Yalıtım Dergisi 88. Sayı (Ocak-Şubat 2011)

versiteye gelmişti. Formu doldururken bir takım tereddütlerim vardı. Doğal olarak üniversitedeki 45 bin lira olan ücretimden daha düşük bir ücretli işte çalışmak istemiyordum. Tereddüt ettiğimi fark eden Ülkü Bey o kısma 90 bin lira yazmamı söylediğinde çok hoşuma gitmişti. Aylık iki misli ücret beni sevindirmişti. Ayrıca dört ikram.iye ve diğer sosyal haklar varclı. Böylece 1982 yılında Türk Ytong'da ısı transferini, yönetmelikleri ve yalıtımı bilen bir akademisyen olarak Satış Mühendisi pozisyonunda çalışmaya başladım. Neredeyse 30. yılımı tamamlıyorum ..." Satı.ş Şefi olduğumu çaycımız Fatma Hanım'dan duydum "Ytong'un o dönemde sadece Pendik fabrikası vardı. İnşaat sektörü ele bugüne göre zayıftı. Kapasitemizin çok azını kullanabiliyorduk. İşi, piyasayı öğrenme çabalanın ve merakım, yönetimin dikkatini çekmiş olacak ki müdürlerin ve şeflerin katıldığı bir satış toplantısına beni ele davet etmişlerdi. Toplantıda, Genel Müdür Kudret Baban'ın anlattıklarından, önümüzde çok zor bir süreç olduğunu anlamıştım. Bana söz hakkı verdiklerinde ben ele önerilerimi sıralamıştım. Önerilerimden birisi Ytong'un, proje şartnamelerinde yer almasını sağlamaya çalışmamız gerektiği olmuştu. Şartnamelere girmemiz gerekiyordu. O günden itibaren mühendislik bürolarını dolaşmaya başladım. Isı Yalıtım Yönetmeliği ele yeni çıkmıştı. Makine mühendislerine gidip yönetmeliği anlatıyordum. Onların ela, karşılarında işten anlayan birisini bulmak hoşlarına gidiyordu. Ellerinden ısı yalıtım projelerini alıp, ertesi gün teslim etmem kolaylarına geliyordu. Tabii bu arada projeye Ytong'u yazıyordum. Rahmetli mesai arkadaşım Salih Düzyol ela beni, bir bilen olarak tanıdığı bütün müteahhitlerle tanıştırmaya başlamıştı. Çok ela zevk alıyordum. Belediye otobüsüyle kar, yağmur, çamur elemeden müteahhitleri dolaşıyorduk. Dış duvarlarda 15 santim kalınlığındaki Ytong'un ısı yalıtım projesini çözdüğünü anlatıyorduk. İstanbul'un yakın çevresini ele dolaşıyorduk. Derken projeler tasdik edilmeye başladı, yürürlüğe konulunca ela talep arttı. Artık müteahhitler bizi buluyordu. Biz de malımızı satıyorduk. Şirket yönetimi ele bu faaliyetlerimi izliyormuş ki, işe girişimin dördüncü ayında beni Satış Şefi yaptılar. Bu terfimi de akşam yorgun argın şirkete döndüğümde çaycımız Fatma Hanım'clan duymuştum ... " Bülent Demiren imzalı bir zarf "Şirkete girdiğimin ikinci yılında, Isı Yalıtım Yönetmeliğini mimar ve mühendislere daha iyi anlatabilmek için grafik bir metot geliştirmiştim. Fikri, otobüste eve giderken bulmuştum. Ertesi gün cumartesi olmasına rağmen erkenden şirkete gelip resim masasında çalışmaya koyulmuştum. Grafikleri çizerken tepemde dikilip, kim olduğumu, ne yaptığımı soran, daha önce hiç görmediğim kişinin patronumuz Bülent Demiren olduğumı ise ancak sonradan iş hanının bekçisinden öğrenmiştim. Metodu tamamlayıp bastırdıktan sonra da herkes çok faydalanmıştı. Kısa bir süre sonra da Bülent Demiren imzalı zarf içinde bir çek alınıştım. Takdir görmek çok hoşuma gitmişti. Ytong'a girdiğimde cebinde çok ela parası olmayan, üniversitedeki maaşıyla ancak evini geçindirebilen bir Nuri Ertokat'tıın. Ama Ytong'a girdiğimin ikinci yılında borçla da olsa, şirketin destekleriyle bir ev alabilmiştim. Kiradan da kurtulmuştuk. Çalışma tempomuz giderek artıyordu. Fabrikalarımız çoğalıyor, ısı yalıtım sektörü büyüyordu. Bu süreçte birçok yerele konfersanslar veriyor, toplantılara katılıyordum. Isı yalıtım normları oluşturulurken TSE'cle bazı komisyonlarda görev alıyordum. Fırsat bulduğum her yerele bilgilerimi paylaşıyordum. Yaptığımız hesaplara göre 45 yıldır Türk inşaat sektörüne hizmet veren Ytong olarak ürünlerimizle Türkiye ekonomisine yaklaşık yedi milyar dolar civarında bir enerji tasarruf sağladık. Bu çok büyük bir rakamdır ... " Bir satıcının en mutlu anı ... "Satıcının en mutlu anı, satacak malınm kalmadığını görmesidir. Sürekli mal istendiği anlar en zevkli dönemlerdir. Böyle dönemleri Ytong'ta çok yaşadım. Ülkenin ekonomik şartlarından dolayı zorlandığımız dönemler ele oldu. Bu otuz yıl içinde benim en zevk aldığım gün, o ilk yıllarda, en büyük siparişi aldığımız gündü. Eski Fenerbahçeli yöneticilerden Mehmet Özbek'in Maltepe'deki kooperatifine yedi bin metreküplük mal satmıştık. O zamana göre bu rakam çok büyüktü. Rahmetli arkadaşım Salih Düzyol ile tahsilatı yapıp çeki cebimize koyup şirkete göbek ata ata gelmiştik. Büyük bir mutluYALITIM• OCAK/ ŞUBAT 2011 6 3

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=