Yalıtım Dergisi 82. Sayı (Ocak-Şubat 2010)

rapor ve finansman yönünden güçlü firmalar bulunduğu gibi küçük ölçekli, geleneksel aile işletmesi yapısını aşamamış, yerel üretim yapan, mali olanakları yetersiz işletmeler de vardır. İkinci gruptaki firmalar KOBİ niteliğinde, sorunları diğer sektör KOBİ'lerine benzeşen, kriz ve ekonomik dalgalanmalardan hızla etkilenen üreticilerdir. Sektörde yabancı sermaye ortaklığı olan, kaliteli ürünleri ile hem iç pazarda hem de ihracatta pazar payı bulunan, cirosu yüksek firmalar SWOT analizinde farklı bir yapılanmayı ortaya koymaktadır. KOBİ kapsamında yer alanlar ise ayrı bir kategorik incelemeye tabi tutulmaktadır. Tüm üıün grupları ele alınarak yalıtım sektörünün güçlü yanları ve rekabet edebilme şansını artıran fırsatlar aşağıda belirtilmiştir. • Yalıtım sektörünün Türkiye'de yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi vardır. Önceleri oldukça ilkel biçimde bitüm bazlı yalıtım malzemeleri üretilirken, ilk kez 1967 yılında Gebze'de İzocam lisans altında camyünü üretimine başlamıştır. Daha sonraları Türkiye'de sanayileşmenin gelişimi doğrultusunda plastik esaslı malzemeler, köpükler, lifli malzemeler ve sürme esaslı malzemeler üretilmeye başlanmıştır. Ayrıca yabancı sermayeli şirketler, lisanslı yerli üreticiler ve KOBİ niteliğindeki küçük isletmeler ile yalıtım sektörü bugün belirli bir düzeye gelmiş bulunmaktadır. Başlangıçta daha büyük oranda dışa bağımlı olan sektör, büyük tesisler kuruldukça daha yüksek katma değer üretmeye başlamıştır. Ancak bammadde girdileri ele alındığında özellikle plastik esaslı ürünler üreten tesislerde hala yüzde 70'lere varan ithal ham32 YALITIM• OCAK/ŞUBAT2010 madde kullanımı söz konusudur. Pazarda yabancı markaların yanı sıra yerli markalar da bulunmaktadır. İç pazarın büyük bir kısmının talebi yerli üretimle karşılanmaktadır. Ancak 200'ü aşan üretici firma ile pazarda rekabet sürmekte, kurulu kapasitenin yüzde 60'ı kullanılmaktadır. • Küresel ısınma, çevreye duyarlı olmak, enerji verimliliği ve tasarrııfu gibi faktörlerle son 20 yıldır bütün dünyada yalıtun sektörü önemli bir atılım içine girmiştir. Gelişmiş ülkelerde yasal zonınluluklarla inşaat sektörü daha geniş çapta yalıtım malzemesi kullanmaya başlamış; ısı, su, ses ve yangına karşı yalıtım için çıkarılan yönetmelikler yeni ürünlerin imalatını köıüklemiştir. Bu şekilde yüzlerce marka ve değişik hammaddeleri ile onlarca ürün uygulamaya girmekte, değişik cephe ve çatı sistemleri ile gelişen inşaat teknolojilerine entegre olmaktadır. • Büyük şirketler ve kurumsallaşmış firmalar kalite/maliyet optimizasyonuna girerek küresel rekabet içinde yer almayı sürdürmektedir. Bunlar ihracat da yapan, markalarını tescillemiş modem işletmelerdir. Özkaynak ve finansman olanakları yeterlidir. İthal ürünlerin rekabetine karşı optimal ölçekte üretim yapmaktadırlar. Pazar stratejileri, dağıtım kanalları koordinasyonu ve ArGe bölümleri ile pazarın önemli bir kısmına egemendirler. Krizden etkilenmelerine karşın, gerekli önlemleri alabilmektedirler. Dolayısıyla talebin artışı ve dünyadaki geçerli trendler pazar hacminin gelişmesiyle sektöıü güçlü kılmaktadır. • Sektörde navlun giderlerinin üıün fiyatına kıyasla önemli bir orana ulaşması nedeniyle (ürünlerin havaleli olması nedeniyle) ihracat ve ithalat kısıtlıdır. Yani ürünlerin nakli belirli mesafelere kadar ekonomik olmaktadır. Dolayısıyla iç pazara yönelen sektör burada pazarın hızla gelişmesi için dağıtım kanallarını örgütlemiş duıuındadır. Tüketicinin giderek bilinçlenmesi ve yalıtımın ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile desteklenmesi güçlü bir sektör yapısını ortaya çıkarmaktadır. • Mevcut yapı stoğunun düşük kalitede olması ve düşük gelir gruplarının alım gücünün sınırlılığı, talebi düşürmekle birlikte sektör, kampanyalar, tanıtıcı reklam ve propagandalarla potansiyel talebi harekete geçirmektedir. Enerjinin giderek daha pahalı hale gelmesi, deprem riski, gürültüye karşı duyarlılık, yangına önlem alma zorunluluğu talebi artıran başlıca faktörlerdir. Finansman olanaklarının aıtırılması (tüketici yalıtım kredisi) talep üstündeki baskıyı kaldırmakta ve sektör üretimini köıüklemektedir. Son beş yılda sektörün ortalama büyüme hızı yüzde 20'ler civarında olmuştur. İnşaat sektörünün bu dönemde gelişmiş olması da talep için avantajlı bir ortam yaratmıştır. Böylece sektör yeni talep ve yenileme talebi ile gelişmeyi sürdürecektir. Sektörde yer alan firmaların zayıf yanları ve rekabeti zorlaştıran tehditler aşağıda belirtilmiştir. • Yalıtım sektöründe kurumsallaşmış büyük şirketler ve KOBİ'ler iç içe bir yaşam sürdürmektedirler. Büyük ölçekli şirketlerin oranı toplam içinde yüzde 10-15 arasındadır. Ancak farklı kalite ve maliyetteki ürünler, yetkili

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=