rapor olup, önemli bir enerji ve döviz tasarrufu potansiyeli olan, sürekli büyüyüp gelişen ve değişen bir yapılanma içindedir. Sektörün misyonu aşağıdaki özellikleri içermektedir. • Uluslararası standartlara uygun malzemeleri üretip uygulamaya yönelmiş bir yapılanma • Daha yüksek katma değerli ürün ihracatını gerçekleştirmek zorunda olan pazar stratejisi • Çevreye duyarlı, küresel ısınmaya karşı enerji verimliliğini esas alan üretim yelpazesi oluşturma • Ülkede yalıtım bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla çeşitli eğitim faaliyetleri, seminer ve kampanyalar düzenleme • Rekabeti küresel rekabet olarak benimsemiş bir kalite-maliyet optimizasyonu ve buna uygun finansal yapıyı oluşturma isteği • Optimal ölçeğin yüzde 25 firmayla gerçekleştiği bir ölçek sorunu ile karşı karşıya kalmaktan kaynaklanan haksız rekabeti ortadan kaldırma • Düşük ihracat, yetersiz Ar-Ge altyapısı ve yabancı sermayeye olan ihtiyacı minimize edecek ve daha yüksek katma değerli ürün imal edecek bir yapılanma sağlama. Yalıtım sektörünün vizyonu ise, 2013 AB standart ve müktesebatı ile bütünleşme esas alınarak aşağıdaki gibi; • Daha büyük ölçekte, markalaşmış, iç pazarın tamamına yönelik bir üretim • Kurallar ve teknik kriterlere uygun, tüketiciye avantaj sağlayan satıcı-uygulayıcı 3 6 YALITIM • KASIM/ ARALIK 2009 firmalar entegrasyonu • Kampanya, tanıtım ve yapı stokunun yüzde 80'ini yalıtımla bütünleştiren bir anlayış • İnovasyon ve Ar-Ge'si ile nitelikli eleman istihdamına yönelmiş, bankaların desteğiyle pazarı 10 milyar USD'ye eriştirecek bir sektör yapılanması • Denetim ve standartlara uyum sağlayacak bir üretici-satıcı organizasyonu • Standart dışı üretimin ve kayıt dışı işletmelerin ortadan kalktığı bir yapılanma olmaktadır. Üretim ve İhracat Sorunları Yalıtım sektörü son on yıl içinde önemli gelişmeler göstermiştir. Yalıtım bilincinin gelişmesine paralel olarak, küresel ısınmaya yönelik uyarılar, çevreye olan duyarlığın/duyarlı davranışın artması, özellikle sektörün büyümesinde olumlu faktörler arasındadır. Enerji tasarrufu, su yalıtımının zorunlu kılınması, ses ve yangın yalıtımı konusunda yeni malzemelerin bulunması üretimin artışını körüklemiştir. Bu dönemde oldukça tatminkar yatırımlar yapılmıştır. Ancak bu yatırımların pazar öngörüleri pazar analizlerine dayanmamakta, mevcut üretim kapasiteleri dikkate alınmamaktadır. Böylece üretim kapasitelerinin büyümesi ile talebin gelişmesi farklı trenciler oluşturmaktadır. Yıllara göre kapasite kullanım oranları düşüş göstermektedir. Sektörde üretici, satıcı-uygulayıcı firma olarak oldukça çok sayıda şirket faaliyette bulunmaktadır. Üretici firmaların yüzde 20-25'i optimal ölçekte işletmeler olup, gerisi KOBİ niteliğindeki işletmelerdir. Bu yapılanma kaliteyi, maliyetleri ve rekabeti olumsuz yönde etkilemektedir. Üretime ilişkin sorunlar, temel çizgileri ile aşağıda belirtilmiştir: • Tüketicinin bilinçsizliği talep oluşmasını olumsuz olarak etkilemekte, gerek mevcut yapı stoku için gerekse yeni inşaatların yalıtımı için olması gereken talebin altında kalınmaktadır. Potansiyel talep büyük olmakla birlikte fiili talebe dönüşememektedir. Burada tüketicinin ucuz konuta yönelip, uzun dönemde yalıtımın getirilerini önemsememesi rol oynamaktadır. Uygun şartlı kredi olanakları ile tüketiciye yönelik kampanyalar bunun sinerjiye dönüşmesini sağlayacaktır. Böylece tüketicilerin ve inşaat firmalarının yalıtımı öncelikle gündemlerine almalarına zemin hazırlanmış olacaktır. Yasal zorunluluklar da burada olumlu rol oynayacaktır. Özetle tüketici bilinçsizliği ve finansal olanaksızlık önemli bir sorun olarak belirlenmiştir. • Bazı ürün gruplarında küçük ölçekli işletmelerin sektörde ağırlıklı olması pazara düşük kalitede ve standart dışı mal arzına neden olmaktadır. Bu durum haksız rekabeti körüklemekte, hem ihracat potansiyelinin kullanılmasını önleyen hem de iç pazarda talebi sınırlayan bir imaj zedelenmesi yaratmaktadır. • KOBİ niteliğindeki firmaların sektörde önemli sayıda olması kurulu kapasiteleri büyütmekte, ancak kapasite kullanım oranlarını düşürmektedir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=