Yalıtım Dergisi 72. Sayı (Mayıs-Haziran 2008)

portre/ röportaj patizanı olmama rağmen olaylara pek karışmamıştım. Öyle insanlardan ayrı, özel şartlara sahip, keyif çıkaran bir insan değilim. Paylaşmayı ve bir arada yaşamayı seviyorum." "İstanbul Teknik Üniversitesi, Anadolu'nun her tarafından gelen insan• !arın bulunduğu bir ortamdı. Türk İn· sanını daha iyi tanımama ve onlarla daha iyi ilişkiler kurmama imkan verdi. İkinci sınıfa geldiğimde ailemin yanından ayrıldım ve Galatasaray Lisesi'nde etüt ağabeyliğine başladım. Akşamları, üniversitedeki derslerimi bitirdikten sonra liseye gidip, yatılı öğrencilerin bulunduğu sınıflarda onlara nezaret ediyordum. Boş zamanlarımda özel ders vererek de yaşamımı sürdürüyordum." Stanford... "Fakülteden yüksek mühendis ola• rak pekiyidereceyle mezun olduktan sonra, bir sene kadar asistan olarak görev yaptım. Bu sırada TÜBİTAK'ın NATObursuna müracaat ettim ve kazandım. Ardından Stanford Üniversitesi'nde Yöneylem Araştırması yüksek lisansı yapmak üzere ABD'yegittim. Oradan 4 üzerinden 3.75 ortalamayla mezun oldum. Çok iyi bir performanstı. Kendini iyi yetiştirmiş bir Türk insanının dünyada iyi yetişmiş diğer insanlardan farkı olmadığını görmüştüm. Şişecam'dan da burs almıştım. Bu burs Türkiye'yedaha kısa sürede dönmeme neden oldu. Türkiye'de sanayide çalışmak istiyordum. 1975 yılında Türkiye'ye döndüm. Kısa dönem askerlik yaptım. O tarihten beri de Şişecam'da çalışıyorum." "Amerika'ya, İTÜ'de tanıştığım eşim• le gitmiştik. Onun da çalışması gerekiyordu. Çocuk bakıcılığı yaptı, laboratuvarlarda çalıştı. Bursum 250 dolardı ve bunun 148 dolarını lojman kirasına veriyorduk. Devletin verdiği 'food coupon' denilen yardımlardan yararlanıyorduk. Bu bize 40-50 do· !arlık bir katkı sağlıyordu. İkinci yıl· 46 YALITIM• MAYIS/ HAZiRAN2008 dan itibaren sınav kağıtlarını okumam ekstra bir gelir elde etmemizi sağlamıştı." Telefon, muz, tavuk, otomobil... "Amerika'ya ilk gittiğimizde kalaca• ğımız yer belli değildi. Kayıt bürosuna başvurduğumuzda, özür dileye• rek, bize verebileceklerievin tam hazır olmayan, tamamlanmamış bir ev olduğunu söylemişlerdi, biz de başka bir alternatifimiz olmadığından evi görmek istemiştik. Onların nezdinde, dubleks tamamlanmamış evin tek eksiği, telefonunun bağlanmamış ve kapısındaki telin yırtık olmasıydı." Amerika• 1972 "Amerika'da birçok şey bize çarpıcı geliyordu. Bunlardan ilki, gittiğimizin ilk haftasında eve telefon bağlanabileceğini söylemeleriydi. 1972 yılının Türkiye'sinde pek mümkün olmayan bu imkana bir hafta içerisinde ve 20 dolara sahip olabilecektik;inanılmaz bir şeydi. Bizim için erişilmez bir araca 20 dolar verelim mi verme• yelim mi tereddütleriyle 15 günde ancak karar verip telefon almıştık. 20 dolar için 15 gün düşünmüştük. Diğer çarpıcı şeylerden birisi de muzdu... Muz, o dönemlerde Türkiye için bayramlarda, yılbaşlarında yenilen bir meyve özelliğini taşıyordu. Fakat Amerika'da bol miktarda ucuz muzun olması bizleri oldukça şaşırtmıştı. Hatta birkaç ay boyunca bolca muz yemiştik. Yine çocukluğumda özel bir yiyecek olan ve belirli günlerde yenilen tavuk da Amerika için sıradan bir yiyecekti. Otomobilse ucuz ve çok sıradan şeylerin başında geliyordu. Blue jean, bisiklet yaka fa. nila gibi şeyler bile Türkiye'de ancak özel yerlerde bulunabiliyordu. Bütün bunları bir arada görünce insanda bir tutukluk oluyor." Refah ve sefalet iç içeydi Amerika'da bireyselliği çok kolay fark edebiliyordunuz. Mesela sokakta yaralı birisine yardım eli pek uzatılmaz, hemen polis çağınlır. İkincisi ise aile bağlarının bizdeki gibi sıkı olmaması. 16 yaşına gelen çocuğun ailesinden ayrılması ile anne ve baba kedi, köpek bağımlısı haline geliyor. Diğer taraftan iş hayatı da oldukça acımasız. Her an işinizi kaybedebilirsiniz. İyi eğitimli insanların büyük imkanlara kavuşmasına, ekonomik imkanlar daraldığındaysa işlerini aniden kaybetmelerineçok şahit oldum. Refah ve sefalet iç içeydi. Uzmanlaş• ma da ABD'ninen dikkat çeken özelliklerinden birisiydi. Sol eğilimli olmam nedeniyle zencilerin ezildiği, kötü şartlarda yaşamaya zorlandığı gibi yargılarım olmasına rağmen Amerika'ya gittiğimde onların tuhaf halleri, konuşmaları, biraz saldırgan tavırları beni çok rahatsız etmişti." San Francisco • Golden Gate

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=