portre/ röportaj sonrasında toparlayarak tamamlamıştım ... " Yaptığım çatı akmaz! "Üniversitelerle de işbirliği içerisine girmiştik. O dönemde su yalıtımda çıplak fibrocam ve üretimimiz olan bitümlü örtüler, ısı yalıtımı sektöründe de camyünü ve styropor kullanılıyordu. Poliüretan yeni yeni piyasaya çıkıyordu. Styroporlar kaliteli ve yüksek yoğunluklu değildi. Böyle bir ortam içerisinde Era Mimarlık'tan Ertun Hızıroğlu bizi arayarak, Tarsus İplik Fabrikası'nın ısı ve su yalıtımını yapmamızı teklif etmişti. Isı yalıtımı sağlayacak sert bir malzeme arıyorlardı. Styropor kullanmayı amaçlıyordu fakat diğer rakip firmalar styroporun sıcak bir iklim bölgesinde eriyeceğini iddia ediyorlardı. Bu iddianın aksini kanıtlamaksa bize düşmüştü. İTÜ'den Prof. İmer Sunguroğlu ile üç aylık bir araştırma başlattık. Bir rapor hazırlandı. Styroporun boy uzama katsayıları 75°C'den sonra başlar. Araştırma sonunda İTÜ imzalı çıkan raporun cümleleri hala aklımdadır. Rapor, 'Tarsus gibi bir bölgede otuz yıllık sıcaklık grafikleri göz önüne alınarak yapılan çalışma sonucunda, en üstte beyaz mineralli bir örtü kullanılması halinde, örtü yüzeyinde oluşabilecek olan sıcaklık maksimum67,7 °C'dir' diyordu. Örtü yüzeyinde bu ısı oluşuyorsa, örtünün altında styroporun üstünde bu ısı biraz daha düşecekti. Dolayısıyla styropor herhangi bir şekilde deforme olmayacaktı. Bu doğrultuda Tarsus İplik Fabrikası bizim ve hocamızın arzu ettiği şekilde inşa edildi. Ertun Hızıroğlu ise on beş günde bir Tarsus'a denetime gitmemiz şartıyla kabul etmişti. Daha sonra su yalıtımı yapılırken Ertun Hızıroğlu ile Tarsus'a gidip geldik. Bu samimiyetimizbizim Carrefour mağazalarının uygulamalarını almamızı, orada Türkiye'de ilk kez hafif metal çatıyı kullanmamızı sağlamıştı. 1991 yılında işi biz üstlen5 o YALITIM •KASIM/ ARAUK 2007 miştik. Şantiyeden sorumlu kişi de bendim. Carrefour'un genel müdürü ile sözleşmeyi imzaladığımız gün, Ertun Hızıroğlu 'Bu çatıyı yapmak isteyen bir sürü Fransız firma vardı. Bu iş Türkiye'de yapılıyorsa Türk işçisi tarafından yapılacak. Bu çatı akmaz değil mi?' diye sormuştu. Ben de 'Benim yaptığım iş akmaz' cevabını vermiştim. Genel müdür de gülerek, 'Ben akmayan çatı görmedim' demişti. Bir sürü bilinmeyenive detayı çözmemiz gerekliydi. Yerinde detay üretmemiz gerekiyordu. Tüm bunları yaptık ve o çatıyı zamanında teslim ederek, Türkiye'de su yahtımcılar için yeni bir pazarın oluşmasını sağladık. Yaptığım çatı üçüncü kişilerce delinmediği sürece bugüne kadar hiç akmadı. Bugün bir çok yapıda hafif metal çatı detayı uygulanıyor ve bu hafif metal çatı detaylarının kiminde sentetik, kiminde bitümlü örtüler kullanılıyor ... " Köfteci dükkanı açacaktık "1986'li yılların başında Şişe Cam, cam işine yoğunlaşma kararı almıştı. Diğer işlerden çekilecekti. Eskilerden sadece Erdal Türk ve ben kalmıştık. 1986 yılında BTM tesisleri, Levent Ürkmez ve Mustafa Oran tarafından satın alınmıştı. Cam Elyafın bayileriydiler. Altı ayda belli bir stok yapıldıktan sonra tesisler sökülüp İzmir'e taşınmıştı. Bu altı aylık dönem bizim için de bir düşünme süreci olmuştu. Cam Pazarlama kendileriyle çalışabileceğimizi teklif etmişti ama biz artık o şirkette çalışmak istemiyorduk. Erdal ile birlikte bir köfteci dükkanı açma fikri geliştirmiştik. Planını, projesini detaylandırmış ve bu düşünceyi ciddi ciddi aktif hale getirmeye başlamıştık. Dükkan bile bulmuştuk. Dükkanı kiralamadan bir gün önce LeventÜrkmez bize, 'Buraya kadar getirdiniz, bundan sonra da siz götürün. Beraber çalışalım' teklifinde bulunmuştu. Bir tarih vermiş ve 'İstanbul Mecidiyeköy'debüronuz şu tarihte hazır olacak' demişti. Erdal ile zaten böyle bir teklifi bekliyorduk. Çok memnun olmuştuk ve kabul ettik. Köfteci dükkanı hayalimiz de böylecesona ermişti. Belki bugün Sultanahmet Köftecisi gibi bir zincirimizi olacaktı..." İşten atılmak için torpil kullanmak zorunda kaldım "Bir taraftan da Cam Pazarlama'daki tazminatlarımızın peşindeydik. Erdal ile kalktık grup liderinin yanına gitmiş ve bizi işten çıkarmasını rica etmiştik. Kabul etmemiş, bizden memnun olduğunu bildirmiş ve işten çıkartılmak istiyorsak torpil kullanmamız gerektiğini söylemişti. İlk defa ters bir torpil yaptırmak zorunda kalmıştık. Şişecam'ın üst yönetiminde bulunan ve çocukluğumda, gençliğimde bana çok yardımları bulunan rahmetli Semih Bayar'dan işe girmek için kullanmadığım torpili, işten çıkarılmak için kullanmak zorunda kalmıştım. İşe yaramıştı, tazminatlarımızı alarak ayrılmıştık ... " Şantiyeleri bulmak için gemici haritaları kullanıyorduk "1977'de işe başladığımda doğru düzgün su yalıtım malzemesi olarak yalnızca BTM'nin ürettiği okside bitümlü su yalıtım örtüleri ve bir de Sudur firması bulunuyordu. O firma daha sonra otomotiv sektörüne yöneldi ve bu sektörden çekildi. BTM pazarda tek başına kalmıştı. 1 Temmuz 1986'da BTM'de çalışmaya başladık. Ben satış müdürü, Erdal Türk de pazarlama müdürüydü. Merkez İzmir, bizim ofisimiz Mecidiyeköy'deydi. Özellikle Avrupa'dan ithal edilen birçok polimer bitümlü örtü Türk piyasasına girmeye başlamıştı. 1984 yılından sonra Akdeniz ve Ege'de turizm projeleri artıyordu. Furya halinde otel inşaatları devam ediyordu. Ben Ayvalık'tan Finike'ye kadar, Erdal da Finike'den Alanya'ya kadar olan bölgeden sorumluydu.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=