Yalıtım Dergisi 62. Sayı (Eylül-Ekim 2006)

portre/ röportaj rerek gönlümü almasını hiç unutamıyorum. Taşyünü üretimiyleilgili yaptığımız fizibilite holdingde pek rağbet görmemişti İzocam'ın ilk camyünü yatırımının ardından yaptığı yatırımların hemen hemen tümünün içinde bulundum, emek verdim. Yurtdışı görüşmelerini, satın alma yönetimlerini, pazarlıklarını ve teşvik takiplerini bizzat kendim yaptım. Tabii benim emeğimin yanında bir takım olarak çalışıyorduk. Bu projelerden en çok zevk alarak çalıştığım ise taş yünü yatırımıydı. İyi bir ekiple çalışmıştık. Projenin sonunda verilen kutlama yemeğinde Almanların, bu projenin başarısının bana ve ekibimeait olduğunu söylemeleri beni gururlandırmıştı. Yatırım kararını alırken çok zorlanmıştık. Yaptığımız fizibilite holdingin dörtlü komitesinde pek rağbet görmemişti. Komitenin toplantılarına genel müdürümüz Germiyan Bey ile beraber katılıyordum. Germiyan Bey'in komiteyiikna etmeye çalışırken zorlandığını hatırlıyorum. Yatırımın geri dönüşünün uzun süreceği ve taş yününün pazarı olmayacağı yönünde yorumlar yapılıyordu. İyi bir planlama ve tahmin yapmıştık. Böyle bir yatırımın bile bir müddet sonra yetmeyeceğine inanıyordum... Ki öyle de oldu. 1997'de kapasiteyiyüzde elli artırmak zorunda kaldık. 2002 yılında ise 25 bin tona çıkardık. Proje gerçekleştirilip ilk elyaf alındığında son derece mutlu olmuştum. Armaflexüretiminde de biraz zorlanmıştık. Kauçuk üretimini Armaflex markasıyla yapmak istiyorduk. Armacell firmasının ise Türkiye'de böyle bir pazar olmadığı ve yatırımı başaramayacağımız yönünde bir inancı vardı. İkna edememiştik. Biz de alternatif bir çözüm yaratarak ve risk alarak, yatırımı İtalyan bir firmayla 5 8 YALITIM • EKiM 2006 yapmaya karar vermiştik. Bu arada Armacellile de görüşmelerimizi sürdürüyorduk. Üretime geçtikten sonra Armacell yetkililerini çağırarak bir kez daha bize lisans vermelerini istemiştik. Sonunda kabul etmişlerdi; o günden bugüne ortak çalışmalarımız gayet iyi gidiyor. İnsan yetiştirmek şirket ve bir yöneticiiçin çok önemli En önem verdiğim konulardan birisi de insan kaynağıdır. İnsan yetiştirmek şirket ve yönetici için çok önemli. Mühendislik müdürlüğü, projeler müdürlüğü ve teknik müdür yardımcılığı görevlerini yaptığım dönemlerde bir çok çalışma arkadaşımı yetiştirdiğime inanıyorum. Bu arkadaşlar hem şirket içinde hem de sektörde takdir edilen insanlar. Arkadan işi kaliteli birilerine devretmek gerekiyor. 1995 yılında ilk defa İzocam'ın Sesi adlı bülteni çıkarmaya başlamıştık. Sorumlu müdürü bendim. Bilgisayar çıktısından çoğaltıyorduk. İletişim adına güzel bir adımdı. 1996'da da bu bülten Pazarlama departmanımız tarafından daha profesyonel hale getirildi. İzocam en karlı olduğu dönemde satıldı İzocam'daki son gelişmelerden birisi de hisse devri... 1998 yılından bu yana Koç Holding bünyesinde bazı çalışmalar yapılıyor, değişik firmalarla görüşülüyordu. Zaten uzun bir süredir holdingin inşaat sektöründen çıkmak istediği biliniyordu. Bunun ilk belirtisini de Garanti Koza şirketini satarak göstermişti. Bir şirketin satılması için üç ana neden vardır. İlki, bir şirkette yönetim zaafı varsa, yani şirket kötü yönetiliyorsa satılabilir ve yeni yönetim bu şirketi başarıya kavuşturabilir. İkincisi, sermaye sorunu vardır ve yeni hissedar taze sermaye koyarak şirketin çalışmasını sağlar. Üçüncü neden de firma güncelliği yakalayamamıştır, ürünleri eskimiştir... İzocam'da ise bu üç unsurun hiçbiri yok. Tam tersine İzocam kurulduğu günden beri Koç Holding ilkeleriyle hep iyi yönetilmiş, sermaye almamış, aksine temettü vermiş. Her gelen yönetim çıtayı bir üste taşımış. Yeni ürünler piyasaya sunmuş, lisanslar almış. Bu zafiyetler İzocam'da yok. Oldukça da karlı bir şirket. Şirketler de zaten karlılık noktalarında satılırlar. Holding iyibir kar noktasına geldi ve senelerdir yaptığı bir tasarrufu değerlendirdi. İnşaat sektöründen çıkmak isteyen holding için de en iyi tarih İzocam'ın en karlı olduğu bu dönemdi. İzocam'daki Koç şirketlerine ait hisselerin devri ise İzocam'a 40 milyonYTL'likbir kaynak yarattı. Salnt Gobain yabancı bir şirket değil; kırk yıllık lisansörümüz Bu süreç içerisinde İzocam'ın bir çok talibi oldu. Bizim için en büyük şans ise her taliplinin yönetim ve alt kadrolarla devam etmek istemesiydi. Yönetimin ve ekibin kalmasını istiyorlardı. Sonuçta karar kılınan ve satışı gerçekleştirilen Saint Gobain de bize yabancı bir firma değil. 40 yıllık lisansörümüz. Bizleri çok iyi bilen, tesislerimizive çalışanlarımızı yakından tanıyan bir firma. Şirketin cirosu 32 milyaravro ve işinin yarısı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=