Yalıtım Dergisi 61. Sayı (Temmuz-Ağustos 2006)

portre/röportaj ken 89/106 sayılı AB Direktifi bunu öngörüyor. Hatta bununla ilgili yayınlanmış bir bakanlık tebliği var, bu tebliğ ile 1.l.2007'den itibaren ürünler belgelendirilmiş olacak. Bu eğer varsa uyumlaştırılmış standardı CE olarak yapılacak, yoksa ulusal işaretleme denilen GE işaretiyle belgelendirme zorunluluğu var. Ama bunu yapacak kurumlar oluşturulmadı. Onaylanmış Kuruluş gibi kavramlar tam yerine oturmadı. Belgelendirme işi yapabilecek ulusal kurumların oluşturulması gereği var. Ulusal kurumların oluşturulması yönünde kararlılık da mevcut ama icraatta bir şey yok. Biz 2003 yılında bu projeyi hazırlamıştık. Hatta bir buçuk milyon dolarlık bir yatırım öngörüyorduk. Fakat bir noktada yasal bir boşluğun olduğunu fark etmiş ve projeyi ertelemiştik. Bugünkü netleşen durum dolayısıyla bunu tekrar düşünüyoruz. İZODER'in böyle bir belgelendirmeye girmesi hem sektöre bir çeki düzen verilmesine,hem de kalitenin artmasına yol açacak. Bir başka tarafı ise gelir getirici olması. İZODER'in yapacağı diğer çalışmalar için de bir kaynak yaratacak. Sektörümüzün güzel bir tarafı var; firmalar piyasada kıyasıya rekabet ediyorlar fakat İZODER kapısından girdiklerinde çok medeni bir şekilde her konuyu tartışıyorlar ve çoğunda da mutabakat sağlıyorlar. Bana göre İZODER' in başarısının sırrı burada yatıyor. Tekniker okullannın sayısı artınlmalı Kocaeli Üniversitesi bünyesinde açmış olduğumuz Yalıtım Teknolojileri Okulu birinci dönemde beş, ikinci dönemde 16 mezun verdi. Önümüzdeki dönemdeyse53 mezun verecek. Tekniker yetiştiren bu okulların sayısı artırılmalı. Sektörümüz kendi ihtiyacını ortaya koyuyor, çözüm noktasında da çalışmalar yapıyor. Bu örneklerin çoğaltılması lazım. AB di6 2 YALITIM• AGUSTOS2006 rektiflerinden birisi de sektörde çalışanların belgelendirilmesi üzerine. Bununla ilgilide bir çalışma içerisindeyiz. Türkiye'de yüksek öğrenimde bir yığılma var. Herkes üniversite mezunu olmak istiyor. Mezun edilen insanlar işsiz kalıyor. Tekniker okullarının sayısı artırılmalı. Gençler bu okullarda eğitim görerek iş hayatına kazandırılsa bir çok sorun çözülür. Batı bunu yapmış. Orada üniversiteye gidenlere gıptayla bakılmıyor. Yaşıtların meslek öğrenip, iş hayatına atılıp düzenlerini kurdukları süreçte onlar daha yolun başında sayılıyorlar. Bizim gibi sivil toplum kuruluşlarından beklenmesi gereken şeylerin başında da bu tip eğitimler geliyor. İZODER de zaten bunlardan birisini kendine misyon edindi. Valıtım bakir bir alan Yalıtım sektörü henüz bakir. O kadar iş ve o kadar ele alınacak konu var ki mühendislerin sektöre akın etmesi lazım. Hele hele AB uyum sürecinde belgelendirme,piyasa gözetim ve denetimi alanında birçok vasıflı mühendisin çok önemli görevleri olacak. Buralarda yetişmiş, standartları bilen teknik insanlara ihtiyaçduyulacak. Ürün belgelendirme konusunda AB'nin bizden yirmi otuz sene önce başlattığı konuları biz yeni yeni uyumlaştırarak entegre olmaya çalışıyoruz. Bir sürü direktif var. Orada tanımlanmış olan, bizim tanımadığımız ama oluşturmak zorunda olduğumuz kuruluşlar. Buraları kim yönetecek?.. Tabii ki bu bilgili,donanımlı gençler yönetecek. Sorunlar,Dikementallteslnden soyutlanarak çöliHemeı Yalıtım, gelecekte bilincin fazlalaşmasıyla daha da önem kazanacak. Bir Avrupalı, Türk vatandaşlarından on kat daha fazla yalıtım malzemesi kullanıyor. Dolayısıyla çok işimiz var. Önümüzdeki on yılda dev adımlarla büyümeyi sürdüreceğiz. Haksız rekabet konusu çok önemli. Hele hele büyüyen bir sektörün içerisinde, şu gelişmeden ben de payımı alayım da ben de çalışmalarımla buradan bir gelir elde edeyim deyip kısa süreli çalışmalarla işi berbat eden, kalitesizleştiren, mahveden çalışmalar var. Üreticilerin arasında çok fazla yok ama uygulayıcıların arasında maalesef var. İstediğiniz kadar kaliteli üretim yapın ama uygulama yanlış yapıldığında bu gelişimin önünü kesersiniz. Dolaysıyla bu sektörde rol alan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=