!ar gerçekleştirseler bile sektörün araştırma öncelikleri doğrultusunda hareket etmeyi amaçlayan bütüncül bir yaklaşım ve koordinasyon bulunmuyor. Bunun ötesinde, ortak bir bakış açısıyla yapı sektörünün öncelikli konularını belirlemek gibi bir faaliyetin olduğunu söylemek de olanaklı değil. Halbuki yapı sektörünün tüm aktörlerini içerecek bu türden bir paylaşım ortamının oluşması, hem kaynakların verimli kullanılmasını hem de gerçekten ihtiyaç duyulan konuların geliştirilmesini sağlayabilecek..." ifadelerini kullanıyor. Gündemde olan önemli konulardan birisinin de Türkiye'nin, AB entegrasyonu aşamasında Avrupa'da ArGe çalışmalarını destekleyen Çerçeve Programlara yaptığı katkıların, koordinasyon eksikliği nedeniyle proje desteği olarak çok düşük seviyelerde geri dönmesi olduğunu vurgulayan Tağmat şunları belirtiyor: "Yapı sektörünün ilgilitüm taraflarla bir araya gelerek kendi sorunlarını değerlendirmesi ve geleceğe yönelik kısa, orta ve uzun vadelivizyonve stratejilerini belirmesi için ortak bir platformun kurulmasına ihtiyaç duyulduğu çok açık. Özellikle son dönemlerde AB düzeyinde araştırma alanının güçlenmesi ve araştırma projelerine fonlar verilmesi,bu koordinasyonun tüm Avrupa ülkelerinde de sağlanması gerektiğini ortaya çıkardı. Bu kapsamda Avrupa'da geliştirilen modellere baktığımızda, ülkemizde yapı sektöründe araştırmanın desteklenmesi ve geliştirilmesi için birtakım örnekler ve olanaklar olduğunu görmek mümkün. Bu açıdan, AB'de araştırma konusundaki Çerçeve Programlar, bu kapsamda oluşturulan Teknoloji Platformları ve Avrupa Yapı Teknolojisi Platformu'nun izlenmesi olumlu bulunuyor. Avrupa Yapı Teknolojisi Platformu önemli bir model oluşturmasına karşılık, ülkemizde oluşturulacak platform bu modelin bazı ilkeleri ve olanaklarından yararlanacaksa da esasen kendi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü Yapı Malzemelerive Yapı Denetimi Şube MüdürüBülent Yalazı: "Platformçok yararlı çalışmalar yapabilir" "Türk yapı sektöründe bir takım yenilikler olmasına rağmen, sektör Ar-Ge yapılamayan, kendini yenileyemeyen bir imaja sahip. Bu imaj kendi içinde bir kısır döngü yaratıyor ve yapı sektörü diğer sektörlere göre geri kalmış bir görüntü arz ediyor. Bu kısır döngünün kırılması lazım. Yapıya ilişkin araştırma enstitümüz bile yok. Sektörün bu konularda bilinçlenmesi için çalışan bir yapıya da sahip değiliz. Daha kalıcı ve sürdürülebilir yapı endişelerinin olduğu bir ortamda inovasyon kavramı gelişebilir. Yapı Teknolojisi Platformu bu kapsamda ülkemiz için çok yararlı çalışmalar yapabilir ve sektör daha verimli bir hale getirilebilir ..." Yapı EndüstriMerkezi Koordinatörü Barış Onay: "Yenikonularsiyasetinönüne bir irade olarak getirilmeli" "• ı nşaat teknolojilerinde yüzyıllardır maalesef büyük bir sıçrama yaşanmıyor. İnşaatlar hep konvansiyonel metotlarla yapılıyor. Elli sene önceki bir inşaat işçisi bugün de rahatlıkla herhangi bir şantiyede çalışabilir. Fakat elli sene önce çalışan bir sekreteri bugünkü ofis ortamına soktuğunuzda ne yapacağını bilemez. İnşaatta tekil olarak yaratılmış iyi teknolojiler var ama kullanılamıyor ve bunlar bir türlü genele yayılamıyor. İnşaat sektöründe de Ar-Geve teknoloji konusunda çok şey yapılabilir. Avrupa'daki Yapı Teknolojileri Platformu (European Construction Technology Platform) da bu amaçla ve özel sektör tarafından kurulmuş. Bu platform, yapı sektörünün taleplerini hükümetlere ileteceği bir organizasyon. Türkiye de bu platforma üye oldu ve yapılan toplantılarda Yapı Araştırma Derneği'nin kurulmasına karar verildi. Avrupa teknoloji ve Ar-Ge konusunda çok ileri. Çok farklı ve insanın ufkunu genişleten araştırma konuları var. Sektör kendi önünü açmış oluyor. Türkiye'de de önceliklerin saptanması lazım. Görüşler ve talepler sivil toplum kuruluşları, akademik çevreler ve büyük firmaların oluşturduğu platformlarla dile getirilse çözüm yolları daha çabuk bulunur. Siyasetin önüne farklı ve yeni konuları bir irade olarak getirecek bir yapı böyle platformlarla sağlanabilir ... " YALITIM• ŞUBAT 2007 5 5
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=