdur. Ancak bir sorun var ki, başta devletimiz olmak üzere özellikle sektörümüzü ve nihayet üretmek, ısınmak (veya serinlemek) için enerji tüketen her fert ve kuruluşu çok yakından ilgilendirmektedir. Bu sorun, Petrol Krizinin ortaya çıktığı 1974 yılından beri ülkemizde hala geniş kapsamlı ve etkin bir ENERJİ TASARRUFU PROGRAM! 'nın uygulanamamış olmasıdır. Oysa Türkiye gibi enerji bakımından dış ülkelere bağımlı birçok Batı ülkesi (bu arada petrol zengini bazı Arap ülkeleri dahil), krizi müteakip aldıkları etkin önlemlerle (bu önlemlerin başında binalarda ısı yalıtımı önlemleri gelmektedir) dış ülkelere olan enerji bağımlılığını azaltmışlar ve dış ülkelere ödenen döviz miktarlarında çok büyük miktarlarda tasarruf sağlamışlardır. Genellikle zengin olan batı ülkelerinde yıllardır uygulanan bu önlemlere karşılık, gelişmekte olan Türkiye'mizde daha fazla tasarruf edilmesi gerekirken, Enerji Tasarrufuna hak ettiği önemin bir türlü verilememesi nedeniyle her yıl sağlanabilecek 2,5-3 Milyar Dolar düzeyindeki döviz tasarrufu sağlanamamakta bunun yanında hava kirliliğinin azaltılması ve daha sağlıklı bir bina yapımı gibi faydalarından yararlanılmamaktadır. Ülke sorunlarını çözebilmek için yeni kaynaklar aranılan, mevcut enerji santrallarının çevre kirliliği yaratması nedeniyle bazılarının kapatılması gündeme gelen, ihracatın ithalatı karşılama oranı gittikçe azalan bu kritik dönemde, elimizin altında bulunan bu hazır kaynağın bir an önce ciddi bir şekilde harekete geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. "Enerji Tasarrufu" deyiminin her yılın Ocak ayında kutlanan sıradan bir hafta durumundan çıkarılarak bütün yıl boyunca devam eden gerçek bir kampanyaya dönüşmesini diliyoruz. Bu yolda yapılacak hizmetlerin ülkemize ve vatandaşlara yapılabilecek en önemli hizmetlerden sayılacağı kuşkusuzdur. Bu konuda YALITIM DERGİSİ olarak, devlete, kişi ve kuruluşlara her zaman yardımcı olmaya hazırız. Ecvet BİNYILDIZ Genel Yayın Yönetmeni

haberler TürYktonTgrakya Fabrikası'nın TemAetlma Töreni Yapıldı Türk Ytong'un Trakya Fabrikasının temeli Tekirdağ'ın, Saray ilçesinde 5 Temmuz, Cumartesi günü yapılan törenle atıldı. Temel atma törenine Tekirdağ Valisi Zeki Sanal, Türk Ytong Yönetim Kurulu Üyeleri, Alman Ytong Yönetim Kurulu Üyeleri ve davetliler katıldı. Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Demiren açılış konuşmasında "Bundan 32 yıl önce, 1964'de İstanbul Pendik'te 50.000 m3 kapasiteli ilk Ytong Fabrikasının temeli atılarak, memleketimizde Gazbeton denilen bu çağdaş malzemenin üretimine başlamıştık. Türk Ytong o tarihten bugüne 2. fabrikasını Kocaeli Gebze'de işletmeye almış ve pazarın artan Ytong talebini karşılamak için de bugün 3. fabrikasını kurmaya başlamıştır." Türk Ytong Trakya Fabrikası Temel Atma Töreni dedi. g AlIihsan Yalçın izocam A.Ş. 'ninGenel MüdüOrüldu Ali İhsan Yalçın Yalıtım sektörünün önde gelen firmalarından İzocam A.Ş.'nin Genel Müdürü oldu. Germiyan Saatçioğlu'nun Koç Holding bünyesinde yer alan Türk Demirdöküm Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğüne getirilmesiyle boşalan İzocam A.Ş. Genel Müdürlüğü Görevini Ali İhsan Yalçın Üstlendi. Genel Müdür Yardımcılığına ise, Nuri Bulut getirildi. Yeni yöneticileri kutlar, çalışmalarında başarılar dileriz. 6 OdMe ühendislik'ten Haberler Pazarlama ve Satış Grup Toplantısı Yapıldı Ode Mühendislik'in 13 Temmuz 1996 tarihinde İstanbul Dedeman Otel'inde gerçekleşen pazarlama ve satış teşkilatları değerlendirme toplantısı 1996 yılının ilk altı ayının genel değerlendirme raporunun sunumu ile başladı. Tüm pazarlama ve satış grupları temsilcilerinin görüş bildirimleri ile geçmiş dönemin değrlendirilmesinin yanı sıra gelecek dönem stratejileri ve şirket hedeflerinin de gündem maddeleri halinde ele alındığı toplantıya; Merkez, şube ve fabrika yöneticilerinin yanı sıra pazarlama ve satış personelinin tümü katıldı. Coroplast Ziyareti Ode Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Türkiye mümessilliğini yaptığı COROPLAST'ın Almanya'daki tesislerini ziyaret etti. Korozyona karşı üstün koruma sağlamasının yanı sıra yeraltına döşenen kabloları, elektrik, gaz ve su iletim hatlarının korunmasında etkin bir yöntem olarak birçok ülkede yaygın olarak kullanılan COROPLAST'ın İhracat Müdürü Scheidegger, Orhan Turan'a üretim tesislerini gezdirerek üretimle ilgili bilgiler aktardı. Türkiye ile ilgili satış ve pazarlama bağlantılarında yeni adımlar ve anlaşmalar üzerinde ilişkilerini pekiştiren ODE ve COROPLAST firmaları teknik geziler konusunda da yeni program öngörülerini dile getirdi. g

haberler FranKsa nseri Yasakladı! .. 5 Temmuz 1996 günü Milliyet gazetesinde çıkan habere göre Fransız Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Jacques Barrot, yaptığı açıklamada "Bileşiğinde amyant olan her türlü madde ve özellikle amyantlı çimento üretiminin, ithalinin ve satışının 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren yasaklandığını" açıkladı. Avrupa'da (Asbest=Amyant) yasaklayan sekizinci ülke olan Fransa bu kararı Ulusal Sağlık Enstitüsünün 2 Temmuz'da yayınladığı ve ülkeyi ayağa kaldıran rapor üzerine almış bulunuyor. Raporda, yalnız 1996 yılında "amyant"ın yol açtığı ölüm sayısı 1950 olarak belirtiliyor. 1930 yılından beri "kanserojen" olduğu bilinen amyant maddesi, özelli_kle akciğer kanserine yol açıyor. Tavan izolasyonu, taban izolasyonu, özellikle Eternit ve ısı yalıtımına ilişkin tüm inşaat maddeleri ve yanmaz ev eşyası üretiminde çok yaygın olarak kullanılan amyantı üreten ve 3500 işçi çalıştıran Fransız fabrikaları, hükümet tarafından derhal "sektör değiştirmeye" davet edildiler. Bu işçiler arasında kanser olanlara verilecek tazminat milyarlarca Frankı bulduğu gibi, fabrikalara da sektör değiştirmeleri için özel yardımlar yapılacak. Ancak en büyük sorunu, 1960 ile 1970 yılları arasında "amyant" türevli maddelerle izolasyon yapılan binalardan, bu izolasyonların sökülmesi ve milyohlarca metrekareyi bulan "eternit" çatıların kaldırıiması oluşturuyor. Söz konusu temizlik eylemi, maliyeti bir yana, özellikle yumuşak izolasyonların sökülmesi sırasında, çalışan kişilerin "amyant" tehlikesiyle karşı karşıya kalması. Resmi binalarda amyant sökümüne başlayan ekipler, astronot kılıklarıyla korunuyor, kendilerine üç saat oksijen veren özel tüplerle çalışıyor ve yine üç saatlik vardiya için sekiz saatlik ücret alıyorlar. g FlexopCear,npilaeTürkiye'de Dow Türkiye fabrikasında Canpa tarafından yapılan Flexoper uygulaması. 8 Canpa izolasyon Malzemeleri Pazarlama Ltd.Şti. BITUFA firmasının ürettiği FLEXOPER çok elastik su izolasyon örtüsünün Türkiye Distribütörlüğünü aldı. % 1000 oranında uzayabilen ve -40 'C ile + 135 'C arası sıcaklıklarda kullanılabilen FLEXOPER'in en önemli özelliği delinmeye karşı yüksek direnç göstermesi ve kendi kendini tamir edebilmesidir. Homojen kalınlığı 5 mm olan malzeme mekanik tespit veya şalome ile uygulanabilmektedir. g PÜPDolistirüerneticileri Derneği Kuruldu Ülkemizde TSE 7316 kapsamında uzun yıllardır üretim yapan ve piyasada styropor olarak tanınan genleştirilmiş polistren üreticileri yapılarda ısı yalıtım bilincinin yükseltilmesi neticesinde bu yönde ülkemizin enerji kaybından ötürü ödediği yüksek maliyetin en aza indirilmesi, yapılarda çağdaş konforun kazanılması, hava kirliliğinin azaltılması ve ısı yalıtım sistemlerinin Avrupa standartlarına uygunluğunun sağlanması, dünyada yaygın olan EPS ambalajlarını ülkemizde daha yaygınlaştırmak, ARGE çalışmalarına hız verilmesi, üniversite-ısı yalıtım sanayi işbirliğini üst düzeye çıkarmak, gibi amaç ve ilkelerle bir araya gelerek sektörel çalışma derneklerini kurdular. Kısa adı PÜD olan Polistren Üreticileri Derneği 26.09.1996 tarihinde resmileşmiş olup; Yönetim, Denetim ve Yüksek İstişare Konseyi aşağıdaki şekilde oluşmuştur. YÖNETİM KURULU Başkan: Yavuz ÖNER (SİNCAN STYROPOR) il. Başkan: Murat ÖZDEN (SAFAŞ) Genel Sekreter: Rafet YENİHAYAT (PAYSAŞ) Mali Sekreter: Orhan ÖZGÜR (ATERPOR) Genel Sekreter: Fehmi CAMADAN (CAMPOR) DENETİM KURULU Nuri TURHAN (BİRSAN MAKİ NA) Şinasi GÖÇKAN (ERSAN SOĞUTMA) İsmail GENELLİOĞLU (GENELLİOĞLU) YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ Orhan CANSEVER (ORPOR) Yavuz BARKAN (İZOSET) g

haberler Sn. Orhan Turan ve Mr.Saltzinger antlaşmayı imzalarken. OdMe ühendislik ile Knauı Arasında Temsilcilik Antlaşması imzalandı Yalıtım sektörünün atılımcı firmalarından Ode Mühendislik yeniliklere devam ediyor. lsı, ses, su, yalıtım ürünleri yanı sıra "Yangın Yalıtımı" konusuna da önem veren ode bu alanda dünya devi Knauf'un Türkiye genel dağıtıcısı oldu. 24 Temmuz 1996'da Knauf'un Almanya'daki merkezinde gerçekleşen antlaşma ile yalıtım sektörü için önemli bir işbirliği için imza atıldı. Ode Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Orhan Turan ile Knauf Türkiye ve Mısır'dan sorumlu dış ticaret müdürü Mr.Saltzinger tarafından imzalanan antlaşmanın ardından; Ode yetkililerine "Knauf Yangın Levhaları" konusunda 3 günlük teorik eğitim verildi. Knauf'un eğitim merkezinde gerçekleşen eğitimde; yangın hakkında temel kavramlar, Knauf yangın levhalarının yapısı ve yangın dayanımı anlatıldı. Teorik eğitimden sonra, Knauf yangın levhalarının; ahşap ve çelik kolon-kirişleme, şaft kapaklarına, klima ve kablo kanallarına uygulaması da gösterildi. Ode-Knauf işbirliği ile ülkemizde bilinen yalıtım ürünleri içinde yangın yalıtımı konusunda eksikliğin gidirilmesinde önemli bir adım atıldı. g AvruGpa zbeütroenticiBleiriliöi'nde TürYktonu Başarısı Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği (EAACA) Başkanlığı'na Türk Ytong Başkanı Bülent Demiren seçildi Haziran 1997'de Başkanlığı devralacak olan Bülent Demiren, 1999 yılına kadar bu görevi sürdürecek. 9 ülke temsilcisinin hazır bulunduğu EAACA Genel Kurulu'nda Türk Gazbeton Üreticileri Birliği'ni Türk Ytong Genel Müdürü Fethi Hinginar temsil etti. g 10 Yurtdışından Haberler IKK FUARI Soğutma ve klima tekniği konusunda dünyanın en büyük ve yönlendirici olduğu kabul edilen IKK Fuarı 25-26 Ekim 1996 tarihlerinde Nürnberg'de yapılacaktır. GRE KONGRESİ, Yapı Fiziği ve Yapı Pratiği platformunda yer alan "En az enerji gerektiren yapı tasarımı" sloganı ile 2. GRE Kongresi 25-26.9.1996 tarihlerinde Kassel Üniversitesi'nde yapılacaktır. Tanınmış Yapı Fizikçileri ile Yapı Tasarımcılarını bir araya geticek olan bu kongrede Almanya'nın bugünkü Enerji Tasarrufu Yönetmeliği ile gelecekteki yönetmelikleri tartışılacak. İlgilenenler; DM CONSULT Dietrich Mardo, Lilienstr. 20 67459 Böhl-lggelheim Tel: (06324) 64001 adresine başvurabilirler. YALITIMCI USTASI EĞİTİM PROGRAM! Sıcak, soğuk, ses ve yangın yalıtımları konularında sertifikalı usta yetiştirmek üzere, Alman Yapı Endüstrisi Eğitim Merkezinde 3.9.1996 -19.3.1997 tarihleri arasında 6 aylık kurs yapılacaktır. Adres: Bramberger Str. 4-6, 59065 Hamm. ALMAN POLİÜRETAN ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ (IVPU) Genel kurulu 24.4.1996 tarihinde Stuttg art'ta yapıldı. Birlik Başkanı Hans Bommer, 1995 yılında % 3 artışla 1,3 Milyon m3'e ulaşan satış hacmini yeterli ve tatmin edici buldu.

haberler IVPU, 1995 yılından beri fabrikadaki üretim artıklarını yeniden değerlendirmekte (recycling) ve inşaattaki poliüretan atıklarını da yeniden değerlendirmek için çalışmalar yapmaktadır. BASF, ÇİN'DE STYROPOR (EPS) FABRİKASI KURUYOR Styroporun mucidi ve ham madde üretimi konusunda dünyanın önde gelen dev firması BASF, Çin'in Jiangsu kentinde Yangzi Petro-Chemical Corp. (YPC) ile ortaklaşa bir Expanded Polistiren (EPS-STYROPOR) tesisi kuruyor. Yıllık 40.000 ton kapasiteli ve 60 Milyon DM'a çıkacak tesisin 1998 sonunda tamamlanması öngörülüyor. Avrupa'da son yılların alternatif yalıtım ürünlerinden sayılan SELL U LOZ yalıtım malzemeleri üreten beş Alman firması Frankfurt'ta birlik oluşturdular. g 2.UlusAakl usvtiekGürültü KongrAensitalya'da Düzenleniyor Türk Akustik Derneğinin düzenlediği, İTÜ-Mimarlık ve Makina Fakülteleri, YTÜ-Mimarlık Fakültesi, Arçelik A.Ş. Türk Elektrik AŞ. İzocam A.Ş.'nin desteklediği 2. Ulusal Akustik ve Gürültü Kongresi 23-25 ekim 1996 tarihlerinde Antalya'da Turizm Bakanlığı'nın Turizm Meslek Yüksekokulu tarafından işletilen Otel Turem'de yapılacaktır. Kongre "Akustik ve gürültü" ile ilgili tüm konuları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Kongre ile birlikte ürün ve teknoloji sergisi de düzenlenmiştir. İletişim için: Türk Akustik Derneği İTÜ Makina Fakültesi 80191 Gümüşsuyu-İST. Tel: 0212. 293 13 07'den 2577. Faks: 0212. 245 07 95 12 DowTürkiye A.Ş. StyrofoGarmubÜurünlerine TSBEelgesi Aldı Dow TSE'den Styrofam Grubu içinde yer alan tüm ürünler (roofmate PS-1, Roofmate SL, Shapemate GR, Styrofoam IB, Wallmate CW, Floormate 200, Floormate 500, Perimate TR) için Türk Standartları'na Uygunluk Belgelerini ve imalata Yeterlilik Belgesi aldı. g Terraküor,ünlSQerrisiBneirYenisDinaihEakledi Yenilikçi ve çevreci ürünleri ile kısa sürede Türk İnşaat Sektöründe saygın bir yer edinen TERRAKO, HandyCoat Macun ile yeni bir ürününü daha kullanıma sundu. Terrako HandyCoat Macun, hiçbir ön karışıma gerek duyulmayan kullanıma hazır boya öncesi iç yüzeylerin tamiri ve mükemmel bir yüzey oluşturması için üretilmiş özel bir dolgu malzemesidir. Konvensiyonel dolgu malzemelerinden farklı olarak plastik bir özelliğe sahip olan HandCoat Macun, her türlü binanın iç yüzey tamiri, aralık, ince çatlak ve pürüzlerin kapatılmasında etkin ve kalıcı bir ürün olduğu gibi astar boya kullanımını ortadan kaldırdığı için boya tüketimini de azaltmaktadır. g inmet-Metecno YenDiünTyeaknolojiyle Gebze Tesislerinde Hizmette HIT-TECH CONTINUE sistemi ile yüksek dayanıklılık kabiliyetli, hafif yapılı çok yönlü yalıtım değerlerine sahip GLAMET ve SOMATHERM'ler ile yapılar süratle monte edilebiliyor. Çatı-Duvar malzemeleri, çok çeşitli renklerde profillendirilebiliyor. Her ihtiyaca göre değişik kalınlık ve ebatlarda hazırlanarak sunuluyor. · SOMATHERM ve GLAMET yapı elemanları yüksek seviyede bir taşıma gücü sunarken, oldukça hafif derecede bir ağırlık ihtiva eder. Bu özelliklerinden dolayı da azami derecede bir genişlik ve önemli ölçüde bir konstrüksiyon tasarrufunu mümkün kılıyor. ileri bir sistemle boyanan metal kaplama tabakasının dış yüzeyinin işleniş tarzı, çok yönlü renk alternatifi arz ederken, etkili bir koruma fonksiyonu da bulundurur. "Fre Resistance" B2 tip poliüretan çekirdek ile ısı yalıtım değeri mükemmel seviyelere çıkıyor ve enerji kaybını ciddi şekilde önlüyor. Şantiye şartlarından bağımsız olarak hazırlanabilen SOMATHERM ve GLAMET'lerin kolay işlenebilmesi, mukavim şekilde monte edilebilmesi, güvenilirliği, hızlılığı, iktisadi yönü önemli özellikleri arasındadır. Montaj işlemlerinden hemen sonra ortaya çıkan yapı prat_ik olarak hemen kullanıma hazırdır. SOMATHERM ve GLAMET'ler Ekvator'dan, kutuplara kadar güvenle Matecno-lnmet garantisi kapsamında kullanılmaktadır. g

haberler MakinMaühendisleri Odası İzmir Şubesi'nde "lsı Yalıtım veEneTrjai sarrKufoumisyonu" Kuruldu Haziran ayında kurulan komisyon; Oda üyesi makina mühendislerinden oluşuyor. 6 üyesi bulunan komisyonun Başkan Yardımcısı Metin Akdaş çalışma programlarını dergimize açıkladı. "lsı Yalıtım ve Enerji Tasarrufu Komisyonu"nun amaçları içinde şunlar yer alıyor. • Enerjinin etkin kullanımı konusunda kamuoyunu aydınlatıcı çalışmalar yapmak. • Enerji tasarrufunun ısı yalıtımı ile sağlanabileceği konusunda kamuoyuna yönelik el ilanı, afiş ve bildiriler hazırlamak, panel ve sempozyumlar düzenlemek. • Diğer meslek odaları ile işbirliğine giderek, yalıtımın yasal olarak zorunlu olmasına yönelik çalışmalar yapmak, bu konudaki yönetmeliklerin hazırlanması ve uygulanmasında ilgili kuruluşlarla (BELEDİYE, VALİLİK, ÇEVRE BAKANLIĞI vs) ortak çalışmalar yapmak. • Çağdaş batı ülkelerinde olduğu gibi, devletin yalıtımı teşvik edici önlemler (KDV alınmaması, uzun vadeli ve çok düşük faizli kredi gibi) almasını sağlamaya çalışmak. • Sanayide alınabilecek tasarruf önlemleri konusunda Yalıtını '96 Seminer-Sergi-Panel . 23-24-25 EKiM 1996 Eskişehir Büyükşehir Kültür Merkezi Salonlarında Düzenleyen Kuruluş TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Tel: 0222. 231 38 54 - 230 93 60 Faks: 0222. 231 38 54 araştırmalar yapmak ve bunu raporlar halinde bölge sanayicilerinin hizmetine sunmak. • Üniversite ve Lise denge okullarda öğrencilere yönelik enerji tasarrufu ve yalıtımı hakkında seminerler vermek. • Bu konuda çalışmakta olan İZODER gibi kuruluşlarla işbirliğine giderek, onların birikimlerinden faydalanmak ve bu birikimi oda üyelerine aktarmak. • Oda bültenine ve sektörde yayınlanan çeşitli dergilere konu ile ilgili yazılar hazırlamak. • Gazete ve TV'lerde konunun önemine yönelik haber, söyleşi, panel vb. gibi programlar yapılmasını sağlamaya çalışmak. Yapı Endüstrisi için BirBüyüGkösteri SAIE'9& Fuarı Yapı Endüstrisinin önemli fuarlarından olan SAIE'96 16-20 Ekim 1996 tarihlerinde italya'nın Bolonya kentinde düzenleniyor. Sektörümüzün de yakından takip ettiği yapı teknolojileri fuarında yapı endüstrisi için geliştirilen en son ürünlerin ve yeniliklerin sergilenmesi bekleniyor. SAIE'96 Fuarı ile ilgili daha detaylı bilgi almak için Ankara'da (Mr. Pavletic) 0312. 418 88 13 ve istanbul'da (Mr. Camov) 0212. 230 84 15'i arayabilirsiniz. y 13

ekonomik gö!itergeler 100 50 o _j .... C -50 o .J?, ·ı:: .... -100 -150 Genel ekonomikgöstergeleri yayınlamaya devam ediyoruz. Okurlarımızın yakından takip ettiğine inandığımız ekonomikverileringrafiklerle yansıtıldığı bu sayfalardayer alan bilgilerGenç işadamları Demeği'nin yayımladığı "Genç Ekonomi'den" alınmıştır. 2 3 4 5 6 7 8 9 1011121 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 1994 1995 1996 Aylar BÜTÇE AÇIKLARI: 1995 yılının ilk dört ayı sonunda 128 trilyon TL olan bütçe açıkları bu sene 38 trilyon TL olarak gerçekleşerek gerilemiştir. İlk dört ayda geçici bütçe uygulanması ve geçici bütçe tekniği nedeni ile azalmış görülen bütçe açıklarına karşın, bütçenin nakit açığı 431 trilyon TL'ye çıkmıştır. 2500 2000 ;! 1500 ! 1000 :ı; 500 1 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1011121 2 3 4 5 1994 1995 1996 Aylar TOPLAM İÇ BORÇLAR: İç borçlar 1996 yılının ilk beş ayı sonunda yüzde 52 oranında artarak 2.083 Trilyon TL' ye yükselmiştir. Hazine verilerine göre Nisan ayında da genişleyen iç borçlar ilk kez Mayıs ayında gerilemiştir. Önümüzdeki aylarda yüklü itfaları bulunan Hazine, iç borçlanmada vadeyi uzatarak vergili iç borçlanma kağıtları da satmaya başlamıştır. 350 300 250 200 150 100 50 o~~~~~~~~~~~~~~~~ 1994 1995 1996 - iÇ BORÇ O MEVOUAT D INTERBANK FAİZ ORANLAR/: İç borçlanma faiz oranları 1996 Mart ve Nisan aylarında gerileme gösterirken, Haziran ayında vadelerin uzaması ile birlikte oranlar yükselmiştir. Yıllık bileşik faiz yüzde 127,6 seviyesindedir. Banka mevduat faizlerinde bu değişme yaşanmazken, piyasalarda da likidite nedeniyle özellikle Haziran ayında lnterbank faizleri gerilemiştir. 14 180 140 120 100 -.e. 80 60 40 20 1 2 3 4 5 6 7 8 910 1112 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1112 1 2 3 4 5 1994 1995 1996 Aylar □TEFE -TFI ENFLASYON: 1995 yılı Eylül ayında gerileme trendine girerek bu trendi yılbaşına kadar sürdüren enflasyon, 1996 yılında tekrar artış trendine girmiştir. 1995 yılında ertelenen kamu zamlarının 1996 yılında gerçekleşmesi bunda etkili olmuştur. Yılbaşında yüzde 64.5 olan TEFE endeksi, Mayıs 1996 sonunda yüzde 73,l'ye çıkmıştır. 500 400 j 300 200 100 1 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 5 1994 1995 1996 Aylar D TEFE D DOLAR DÖVİZ KURU ENDEKSİ: 1996 yılı Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 8, 1 ve 4, 1 ile yüksek oranlarda gerçekleşen TEFE karşısında, döviz kuru artış endeksindeki artış geride kalmıştır. Kur artışları endeksi ile enflasyon endeksi arasındaki fark açılmıştır.

ekonomik göstergeler 150 J:1 ~ 100 w 50 o~----------------- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 5 6 7 8 9 101112 1 2 3 4 5 1994 1995 1996 Aylar SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ: Sanayi üretimi 1996 yılının ilk dört ayında yüzde 61 oranında arttı. Ancak Ocak 1996'daki yüzde 12,1 artışın ardından Şubat ve Mart aylarında üretim artışı yavaşladı, Nisan 1996'da ise yüzde 1,6 geriledi. Mayıs ayında imalat sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 4.2 artarak yüzde 83,5'e ulaştı 80 60 40 20 o "' "' .,, o o o :ıı z z en o > "' > -< r ;,; ;:: m < o C ~ MAYIS-HAZİRAN '96 31,72 15,13 10,79 12,9 OCAK-HAZİRAN '96 76,11 38,39 43,47 38,1 15 10 -5 -10 04 01 02 03 04 01 02 03 04 01 02 03 04 1993 1994 1995 üç Aylık Dönemler (O) GSMH BÜYÜME: 1996 yılının ilk üç aylık büyüme hızı açıklanmadı. 1996 yılının geneli için hükümet programında yüzde 4,5 olarak belirlenen büyüme hedefinin 1995 yılındaki yüzde 8, 1 büyüme oranının altında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. • MAYIS-HAZİRAN '96 • OCAK-HAZİRAN '96 > ;:: o > c; > o -< z :ıı ı;;: r >< ;,; :ıı ;:: m < o C ~ 11,94 6,6 9,61 9,1 34,74 23,4 24,92 32 YATIRIM ARAÇLAR/ MAYIS - HAZİRAN 1996 GETİRİLERİ: Borsa, yatırım araçları arasında 1996 yılının ilk 6 ayı içerisinde getiri şampiyonu olurken, onu, faizler, bono ve faiz getirileri izledi. Döviz yatırımı ise reel getiri sağlayamadı. BORSA: Hisse senetlerinin 1996 yılı ilk 6 ayı içerisindeki getirisi yüzde 76. 11 olurken, aylık getirisi ortalama yüzde 12.6'ya geldi. Anaya/ koalisyonu ile endeks 40.000 puan seviyesinden 73.000'e kadar ulaşırken, Haziran 1996 sonunu 69.000 sınırına yakın kapattı. FON: Portföylerini büyük ölçüde Hazine Bonosu ve Hisse Senedi ile oluşturan Fonların ilk 6 aylık getirisi yüzde 43.47 olurken, A tipi fonlar yüzde 54.9 getiri sağladı. BONO FAİZİ: Aylar itibariyle ihraç edilen bonoların ortalama faiz getirisi ilk 6 ayda yüzde 38.4 seviyesinde kaldı. 1996 yılı başından itibaren bono faizleri sürekli düşüş trendine girdi. BANKA FAİZLERİ: Mevduat faiz getirileri 1 ve 3 aylık mevduatlar için yüzde 34. 7 ve yüzde 38. 1 olarak gerçekleşti. DÖVİZ-AL TIN: Dolar, Mark ve Altın sundukları getiriler ile yatırımcılarını reel olarak zarara uğrattı. 15

ekonomik gö!itergeler · Yalıtım malzemeleri yaklaşık fiyat artışları 01.01.1996/ 01.08.1996 MALZEMENİN CİNSİ LİSTE TARİHİ ARTIŞ ORANI% 1. CAMYÜNÜ (İZOCAM) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 51 2. TAŞYÜNÜ (İZOCAM) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 58 3. BİTÜMLÜ MEMBRAN (BTM) OCAK 1996 - HAZİRAN 1996 32 4. EPS (FEPOR) OCAK 1996- HAZİRAN 1996 30 5. EXTRUDE POLİSTREN (DOW) OCAK1996-AĞUSTOS1996 33 6. BETON KATKI MALZ. (SİKA) OCAK 1996-TEMMUZ 1996 28 7. SU TUTUCU BANT (SİKA) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 20 8. GALVANİZ (ASSAN) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 17 9. ALÜMİNYUM (ASSAN) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 14 10. ELAST.KAUÇUK KÖPÜĞÜ (KAIMANNFLEX) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 6 11. POLİETİLEN KÖPÜK (ODEFLEX) OCAK 1996 - HAZİRAN 1996 -22 (*) 12. FLEXIBLE MALZEME (DEC) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 33 13. BİTÜM (BTM) OCAK 1996 - HAZİRAN 1996 41 14. EMÜLKOTE (EMÜLZER) OCAK 1996 -TEMMUZ 1996 45 15. GEOTEKSTİL MEMBRAN (ODE) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 43 16. FOLYO BANT (ODE) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 38 17. KOROZYON BANTI (COROPLAST) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 34 18. AKUSTİK KÖPÜK (NFAF) OCAK1996-AĞUSTOS1996 38 19. KRİSTALİZE MALZEME (OSMOSEAL) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 43 20. VANA CEKETİ (ODE) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 34 21. PVC KAPLAMA MALZ. (İSOLPAK) OCAK 1996 - AĞUSTOS 1996 34 (*) Yerli üretim nedeniyle ucuzlama. Bu tablo Ode Mühendislik'in katkıları ile düzenlenmiştir. 16

yalıtıyorum _____ _ Mak.Müh.Orhan TURAN Yalıtım malzemelerintiünketiminin artması için Ankara'damn edet ummayalım, özeSlektöDrüinamizmine Güvenelim D eğerli okurlar sizlere her sayıda bu köşede bir şeyler yazmaya çalışacağım. Konul arda sınırlama yapmak istemiyorum, bazen yalıtım ile ilgili, bazen diğer konularda izlenimlerimi, görüşlerimi, aktarmaya çalışacağım. Bu ayki ilk yazım Türkiye'de yalıtım malzemelerinin tüketim miktarının artmama nedenleri üzerinde olacak. lsı Yalıtımının yaygınlaşmaması ve tüketimin artmama nedenini içeren her yazıyı okuduğumuzda, her konuşmayı dinlediğimizde mutlaka kilişeleşmiş değerler verilmekte. (Örneğin; Sanayide, konutta, ulaşımda tüketilen enerji miktarı, ruhsatlı ve ruhsatsız binalarda yalıtım yapılma oranı gibi). Buna karşın, devletin bu konuyu teşvik etmediği yazılır ve devletin desteğiyle tüketimin artacağı fikri savunulur. Her konuda olduğu gibi çözüm devlete havale edilir. Oysa özel sektörün artık Ankara'ya endeksli olmadığını ve kendi dinamiğiyle geliştiğini de son dönemlerde daha net olarak görmekteyiz. Hükümet krizi dönemlerinde bile özel sektörün Ankara'ya endeksli davranmadığını tespit edebiliyoruz. Durum böyle iken yalıtım malzemelerinin tüketiminin arttırılması için devletten medet ummaya gerek olmadığı kanaatindeyim. Çünkü devletin cari harcamalarını zor ödeyebildiği bir dönemde bir de bu konuya ödenek ayıramayacağını düşünmekteyim. Bu konuya gönül vermiş, pazarın arttırılması doğrultusunda yoğun çalışmalarda bulunan tüm yalıtım firmalarının belirli ilkeler etrafında masaya oturup pazarın ve tüketimin artması için konsensus sağlanması gerektiği fikrini savunmaktayım. Aksi taktirde şovlara populist aktivitelere devam edildiği sürece, kalıcı bir şeyler yapılmadıkça, yalıtım malzemelerinin tüketimini arttırmamız mümkün değildir. Öncülük yapabilecek, yalıtım konusunda fikir üreten vizyonu geniş, istekli kişi ve kuruluşların bu konuyu masaya yatırıp çözebilecekleri kanaatindeyim. Gelecek sayıda somut önerilerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Yazımı şu alıntıyla bitirmek istiyorum. "Aktif insanlara yardımcı olunabildiği sürece bu ülke yaşanabilir olur. Ama figüran, ama baş aktör olarak rol almak aktif katılım sağlamak hepimizin görevi olmalı. Aksi taktirde seyirci olarak kalmayı seçerseniz, söz hakkınız olmaz, birileri sizin yerinize karar verir, siz de gazeteden; televizyondan öğrenirsiniz. Çıkarlarımız ortak. Azı paylaşmak yerine, uzlaşarak çoğaltıp, çoğu paylaşmak yoluna gidilmeli. Çatı çökerse hepimiz altında kalırız". Gelecek sayıda buluşmak dileğiyle. iJ 23

gündem İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ÇevreKorumave Geliştirme Daire Başkanı Prof.Dr.MustaÖfaztürk'ten açık davet "Gelin Yalıtımın Yakıt Tasarrufu Sağladığını ispaEtdelim Vatandaşa Yalıtımın Yararını BirlikGteösterelim" D ergimizin \kinci sayısında lstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından "gündeme" getirilen "Hava kirliliğini önlemeye yönelik binalarda ısı yalıtımı yapılması" başlıklı çalışmaları konusunda bilgi almak için Daire Başkanı Sayın Prof.Dr.Mustafa Oztürk ile görüştük. Yalıtım: Sayın hocam önce sizi tanıyabilir miyiz? Mustafa ÖZTÜRK: İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nden 24 Kimya Yüksek Mühendisi olarak 1976 yılında mezun oldum. İTÜ Çevre Mühendisliği bölümünde 1983 yılında doktoramı tamamladım. Taşıtlardan ileri gelen hava kirliliği konusunda 1989 yılında doçent oldum. 1995'te profesör oldum. İlgi alanlarım özellikle hava kirliliği konusu, çok kirli suların arıtılması konusunda da çalışmalar yapmaktayım. YTÜ Çevre Mühendisliği bölümünde çalışıyorum. Aynı zamanda İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nde de 38. maddeye göre görevlendirme usulüyle bulunuyorum. Yalıtım: Sayın hocam Başkanlığınızın Tübitak ile yürüttüğü çalışmanın kapsamını, süresini, amacını sizden öğrenmek istiyoruz. Mustafa ÖZTÜRK: Çevre Koruma Daire Başkanlığı olarak Hava Kirliliğinin çözümüne biz dört boyuta bakıyoruz. 1. Kaliteli yakıt, 2. Kaliteli yakma, 3. Kaliteli bina, 4. Kaliteli imar diyoruz. Şimdi bunlardan kaliteli yakıt için bir dizi çalışmamız devam ediyor. Kaliteli yakma için çalışmalarımız devam ediyor. Kaliteli bina konusunda bizim anladığımız "lsı yalıtımlı binalardır". Kaliteli bina ile ilgili bir de kaliteli imar var. Ancak İstanbul o boyuta gelmiş ki mevcut yapılaşma için plan yapmak mümkün değil. Ya kabulleneceksiniz veya baştan sona şehri yıkıp yeniden yapacaksınız. Hava kirliliğinin önlenmesinde Kaliteli Binaya geçiş olursa, % 60'Iara varan yakıt tasarrufu yapılacağına dolayısı ile hava kirliliğinin de % 60'a varan oranda azaltılacağına inanıyoruz. Bununla ilgili olarak çeşitli üniversitelerle görüşmeler yaptık. Böyle bir çalışmanın zaruri olduğu düşüncesinden hareketle bu çalışmayı Tubitak'taki arkadaşımıza verdik. Amacımız; Hava kirliliğini azaltmak, hava kirliliğinden hareketle konforlu, daha az yakıt kul-

gündem lanan bir bina istiyoruz. Ana hedefimiz, bu çalışmanın bir an önce bitmesi ve burada bir; Kaliteli malzemeyi tarif etmek istiyoruz. O kadar çeşitli malzeme var ki ı Bir kere kaliteli malzemeyi bilmek istiyoruz. Vatandaş kaliteli malzemeyi nasıl anlayacak? Malzeme alırken nelere dikkat edecek? Bir el kitapcığı oluşturmak ve vatandaşı doğru yönlendirmek istiyoruz. Birinci hedefimiz bu. İkinci hedefimiz; Bu malzemeleri kaliteli bir şekilde binada nasıl uygulayacağız? Bunu öğretmek istiyoruz vatandaşa. Kimler yapıyor, nasıl yapılıyor, nereden bilgi alınır? Bunları göstermek istiyoruz. Yani kaliteli donanım diyoruz. Binayı kaliteli olarak nasıl donatabiliriz? Nasıl uygulama yapılıyor, onu gösterelim diyoruz. Üçüncü önemli hedefimiz; Bu noktada vatandaşları eğitmek istiyoruz. Vatandaşı kaliteli bina satın alma konusunda, müteahhitlerin inşaat kalitesi konusunda, ve özellikle teknik uygulama sorumlularını görevlerini daha iyi yapma konusunda yönlendirmek istiyoruz. Bu işin avantajlarını vatandaşlara tüketicilere göstermek istiyoruz. En büyük hedefimiz bu çalışmalarda yönetmeliklerde, standartlarda yeniden esaslar belirlensin, bunun ışığında bir evin kalite belgesi olsun, ısı yalıtımı konusunda bir standart olsun. Bu standarta sahip evlerin vergisinde de belli bir düşüş olsun. Neticede tüm bu isteklerimizde daha az yakıt kullanarak çevreyi daha az kirletmeyi hava kirliliğini azaltmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmanın ışığında üreticiler, uygulayıcılar ve denetleyiciler arasında bir koordinasyon kurmak istiyoruz. Çalışmanın önemli bir amacı da budur. Ama ilk etapta vatandaşa soru sordurmak istiyoruz. Yalıtım nedir? Nasıl yapılır? Nerelere yapmak lazım? Bu noktalarda kamuoyu oluşturarak vatandaşı bilgilendirmek istiyoruz. Ama burada üzülerek söylüyorum. Bu bir mesaj da olabilir; Kömürde ve doğalgazda gördüğüm ilgiyi yalıtım malzemesi üreticisinde görmedim. Konuşmaktan öte ciddi çalışmaları yok. Vatandaşın haberi yok, mevcut yalıtım uygulamaları kaliteli olmaz ise vatandaşın inancı olmaz ve onu bu işin hayırlı olduğuna ikna edemezsiniz. Şu anda binaların ömrü memleketimizde 20 sene bu çok düşük bir ömürdür. Binanın ömrü 100-150 sene sürmeli, ekonomik olmalı. Biz yeni bir ufuk getirmek istiyoruz. Burada gördüğüm bir olay var, kimse tartışmak istemiyor, tenkide tahammül edemiyor. Halbuki hoşgörülü ve tenkite açık olmalıyız. Bu vasfı kazanmamız lazım, iyi malzeme üretmeye, kullanmaya yönelmemiz lazım. İyi mamul yurtiçi olur, yurtdışı olur o beni ilgilendirmiyor. Ben nefes almak istiyorum, yaşamak istiyorum İstanbul'da güzel bir evde yaşamak istiyorum. Tabii bunların olması için de neticeyi görmemiz lazım. Ben binamda yalıtım yapmışsam komşumda 1 O ton ben de 1 O ton yakıt kullanıyorsam bu doğru bir şey olmaz. Bakın ben yurtdışında görüyorum, yalıtıma çok .güzel ilgi gösteriyorlar. Ülkemizde de vatandaşlarımız bu konuya ilgi duyar, biz de bunu istiyorsak yalıtım uygulamalarını bilfiil göstermemiz lazım. İncelemelerimiz sonunda binaların yalıtımında kaliteli malzemenin en önemli unsur olduğunu görüyoruz. Kaliteli malzeme, kaliteli uygulama işçilik ve kaliteli proje sistemini Türkiye'de başarıyla uygulamak zorundayız. Sadece standartlarla değil, hava kirliliği oranlarına limit koyarak değil, vatandaşımızı bu konuda eğiterek, ilgi duymasını sağlayarak acilen yapmak zorundayız. Batıdaki gelişmede; Örneğin 1974 petrol krizi sonrasında ana hedef yakıt miktarını azaltmaktı. Büyük bir enerji darboğazına girildi. Ne yapalım da binalarda daha az yakıt kullanalım? diye tartışılırken yalıtım malzemeleri gündeme gelmiştir. Yalıtım malzemeleri kullanıldıktan sonra % 60-?0'lere varan tasarrufa gidilmiştir. Ben şimdi soruyorum. Üreticilere soruyorum, hodri meydan. Basını da götürelim, yalıtım yaptığımız bir binada gerçekten çok düşük bir yakıt kullanılıyor mu? Kaliteli malzeme kullanıp da % 60 tasarruf sağlayan binalar varsa onu deşifre edelim, vatandaşa duyuralım. Özellikle basında yer almasını sağlayalım. Doğalgazda olduğu gibi. Bu konuda da aynı çalışma yapılabilir. Vatandaşı yönlendirelim, kesin kes Türkiye'de binalarda yalıtım uygulanmasının zaruri olduğuna inanıyoruz. Başkanımız Tayyip Bey'de hassasiyetini söylüyor. Vatandaşımıza da bu konunun menfaatine olduğunu göstermeliyiz. Derginizin de bu noktada özellik25

gündem le vatandaşların malzeme alırken nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgilendirme görevi olduğunu düşünüyorum. Malzeme standartları konusunda da üreticilerin yönlendirilmesinde de öncülük etmesini diliyorum. Yalıtım: Sayın Hocam başkanlığınız bu yıl nelere öncelik tanıyacak? Mustafa ÖZTÜRK: Bu yıl öncelikle eğitime ağırlık veriyoruz. Vatandaşlara bilgi vermeyi amaçlıyoruz. Broşürler hazırlayıp vatandaşı yalıtım konusunda bilgilendirmeyi, neler yapması gerektiğini ve yalıtımla elde edeceği kazancı anlatmayı hedefliyoruz. Bu eğitimler sadece vatandaşı değil, aynı zamanda ilçe belediyelerini, teknik uygulama sorumlularını da kapsıyor. Tübitak ile yaptığımız çalışmada ürün standartlarını belirlemeyi, TSE standartlarının mecburi standart olmasını, yasa ve yönetmeliklerde ne gibi geliştirmeler gerektiğinin açıklığa kavuşmasını hedefliyoruz. Neticede vatandaşı yalıtıma teşvik ederken, ileride netice alınmamasının sorumlusu olmak istemiyoruz. Üreticilere kaliteye önem vermelerini, standartlara uygun üretim yapmalarını öneriyorum. Açıkçası yalıtımın bugünkü ürünlerle doğru yapıldığına inanmıyorum. Eğer gerçekten uygulamada % 60 tasarruf eden varsa bunu ispat etsin. Yalıtım: Belediye kendi inşaatlarında, toplu konutlarda yalıtım yapıyor mu? Mustafa ÖZTÜRK: Tabii. Biz bu mevcut malzemeleri kullanıyoruz. Konuya gerçekten önem veriyoruz. Haksız yere eleştirilmemek için buna dikkat ediyoruz. 26 Ama ben bugüne kadar şunu da duymadım. Yalıtım yapılmış bir evin yalıtımsız komşu evden daha az yakıt kullandığını görmedim. Bu konu çok önemli, bu yüzden gelin bu farkı gösterelim diyorum. Almanya'da, İngiltere'de, Japonya'da bu var demek yeterli değil. Bunu ülkemizde ispatlamak, göstermek zorundayız. Üretici öncülük etsin. İki bina yan yana birisine yalıtım uygulaması yapsınlar ve vatandaşa bunun yararını göstersinler. Yakıt tasarrufunu göstersinler. Bizler mühendisiz. Somut kanıtlar istiyoruz. Projede olması yeterli değil, önemli olan sonuçtur. Gelin diyorum sonuç alıcı uygulamayı gösterin vatandaşın bunları görmesi lazım. Geçen sene 100 kullanıyordum, şimdi 50 kullanıyorum demesi lazım. O zaman komşusu da bu işe gönüllü olarak heves edecek, bu yalıtımın yararına inanacaktır. Alenen çağırıyorum, 50 tane firma bir araya gelip 2 binaya yalıtım yapsınlar, binaya ilanlarını assınlar, yalıtımlı binayla yalıtımsız bina arasındaki yakıt tüketimi farkını elde edilen tasarrufu göstersinler. Bak o zaman millet akın akın gelir. Kimse 25 ton yerine 50 ton yakıt kullanmak istemez, ama bunu görmesi lazım tabii ki. Yalıtım: Ülkemizdeki yalıtım üreticilerinin dünya standartlarında üretim yaptığını biliyoruz. Kamuoyu oluşturmak açısından yerel yönetimler ile iş birliği de gerekli. Çevre Koruma Başkanı olarak yaptığınız çağrıyı da düşünürsek, işbirliği temellerini daha net ifade edebilir misiniz? Mustafa ÖZTÜRK: Biz belediye olarak bu işin öncülüğünü yaparız. Gelin binaları birlikte belirleyelim. Dış cephe, iç cephe, pencerelerin yalıtılması, ısı-ses-su yalıtımı gelin birlikte uygulayalım. Neticesini görelim. Ondan sonra yasaları değiştirelim. Yalıtımın teşvik edilmesini sağlayalım. Ama bunu hemen yapalım. Bu kış neticeyi görelim, yakıtta % 60 enerji tasarruf edersek memleket kazanacağı gibi biz de belediye olarak bu tasarrufla doğalgazı daha da yaygınlaştırırız. Netice de yalıtımla elde ettiğimiz tasarrufu temiz yakıt doğalgazı yaygınlaştırarak kullanırız. Dışarıya ödediğimiz paradan % 60 tasarruf elde edebilirsek bu memleket için çok büyük kazanç demektir. Hem üreticiler, uygulamacılar kazanacak hem de vatandaş ve memleket . Ama bunun için el birliği ile vatandaşı bilgilendirmemiz gerekiyor. g

•• •• goru!ji DioxTinehlikesi Yazan: HelmutThoennessen Çeviren: Yük.Mim.Ecvet BİNYILDIZ "Ülkemizde adı pek duyulmamasına karşın özellikle yabancı basın ve televizyonları izleyenler, son zamanlarda "DIOXIN" adı verilen zehirli maddeden ve bunun zararlı etkilerinden sık sık söz edildiğini duymuşlardır. Özellikle son Düsseldorf Havaalanı Binası Yangını ile tekrar gündeme gelen DIOXIN hakkında çeşitli yorumlar yapılmaktadır. Düsseldorf yangınından kısa bir süre önce de DIOXIN'li toprak doldurularak düzenlenen bazı çocuk parklarında Alman kamuoyununun tepkisini çeken DIOXIN maddesinin yakın gelecekte ülkemizde de tartışma konusu olması muhtemel görülmektedir. Aşağıdaki yazıda DIOXIN ile ilgili gerçek bilgileri konunun uzmanı Helmut Thoennessen'den aktarıyoruz". S on dönemlerde Dioxin tehlikesi hakkındaki tartışmalar Düsseldorf Havaalanı Binası yangını nedeni ile tekrar alevlenmiş ve medyaya yeni malzeme yaratmakla kalmayarak yarı gerçeklere dayanmış iddia ve söylentiler tüketiciyi huzursuz etmiştir. Ancak bu iddialar geçersiz olup toplumun büyük bir çoğunluğunda yanlış değerlendirmelere neden olmakta ve gerçek bilimsel açıklamaları zorlaştırmaktadır. Bu yazıda en azından bazı önyargıların doğruları araştırılmaya ve konunun bazı önemli noktaları aydınlatılmaya çalışılacaktır. Şurası öncelikle bilinmelidir ki; şu anda piyasada Dioxin ihtiva eden ve inşaatta veya tesisatta kullanılan hiçbir yalıtım malzemesi yoktur. Buna paralel olarak önde gelen ısı yalıtım malzemesi üreticileri hiçbir şekilde Dioxin kullanmamaktadırlar. Alman yasaları Dioxin ihtiva eden veya oluşturan ürünlerin üretimini gayet açık bir şekilde düzenlemiştir. Tüm ısı yalıtım malzemeleri bu mevzuata uygun olarak üretilmektedir. Piyasada bulunan ısı yalıtım malzemelerinden yalnızca birkaçının Dioxin ihtiva etmediği yolundaki söylentiler tam bir aldatmacadır. Bundan ayrı olarak Dioxin'in hangi şartlarda oluştuğu ve bu maddenin neden olduğu sonuçlar ayrı bir şekilde ele alınmalıdır. Bazı belirli klor bileşikleri örneğin Klorfenol, belirli kimyasal şartlar altında Dioxin oluşturabilirler. Klor ve klor bileşikleri genelde doğada bulunur ve doğanın temel maddelerindendir. Tüm bitki ve ağaçlar, deniz suyu ve hatta her canlıda klor bileşikleri mevcuttur. Hatta kağıt ve ahşap da bu kategoridendir. Bu nedenle Düsseldorf yangınında olduğu gibi bir yangın sırasında klorlu bileşikler kolayca oluşabilir. PVC'den daha kolay yandığı tartışmasız olan bu malzemeler Almanya'da geçerli olan güvenlik ve çevre mevzuatının şartlarına uygun bulunmaktadır. Olayın nedeni Kimya Yasalarında yatmaktadır. Önce de belirtildiği gibi hemen her yanma olayında belirli şartlar altında Dioxin oluşur. Elastomer malzemelerde ise sadece "Flashover" durumunda, yani yanmanın başlangıcından tam yanmaya kadar olan geçiş döneminde meydana gelir. Bu aşamada mevcut sıcaklık 600 'C civarındadır ve örneğin PVC'nin yumuşamaya başladığı andır. Veya B1 grubu (zor alev alan) malzemelerin alev merkezinde bulunması durumunda Dioxin oluşur. Öte yandan tüm B1 grubu ve kısmen de B2 grubu (kolay alev alan) yalıtım malzemeleri halojen içeren alev söndürücü maddeleri, dolayısı ile klor içermektedir. Böylece bu tür malzemeler ve PVC içermemesine rağmen Klorparafin ihtiva eden ürünler yanma sırasında Dioxin'i açığa çıkarırlar. Bunun dışındaki tüm iddialar yanlış olup tüketicinin bilinçli olarak kuşkulanmasına yöneliktir. Dioxin'in açığa çıkması halinde tehlikeli ve zehirli olduğu kuşkusuzdur. Ancak, iletişim araçları ve reklam yoluyla, bir ürünün bu zehirli maddeyi hiçbir şekilde açığa çıkarmadığını iddia etmek ve tüketicinin bilgi eksikliğini kullanarak ve onun sağlıklı bir çevrede yaşama arzusunu istismar ederek kasıtlı bir izlenim yaratmaya çalışmak sorumsuzluktan başka birşey değildir. Gerçeklerle bağdaşmayan ifadeler kimseye bir yarar sağlamayacağı, aksine bu tür komplike ve uzmanlık işi olan durumların konunun uzmanı bilim adamları tarafından kamuoyuna etraflı bir şekilde açıklanması bir görev olmalıdır. Her branştaki üretici tüketicisine karşı kendi sorumluluğunu bilmelidir. 27

görü!ji "Yalıtım", BuSözcBüekni Heyecanlandırıyor Kimya Müh.TunceBr EYAZITLI KaimannAvrasyaLtd./ Yalıtım Dergisi Yayın Danışma Kurulu Üyesi M asamda pırıl pırıl bir dergi duruyor adı "YALITIM". Bu sözcük beni çok heyecanlandırıyor, öfkeden sevecenliğe, umutdan sevince gidip gelen duygular sarıyor her yanımı. Öncelikle, böyle bir derginin çıkarılmasında tüm emeği geçenleri kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. "Yalıtım" benim için bir sözcük, kavram ya da iş değil, bir yaşam biçimi, bazen beni yönlendiren bazen benim yönlendirdiğim bir parçam. Heyecanım, değişik duyguların seline kapılmam işte bu yüzden. Normal insanlar bir otel, bir lokanta, bir alışveriş merkezi ya da bir ofis gibi değişik mekanlara gittiklerinde, renklere, mimariye, dekorasyona dikkat eder, beğeni ya da eleştirilerini dile getirirler. Ben ve benim gibiler hemen yalıtım ile ilgili birimleri arar bulur, ya yanımızdakilere birkaç söz ederiz ya da beyin jimnastiğine başlayıp kendi kendimize bile konuşuruz. Yurtdışı gezilerimizde de durum aynıdır, nerelerin nasıl yalıtıldığını, hangi ürünlerin kullanıldığını gözler, ülkemizde neden bunlar yapılmaz diye hayıflanırız. 28 Yalıtım için bir şeyler yazmaya karar verdiğimde, konuyu kafamda biçimlendirmeye, vermek istediğim mesajları sıralamaya çalıştım. Ancak, yazmaya başlayınca, sözcükler kontrolden çıktı, kendi bildikleri gibi akıp gitmeye başladılar. Bunu disiplinsizlik olarak nitelemeyin ne olur, yalıtım gündeme geldiğinde, söyleyecek, yazacak o kadar şey var ki ... Örneğin, neden yalıtım yapmıyoruz? diye sorulsa, saatlerce konuşmak ya da sayfalarca yazmak işten değil. Yalıtım dergisi görünümü ve içeriği ile bir ihtisas dergisi, böyle bir dergide ciddi bilimsel, teknik yazılar yazılmalı diye düşünüyor insan. Ancak, daha da okunur, sevimli, sıcak hale getirmek icin insanlığımızı borçlu olduğumuz duygularımızı da katmalıyız diye düşünüyor, bu nedenle bu ilk yazıda detaylardan, formüller ve rakamlardan uzak durmak istiyorum. Kirlenen havamızı, içme sularımızı, yok olan bitki örtümüzü, hastalanan insanlarımızı, enerji darboğazını, israf edilen dövizimizi ve bu sorunlara yalıtımla çözümler getirebileceğimizi düşündükçe heyecanlanmamak elde değil. Sanırım öncelikle, insanımıza yalıtımın ne olduğunun, yapıldığında neler kazanılacağının, doğrudan insan sağlığı ile ilgili olduğunun iyice anlatılması gerekmektedir. İlgi başladıktan, çoğaldıktan sonra, yıllardır bu konuda emek veren teknik kimliğe sahip insanlarımız, sorunların bilimsel/teknik çözümlerini sunacaklardır. Yalıtım, en yalın olarak şöyle tanımlanabilir: İki ortam arasındaki ilişkiyi ya da alışverişi kesmek veya en aza indirmek için yapılan tüm çalışmalardır. Bu çalışmaların içine, su, elektrik, yangın, ses ve ısı yalıtımı girmektedir. Ancak bizim yoğun olarak ilgilendiğimiz ısı (sıcak-soğuk) yalıtımıdır. Su ve elektrik yalıtımı dışındakiler aslında birbirine bağlı yalıtım işlemleridir. Kullanılacak malzemeye bağlı olarak, hepsini bir arada yapabilmek de mümkündür. Evet, demek ki konumuz ısı yalıtımı. lsı (sıcak-soğuk) niye yalıtılmalıdır? Yalıtılınca ya da yalıtılmayınca neler olur? Bu soruları cevaplamalı, sonuçlarını iyiden iyiye anlatmalıyız insanımıza. İnsanımız yalıtımın ne olduğunu anlamalı, inanmalı, uygulamalı ve sonuçlarını almalıdır. Ben başka

görü!ji çıkış yolu göremiyorum. Fazla değil birkaç ay sonra yaşayacaklarımız bir film şeridi gibi akıyor gözlerimin önünden. Yine bir yaz mevsimini bitirmek üzereyiz ve kış mevsimi bütün sorunlarıyla bizi beklemekte. Sanırım özellikle son birkaç yıldır, kış mevsiminde olanları herkes hatırlamakta. Dilerseniz neler olacağına ilişkin tahminler yürütelim, senaryo yazalım. Mevsime girip, ısınma amaçlı faaliyet başladığında, ülkemiz gökyüzüne koyu gri, siyah dumanlar vermeye başlayacağız. Gri rengin ve yoğun kömür kokusunun egemenliğinde uyuyup, uyanacağız. Gazetelerde dumanlar arkasından görünmeye çalışan kent fotoğrafları yayınlanacak, TV kanalları her akşam ana haber bültenlerini zehir raporlarıyla bitirecek, en kirli kentleri ve semtleri listeler halinde sunacaklar. Önlem alınması için yetkililere, görevlilere çağrıda bulunacak ve gazetecilik görevlerini yerine getirecekler. Değerli yöneticilerimiz, TV'lerde, radyolardaki konuşmalarında, basın demeçlerinde, konunun bilincinde(!) olduklarını gerekli önlemleri acilen alacaklarını ilgili makamlara talimatların verildiğini kamuoyuna gururla (!) duyuracaklardır. Alınacak önlemleri de şimdiden tahmin ederek sıralayalım dilerseniz: - Kaliteli (1) kömür yakılacak, kalite belgesi bulunmayan kömürlerin kentlere girişi engellenecektir. - Doğalgaz tüketimi yaygınlaştırılacak, şebekenin ulaşabildiği yerlerde zorunlu hale getirilecektir. - ısınma saatlerine limitler getirilecek, kirliliğin üst sınırlara ulaştığı saatlerde ısınma yasaklanacak, yaşlı, çocuk ve hasta insanımız soğuğa mahkum edilecektir. Kirliliğin yoğun olduğu günlerde solunum yolları ve kalp rahatsızlığı olan insanlarımızın evlerinden çıkmamaları salık verilecektir. - TV'lerde açık oturumlar, toplantılar düzenlenip, yakıt kalitesi, iyi yanmanın nasıl sağlanacağı üzerine konuşulacak, kömürcülerin "benim kömürüm seninkinden iyidir" efelenmesi halka izlettirilecektir. Ama, asla yalıtımdan söz edilmeyecektir. Bu anlattıklarımla şuraya gelmek istiyorum, yıllardır bu ülkede yalıtımın yararları, getirileri üzerine yapılan tüm etkinlikler belirli bir teknik kitleyi hedeflemiş, bu kitle aracılığı ile topluma yayılacağı, ulaşacağı varsayılmıştır. Ancak, yaklaşık 30 yıllık uygulama göstermiştir ki, bu yol yanlış değildir ama eksiktir, sonuç alınamamıştır, özetle halka ulaşmamıştır. Bu nedenledir ki, ülkemizin teknik eğitim almış, binlerce öğrenci yetiştirmiş, uluslararası platformlarda adını duyurmuş, kitaplar yazmış insanları bile, yukarıda anılan toplantılarda saatlerce konu şu p, sorunlara çözüm üretir/getirirken yalıtımdan tek söz etmemektedirler. Nedense, TV'lerde, gazetelerde, ayakkabıcılar, eczacılar, seramikçiler, kömürcüler, iç çamaşırı, mercimek, soğan üreticileri, yer alır sorunlarını, ülke ekonomisine katkılarını anlatırlar da, yalıtımcılar bunu beceremezlerı Nedenler nedir acaba, ne dersiniz birlikte düşünelim mi? - Yalıtım sektörü, yeterince güçlü ve ülke ekonomisine katkısı yeterli düzeyde değildir. - Ülkemizde yalıtım bilinci gelişmediğinden, insanımız yalıtımla ilgilenmemektedir. Ülkeyi yönetenler de bu bilinçte "Yalıtımın önemini anlatmak için gerçek tüketiciye, yıllardır cezalandırılan, sağlığından, parasından, çevresi, havası, suyu ve bitki örtüsünden ettiğimiz insanımıza, halkımıza yönelmeliyiz". olmadıklarından, yasa, tüzük, denetim, teşvik gibi endüstrümanları kullanarak yalıtımın toplumda yaygınlaşmasını sağlayamıyorlar. - Yalıtım yapanlar neler kazandıklarını, yapmayanlar neler yitirdiklerini bilmemektedir. - Yalıtım sektörü, yapılanları yeterli buluyor, yıllardır da bir çevrenin dışına çıkmayıp, bu çevre içinde aktivitesini sürdürüyor ve gelişemiyor. Sahip oldukları dinamikleri de ticari alanda kullanıp, büyüklüğü değişmeyen pastadan, nasıl daha büyük pay alınacağının hesabını yapıyorlar. Bu yaptığımız biraz beyin jimnastiği, biraz sitem, biraz öz eleştiri ne derseniz deyin. Ancak büyükçe bir bölümü gerçek, artık yalnızca, mimarımız, mühendisimiz, yüklenicilerimizle çözemiyoruz sorunumuzu, gerçek tüketiciye, yıllardır cezalandırılan, sağlığından, parasından, çevresi, havası, suyu ve bitki örtüsünden ettiğimiz insanımıza, halkımıza yönelmeliyiz. Bir misyoner özverisi, bir kuyumcu titizliği ile çalışıp mevcut potansiyeli harekete geçirmeli, sonuca götürecek her fırsatı değerlendirmeliyiz. Ülkedeki bu yalıtım sorununu çözmek, her şeyin beklendiği yerden beklenmeden, "ben yalıtımcıyım" diyenlere düşmektedir. iJ 29

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=