portre/röportaj mayan bir yapı. Olağanüstü bir dünya mirası. Yaklaşık sekiz yüz sene önce yapılmış. Bezeli taç kapılan kanımca bir heykel mucizesi. Ahlatlı Hürremşah'ın yapıtının İslam mimarisinde bir benzeri yok. Onu bir heykel gibi sonsuza dek korumak gerekiyor. Bu müzelik bir şaheser. 800 yıllık taş sürekli eriyor.Amaen kolayı yerinde korumak. Hava etkilerine sürekli açık olduğu için ne yapsak fayda etmez. El oyası kadar ayrıntılı bir işlemesi var. İçine kar suyu giriyor, don oluyor ve çatlıyor. Taş kirleniyor. Üzerinin örtülmesini önerdim ama özel bir yasa çıkması gerekiyor. Yasa teklifiverildi ama Meclis kabul etmedi. Çünkü yasa önerisini bir CHP'li vermişti. CHP'ye "Hayır" demek, Divriği'yi kurtarmaktan daha önemli oluyor. Kırk yıldır uğraşıyorum ama kültürsüzlüğün duvarına çarpıyorum. Entelektüel çaba yeterli değil Tarihi mirasa az okumuş bir toplum sahip çıkamıyor. Çok büyük hızla gelişen, büyüyen ve sayısal olarak artan toplumumuz maalesef cahil. Politik egemenlik de bunu yansıtıyor. Bilgibir egemenlik aracıdır. Bü64 YALITIM • ARALIK 2006 yük ve zengin bir mimarlık tarihine sahibiz ama onu koruyamıyoruz. Politik güçler kültüre ağırlık vermiyorlar. Toplumun kendi maddi varlığına sahip çıkması, örgütlenmesi gerekiyor. Para sadece devletten değil halktan da gelmeli. Türkiye'de bu yok. Onun için mimarlık tarihi mirasımızı ne inceleyebiliyoruzne de koruyabiliyoruz. Her şey toplumun kültürleşmesine bağlı. Şimdiye kadar doğru bulduğum şeyleri yazdım, çizdimve kitaplar yayınladım. Ama bu çabalar pratiğe pek yansımadı. İstanbul'u, İzmir'i ya da Gaziantep'i kurtaramadık. Koruma planları yürümedi. Bazı güçlere ve eğilimlere çarptı. Toplumun genel seviyesine bağlı olarak entelektüel çaba yeterli değil. Sadece çağrıda bulunabiliyorum. Ona katılanlar artar da günün birinde kamuoyu oluşursa daha iyi gelişmeler olabilir. Artık şehirleri görmeyi seviyorum Okumayı ve seyahat etmeyi çok severim. Hobilerimin skalası geniştir. Felsefe, şiir ve tarihle sürekli uğraşırım. Modern resim ve modern sanatla ilgiliKültür Bakanlığı'na ve İstanbul Bienali'ne danışmanlıklar yaptım. Resimle ve estetikle ilgili bir çok makale yazdım. Bu yaşımda bile değişik dillere ilişkin bir şeyler öğrenmek hoşuma gidiyor. Çok dolaştığım için artık gezilerimde müzelere gitmek hoşuma gitmiyor. Müzelerden çok şehirleri görmeyi seviyorum. Uzun seyahatlere çıkmak beni zorluyor. Güney Amerika'yı, Müslüman olmayan Hindistan'ı ve Japonya'yı görmem gerek. Fakat en sevdiğim ülkeler Avrupa'da. Gezme açısından en güzel yerin Avrupa olduğunu düşünüyorum. "Ödülleri, bu ihtiyarlara verelim" demeleri normal Ben cumhuriyetle birlikte büyüdüm. Bir çok şeyi iyi ya da kötü kurduk, adam yetiştirdik. Dolayısıyla, "Hadi birisine ödül verelim" dedikleri zaman, "Yıllardır bu işi yapıyor. Bu ihtiyarlara verelim" demeleri normaldir. Dolayısıyla bir sürü ödül aldım. Ama beni en çok etkileyen Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi olmam. Çünkü yaptıklarımın bilimsel bir içeriği olduğunu düşünerek verdikleri bir ödüldü. Onun dışında Kültür Bakanlığı, Mimarlar Odası ve TÜBİTAK gibi kurumların hepsinden ödül aldım. Aynı zamana Amerikan Mimarlar Enstitüsü'nün ilk Türk şeref üyesiyim.Bu da onur verici bir şeydi. Sahiden bir şeyler yapıp da başkaları tarafından değerlendirildiğini görmek mutluluk vericidir. Cahil toplumun ahlaklı olması zor Türkiye'deki davranışların niteliğini düşüren sayıdır. Çünkü sayıya tekabül eden bir eğilim ve örgütlenme gerekiyor. Örgütlenme için daha çok çaba, düşünme ve motivasyon gerekir. Namus da gerekir. Oysa cahil bir toplumun ahlaklı davranması çok zor. Türkiye'de ahlaksız insan cahil
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=