portre/ röportaj ürünleri de yurtdışında bir çok projede kullanıldı. Ürünlerimiz yurtdışında da onaylanıyordu. Avrupa'da ürünlerimizin belli standardın üzerinde olduğunun tescillenmesi bizleri de sevindiriyordu..." Hollandalılardan iyi bir eğitim aldık "1988 yılında ufak tefek ihracat işlerine girmeye ve çantayı elimize alıp yurtdışına gitmeye karar verdik. Alıcı bulup bulamayacağımızı merak ediyorduk. Derken 1990'da ihracat bölümü ayrı bir bütçesi ve hedefi olan bir departman haline geldi. Bu departmanın müdürü de ben oldum. 2004'e kadar bu görevi yürüttüm. Bir çok fuara katıldık. Bir çok ülke ile çalıştım, Bazı ülkelerden elimiz boş döndük. Bazı müşteriler tarafından suistimal edildik.Tüm bunlar bize ders oldu." "Bu arada Hollanda ve Türkiye'nin ortak kurduğu İhracatı Geliştirme Merkezi (IGM)ile tanıştık. İlk başta Hollandalı yetkililer bizi ziyaret ettiler. Üretimimizin nerede, hangi koşullarda yapıldığını yerinde tespit ettiler. Sonra bizden ürünlerimizi istediler. Ürünleri ve satış fiyatlarını gönderdik. Malımızın Avrupa'da satılabilirliğini tespit ettikten sonra bizi Hollanda'da eğitime davet ettiler. Türkiye'den farklı firmalardan on kişi eğitim gördük. İhracatın 'a'sından başlayıp, pazar araştırmasının nasıl yapılması gerektiğine kadar bir çok konuda eğitim aldık. Eğitim sonrasında uluslararası bir fuara davet edildik. Fuarda stand verdiler. Ürünleri nasıl yerleştireceğimizi, nasıl tasarlayacağımızı gösterdiler. Daha sonra da bizi üç yıl boyunca izlediler. Artık Türkiye gelişmekte olan ülkeler statüsünden çıktığı için Hollandalılar bu eğitimi vermiyor. O eğitimlerden çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Keşke IGM ihracatçı firmalara aynı eğitimi vermeye devam etse..." 5 4 YALITIM• KASIM/ ARALIK2007 Gümrük Birliği tek taraflı işleyebilir "İhracat bölümümüzün kazancı benim bıraktığım 2004 yılında yaklaşık 3 milyon avro'ya yakın bir rakamdı. Üretimimizinyüzde 15'ini ihraç ediyorduk. Sizden sonra gelecek nesli yetiştirmek ve o neslin önünü açmak zorundasınız. 2004 yılında 'Artık başka arkadaşlar devam etsin' dedim ve işi devrettim. Bugün BTM'ninteknik danışmanlığını yapıyorum. Avrupa'da mevzuatlar ve standartlar çok hızlı gelişiyor, Türkiye'nin AB'ye giriş süreci iyi ya da kötü bir şekilde çalışıyor ve Gümrük Birliği anlaşması ile Türkiye'deki üretimin Avrupa'daki üretimle eşdeğer olması gerekiyor. CE gibi bir sürü işaret, yöneticileri zorlar hale geldi. Bu belgelendirmeleri geçmek zorundayız. Aksi takdirde Gümrük Birliği tek taraflı olarak işleyecek. Halbuki Türkiye'nin menfaati çift taraflı işlemesinde. Tüm bunları takip etmek, incelemek ve uygulamak zorundayız. BTM olarak 1986 yılının başından beri sektöre! derneklerin hepsine aktif üye olduk ve hepsinin içerisinde aktif olarak çalışmalar yaptık. Bu derneklere mesai harcadık. Şirketim de beni bu konuda çok destekledi..." CE buzdağının görünenyüzü... "İki sene önce bitümlü örtü üreten firmaların oluşturduğu BİTÜDER'i kurduk. BTMolarak da böyle bir derneğin kurulmasına ön ayak olduk. Organize olmamız lazımdı. AB'nin bir sürü yönetmeliği var ve bu yönetmelikler yakın bir gelecekte Türkiye'de de kullanılacak. Gelişmeler sürekli devam ediyor. Bu yaptırımlar o kadar ağır ve masraflı ki bir firma tek başına bunlarla savaşamıyor. Bir fir. manın tek başına tüm bu uygulamaları tek başına yapması mümkün değil. Dolayısıyla tüm örtü üreticilerini bir dernek çatısı altında toplamamız ve sorunları ulusal bazda çözümlememiz gerekiyordu. Bu yıl BİTÜDER'i Avrupa Bitümlü Örtü Üreticileri Birliği'nin (BWA) üyesi yaptık. Önceden BTMolarak üyeydik. Artık sorunları yalnızca BİTÜDER olarak değil, BWA çerçevesi içerisinde çözümleyebileceğiz. Derneğin idealleri büyük. CE işareti buz dağının görünen yüzü. Onun arkasından gelecek yönetmelikler çok kapsamlı ve karışık. Ancak Avrupa bazında bir organizasyonla çözülebilecek şeyler. Kimse bu boyutta olacağını düşünmemişti. BWA'yaüye olup, uyarılar gelmeye başladıktan sonra olayı tam olarak görmeye başladık. CE belgelendirmesi Türkiye'yi oldukça zorlayacak. Üretilen bitümlü örtülerin testleri tarafsız laboratuvarlarda yaptırılmak zorunda. Ayrıca altı ayda bir üretim tesisinin denetlenmesi gerekiyor. Türkiye ise bu noktada henüz hazır değil. Çünkü TSE bu işi üstlenmek istemedi. Bu konuda ilk başta epey zorlandık. Sonunda İZODER kanalıyla işi çözmeye karar verdik. İZODER şimdi su ve ısı yalıtım malzemelerine yönelik belgelendirme laboratuvarı kuruyor ve denetçi yetiştirme yoluna gidiyor.Tüm test aletlerinin siparişleri verildi. Yani belgelendirmede iki önemli engeli İZODER kanalıyla çözeceğiz ... " En büyükilgi alanım uçuş simülatörleri "1990 yılında bilgisayar ve bilgisayar oyunlarıyla tanıştım. O yıllarda tesadüfen bir uçuş simülatörü elime geçmişti. Bu oyun tepkili motorlarla ilgili hayallerimi su yüzüne çıkardı. Bir uçak nasıl kalkıyor, nasıl uçuyor, rotasını nasıl çiziyor, nasıl iniyor gibi konular ilgimi çekmişti. 1994 yılında Hürriyet'te, Uğur Cebeci'nin yazdığı uçuş simülatörleriyle ilgili bir haber okumuştum. Haberde yer alan İnternet adresindeki kişilerle temasa geçtim ve bana 'bilgisayarını al gel, gerekli programları yükleyelim, internetten oynarsın' demişlerdi. Dediklerini yaptım, programları yüklediler
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=