portre/röportaj yalı kiraladım ve onları da İstanbul'a çağırdım. Bir yıl sonra Yedek subaylık için Ankara'ya gidince yoğun olarak sanat tarihiyle ilgilendim. Mimarlık Fakültesi'ne asistan olmaya karar vermiştim. Askerlik bitince o sırada rektör olan Emin Onat'a gittim ve mimarlık tarihi asistanı olmak istediğimi söyledim. Türkiye'de mimarlık tarihçisi yoktu, bazı hocalar gelir bir şeyler anlatır giderlerdi. Onat'ı, mimarlık Tarihçisi olmak isteyen bir mimar biraz şaşırtmıştı. Emin Onat, fakültede ilk mimarlık tarihi ve rölöve dersleri vermeye başlayan İtalyan Prof. Verzone ile konuşmamı tavsiye etmişti. Verzone beni kabul etmeden önce Türkiye'de barok eserler hakkında bir çalışma yapmamı istedi. Birkaç ay bu eserleri inceledim. Yakın bir akrabamızın yardımıyla fotoğraflarla da güçlendirdiğim çalışmayı beğenen Verzone, 1952 yılının 15 Aralık günü Mimarlık Tarihi ve Rölöve Kürsüsü'ne beni asistan olarak kabul etti. Aynı gün de evlendim. Şimdiki mimarlık fakültelerinde öğrenim gören öğrenciler elli sene öncekinden daha şanslı durumdalar. İçlerinde kuşkusuz bir çok yetenek5 6 YAL/TiM• ARALIK2006 li genç var. Fakat bir motivasyonsorunu yaşanıyor. Cumhuriyetin ilk kuşakları olarak biz çok büyük bir heyecan ve motivasyonla yetiştirilmiştik. O motivasyonu bugünlerde göremiyorum.Motivasyonparaya indirgendi. Bu yaratıcılığı öldürür. İtalya'da bir yılımı okuyarak, yazarak ve gezerek geçirdim Mimarlık Tarihi sürekli öğrenmemi ve okumamı gerektiriyordu. Verzone bana bir şeyler öğretmek için çaba göstermez ama bir bilimadamı ve araştırıcı olarak örnek olurdu. Derslerini Fransızcadan çeviriyordum. Onunla Anadolu'yu dolaştım. Kapadokya ve Psidia'daki antik çağ ve Hıristiyan anıtlarını araştırdık. 1954 yılında yeterlilik tezi olarak "Osmanlı Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme" isimli çalışmamı hazırladım. Bu çalışmam Türkiye'de ilk kez batılılaşmayı bir mimarlık ve sanat tarihi sorunsalı olarak ele alması bakımından önemliydi. Yine aynı yıl, Rönesans mimarlığı konusundaki doçentlik tezimi hazırlamam için İtalya'ya gönderildim. Roma'da yaşadım. Tezimi Palazzo Venezia'daki büyük bir sanat tarihi ve arkeoloji kitaplığında hazırladım. Sabahtan akşama kadar o kitaplıkta, akşamları da evde çalışırdım. İtalyan hükümetinden de burs kazanmıştım. Karım da altı ay sonra gelmişti. Yaklaşık bir yıl kitap okuyarak, yazarak ve gezerek geçirdim. İstanbul'a döndüğümde ise "Osmanlı Dini Mimarisi'nde İç Mekan Teşekkülü-Rönesansla Bir Mukayase" adlı tezimle doçent oldum. Sanıyorum, o zaman daha zor bir profesör olma süreci vardı. Üç kitap yayınlanmadan profesör olunmuyordu. Şimdi iki makale yazan profesör oluyor. Verzone Mimarlık Tarihi ve Rölöve Kürsüsü'nden ayrıldıktan sonra Antik mimariden modern mimariye, restorasyondan rölöveye kadar bütün dersler bana kaldı. 1958 yılında eylemlidoçent olarak kürsünün sorumlusu oldum. 1993'te emekli olana kadar da bu görevi sürdürdüm. İlk dönemlerde geçinmek için proje yarışmalarına da girmiştim. Hatta ek gelir elde etmek için betonarme kalıp resmi bile çizerdim. 1954 ve 1958'de iki de çocuğum olmuştu. Annemle beraber oturuyorduk. 1958 senesinden sonra ilk kez Maçka Teknik Okulu'nda ek bir görev alarak ayrı eve çıkma şansı bulmuştuk. İyi kitapların hepsi elimin altındaydı 60'lı yıllarda yurtdışından misafir hocaları çağırır ve ders vermelerini sağlardık. Fulbright'tan gelen bir sürü hoca vardı. Gelen Amerikalı hocaların çevirilerini yaptığım ve onlarla yıl içinde birlikte yaşadığım için İngilizce bilgim çok ilerlemişti. Beni Amerika'ya gitmem konusunda teşvik ettiler. Fulbright bursunu kazandım ve Michigan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'ne misafir öğretim üyesi olarak gittim. Bir yandan iyi bir akademik ortamda kendimi yetiştiriyor, bir yandan da konuk öğretim üyesi olarak da dersler veriyordum. Farsça öğrenmeye çalışıyordum. 1963'te bir Harvard fellow'u olarak Washington'da Dumbarton Oaks Bi-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=