Yalıtım Dergisi 9. Sayı (Kasım-Aralık 1997)

bilimsel makale 1. Giriş G ünümüzde kimya sanayinde, özellikle polimer kimyasındaki gelişmeler, çeşitli kimyasalların yapı teknolojisinde geniş alanda yer bulmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda geniş bir yelpazede, değişik özelliklere sahip yalıtım malzemeleri piyasaya sürülmüş bulunmaktadır. Bu yeni özelliklere sahip olan malzemeler bazı klasik detayların da değişimini sağlamıştır. Ancak gelişmiş ülkelerde çok yaygın ve bilinçli kullanılan yapı kimyasal ve malzemelerinin yurdumuzda aynı yaklaşımlarla kullanımında olduğunu ifade etmek zordur. Fakat yurdumuzda da yapı fiziğinin önemi, yapı özelliklerine göre yapı malzemelerinin seçimi, detayların saptanması ve uygulanmasında sağlıklı yaklaşımların varlığı memnuniyet vericidir. Buna rağmen büyük ve özellikli yapıların dışında çok büyük bir kesimde halen sağlıklı uygulamaların yapılmadığı da bir 46 ısı-Su izolasMyoanlzemeleri •• Sınıfıandırııması, Ozellikleri, SoruvneSeçiKmriterleri Doç.Dr.OrhanREMAN Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi gerçektir. Bu nedenle yapı biyolojisi, yapı sağlığı ve ekonomi ile yakından ilişkili olan bu konu ile ilgili olarak uygulama alanındaki malzemelerin yapısı, özellikleri ve prensip bilgilere sahip olmak gerekmektedir. 2. Malzeme yapısı ve özellikleri Uygulandığı koşullara göre seçilmemiş malzemeler, hatanın kökeni bilinmeden değiştirilse ya da onarılsa dahi bir süre sonra yine problem yaratırlar. Hatta bazı yalıtım sorunlarının tekrar giderilmesi fevkalade pahalı olmaktadır. Taşıyıcı sistemlerde meydana gelebilecek hatalar ise can ve mal kaybına bile neden olabilmektedir. Malzemeler bünye yapılarına göre özellikler taşımaktadırlar. Genel bir değerlendirme ile malzeme iç yapısı; • Kristalli, • Moleküllü, • Karma Yapılı, olarak üç grupta toplanmaktadır. Kristalli yapılar üç boyutlu kafes sistemindedir. Homojen, dolu, özgül ağırlıkları fazla, mukamevetli malzemelerdir. Metal malzeme gibi serbest elektron fazlalığı taşıyanlar ısı-ses- elektriği iletirler. Dövme ve ısıl işlemlerle kristal yapıları sıkışarak mukavemetlerinde bir artış görülür. Safken kristal ağırlıkları nedeni ile iç bağları daha zayıf olduğundan mukavemetleri düşüktür. Moleküllü yapılar iki molekülün birleşmesi ile yani kondensasyon veya molekülün kendisinden küçük parçalara bölünerek büyümesi, zincir bağlarının oluşması şekli ile meydana gelir ki buna da polimerizasyon denilmektedir. Bilindiği gibi aynı tip moleküller arası bağ kohezyon; farklı moleküller arası adezyon kuvvetleri, malzeme bünyesini ayakta tutarlar. Moleküllü yapıya sahip malzemeler ahşap, bitüm -katran, doğal- yapay reçineler (plastikler) sayılabilir. Bu malzeme grubundaki ahşap boşluklu, ısı, ses ve elektriği iletmeyen bir malzemedir. Hidrokarbonlarda ise yani bitüm ve katran malzemede viskozite, yumuşama noktası düktilite özellikleri önem taşımaktadır. Polimerlerden termoplastik ve termosetler moleküllü yapılarından dolayı ısı-ses ve elektriği iletmezler. Molekül ağırlığı düşük

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=