portre/röportaj Ödediğim bedel parayla ölçülebilecekbir bedel değil Bir bedel ödersen ve ödemeye hazırsan başarı kendiliğinden geliyor. Fakat özellikle 1980 sonrası jenerasyonda bu bedeli ödemeden bir şeyleri elde etme arzusu var. "Şu masaya oturayım" diyor. Tamam otur. Ama onun hakkı var, sorumluluğu var. üınzıında o sorwnJulı,ığı.uıissedemiyorsan oraya oturmanın bir esprisi yok. Ve çoğu zaman da başarısız oluyorlar. Bir bedel ödemeden bir şey elde ettiğin zaman o şeyin değeri de olmuyor. 1980 sonrası toplumun dejenerasyonu bunda çok etkili. Zaten böyle bir rol istenmişti. Yemekyeme alışkanlığımız, eğlence anlayışımız, para harcama anlayışımız değişti. Bireysellik ön plana çıkb. Her şey paraya endekslendi. Ben başarı için çok bedel ödedim ve hala ödüyorum. Başarının olmazsa olmaz kuralı çalışmak. Annemi iki ayda bir görürüm. Oğlumla geçirdiğim zaman çok azdır. Eşime, arkadaşlarıma daha az zaman ayırıyorum. Herkes bana sitem ediyor. Her taraftan fedakarlık yapıyorsun. Hobin kalmıyor, 24 saat iş düşünüyorsun. İşimi çok ciddiye alıyorum. Ne iş yaparsam çok ciddiye alırım. Bazen uyandığımda bile problem çözmeye çalışıyorum. Bundan daha kötü bir bedel yok ki. Ve stres... Kim seni havuza attı derseniz, kimse beni havu- ~ za atmadı, ben kendim atladım. Ter- ! cihimi ben yaptım. Bu bedeli ödeyerek firmayı küçümsenemeyeceknoktalara getirdik. Ve bu bedel parayla ölçülecek bir bedel değil. Artık mümkün olduğu kadar aktif görevler almamaya çalışıyorum. Çünkü almaya çalışsam işe zamanım kalmıyor. Ben de artık genç arkadaşlarımın önünü açmak için yavaş yavaş operasyonel işlerden çekiliyorum. Daha çok firmanın geleceğine yönelik stratejik kararlara zaman ayırıyorum. 6 6 YALITIM• ŞUBAT 2006 Pazar seni terbiye ediyor Ürettiğimiz veya pazarladığımız ürünlerde pazarda ilk üçte değilsek, uzun vadede zaten rekabet şansınız olmaz.Buna da çok dikkat ediyoruz. Son dokuz yılda ciddi yatırım yaptık. 120 bin metrekarenin 30 bin metrekaresini kapattık ve sektörde de ikinci büyük kapalı alana sahibiz. Önümüzdeki beş senede de yaklaşık 60-70 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız. Bu da bizi doğal olarak hak ettiğimiz yere getirecek. Hizmet kalitesini bozmadan maliyetleri kısacağız. Gelecekte en ekonomik üretimi yapan, en verimli çalışan, en güler yüzlü çalışanı ve en mutlu bayisi olan firmalar olmak zorundayız. Pazarın kabul etmediği şeyler üretiyorsan yaşama şansın yok. Pazar seni terbiye ediyor. İster istemez istediğin maliyetlere seni getiriyor. Kimsebizdenfazla kitap basamaz Rakiplerimiz de bizim yaptığımızı yapıyorlar. Pusula isimli bir bülten çıkarıyoruz ki bu artık bir dergi oldu. Hemen diğer firmalar da buna benzer şeyler yapmaya başladılar. Bir sürü yayınımız var, sponsor oluyoruz. Sektörün bilinçlenmesine katkı koymak istiyoruz ve bu konudaki liderliğimizi de kimseye kaptırmak istemiyoruz.Kimsebizden fazla kitap, dergi basamaz. Tecrübelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz; ı6ü7ıteratürlere bile giriyor. Çıkarttığımız kırmızı kitap mimarlık fakültesinde okutuluyormuş. TÜGİAD'ın 550 üyesi var, 10 kişinin başarı öyküsünü yaptılar. Bu on kişinin içinde ben de varım. Rakiplerimizi çok iyi analiz etmeye çalışıyoruz. Kapalı alanlarını, kaç araçlarının, kaç şubelerinin olduğunu biliyoruz. Verimlilik konusunda bizden daha iyi olan modellerikullanıyoruz. Ben kişi başına 1 milyon dolarlık ciro yapıyorsam, rakibim ise 500 bin dolar yapıyorsa, ben daha başarılıyım demektir. Bu veriler de tahmin ediyorum sektörde sadece bizde var. 2010 Vizyon Programı oluşturduk. 2010 yılında firmamızın nerede olacağını, bayi teşkilatımızın nasıl yapılanacağını, personel sayımızın ne olacağını vs. planladık. Farklı bir aile gibiyiz Kendi personelimizi kendimiz oluşturuyoruz. Rakipten eleman transfer etmiyoruz. Bu konuda çok hassasız. Rakip firmalardan başvuru olunca görüşmüyoruz bile. Zaten bizde çalışan arkadaşlar da rakibe gitmiyor. Farklı bir aile gibiyiz. Sektöre eleman yetiştiriyoruz. Hedefimizsürdürülebilir büyüme ve sürdürülebilir karlılığı yakalamak. Bizim amacımız öncelikle yaptığımız işlerde çok rekabetçi olmak ve kaliteli hizmet ve ürün ile ön plana çıkmak, müşterilerimizin bizimle çalışma bağımlılığını arttırmak ve her şeyin dışında iş yapış şekillerimiz ile beğenilmek. El
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=