Yalıtım Dergisi 83. Sayı (Mart-Nisan 2010)

makale zemin cinsine bağlı olarak etki derecesi değişkenlik gösteren sudur. Basınçsız su, damlayabilir-akabilir durumdaki su olarak tanımlanır. Basınçlı su ise yapıya ve yalıtıma sürekli belli bir hidrostatik basınç yapan suları kapsamaktadır. Metre cinsinden su sütunu yüksekliği ile ifade edilirken su durumu kg/m' olarak basınç yapar. Herhangi bir yapının konumlanacağı arazide basınçlı su durumuna göre yalıtım malzemesi ve detaylandırması yapılacaksa suyun basıncı ve yapı ağırlığının yalıtım malzemesi üzerine yapacağı sıkışma basıncı mutlaka hesaba alınmalıdır [13] [14]. Su basıncıyla ilgili yapının etkileneceği su basıncına göre yalıtımın kaç kat olması gerektiği; bina yükü ile ilgili yapının zemine yapacağı basınca göre yalıtım kat adetleri tespit edilmelidir. [16]. TS 3647 "Binalarda Yeraltı Suyuna Karşı Yapılacak Su Yalıtımı Tasarım ve Yapım Kuralları" standardına göre basınçlı suya karşı temel yalıtım esasları gözardı edilmemelidir. Su yüksekliğine bağlı olarak sıkışma basıncına göre hangi yalıtım örtüsünün kaç kat kullanılması gerektiği belirtilmiştir (17]. Yapının inşa edileceği zemin ve deprem durumuna göre temelleri münferit, mütemadi, raciye jeneral gibi farklı şekillerde tasarlanabilmekteclir. Çoğu zaman temel tipinin kararı arazideki su durumu gözönüne alınmadan verilmektedir. Oysa zemin suyu değerlendirmesi sonucunda yapılması planlanan temel tipi değişebilir. Çünkü zemindeki su yoğunluğuna göre basınçlı su etkisi görülen bir arazide inşa edilecek olan yapının temeli mutlaka raciye jeneral temel sistemi olmalıdır. Yapının araziye oturumunda temel seviyesi ile zemin suyu seviyesi ilişkisi önemlidir. Yapının temel 7 6 YALITIM• MART/ NiSAN 2010 seviyesi zemin suyu seviyesi üstünde kalıyor ise etkili olacak su, zemin nemi ya da basınçsız su etkisidir. Zemin, su seviyesinin altında kalıyor ise, yapı basınçlı su etkisindedir. Bir arazide farklı yoğunlukta ya da aynı yoğunlukta su basıncı etkili olabilir. Farklı yoğunlukta ise su yalıtımı sadece dik gelen kuvvetleri değil yanal kuvvetleri ele engelleyecek şekilde tasarlanmalıdır. Aynca yalıtım katlan sürekli ve eşdeğer basınç altında tutulmalıdır. Bunu sağlamak için yalıtım daima iki rijit eleman arasında yer almalıdır. Aynca eğimli bir arazi ile düz bir arazide konumlanan yapı için ele suyun etkisi farklı olur. Temel yalıtımı yapılmış olsa bile mutlaka yüzey suyunu coplamak için amaca uygun bir drenaj sistemi kurulmalıdır. Yapıdaki kullanım suları ela mutlaka ana sistem ile bağlantılı olmalıdır. Yapının konumlanacağı arazide çevresindeki yapılarla olan ilişkisi ele yalıtım sisteminin yerleştirilmesi açısından önemlidir. Yapı deniz kenarında, bitişik nizam ya ela ayrık bir şekilde konumlanacak olabilir. Her durumda ela yalıtımın dıştan tüm sistemi bohçalayacak şekilde yapılması, yapıya zarar verecek olan suyun bohçalama sistemi ile yapı dışında etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Yapıda karşılaşabileceğimiz her türlü su problemini çözebilecek nitelikte su yalıtım malzemesi olamamasına rağmen, piyasada mevcut olan yalıtım malzemeleri ile ele istenilen şekilde problemlerin çözümü sağlanabilir. Önemli olan yalıtım yapılacak yerin koşullarının belirlenmesi, yalıtım malzemelerinin özelliklerinin ve kullanım performanslarının bilinmesidir. Su yalıtımında kullanılan malzemeler: su yalıtımı örtüleri; bitüm ve plastik esaslı, sürme tipi malzemeler; likit malzemeler, pastalar ve yapı kimyasalları olarak sınıflandırılmaktadır. Bu malzemelerin kullanımlannda doğru malzemeyi, doğru detay çözümü için seçebilmek ve doğru şekilde uygulayabilmek çok önemlidir. Örneğin temel yalıtımlarında, özellikle basınçlı su etkisi tespit edilen bir arazide yalıtım malzemesi olarak su yalıtım örtı:.ilerini tercih etmek ve yalıtım sistemini daima yapının dışında uygulamak daha sağlıklıdır. Ancak, temel yalıtımında, organik kökenli olduğundan doğaya uyumlu ve kimyasal etkilere karşı dayanıklı olduğu için bitüm esaslı örtüleri tercih etmek gerekir. Bir yapıda korozyon oluşumunu engellemek amacıyla yapılması gereken konulardan biri olan yalıtım karannı almak, yalıtımı doğru şekilde yapabilmek kadar önemlidir. Çünkü seçilen malzemenin özellikleri ve uygulama şekilleri ele yapının dayanıklılığını doğrudan etkilemektedir. Sonuç Betonarme bir yapının kullanım ömrü yaklaşık olarak 50 yıldır. Ancak, çevresel etkenlerin zamanında sağlıklı olarak değerlendirilememesi, yapının kullanım ömrünü olumsuz yönde etkileyebilir. Bu etkenlerden biri ele sudur. Ülkemizde su yalıtımıyla ilgili standartlarda eksiklikler vardır. Bu nedenle yapılan yalıtım daha çok bireysel çabaların insiyatifinde şekillenmek zorunda kalmaktadır. Bilim ve tekniğe dayalı sistemli ve kurallı bir takım standartların ya ela şartnamelerin bir an önce yürürlüğe girmesi gerekmektedir. • Yapının konumlanacağı arazideki su durumu ne olursa olsun mutlaka, her yapı uygun yalıtım sistemi ile standartlara göre yalıtılmalıdır. Ancak, bunların belli kurallara göre yapılıp yapılmadığı da kontrol edilmemektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=