Yalıtım Dergisi 74. Sayı (Eylül-Ekim 2008)

portre/ röportaj "Editörlük için çok genç olmam tereddütte kalmalarına neden oluyordu. O dönem editörlük yapanların yaşları genelde ellinin üzerindeydi. Bense 21 yaşındaydım. Güneş Gazetesi'nin bana tecrübe açısından çok büyük katkıları oldu. İki yıla yakın orada kaldım. İşimi çok seviyordum. Evli değildim, herhangi bir sorumluluğum yoktu, bütün enerjimi işime vermiştim. Dolayısıyla da mesleğimde çabuk ilerliyordum. Eve gitmeye ihtiyaç duymuyor, günlerce ofiste çalışabiliyordum. Bir süre sonra bana gece sorumluluğunu verdiler. Gazetede ikinci yazıişleri müdürü gibi bir pozisyon olan bu görev de beni gururlandırmıştı." Dünya, Günaydın ve BBC "1984 yılında, üniversite arkadaşım Gül Hanım ile evlendim ve o sene Dünya Gazetesi'nde editör olarak çalışmaya başladım. Eşim de yayınevle5 8 YALITIM • EYLÜL/ EKiM 2008 rinde editörlük yapıyordu. Nezih Demirkent, Hürriyet'ten ayrılmış ve Dünya Gazetesi'ni yeni satın almıştı. Bir ekip kuruyordu. Bir iki sene orada devam ettim. Onun sonrasında Günaydın'dan davet ettiler ve oraya geçtim. Fakat bütün hedefim yurtdışına gidip İngilizcemi geliştirmekti. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından bir yurtdışı eğitim fonu açılmıştı. O sınavı kazanmamın neticesinde altı ay için İngiltere'ye gittim. İngiltere'de çok yararlı bir altı ay geçirdim. Bir taraftan İngilizce eğitimi alıyordum, bir taraftan da BBC'de bazı ek görevlerimiz oluyordu. BBC'de Türkçe yayınlar bölümünde bazı imkanlara sahip oldum fakat sonunda Türkiye'ye döndüm ve gazeteciliğe yeniden başladım. O dönemde gazetelerde bir hava değişimi başlamıştı. Asil Nadir benim bulunduğum gazeteyi satın almıştı. Yazıişleri çalışanlarına ısmarlama, sipariş haberler hazır geliyordu ve gazeteciğilin eski tadı tuzu kalmamıştı. Benim için karanlık bir dönemdi. Böyle bir ortamda çalışmak istemiyordum. Gazeteciliktençok sermayenin borusunu öttürmeye başlamıştık. Önceki dönemlerde böyle şeyler olmazdı. Gazete sahipleri iktidarın veya sermayenin baskılarına dayanabilirlerdi. Kamu ilanlarının çekilmesibile çok fazla etkilemezdi. Basın üzerinde iktidarların veya sermayenin baskısı her zaman olmuştur. O zamanlar patronlar bu kayıpları kendi imkanlarıyla tolore edebiliyorlardı. Sonunda işten ayrıldım. Ama bu planlı programlı bir ayrılış değildi. Müthiş bir idealizmle İletişim Fakültesi'nden çıkıp, belli bir süre profesyonel gazetecilik yapıp, sonra tamamen kopmam ve ilişkilerimi kesmem hayatımdaki en radikal kararlardan birisiydi. Gazeteciliği bırakmamdaki nedenlerden birisi de ekonomik unsurlardı. Aşılacak bir sorun olmasına rağmen yine de ekonomik açıdan çok tatmin eden bir meslek değildi." Bir ajans kurdum "Okuldan sonra gazetecilik yapmama rağmen üretim de her zaman beni ilgilendirmiştir. Gazetede çalıştığım dönemlerde de her ne kadar yazıişlerinde çalışıyor olsam da zamanımın büyük bir bölümünü matbaada veya grafik atölyesinde geçirirdim. Nitekim, gazeteciliği bırakınca da baskılı materyaller hazırlayan küçük bir basım ajansı kurdum. İki senede şirket çabuk gelişmişti, 15 kadar çalışanım ve beş yüz kadar da müşterim olmuştu. Fakat basım işinin her ekonomik krizde çok kolay yara alması beni bu işten soğutmuştu. Firmaların bu gibi ortamlarda yaptığı ilk iş ajans ve reklam işlerini askıya almalarıdır. Ayrıca gerçek anlamda üreticilik yapmayı gitgide daha fazla istiyordum." Endüstriyelürünlerüretmek "O dönemde, tezgahtan çıktıktan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=