Yalıtım Dergisi 8. Sayı (Eylül-Ekim 1997)

sektörel toplantı-----------~-- vam etmesi gerekiyor. DemirkanBARLAS Böyle bir dosya çalışması yaptığınız için YALITIM dergisi olarak size çok teşekkür ediyorum. Bu araştırmanın neticesinde Türkiye yalıtım pazarı nedir? Kaç firma hangi ürünleri üretiyor. Likit membranlar nelerdir, membranlar nelerdir, yapı kimyasalları nelerdir, bunları hangi firmalar üretiyor, kimler satıyor, bu firmaları dosyanın arkasında isimleri ve adresleri ile verirseniz daha iyi olur düşüncesindeyim. Erdal Bey'in konuşmasında verdiği örnekte olduğu gibi 65 milyon nüfuslu Türkiye ve Fransa örneğindeki gibi 120 milyon m2 ile 12 milyon m2 akıl almaz bir fark var. Ancak Avrupa'da yapı endüstrisi durmuş vaziyette. Buna rağmen Türkiye'de her gittiğimiz şehirde inanılmaz şantiyelerle karşılaşıyoruz. Bu yeni yapılarda yalıtım çok daha önem kazanıyor. Bizde 12 milyon m2'nin 120 milyonların çok üstüne çıkması lazım. Türkiye'de esas olarak istikrarlı yalıtım ürünü tüketimini sağlamayı hedeflemeliyiz. Yalıtım malzemelerinin kullanılmasını arttırmak için de doğru bilgi, açıklayıcı bilgiyi vermek zorundayız. , Eskiden likit membran üreticileri "her derde deva" diye anlatırlardı. Biz bu alana girdikten sonra şunu söyledik. Likit membranın yeri ayrıdır, membranın yeri ayrıdır. Malzemenin kullanılacağı yerleri spesifik olarak anlatmak zorundayız. Yine söylemeliyim ki fuarlarda detay uygulaması, gösteren standlar çok yararlı oluyor. Bire bir herkes doğru uygulamayı kendi. gözüyle görüyor. Bu sayede tüketici hangi ürüne gereksinimi olduğunu kendisi de görebiliyor. Üniversitede çok değerli bir hocamız vardı. Ordünaryüs Prof. Dr. Reşat Kaynar şunu söy26 lerdi: "Ben size hukuku madde madde öğretmek zorunda değilim, siz öğrenmek zorunda da değilsiniz, ben size olayın lafzını, ruhunu öğreteceğim, hangi dava hangi mahkemede açılır, hangi davayı hangi madde de arayacaksınız bunu öğrenmeniz lazım" Yalıtımı hızlandırabilmemiz için de biz bu püf noktalarını anlatmak zorundayız. Türkiye'de son yıllarda eline çantayı alan pazarlamacı olduğu için olay yanlış yönlere gidebiliyor. Ben çok mutluyum, gençliğimde bizim ustalarımız, üstatlarımız bize hiçbir zaman yanlış malzeme, yanlış uygulama önermediler. Ama Türkiye'de arz tüketimi geçti. Üretimi ile ithalatı ile. Satış sorumluları altındakine ayda şu kadar satmak zorundasın diyor. Adam o malı satarken neredeyse otomobilin üstüne yapıştır diye veriyor. Böyle olunca yanlış yönlendirmeler olabiliyor, işte benim dediğim budur, doğru malzemeyi, doğru uygulamayı önermek zorundayız. Biz uzmanlar bunu yapmalıyız. GündüTzANSEL Sadece satıcı değil, kullanıcı da bu hatayı yapıyor. Örneğin bugün Akdeniz Bölgesi'nde _b_ir bayimiz; aradı. Bir otel, tera~ına su yalıtımı ,yaptırmak istiyor. Otelin Teknik-Müdürü olan meslekdaşım uygulamayı bir kat membranla geçiştirmeyi düşünüyor. Birlikte maliyet analizi yaptık, uygulama dahil 1 milyar TL civarında çıktı. Oysa kendileri de kabul ediyorlar ki bu çözüm geçici. Buna rağmen müşteri maliyeti düşünerek, gelecek sene yenilemek zorunda kalacağı ve aslında çok daha pahalıya çıkacak çözümler arıyor. Ben bunu da yine bilgi ve bilinç eksikliğine bağlıyorum DemirkanBARLAS Ben de bu konuda şunu söylemek istiyorum. Yalıtım dediğimiz uygulama yapıların gözükmeyen altyapı malzemeleridir. Böyle olduğu için müteaahhitlerin veya teknik insanların açıkça söylüyorum çaldıkları en önemli kısımdır inşaatlarda. Bugün kime danışırsanız danışın bir çatının, bir terasın seramik kaplanması, veya mozaik dökülmesi yalnız üzerinde gezme işlemini sağlar. Açık bir terasta yalnız su yalıtımı değil, ısı yalıtımı da gereklidir. Bunların hepsi kaplama malzemesinin altında kaldığı için gözükmez, bizim insanlarımız kendine yaptığı evlerin hepsinde paradan tasarruf etmez. Bu Türkiye'nin her yerinde böyledir. Ama yap-sat diye gelen insan oradan çalıyor arkadaş. Tarihi yapılara 'bakın hiçbir sorun göremezsiniz. Şimdiki ticari yapılara bakın doğru uygulama yapıldığına şahit olursunuz. Bülent'ÇOLAK Hep aynı noktaya geliyoruz, Tür1<.iye'de inşaatlarda kontrol sistemi yok. kontrol sistemi olmayınca, ne betonarme doğru yapılıyor, ne izolasyon doğru yapılıyor, ne de uygulama doğru oluyor. Yurtdışını örnek aldığımız için söylüyorum Cidde'de bir şantiyede bulunuyordum. Bir su deposu yapıyoruz, uygulamada çeşitli malzemeler talep ediliyor, biz bilmiyoruz. Nedir bu diye soruyoruz, en sonunda bulduk ama uygulaması nasıl olacak? Tabii bunlar zamanla aşıldı. Ben 1988'de Türkiye'ye döndüğ'üm' zaman Antalya'da Turtel'in şantiye şefliğine başladım, havuz inşaatı yapıyoruz. Bildiklerimizi yarım ya_malak uygulamak zorunda kaldık'. Eğer her şantiye~ de, her yapıda, kontrol sistemi olsa bence bJz çok daha rahat ileriye gideceğiz. daha fazla verimli olacağız.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=