sektörel söyleşi eden kelimeleri kullanarak en azından 10-15 tane marka olduğunu görürsünüz. Türkiye'de var olan firmaların üçte birin bu standartlar içerisinde ürün yapma gayretinde olduğunu sanıyorum. Onun dışındaki firmaların hiç standartlarla ilgisinin olmadığını dolayısıyla bu ürün grubuna da bu vesile ile fevkalade zararları olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı ürün grubu tanımlamasıyla hareket ediliyor. Dolayısıyla nihai tüketici eğer hadiseleri işte kalite süreçlerini, uygulama standartlarını izlemek yönünde bir gayreti olmadığında, sadece işi yaptırmak adına davrandığında karşılaştığı sorunlara paralel olarak bu ürün grubuna yönelik tepkisini ortaya koyuyor ve o ürün grubunu reddediyor. Yalıtım: Şu anda standardize olma konusunda üretici üzerinde bilinçli tüketici ve denetim baskısı yok. Üretici de çok rahat davranıyor yani enternasyonel firmaları ve bilinçli üreticileri kastetmiyorum. Bu pozisyonu nasıl değerlendiriyorsunuz. Nuri DEMİR: Bu konuda mimarlar ve mühendisler odası bir girişimde bulundu. İnşaat kimyasalları olarak ayrı bir statüde ayrı bir bölüm şeklinde organize olmak istedi. Böyle bir çalışma için ortaya çıktığında da biz başından beri bulunmaya çalıştık ve bu süreçte izlediğim kadarıyla da Türkiye'de bu konuda olan firmalar pek istekli olmadılar. Doğal olarak katılım konusundaki bu yetersizliğin birçok nedeni olabilir, organizasyonu yetersiz görebilir, . organizasyonun çalışma içeriğini kendisine tehlikeli görebilir. Bu tabii her firmanın kendi anlayışıyla ortaya çıkan bir sonuç ama doğal olarak mimar ve mühendisler odası böyle bir konuyu iyi ni28 yetli olarak ortaya koymuş olmalı diye bakarak önyargısız girmek lazım. Artık daha sonraki aşamalarında eğer çatışmalar olursa yani iyi niyetli bir girişim dışında gayretler tespit edilirse zaten herkes için aynı sonucu doğuracaktır ve böyle bir birliğe girmek konusunda istekli olmayacaklardır. Şimdi tabi İZODER üyesi değiliz biz. Ama onların teknik kurullarındayız. Onlarla tabiki beraber çalışma imkanlarımız var. Herhangi bir yardım istediklerinde buna hemen cevap verme durumumuz sözkonusu. Bizim de bu aşamada bir teknik kurul üyesi olarak kalmayıpta daha ileri düzeyde desteklememizde yarar var. Bu konuyu soru doğrultusunda düşündüğümüz zaman içerisinde bulunduğumuz süreçlerde sürekli olarak olup bitenlerden şikayet ediyoruz. Şimdi bunları çözmenin yolu sivil toplum örgütleri olarak birleşmektir. Bu hem iyi niyetli olarak kaliteli ürünler üreten pazara iyi ürünler sunmanın gayreti içinde olan firmalar açısından gerekli birşey, tüketiciler açısından da gerekli bir olay çünkü bu· firmalar tüketiciyle var. Yani tüketici bilinçli de olsa bilinçsiz de olsa sonuçta belki uzun vadede bunun etkilerini görerek. Dolayısıyla şu veya bu şekilde tüketiciyi nasıl tanımlarsanız tanımlayın orta, uzun vadede yine pazarı belirleyen tüketicidir. Zaten bu anlamda herkes her anlamda tüketicidir. Yani bizde bir tüketiciyiz, kendimize saygımız varsa bulunduğumuz toplumlar, firmalar, ürünler adınada davranışlarımızı böyle yorumlamamız gerekir. Şimdi örgütlenmeye yönelik gayretler başladı. İzoder tabiki dikkate alınması gereken bir örgüttür, böyle bakmak lazım. Onun dışında da yine mühendisler odası böyle bir girişimin ilk raund'unu başarısız olarak tamamlamış olmakla birlikte devam edecek böyle girişimlere. Onlar belki içerik olarak başarısız oldular, çünkü beton katkı maddeleri şeklinde bir girişimleri vardı. Daha sonra tek birtane katkı üretip de ondan sonraki paleti başka ürünler olanları davet ettiler. Belki böyle bir süreç içerisinde kendi sorunlarını çok iyi çözemeyecekleri, organize olamayacakları bilinci ile böyle davranmış olabilirler. Onun dışında mesala bildiğiniz gibi ısıya yönelik oluşumlar var, belediye bu konuda ön planda Tübitak'la müşterek ciddi çalışması var. Üretici firmalar ve tüketici dernekleri bu konuda çok bilinçlenmiş durumdalar çünkü; ısı doğrudan enerjiyle bağlantılı olarak hemen ortaya çıkabilen ekonomik boyutu olan birşey ve bu anlamda zorunlu standartlar oluşturuluyor. Su yalıtımına yönelik olarak da ısı yalıtımı ile birlikte önemli gelişmeler var. Zaten ikisi birbirini tamamlayan bir süreçtir. Su yalıtımında yaşanan bir problem doğrudan ısı yalıtımına yönelik bir problemde oluşturuyor. Dolayısıyla bunlar birbirini tamamlayan fonksiyonel oluşumlar. Birlikte ele alınması birlikte çözümlenmesi gerekir. Zaten herhangi birine önem verildiği koşullarda o diğerini de sürükleyecektir ve bu doğal olarak yine konuyu belediyelere, Tübitak'ın tübitak olayın içinde olduğu zaman işin ciddiyet boyutları daha güvenceye alınmış oluyor, dolayısıyla böyle bir süreç içerisinde işte su yalıtımına yönelik olarak ama belediye ama tübitak zaten o süreç içerisinde onların oluşturacakları yönetmelikler ortaya çıktığı zaman ve bu konuda tüketiciyi bilgilendirdikleri zaman tüketici de herhalukarda ısı ve su yalıtımına yönelik yapı ile ilgili taleplerini sürekli isteyecektir. g
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=