Standardı, ülkemiz açısından gelişmiş ülkeler düzeyine tam olarak ulaşmamış olsa da yine de çok önemli bir adımdır. Sadece 1998 ruhsatlı yapı alanı hesaplanarak getireceği tasarruf en az 900 milyondolardır. İnsan ömrünün yaklaşık yüzde 70-75'inin kapalı mekanlarda qeçtiği düşünülürse, bu ortamlarda sağlanacak yalıtım konforunun, insan sağlığı, huzuru ve üretkenliği üzerinde ne çok olumlu etkiler yaratacağı tartışılmaz bir gerçektir. Bu nedenle TS 825 ve 1999 depreminden sonra yayınlanan Yapı Denetim Yönetmeliği ardından önemi giderek artan dış cephe ısı yalıtım sistemleri, artık günümüzde sadece soğuktan korunmak için, yazın sıcaktan korunmak için olduğu kadar yapının ileriye dönük sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı ve teknik olarak sorunsuz bir ısıl konforun oluşturulması, yalıtım aksesuarlarının teknik özelliklerinin yeterliliğine bağlı olduğu kadar kullanılan yapı kimyasallarının sistemle olan teknik uyumuylada doğru orantılıdır. Yalıtım levhalarının yapıştırılması amacıyla kullanılan karışımın özellikle bu amaca uygun olarak üretilmiş olması ve karışım oranlarının teknik spesifikasyonları dahilinde yapılması öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır. Bağlayıcı ve diğer kimyasal katkı oranlarının yetersizliği nedeniyle hızlı kuruma, tozuma ve dökülme gibi sorunlar nedeniyle ortaya çıkan yetersiz yapışma direnci ve benzeri sorunların ısıl konfor üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle uygulamalarda klasik yapıştırma harçları yerine sadece yalıtım levhalarının yapıştırılması amacı ile üretilmiş olan çimento-akrilik esaslı kimyasallar kullanılmasına dikkat edilmelidir. Benzer özellikler sıva katı olarak kullanılacak çimento-akrilik esaslı karışımlar için de geçerlidir. Karışım oranlarının belirlenen standartlar dışında yapılması, hızlı ya da geç kuruma, aşırı akışkanlık, geç priz alma, tozuma, dökülme vb. sorunları da beraberinde getirecektir. Uygulama tekniği ve kullanılan malzemelerin teknik spesifikasyonları kadar yapılan uygulamanın güneş, yağmur, kar, aşırı rüzgar vb. ekstrem hava koşullarından korunması da uygulamanın sağlığı bakımından dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır. Yalıtım sistemi üzerine uygulanacak son kat dekoratif kaplamalar ise gerek yapının görsel etkisi ve gerekse sistemin sağlığı ve dış ortamdan gelecek olası mekanik etkilerden korunması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Bir çok dış cephe uygulamalarında olduğu gibi yalıtım uygulamalarında da genel olarak yapılan en önemli hata, maliyetlerin düşürülmesi adına ucuz ve yetersiz özellikli malzemelerin kullanılmasıdır. Son kat kaplama öncesi kullanılan sıva katı malzemelerinin bağlayıcı oranlarının diğer klasik yapıştırıcı malzemelere oranla daha yüksek olması nedeni ile çok dikkatli ve titiz bir uygulama yapılsa bile yüzeyde belirli bir dalgalanmanın önüne geçilememektedir. Bu nedenle, sıva katı üzerine uygulanacak dekoratif kaplamanın en az 2,5-3 kg/m2 tüketiminde ve minimum 1,5-2 mm film kalınlığı oluşturabilecek düzeyde olması zorunludur. Çarpıcı bir görsel etki yaratmak amacı ile cephe üzerinde birbirine aşırı kontrast olan çok koyu renklerin kullanılması da bu tür uygulamalarda yapılan bir diğer yanlış uygulamadır. Koyu renklerin ısıl akümülasyonunun açık renklere oranla daha fazla olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısı ile sistemin en dış katmanında oluşan ısıl yükün sistemin genelinde oluşan ısıl yükten fazla olması, dış cephe kaplamasının polimer yapısının parçalanmasına neden olur. Bu da yüzeyde kısa sürede renk solması, dökülme, lokal harelenme vb. hem görsel hem de teknik olarak istenmeyen bir çok sorunun oluşmasına önemli bir ortam hazırlar. Bu nedenle, ısıl yüklerin daha iyi kompanze edilebilmesi için birbirine uyumlu, UV dayanımı yüksek pastel renklerin tercih edilmesi anılan sorunların önlenebilmesi bakımından önemli bir noktadır. Bunların yanı sıra, kaplamanın nefes alabilme özelliği taşıması, su geçirimsizliği, olası rötre çatlaklarını köprüleyebilmesi,çatlama ve dökülme yapmaması, dolgu özelliği vb. özellikler de dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılardır. Dekoratif kaplamanın, yüzeyin her noktasında aynı doku ve film kalınlığında yapılabilmesi için uygulamanın kesintisiz sürdürülmesi de ayrı bir öneme sahiptir. Yüzeyinher noktasında optimum uygulamanın sağlanabilmesi için geniş yüzeylerin anolara ayrılması veya yapının özelliğine göre yatay ve dikey fugaların kullanılması gerekir. Yüzeylerde optimum film kalınlığının sağlanmasından sonra arzu edilirse sisteme ek özellikler kazandırılması amacı ile dekoratif kaplama üzerine silikon veya akrilik esaslı yüzey koruyucuları, kir ve toz tutmayan akrilik kaplama veya boyalar kullanılması da mümkündür. Gerek yeni yapılar ve gerekse kullanım sürecinde olan yapıların yalıtım uygulamalarında amaçlanan ısıl tasarrufun sağlanabilmesi için hassas planlama, doğru malzeme ve doğru uygulama ne kadar önemli ise sistemin direnci, ısıl tasarrufun sürekliliği ve yapının sağlığı bakımından da kullanılacak yapı kimyasallarının doğru seçilmesi ve gerekirse bu konuda uzman üretici firmalar ile birlikte çalışması da aynı derecede öneme sahiptir. El YALITIM• ARALIK 2006 7 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=