Yalıtım Dergisi 84. Sayı (Mayıs-Haziran 2010)

rapor çı panel ve genleştirilmiş perlit gibi ürünlerde yerli hammadcle ağır basmakta ve daha yüksek katma değerli ürünler imal edilmektedir. - Sektörde kapasite kullanım oranlan yüzde 50-65 arasında değişmektedir. Çok az firma yüzde 70 ile 75 kapasite kullanım oranına erişebilmektedir. Ekonomik krizler ve inşaat sektöründeki duraklama, talebin ve dolayısıyla üretimin düşmesine ve maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. AB ülkeleri ile kıyaslandığında tekno-ekonomik kapasiteleri optimal olan tesis sayısı yüzde lO'u aşmamaktadır. Firma sayılarının fazlalığı ve kayıt dışı ekonomi, haksız rekabet yaratmaktadır. KOBİ niteliğindeki firmalar, bazı ürün gruplarında özellikle yoğunlaşmış olup kalite/maliyet optımızasyonu yapılamamaktadır. - Sektörde yabancı sermaye ortaldı firmalar son üç yılda artmış ve bazı ürün gruplarında, pazar büyüklüğünün yüzde 30'una ulaşmıştır. Marka ve pazarlama stratejisi olan bu firmalar pazarda önemli bir gelişme göstermektedirler. Firmaların ölçeği büyüdükçe ve ciddi bir dağıtım ağına sahip oldukça, küresel rekabet yapabilecek düzeye gelmektedirler. Türkiye'de yalıtım bilincinin aıtması talebin, ciroların ve pazarın büyümesini tetiklemekte, sektör gelişme potansiyelini aıtıımaktadır. - Sektörde teşvik araçlarından, KOSGEB desteklerinden, Eximbank ve dış kredilerden yararlanan firmaların sayısı azdır. Bu firmalar özkaynak/krecli dengesini kurabilmekte ve kriz ortamında ayakta kalabilmektedirler. Yeni ürünlere yönelik ilave yatırım ve/veya modernizasyon, tevsi, clarboğaz giderme yatırımlarına giren firma sayısı toplamın yüzde 5'i oranındadır. KOBİ niteliğindeki pek çok firma işletme sermayesi yetersizliği sıkıntısı çekmekte ve tesislerini yenile2 4 YALITIM• MAYIS/ HAZiRAN2010 yememekteclir. Envanter sürecinde arşivde olan firmaların yaklaşık yüzde 3 ila 5'inin üretimden çekildiği veya başka alana yöneldiği saptanmıştır. Bir süre sonra şirket satın almalarının hızlanacağı öngörülmektedir. - Ülkemizde, İZODER'in ele yoğun çalışmaları ve gayretleriyle yalıtım bilinci giderek gelişmekte ve küresel ısınma, enerji verimliliği, çevre duyarlılığı gibi faktörlerin zorlaması ile potansiyel talep, fiili talebe dönüşmektedir. Bu durum sektör ve firmalar açısından olumlu bir gelişmedir ve pazarda büyüme yaratacaktır. - Sektördeki satıcı ve satıcı-uygulayıcı firma sayısı ela çok fazladır. Bunlardan kurumsal nitelik kazanmış ve belirli bir ciroyu gerçekleştirmiş olan firmalar envanterde yer almışlardır. Sıradan bir nalburiye veya inşaat malzemesi satıcısı her an pazardan çekilebileceğinden veya alan değiştirebileceğinden, alan araştırmasına konu edilmemiştir. Sektörün bu yapısının önümüzdeki yıllarda daha kararlı bir gelişme ile farklı boyutlar alacağı ve küçük firmaların kaybolacağı söylenebilir. Tüketiciyi kampanya, propaganda ve tanıtıcı reklamlar vasıtasıyla eğitmek bu açıdan yararlı olacaktır. Sektörde Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları asgari düzeyde olup, kalifiye işgücü yetersizdir. Teknik bilgi ve uygulama istenilen boyutta değildir. Mühendislik ve proje çalışmaları yapılmadan uygulamaya girilmektedir. Cirodan Ar-Ge'ye ayrılan pay yüzde 0,6 civarında olup, sanayi ortalama Ar-Ge oranının (%0,9) altında kalmaktadır. Patent ve markalaşma çalışmalarına hız verilmekle birlikte, daha alınacak çok yol bulunmaktadır. Yabancı sermayeli firmalar veya yabancı ortağı olan şirketler markalaşmayı başarmış ve pazarda üstünlük sağlamışlardır. - Sektörün rekabet gücünü ortaya çıkaran göstergeler; ithalat ve ihracatı düşük, iç pazara yönelik, özgün ürün sayısı az, Ar-Ge çalışmaları yetersiz, rekabeti ancak özel koşullardan kaynaklayarak sağlamış bir sektör görüntüsünün varlığını ortaya koymaktadır. Yılda ortalama yüzde 20 (2008 hariç) büyüme hızını gerçekleştirmiş olan sektör, Ar-Ge çalışmalarına önem verdiğinde önemli kazanımları ile daha yüksek katma değer yaratabilecektir. Sektörün vizyonu ve dinamizmi bu gelişmeyi sağlayabilecek güçtedir. - Sektörde envanter çalışması yapılırken, genel olarak firmalar, böyle bir sektör araştırmasının gerekli ve yararlı olacağına inançlarını belirtmişler, fakat bilgi paylaşımı konusunda oldukça tutucu davranmışlardır. Ancak bazı büyük firmalar bilgi aktarmada açık ve paylaşımcı olmuşlardır. Sektördeki dinamizmin pek çok sanayi sektörünün ilerisinde olduğu görülmektedir. Bu umut verici tablo, sektörün misyon ve vizyonuna da belirleyici olmaktadır. Öneriler Araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi ve bulguların irdelenmesi ile öneriler aşağıda topluca sunulmuştur. Envanter çalışmaları süresinde ilişki kurulan pek çok firma, rekabet koşullarının olumsuzluğundan, kapasite kullanım oranlarının düşüklüğünden ve talep yetersizliğinden söz ederek sektörün sorunlarını dile getirmişlerdir. Özellikle "haksız rekabete" sebep olan sorunlar ortaya konulmuştur. Genel olarak küçük firmalar Ar-Ge yapmamakta ve günlük finansman sorunları içinde boğulmaktadır. Uzun dönemde sektörün sağlıklı bir yapılanmaya ihtiyacı vardır. 2008 yılı sonlarında başlayan ekonomik kriz, sektörün toparlanması ve yeniden yapılanmasına vesile olabilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=