Yalıtım Dergisi 72. Sayı (Mayıs-Haziran 2008)

globalanaliz 0.00, 0.000 .____ r---... ---..... ~ _,,.,.-/ V '-.... o,., --..----- 00>) 0.020 0.010 0.000 , ... "" ""' ıoo, 2002 "" İnşaat Sektörünün GayrisafiMilli Hasıladan Aldığı Pay Yüzde Olarak Gene aynı şekilde inşaat sektörünün milli gelirden aldığı paya baktığımızda, 2004 yılına kadar hep düşüş içinde olduğu, en son 2005 ve 2006 yıllarındaki yükselişe rağmen hala yüzde olarak 1998 yılının altında olduğunu görmekteyiz. 2006 yılını 1998 yılı ile karşılaştırdığımızda 1987 fiyatları ile bakıldığında 6559 olan inşaat sektörünün 7,389'a büyüdüğü, fakat 119,303 olan milli gelirin ise 154,342 olduğunu görmekteyiz. Sonuçta 2006 yılı 1998 karşılaştırmasında inşaat sektörü rakamsal olarak büyümüş olsa bile milli gelirden aldığı pay bakımından 2006 yılı 1998 yılından daha kötüdür. Bütün bu rakamlardan çıkan sonuç ise inşaat sektörünün bir süre daha büyüyeceğidir. 1990'lı yıllardan beri datalar incelendiğinde inşaatın milli gelir içindeki payının hep yüzde 5 ve üstünde olduğu görülmektedir. 2006 İhracat-İthalat (Milyon $) Yıllar lhracaat 1998 26,974 1999 26 588 2000 27,775 2001 31,334 2002 36,059 2003 47,253 2004 63,167 2005 73,476 2006 85,535 2007 107,184 2 6 YAUTIM • MAYi$ / HAZiRAN2008 yılı itibariyle inşaat sektörünün milli gelirden yüzde 4.8 pay alıyor olması, bu bakımdan hala potansiyelinin olduğu anlamına gelmektedir. Türkiye'nin Dış Ticaret Dengesive Yakın Gelecek Aşağıdaki tabloda kolayca görülebileceği gibi yıllar içinde Türkiye'nin ihracaatı artmış fakat buna mukabil ithalatı da dramatik bir şekilde yükselmiştir. 2007 itibariyle mal dengesi açısından ithalat ve ihracaat arasındaki fark 62 milyar dolar seviyelerindedir. Bu şu anlama gelmektedir; teknik olarak her sene 62 milyar dolarlık bir yabancı paranın Türkiye'ye gelmesi gerekmektedir. Bunun yöntemleri ise turizm, doğrudan yatırım, bavul ticareti ve sıcak para şeklindedir. Sıcak paranın gelmesi için ise maalesef yüksek faiz vermek gerekmektedir. Bu durumda yabancı para ancak gelmekte,TL mevduata dönerek faiz ithalat Fark 45,922 -18,948 40 671 -14 083 54,502 -26,727 41,399 -10,065 51,554 -15,495 69,340 -22,087 97,540 -34,373 116,774 -43,298 139,576 -54,041 170,048 -62,864 kazanmakta, yeterince gelir elde ettiği zaman ise tekrar ülkeyi terk etmektedir. Sıcak paranın yarattığı bu kısırdöngü kırılamadığı sürece her ne yaparsak yapalım kriz kaçınılmazdır. Eninde sonunda Türkiye ya bu ticaret açığını kapatmalı ya da bu finansmanı bulmak veya Türkiye'den çıkan bu parayı yerine koymak zorundadır. Şu an için yüksek faiz verilerek olası bir kriz ihtimali sürekli ertelenmektedir. Ama nereye kadar? Sonuç İnşaat sektörü ve yalıtım sektörü önümüzdeki dönemlerde hacimsel olarak büyümeye devam edecektir. Fakat, fiyatlar ve karlılıklar diye bakıldığında aynı şeyi söylemek pek mümkün olmayacaktır. Fiyat, önümüzdeki dönemde maliyet baskısı ile satış baskısı arasında sıkışarak arttsa bile bu sınırlı olacaktır. Dolayısıyla tüm şirketlerin daha az kar marjları ile yaşayabilmek için verimlilikve tasarruf ile ilgili çalışmaları bir an önce başlatmaları gerekmektedir. Dış ticaretimizde verdiğimiz ciddi açığı kapatacak acil çözüm planları uygulanmalıdır. İhracaat daha çok desteklenmeli, teşvik ve destekler bu yönde olmalı, enerji maliyetleriihracatçı için düşürülmelidir. Yüksek faiz verilerek ayakta tutulan sistem, devam ettirilebilir değildir. Yabancıların yapacağı doğrudan yatırımları kolaylaştırma ve vergi avantajları, yatırım kolaylıkları gibi paket ve komple çözümlerle yabancı yatırımcının ilgisiniçekecek sistemler üzerine çalışılmalıdır. Yalıtım sektörü kendi içinde haksız rekabet ve ürün kalitesi problemlerini aşmalı; fiyat üzerinden değil, kalite ve hizmet yönünde rekabet etmelidir. Bunun için belirli konsensüsler ve prensipler üzerinde bütün firmalar anlaşmalıdır. Her şeye rağmen yalıtım ve inşaat sektörünün geleceğini iyi görmekle birlikte tedbir ve çalışmayı elden bırakmamak gerekiyor. D

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=