portre/röportaj Başka bir meslek seçmiş olsaydım yine ticaretini yapardım Ticareti seviyorum ve ticarette başarılı olduğuma inanıyorum. Başka bir meslek seçmiş olsaydım yine ticaretini yapardım ... Siyasal bilgilerden mezun olsaydım kitapçı olabilirdim. Diş hekimi olsaydım, ilgili makineleri getirir satardım. Mesela ben makine mühendisiyim; taahhütle başladım, ondan sonra mağazacılık yaptım. Hayat beni hep ticarete itti, sonra sanayiciliği öğrendik. Üretmek zevklidir fakat satış daha da zevklidir. Birkaç sene öncesine kadar tarla olan yerlere çok modern tesisler kurduk. Her şey o kadar düzgün ve modern ki insanlar o tesisleri görünce ilaç fabrikası sanıyorlarmış. Benim kimyamda bu var; ben bir işi yaparsam doğru yaparım veya hiç yapmam. Her pazartesi kamyon sayarım. Her pazartesi liste gelir, hangi malzemeden kaç kalem çıktığına bakarım. Göcek'i çok seviyorum En büyük zevklerimden birisi seyahat etmek. Son zamanlarda Göcek'i çok seviyorum. Göcek'te yelkenli bir tekne aldım. Seneye İstanbul'a getireceğim. Doğada ve denizde huzur buluyorum. Kendimi dinlemeyi de severim. Cuma akşamı gidiyorum, pazar akşamı dönüyorum. Dizüstü 64 YALITIM• ŞUBAT 2006 bilgisayarımı ve kitaplarımı götürüyorum. Kışın çok daha hoş ve sakin oluyor. Gördüğüm en ilginç yerlerden birisi Çin ve Güney Amerika. Kuzey Kutbu da çok ilginçti.Avrupa artık beni açmıyor. Çin'e 1993 ve 2003'te gittim; o kadar değişmiş ki aynı otelde kalmışım, fark edemedim. Çok ayn bir tabloyla karşılaştım. İnsanların tipi değişmiş, boylan uzamış, kilo almışlar, giyim kuşanılan değişmiş ... Bir toplumun on senede bu kadar değişebileceğini orada gördüm. İlk gittiğimde kadınlar otobüs kullanıyordu, bir yığın bisiklet vardı. Marmara Üniversitesi'nde zaman zaman ders veriyorum. Öğrencilerle pazarlama teknikleri, ihracat ve girişimcilikle ilgili deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Çok ilginç sorular geliyor. Karşılıklı fikir alış verişi yapıyoruz. Liderlereve sanayicilere acıyorum Lider, iş adamı ve sanayici yalnızdır, zavallıdır. Bu gözle kimse bakmıyor. Ben bu firmanın lideriyim,benim arkamda kimse yok. İnsan bazen "ikinci adam" olmayı istiyor. Bir çalışanın problemi varsa, başkasıyla konuşur rahatlar. Sen ise birçok yerden gelecek problemi oturuyorsun tek başına çözmeye çalışıyorsun ve kimseyle paylaşamıyorsun. Sorunlarla baş başa kalıyorsun. Biz işimize odaklanmış insanlarız. Daha fazla yatırım, daha fazla istihdam, güler yüzlü mutlu çalışan, bayi teşkilatı vs. .. Kişisel egolarımızı tatmin etmek için burada değiliz ki. Bunları aşmışız zaten. Benim konumumdaki bir yığın insan da aşmıştır. Ben bugün, "İşi bırakıyorum" desem hayatımın sonuna kadar refah ve huzur içinde yaşayabilirim.Amaç o değil. Bir yığın heves ve emellerinle insanları sürüklüyorsun. Liderlere veya sanayicilere acıyorum. İnsanlar bu boyutuyla bakmıyorlar. Diyelimki biz çok para kazanıyoruz; ne yapıyoruz? Arsa alıyoruz, bina yapıyoruz, bir tane daha tesis kuruyoruz, ülkede ekonominin canlanmasına katkı koymaya çalışıyoruz. Bence sanayi kuruluşlarından vergi alınmamalı. Zaten biz hazineye vergi dışında trilyonlarca para ödüyoruz. Sanayi kuruluşlarının istihdam sağlaması yeter. Bugün ülkenin en büyük sorunu istihdam değil mi?Türkiye son üç yılda yüzde otuz oranında büyüdü, ama yüzde otuz oranında istihdam artmadı. İnsanlar aksine daha az elemanla iş yapmak istiyorlar, çünkü maliyet baskısı arttı. Biz de son iki yıldır sürekli maliyetlere odaklanıyoruz. Rekabette en önemli şey insan kaynağı Şeffaflık benim için çok önemli. Önem verdiğim ikinci şey ise verdiğin sözün arkasında durmak. Eskiden çok rahat söz verirdim, şimdi o kadar çok söz vermiyorum. Verirsem herkes sözümün arkasında duracağımı biliyor. Çok düzenli ve disiplinliyimdir. Çalışanlarımdan, yaratılan o disipline uymalarını isterim. İnsanlar kendilerini geliştirmiyorlarsa çok kızarım. Herkes bir yere girer çalışır, kimse aç kalmaz. Ben normal bir okuldan mezun oldum. Ama bir yığın çok iyi eğitim almış fakat başarılı olamamış insan gördüm. Okul bir yöntem belirliyor ama insanlar bireysel olarak kendilerini geliştirmiyorlarsa o alınan eğitimin hiçbir anlamı yok. Kendini geliştirmenin yaşı yok. Çağa ayak uyduramadığı için treni kaçıran çok arkadaşım oldu. Teknolojiye uyamıyorsan, kendini mesleki olarak geliştiremiyorsan yapacak bir şey yok. Bireysel olarak eksiklikleri tamamlamak, hem toplum, hem sektör, hem de birey için çok önemli. Rekabette de çok önemli. Rekabette fiyat kırarsın, rakibin de bir ay sonra fiyatı kırar. İnsan kaynaklarını yarattığın zaman seninle rekabet edebilmesi için minimum yedi sene gerekiyor. Bizim ODE ola-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=