Yalıtım Dergisi 80. Sayı (Eylül-Ekim 2009)

portre & röportaj caktım. Fakat o bölge müdürüyle çok fazla uyum sağlayamadık. Yabancılara karşı sempatik bakan birisi de değildi. Altı ay boyunca aramızdaki sorunları çözmeye çalıştım. Buna rağmen çabalarımdan sonuç alamayınca, dört senenin ardından ve bölge müdürünün şirketten atılmasına rağmen o firmadan ayrılmaya karar verdim." Ya başarırsınız ya da bu firmayı kapatırız "Bu ayrılık kararımda başka unsurların da payı vardı. Hagen'deki eski üniversite arkadaşlarımla, o dönemde yeni yeni popüler olmaya başlayan internet üzerine faaliyet gösteren bir firma kurmayt düşünüyorduk. 1997 yılında üç ortak olarak firmayı kurduk. Amacımız belediyelerin web sitelerini yapmaktı. Ben satışla ilgileniyordum. Konsept olarak çok başarılı bir şirket olmasına rağmen, internete geçmek için kamu görevlilerinin 2000 yılını beklemeleri bizim tahminlerimizi başarısız kılmıştı. Herkes 2000 yılını bekliyordu ve web sitesi gibi İnternet yatmmlarını erteliyorlarclı. Bir sene boyunca bir şeyler yapmaya çalıştık. Fakat ben daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum ve ayrılmaya karar verdim." 54 YALITIM • EYLÜL/ EKiM 2009 "Yine gazete ilanlarını karıştırırken, bir inşaat malzemesi satan aile şirketinin genel müdür aradığını görmüştüm. İş görüşmesine gittiklerinde, o firmanın oldukça sıkıntı içinde olduğunu öğrenelim, iflas durumuna gelmişlerdi. Dön senede üç genel müdür değişmişti. Firma sahibi bana, 'Siz son clenememizsiniz; ya başarırsınız ya ela bu şirketi kapatırız' elemişti. Firmanın kırk elemanı vardı. 38 milyon mark cirosu olmasına rağmen zararı da çok yüksekti" 32 yaşında genel müdür olmuştum "Firma sahibi, aldığım eğitimler ve daha önceki iş tecrübelerimden dolayı bana güveniyordu. 32 yaşımda, böyle bir firmada genel müdür olarak göreve başlamıştım. İki sene içinde ele o şirketi satın alınacak bir şirket haline getirdik. Ardından ela en büyük rakibimize satıldı. İnşaat malzemesi pazarlayan o firma ela oldukça büyük bir şirketti ve Almanya çapında 120 şubesi vardı. Bana ela merkezlerinde ürün müdürlüğü pozisyonu teklif etmişlerdi. Buna rağmen ben şirket merkezinde çalışmanın erken olduğunu düşündüğümden ve daha fazla sahada satış tecrübesi edinmek istediğimclen bu teldifi kabul etmedim. Bir kaç ay sonra Nürnberg yakınlarında 85 şubesi bulunan büyük bir yapı marketleri firmasında market müdürü olarak işe başladım. Markette çalışan personel sayısı seksen civannclayclı. Yapı market olduğundan çok farklı ürünlerle karşılaşıyordum. İki sene sonra yaptığım işin benim için uygun olmadığını anladım ve işten ayrıldım. Personelin profesyonelliği, önceki şirketlere göre daha düşüktü. Önemli kararlar, ağırlıkla şirketin merkezinde alındığı için ürün yelpazesi ve konsept sabitti. Stratejik açıdan farklı şeyler yapma şansınız pek bulunmuyordu. Hareket alanı kısıtlıydı ve yaratıcıltğa pek imkan vermeyen dar kapsamlı bir işti." Dörken'e bir takım avantajlar tanıyordum "O yapı markette ve önceki çalıştığım şirketlerde, Dörken'cle çalışan insanlarla tanışıklığım vardı. Dörken'in merkezi ve fabrikasının, büyüdüğüm Hagen kentine çok yakın olması ve ürünlerin kalitesinden dolayı şirkete ve ürünlerine karşı sempati duyuyordum. Dolayısıyla Dörken yöneticileriyle aram iyiydi. Eski satış müdürlerinden birisi de genel müdür olmuştu. Onunla konuşurken yapı marketinden ayrılacağımı dile getirmiştim. Birkaç hafta sonra da bana telefon açıp, ihracat bölümünde çalışıp çalışmayacağımı sormuşlardı. Dış ülkelere daha çok açılmak istiyorlardı, farklı ülkelere ağırlık vermeyi planlıyorlardı. Ben de kabul ettim ve ağırlıklı olarak Akdeniz ülkelerinden sorumlu olarak işe başladım. Hem şirket merkezinin Hagen'e çok yakın olması, hem ele geniş bir coğrafyada görev alacak olmam beni ikna etmişti. Bu geniş coğrafyada Almanca dışında İngilizcemi, İspanyolcamı ve Türkçemi de kullanma fırsatım olacaktı. On sene boyunca Almanya'nın birçok şehrinde

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=