Yalıtım Dergisi 60. Sayı (Mayıs-Haziran 2006)

portre/röportaj Eczacıbaşılı olmak ayn bir gurur ve mutluluk kaynağı. Eczacıbaşı topluluğunun kültüre ve sanata olan katkısını artık sokaktaki çocuklar bile biliyor. Merhum Nejat Eczacıbaşı tarafından kurulan vakıf Türkiye'nin kültür ve sanat hayatına katkı yapmaya devam ediyor. Böyle bir topluluğun üyesi olmak çok gurur verici. Artı bugün Eczacıbaşı topluluğunun profesyonel yönetiminde olan hemen hemen tüm üst yöneticilerinhobilerinin olduğunu görmek de beni mutlu ediyor. Bu kadar sanata ve spora önem veren insanlarla aynı çatı altında olmak çok önemli. Sadece iş değil, sosyal hayatta da aynı yana bakıyoruz. Olmazsa olmazlarımdan birisi de Beyoğlu ve Tünel İstanbul, içinde yaşarken trafiğinden, gürültüsünden ve insanların agresifliğinden nefret ettiğim fakat hafta sonları boğaz kıyısına indiğimde, burası bırakılır mı dediğim büyülü bir şehir. Kültür ve sanat hayatı çok dolu, 24 saat yaşayan bir kent. Eğer vaktiniz varsa siz de onunla birlikte müthiş keyif alabiliyorsunuz. İstan6 2 YALITIM • HAZiRAN2006 bul'un araba kullanmadığım her yerini seviyorum. Kadıköy çarşısını çok severim. Beyazıt Sahaflar Çarşısı'nın civarında dolaşmayı severim. Boğaz kıyılarında oturmak, dinlenmek veya bir kadeh şarap içmek de çok keyif veriyor. Olmazsa olmazlardan bir tanesi de Beyoğlu ve Tünel. Serdeki müzisyenlik nedeniyle Tünel, amaçsızca gidip müzik mağazalarını gezdiğim ya da güzel küçük lokantalarda yemek yediğim ya da dostlarımla birlikte olmak istediğim başlıca yerlerden bir tanesi. İstanbul'un o şatafatlı restoranları, barları benim çok tercih ettiğim yerler değil. Bir de Adalar. Hele şu dönemde özellikle hafta sonları şehir hatları vapurlarıyla geçilen, vapurun arka güvertesinde bir simit bir çayla birlikte biraz da nostalji yapılan, bence İstanbul'un kopulamayacak yerleri. Ankara ise çok derli toplu ama bundan sonra yaşayabileceğimi pek zannetmediğim bir yer. İzmir'de uzun süre yaşayabilirim. Çünkü İzmir, İstanbul'un bazı güzelliklerini, Ankara'nın temel yapısını ve de kendine has levanten çizgisini hala koruyor. Profesyonel olmayı ben tercih ettim "Kendi işimi kurmak için geç mi kaldım?" ya da "kurmalı mıyım? ... " Bu sorunun cevabı aslında hala net değil. Profesyonel olmayı ben tercih ettim. Eczacıbaşı topluluğunda yönetici olmak oldukça rahat. Profesyonel yöneticileriyle nasıl çalışılabileceğini bilen son derece kaliteli bir üst yönetim var. Özellikle aile şirketleri profesyonel yöneticilerine nasıl davranacaklarını ya da onlardan ne alacaklarını tam olarak bilemiyorlar. Profesyonel yöneticiye iyi sosyal imkanlar ya da iyi maaş vermek işi çözmüyor. Onun çalışabileceği alt yapıyı sağlamak ve yönetim kadrosundaki diğer üst yöneticilerin kafa yapılan çok önemli. Aynı yöne bakmıyorsanız zaten hiçbir şey olmaz. Bu anlamda şanslıyım. Eczacıbaşı'nda üst yönetim hizmetleri de gerçekten profesyonelce yapılıyor. Eczacıbaşı topluluğunun dışında bir yerde çalışmak şu ana kadar düşünmediğim bir konu. Bu şirkette meslek finalimi yapmayı arzu ediyorum. Ama profesyonel yaşamın önümüzdeki süreçte ne getireceğini bilemeyiz. Önemli atılımlar yapılacak; bunlardanbiriside biz olacağız İnşaat sektörü çok ciddi bir patlama içerisinde. Yapı ruhsatı sayısı 30 binlerden 500 binlere çıktı. Yalıtımın önemi son birkaç yıldır kavranıyor. Bu konuda yapılan reklam yatırımlarıyla da halkın bilinçlenmeye başladığı çok önemli bir segment. Su yalıtımı ve ısı yalıtımı artık doygunluk noktasına geldi. Kalitesiyle ayakta duranlar bu işi götürecektir. Ama ses ve yangın yalıtımı ihmal ediliyor. Bu konunun da önümüzdeki beş yıllık süreç içerisinde önemi kavranacak. Bizim de hedeflerimiz arasında bu sektörlerdefaaliyetgöstermekvar. Yapı kimyasalları sektöründe çimento bazlı ürünlerin hepsi standart ürün grubuna girerek bence Türkiye'de önümüzdeki beş ve on yıllık

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=