Yalıtım Dergisi 8. Sayı (Eylül-Ekim 1997)

sektörel toplantı _____________ _ DemirkanBARLAS Maalesef Türkiye'de biz bunu yapamıyoruz. Keniteks'in sahibi değerli dostum, Oktay Özkan anlattı. "17 senedir Türkiye'de sanayicilik yapıyorum. Son iki yıldır da inşaatçılık yapıyorum. İki villadan kazandığım para benim yıllardır sanayicilikten kazandığım paradan çok daha fazladır" dedi. Birincisi bu. İkincisi Türkiye'de inşaat sektöründe hiçbir belge, diploma aranmıyor. Eczane'de bile diploma aranırken, trilyonlar harcayan inşaat sektöründe ilkokul diploması dahi aranmıyor. Herkes müteahhitlik yapıyor. Bunun önüne geçmenin de imkanı yok. Bizim yapacağımız tek şey, topluca herkes kendisini çok iyi anlatacak, halk bilinçlenecek, bu ürünlerin kullanılma zorunluluğu kendiliğinden ortaya çıkacak. ısrarla söylüyorum bu yalıtım konusunu da anlata anlata devreye sokuyoruz. Bugün Etiler'de birçok firma inşaat yapıyordu. 20 milyara daire satıyordu. Yine aynı yerde Sarı Konaklar yapıldı. Sarı Konakların dış cephesine ısı yalıtımı yapıldı. lsı yalıtımlı daire satılırken diğer firmalar daire satamadı. Çünkü gelen adam gördü. Dışında ısı yalıtımı var, orada aylık aidat olarak 10 milyon öderken öbür tarafta 20 milyon ödeyecek. Biz bu örnekleri çoğaltırsak o zaman adam otomatikman yalıtımlı daireyi isteyecektir. Şimdi belediye çok önemli bir adım attı. Projelerde yalıtım aramaya başladı. Bundan önceki belediye başkanının danışmanı değerli dostum Mete Tapan şu örneği veriyordu: "Avrupa'da yapım bedelleri artmaz. Ama Türkiye'deki projeye bakıyoruz 100 milyarlık proje 500 milyara çıkıyor." Bu nasıl olur? Avrupa'daki projede tüm detaylar hesaplanmış, menteşedeki vida sayısı bile belli. Bizdeki projelerde ise hiçbir detay yoktur da ondan. ErdalTÜRK Sigorta konusuna dönmek istiyorum, biz vakti ile teras çatılar akarsa ne olur? "Biz tüketiciye nasıl garanti verebiliriz diye düşünürken sigorta şirketleriyle konuştuk. Biz bir yalıtım uygulaması yapacağız tüketiciye de işi teslim ederken işte bunun sigortası diye de bir güvence vermek istiyoruz" dedik. Fakat gördük ki sigorta şirketleri bunu yapamadı. Konuya ciddi olarak eğilmelerine rağmen klozunu bulamadılar. Başka açıdan açıklarsak TSE'de tarifi olmayan bir ürünü hangi standarda göre üreteceğiniz gibi bir konu. Dolayısıyla 7,8 sene önce idi bu anlattığım olay. Bugüne kadar başka bir örneğe ben rastlamadım. Şu da olabilir Türkiye'de inşaat · malzemelerinin kalitesi çok yükseldi. Yani güvenli malzemeler bulunuyor artık. Tüketici bu malzemeye güveniyor. Sonuç da uygulamaya kalıyor. Uygulamada profesyonelleşmiş işini bilen tekniği ne uygun doğru uygulama yapan firmalar ülkemizde var. Bu konuda ülkemi~de bayağı mesafe alınmış. Uygulamada bir süredir yeni detaylar gelişiyor. Yalıtım uygulamalarında yeni detayların gelişmesi de söylediğimiz gibi yeni çıkan malzemelerin performanslarından kaynaklanıyor. Carrefoursa örneğindeki gibi hafif metal çatı uygulamasını başarıyla dünya standartlarında yapabiliyoruz. Burada bir trapez çatı paneli var, bunun üzerindeki katman ısı yalıtımı ve onun üzerinde su yalıtım tabakası var. Bu tabiki genellikle eğimi çok düşük olan çatılar için gerekli, tercih edilen bir detay. Bu tür yapılar genellikle çatılarını düz yapmak zorundalar. Çünkü içerdeki ısıtılan, soğutulan hacmi boşu boşuna çatı boşluğu ile ziyan etmemeleri gerekiyor. Ayrıca geniş açıklıktan kaynaklanan konsturiksiyon hafiflemesi gerekiyor. Kaçınılmaz olarak bu detay ortaya çıkıyor ve Türkiye'de şimdi yeni yeni çok gelişen bir detay. Bitümlü malzemeler bu detaylarda avantajlar sunuyor. Elastomerik cinsi örtüler seçiliyor, üzeri reflakter minaral kaplı bu malzeme hipermarkette olmasa da örneğin bir çarşıda size bir çok avantaj sağlıyor. Çatıdan çıkacak sonradan bir baca bu tür bir uygulamada hemen çözümlenebiliyor. Bu detay sadece Carrefoursa'da değil Türkiye'nin bir çok yerinde örneğin, Tüyap'ın çatısında Ankara'daki yeni hipermarketin pratiker çatısında aynı detayla yapılıyor. Şimdi bunlar tabi büyük sanayi yapılar, daha önce arkadaşlarımızca sözü edilen "do it your sel"e yönelik değil. Ama o pazar da yabana atılacak gibi değil. Çünkü müşteri bir yapı markette o malı görerek alıyorsa bir tabaka da olsa önemlidir. Yarın o kişi satın almacı bir mevkiye geldiği zaman, orada gördüğü mala güveniyor. Son olarak bağlamak istiyorum. Sanıyorum Türkiye'de yetkili yönetimler, yapı da yetki sahibi olan yönetimleri, mimarlar odası, mühendisler odası da dahil hatta medya da dahil. Bence medya sorumludur da. Dernekler, mesala İZODER, işte tüm bu kurumlar, yalıtım bilincini kitlelere taşıyacak olan birimler, onlardan çok şey bekliyoruz. g 27 J -----

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=