portre/ röportaj 1. devamederken bu eğitime devam ettim. Zor ve oldukça yoğun bir dönemdi. Bu programın ilk mezunlarından birisiyim. Çoğu yabancı olan eğitimciler iyi bir eğitim veriyorlardı. 41 yaşındaydım ve öğrenciler arasında yaşça en büyüğü bendim. Uzun bir iş tecrübemin olması nedeniyle anlatılanları çok kolay kavrayabiliyordum. MBA eğitimi finansman olsun, mali tabloları olsun, pazarlama ve yönetim stratejileri olarak insana çok büyük artılar kazandırıyor, vizyonunu geliştiriyor. İzocam'ın bana katkısı oldukça büyüktür. Yalıtım konusunda üniversitede çok şey okumuştuk. Ancak fiziki olarak yalıtımın içine girmek, teknolojilerini öğrenmek, uygulamaları ve detayları görmek son derece yararlı oldu. Gerek teorik gerek pratik olarak çok şey kazandığıma inanıyorum. Bunun dışında bana sağlanan MBA eğitimi de çok önemli. Ben de 5 6 YALITIM• EKiM 2006 şirket içerisinde bu imkanı pek çok arkadaşıma sağladım. Şirketimizde MBA yapmış 11 arkadaşımız çalışıyor. Bu eğitimin gerek özel yaşamlarında gerekse şirket içindeki çalışmalarında kaliteyi yükselttiğine inanıyorum. Bunların da katkısını görüyoruz. Hedefimelli yaşıma kadar genel müdür olmaktı Amatör bir ruhla iş hayatıma başlamıştım. Bilgiyeve öğrenmeye açtım. Çalışmalarımı takdir edenler, şirket içerisinde pozisyonumu değiştiriyorlardı. MBA aldıktan sonra kendime hedef koymuştum; genel müdür yardımcılığı görevini bekliyordum ve bunun ardından da elli yaşıma kadar genel müdür olmayı hedefliyordum. Bu gerçekleşmeseydi başka bir firmaya geçebilirdim. 49 yaşımda İzocam'ın beşinci genel müdürü olarak atamam gerçekleşti. İçeriden gelen ilk genel müdür olmuştum. Benden önceki dört genel müdürle de çalışmıştım. Hepsinin ayrı ayrı katkısı vardır bende. Alman ekolünden olan Ferdi Bey'in değişik bir yönetim şekli vardı ve bana yönetimle ilgiliciddi katkıları olmuştu. Ünal Bey ise daha liberal görüşlü bir yöneticiydi. Mühendislik Müdürü olduğum dönemde sık sık yanıma iner, okuduğu makaleleri anlatır ve ondan sonra benden bir şeyler isterdi. GermiyanBey ile de taşyünü, XPS yatırımlarını gerçekleştirmiştik. MBA eğitimi almama olanak sağlayan da kendisidir. Bu eğitimin bana vereceği katkıları görmüştü. Son genel müdürüm AliYalçın Bey ile dostane bir şekilde yaldaşık beş sene çalıştık. Üst düzey yöneticilerimizle yaptığı toplantıda şirketten ayrılacağını ve yerine içimizden birisinin geleceğini söylemişti. Bir süre sonra da bu kişinin ben olduğum anlaşılmıştı. Görevi bana teslim ederken bana çok yardımları oldu. Her detayı en ince noktasına kadar anlattı. İlk defa böyle bir devir teslim yaşamıştık. Diğer genel müdürlerin böyle bir devir teslim süreci yaşadıklarını zannetmiyorum. Genel müdürlerimle yaşadığım bir sürü anım var... 1987'de Projeler Müdürü olarak Fransa'ya bir makine almak için pazarlığa gittiğimizde, Fransız firmasının bize makine için çok yüksek bir fiyat vermesi ve ardından rest çekmesi kendi aramızda da gerginliklere neden olmuştu. Akşam Paris'te bir restoranda yemek yerken genel müdürümüz Ünal Bey'in bana karşı artarak devam eden eleştirileri canımı sıkmıştı. İtirazlarım bir münakaşaya dönüşmüş ve ortam iyice gerilmişti. Kendimi kaybetmiştim, yanımdaki genel müdür yardımcım beni uyarmak için devamlı masanın altından dürtüyorlardı. Ciddi bir münakaşa yaşanmıştı aramızda. Fakat ertesi gün Champs Elysee'de yürürken benim küstüğümü fark eden Ünal Bey'in koluma gi-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=