sınır ötesi kok kömürü fiyatlarından ötürü, taşyününü olumsuz yönde etkilemektedir. Taşyünü üreticileri, ocaklarını yakabilmek için çapı 80 mm'den büyük kok kömürüne (kömürden işlenir) ihtiyaç duymaktadırlar. Kömür fiyatlarının 2007 baharından itibaren artmasıyla kok kömürü fiyatı da artmıştır. Bunların yanında, kömür tedariğinde yaşanan sorunlar (Queensland,Avustralya'da bulunan Bowen Basin bölgesindeki yoğun yağışlar, Çin'in ihracatı dondurması, Güney Afrika'da enerji krizi) sıkışıklığı artırmış ve kömür fiyatlarını rekor bir seviyeye çıkarmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, Çin kömürünün FOB (Gemi Bordasında Teslim) fiyatları mart 2007'de 200-250 dolar/ton seviyesindenmart 2008'de 700-750 dolar/ton seviyesineyükselmiştir (Yüzde 225 artış) Çin ihracatları da aynı biçimde artan navlun fi. yatlarından etkilenmiştir. Baltık Navlun Endeksi (BDI)mart 2007 ve mart 2008 arasında yüzde 44 artmıştır. Çin'den kömür sevkiyatının azaldığı gerçeğinin yanında, Avrupa taşyünü üreticilerinin kok ithalatını sağlamak adına kısıtlı çözüm imkanları vardır. Farklı bir kaynak kullanmak gerçekten olanaklı değildir ve Avrupa'da kok üretiminin 2008 ve 2009 yılında ciddi anlamda artması beklenmemektedir. Kok kömürü alım için anlaşmalar aylar öncesinden oluşturulmakta3 6 YALITIM • TEMMUZ/ AGUSTOS2008 dır. Bunun neticesinde, artan kömür fiyatlarının taşyünü maliyetine etkisi 2007 yılında kısıtlı olmuştur. Ancak 2008 yılında bu darbe sert olacaktır: Rockwool firmasının, 2007 yılı vergi ve faiz öncesi kazanç marjı yüzde 19.5 iken 2008 yılında bu marj yüzde 13 olarak öngörülmüştür. Exane BNP Paribas'a göre tüm firmalar benzer biçimde etkileneceklerdir. Camyünü üreticileri de enerji fiyatlarındaki artıştan -taşyünü üreticileri kadar olmasa da- etkilenirler. 2008 yılında doğalgaz fiyatlarının ortalama yüzde 10-20 aralığında artması beklenmektedir. Köpük üretiminde ise, 2008 yılı fiyat artışları üreticiye yansısa dahi, polistiren ve poliüretan fiyatlarında ciddi bir artış beklenmemektedir. Enerji Verimliliği Yönetmelikleri Uzun Vadede Önemli Rol oynayacak Binaların yalıtımlarında yapılacak iyileştirmelerle enerji sarfiyatının azaltılması göz önüne alınabilir. Exane BNP Paribas'a göre, Avrupa'da ki mevcut konutların yüzde 75'i enerji verimliliği açısından olumsuz dinamiklere sahiptir (Binaların üçte ikisi 1975 yılından önce inşaa edilmiştir). Artan enerji maliyeti, çevresel bilincin güçlenmesi ve karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına yönelik siyasi çabaların sonucu binalarda enerji verimliliği konusu daha sıkı olarak ele alınmaya başlanmıştır. 2008 yılında, İngiliz tüketicilerin ortalama enerji faturasının 1000 .f'a ulaşması beklenmektedir (Bir önceki yıla göre yüzde 15 artış). Sadece bu veri dahi binalarda enerji verimliliğinin önemine ve zorunluluğuna kanıt olmaktadır. Gerek mineral gerek köpük yalıtım ürünleri bu probleme karşı en güçlü çözümü sunmaktadır. Bununla birlikte düz camlar, ısıtma ve havalandırma sistemleri, alçıpan, refrakter sıvalar ve yalıtım tuğlaları da enerji verimliliğine yönelik artan talepten faydalanmalıdırlar. Avrupa için de en zorlayıcı idari konu ise bu talebi kontrol altına almaktır. Avrupa'da, yeni binalardan istenen özellikler artırılmış ve enerji verimliliğini teşvik etmek üzere, özellikle eski evlerin yenilenmesinde ciddi teşvikler sağlanmıştır. Pek çok devlet, pasif (enerji nötr) konut yapımını 2020 yılına kadar standartlaştırmayı hedeflemiştir. Bu hedef, yalıtım seviyesinin iç kaplama dahil, mevcut standartların iki kab kalınlıkta olmasını gerektirecektir. Özet Yazarların görüşüne göre iklim değişikliğine karşı artan bilinç ve beraberinde enerji verimliliğini geliştirmeye yönelik yönetmelikler, yapı malzemeleri üreticilerini iki yönde etkileyecektir: 1. Avrupa'da yenilenmek durumunda kalacak (ısı yalıtımlarının iyileştirilmesi için) bina sayısı önemli oranda aratacaktır. (Yıllık bileşik yüzde 5.5 büyüme) 2. Termal ürünlerin olumlu etkisi yüksek fiyat/marj gibi veya yüksek hacim gibi karışık bir etkiye yol açacaktır. Hesaplamalara göre, yeni yönetmelikler uyarınca uzun vadede ihtiyaç duyulacak yalıtım kalınlıkları, hacmin artmasına, dolayısıyla yüzde 2.5 yıllık bileşik büyüme oranı yakalanmasına yardımcı olacaktır. Pozitif senaryoya göre yeni konut yapımının azalması beklenen ülkelerde (örneğin İspanya) yeni yönetmeliklerden ötürü pazar hacminde bir genişleme olma ihtimali vardır. Özetle, inşaat piyasasındaki yavaşlayan büyümeye rağmen, yukarıda bahsi geçen etmenlerin enerji verimliliği piyasasının 2008-2040 yılları arasında yıllık bileşik 6 büyüme oranına sahip olmasını sağlayacağı öngörülmektedir. 11
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=