Yalıtım Dergisi 74. Sayı (Eylül-Ekim 2008)

portre/ röportaj En çok hayal ettiğim şeylerden birisi Kuzey Denizi'nde seyretmek. Fiyortları ve kutbu gezmek istiyorum.Ama bunun için zamanı daha iyi kullanabileceğim pozisyonlaragelmeyibekliyorum." "Denizciliği öğrenmek sınırsız bir iş. Öğrendiğim ilk şeylerden bir tanesi denizde kavga etmemek ve iddialaşmamaktı. Denizde uzlaşmayı öğrendim. Deniz, insanın köşelerini yontuyor, yuvarlatıyor. Kişiliğinin sert yönleri yumuşuyor. " "13 metrelik, tek direkli bir yelkenli teknem var. Denize haftasonlarında ve tatillerde çıkıyorum. İstanbul bu açıdan çok şanslı. Çok güzel bir iç denize ve rüzgara sahibiz. Ataköy Marina Yat Klübü'nün de yönetim kurulundayım." Maratonlara katılıyorum "Koşmak da sürekli yaptığım sporlardan birisi. Her gün koşuyorum. Üç kere de maratonlara katıldım. Avrasya Maratonu'nda bir yarı, bir tam maraton koştum. Ayrıca birisini de 37. kilometresinde bırakmıştım. Şimdilerde yeniden maraton koşmayı ve yurtdışında bir maratona katılmayı düşünüyorum. Özellikle New York Maratonu'na katılmayı istiyorum. Maraton hazırlığına başlangıç seviyesinde kondüsyona sahibim. Bu hazırlığa başlama seviyesi de oldukça önemli bir iştir. Maratona hazırlık süreci yirmi hafta sürüyor ve yoğun bir hazırlık dönemidir." Yurtdışındaki şehirleri koşarak tanırım "On beş senedir koşuyorum. İstanbul'un muhtelif semtlerinde koşu arkadaşlarım var. Koşunun en iyi tarafı bir partnere veya bir alana ihtiyaç duymaması. Kimseyi beklemek zorunda değilsiniz. Bir ayakkabı ve tişört yetiyor. Ayrıca her yerin sporu olması da büyük bir avantaj. Gittiğim yurtdışı şehirlerde, şehri tanımak için caddelerde sokaklarda sabah er66 YALITIM• EYLÜL/ EKiM 2008 ken saatlerde koşarım. Şehri koşarak tanırım." "Özellikle öğrencilik dönemimde de İstanbul'un tamamını yürüyerek gezerdim. Zaman sorunum da olmadığından belediye otobüsüne binmez, her yere yürüyerek giderdim. Kapı kapı, sokak sokak İstanbul'u öğrenmiştim." Sosyal sorumluluklarım da var "Sanayicilerin hayat tecrübeleri çok fazladır. Her konuyla haşır neşir oluruz ve olmak zorundayız. İdari poziyonlar, hukuk sistemi, insan ilişkileri, makineler, pazarlama gibi bir çok şeyle ilgileniriz. Bu dönemde işimin yanında çok da fazla sosyal sorumluluğum olduğundan firma işlerine biraz daha az zaman harcamaya başladım. Bu görevlerimin başında iki önem verdiğim iş de var. Bunlardan birisi Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nin (ÇOSB)yönetim kurulu üyeliğim. Büyük bir bütçemiz var ve oldukça yoğun bir iş. Ayrıca ÇOSB için bir dergi çıkartıyoruz ve derginin koordinasyonunu sağlıyorum. İZODER'in de yönetimkuruluüyesiyim." Gençler sistemin tümünü kavramaya çalışmıyorlar "Gençler öncelikle işe girdiklerinde etraflarında ne dönüyor, ne olup bitiyor, onu anlamaları gerekli. Fonksiyonu olmayan,edilgen bir pozisyonu tercih etmemeliler. Zekalarını kullanmalı, akıllarını çalıştırmalılar. Özellikle 12 Eylül döneminden sonra gençlerde bir edilgenlik başladı. Kendi çocuklarımda ve çalışanlarımda da bunu görüyorum. Verilen işi ezbere yapmaya alışıyorlar. Etraflarında dönen sistemin tümünü kavramaya yönelik bir çabaları yok. Sadece verilen görevi yapmak onları tatmin ediyor. Çevrelerinde ne olup bittiği onları pek ilgilendirmiyor. Yaptıkları işi bilerek, anlayarak, özümseyerek yapmalılar." İtmeyle kakmayla olmaz... "Eşim Gül Hanım da son beş senedir şirketimizde çalışıyor. İlk başlarda basın ve halkla ilişkiler konusunda faaliyet gösteriyordu; fakat sonraları üretim ve perakende tarafına daha çok ilgi göstermeye başladı. O işlerle daha fazla haşır neşir oldu. 12 ve 22 yaşlarında iki kızım var. Şahsen, onların bu işi devralmalarını isterim. Özellikle Avrupa'da kuşaklar arasında el değiştiren firmalardaki en büyük avantaj, tecrübenin doğrudan doğruya aktarılabilmesidir. Bir sanayici olarak edindiğiniz tecrübeyi çalışanlarınıza da aktarabiliyorsunuz. Fakat, bir evlada aktarılması çok daha kolay ve akışı hızlıdır. Arada kurduğunuz hat kan bağı olduğu için daha hızlı çalışır. Ama bu doğal olarak itmeyle kakmayla olmaz. Ben bu işi onlara aktaracağım diye kurmadım. Kendim sevdiğim için yapıyorum. Çocuklarım işe başlarlarsa da diğer çalışanlarımdan bir adım geride işe başlatırım. Bu da öğrenmenin en iyi yollarından bir tanesidir. Ben böyle bir şansı da başkasına veremem. Bu şansı ancak yetiştirebileceğim insana verebilirim." D

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=