Yalıtım Dergisi 65. Sayı (Mart-Nisan 2007)

portre/ röportaj var. Bütün bu firmalar portföylerindeki likit ürünlerle membran olmadan su yalıtımı pazarında yer alıyorlar. Bu rakiplerimizle artık omuz omuza bir pazarlama yapıyoruz. Hedeflerimiz arasında ilk dönemlerimizdeki pazar payımızı geri kazanmak ve likit yalıtım malzemelerinde bulunduğumuz konumu güçlendirmek var. Rekabette yabancı sermayeli firmalar bulunuyor ve bunların sayısı gün geçtikçe artıyor. Alanımızda bizden başka Türk sermayeli firma neredeyse kalmadı denilebilir..." Sektörde dürüst imalat ve ticaret yapanfirma hedeflediği konumagelir!.. "Yalıtım sektörü sonu gelmeyecek bir sektör. Çok doğru bir sektördeyiz. İnşaat sektörü zayıflayabilir, tekstil sektörü krize girebilirama yalıtım hiç bitmeyecek bir pazar. Bu pazarda iyi bir konumdayız. Hem tamirat-tadilat hem yeni inşaat pazarında varız. Dolayısıyla inşaat sektörü canlıyken varız; fakat sektör bir duraklama dönemine girse bile çatısından su damlayan bir insanın bu işini ertelemesi mümkün değil. Sektörde dürüst imalat, dürüst ticaret yapan her firma kolayca hedeflediği konuma gelebilir..." Makul ölçüdebüyüme hedefliyoruz "Emülzer'de özellikle son beş senede ciddi bir vizyon değişikliği yarattık ve bir yükseliş trendi yakaladık. Bunun nedenlerinden birisi Türk mallarının dünya kalitesinde olması ve likit yalıtım ürünlerinin iyi ve doğru çözüm sunduğunun anlaşıl6 2 YAUTIM • MART/ NiSAN2007 ması. Artık biz de kendimizi daha iyi ifade ediyoruz. İletişim konusunda danışmanlık hizmeti almamız da çok etkili oluyor. Planlarımızda bir sapma yok. Yalıtımın ilk firmasıyız ve likit yalıtımda öncü konumumuzu sağlamlaştırmak istiyoruz. Bu yönde ilerleyeceğiz. Makulölçüde bir büyüme hedefliyoruz." Vergisiz kazanca sırtını dönmüşsen, sıkıntıları da baştan kabullenmiş oluyorsun "Üretici olarak bürokratik zorluklar da yaşıyoruz. Bu zorluklar, kanunların tam oturmamış olmasından ve uygulanmamasından kaynaklanıyor. Gereksiz ve yasaklayıcı kanunlar var. Mesela solvent temininin sınırlandırılması bizi çok zorluyor. Benzin sahteciliğinin yapıldığı yerler belli. Buna önlem olarak solventin kısıtlanması çok saçma. Zorluklar boya imalatçılarının, yalıtım malzemesi üreticilerinin üzerine yıkılıyor. Bu başka ülkelerde oluyor mu bilmiyorum?.. Benzincide solvent katkılı benzin satılmasını engellemek için diğer üreticiler zor durumda kalıyor, sıkıntı çekiyor. Faturasız satışlar ve kayıtdışı ekonomi de ciddi bir zorluk. Kayıtdışı ekonomi, bizim gibi sırtını ekonomiye dönmüş bir firma için zor şartlar yaratıyor. Ortadaki kolay vergisiz kazanca sırtını dönmüşsen sıkıntıları da baştan kabullenmiş oluyorsun. Ama kayıtdışı ile ilgili yakın zamanda ciddi tedbirler alınacağını tahmin ediyorum. Bu sayede bütün üreticiler eşit şartlarda yarışmaya başlayacak." Diğer ülkelereya iyi fiyat vererekya da dahayüksek kaliteli ürün temin ederek glreblllrlz "İhracat yapmaya karar verdikten sonra yakın ülkelerdeki fuarlara katılmaya başlamıştık. Suriye, Ürdün, Kazakistan ve Ukrayna'ya gittik... Zannediyorum o dönemler kendimizi Almanya'yaya da Fransa'ya yakıştıramıyorduk. Ama ocak ayında Almanya'daki Bau Fuarı'na katıldık. Şimdi hedefimiz dünya çapında tanınan fuarlara katılmak. Bu fuarlara ciddi alıcılar katılıyor. Çok da doğru karar verdiğimizi gördük. MeselaAlmanya'daki fuarda hiçbir eksiğimiz olmadığını, hatta bazı ürünlerde Avrupa'dakilerden bile iyi olduğumuzu gördük. Daha kaliteli ürünler üretebiliyoruz. Diğer ülkelere ya iyi fiyat vererek ya da daha yüksek kaliteli ürün temin ederek girebiliriz. Keşke bu fuarlara katılan Türk firmaları artsa..." Bütünbelgeleritopluyorum "Yalıtım sektörüyle ilgili bulabildiğim bütün belgeleri topluyorum. Ama bu zamana kadar kendi belgelerimizden daha eski bir belge geçmedi elime. Fransızca yazılmış teklifler,ürünlerle ilgili mektup ve broşürler var. Belki minikbir müze bilekurabilirim.1949 yılında düzenlenen sanayi sergisinin bir fotoğrafını Ara Güler'den temin ettim. Emülzer o sergiye bir havuzla katılmış ve bir teşekkür belgesi almış." İşe homurdanmadangelirim "Bütün iş benim üstüme kalsa hiç aralıksız çalışırım. Ama tabii amaç bütün işi kendin yapmak değil. İşi paylaştırdığımızda verimli olabiliriz.Ancak iş yürümüyorsa ya da aksıyorsa müdahale ederim. Çalışmayı sevmeyen birisi değilim. Yanibende bir pazartesi sendromu yoktur. Haftasonu tatilimi yaptıktan sonra pazartesi günü hiç homurdanmadan işe gelirim ve severek çalışırım. Ama gün ortasında birisi beni ayartırsa da kaytarabilirim. Fakat işten çaldığım mesaiyi akşam ilave ederim. Yapılmamış işim kalmaz. Son dakikacıyım. Okuldayken de böyleydim.Ödevlerimiya vapurda yapardım ya son gece sabahlardım. Şimdi de gerekirse sabaha kadar oturup çalışırım. Bitirmediğim bir iş olmaz..." El

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=