Yalıtım Dergisi 58. Sayı (Ocak-Şubat 2006)

portre/röportaj Fakat polietilen üretimi yapılan bir bina, bir depolama tesisi ve bir de idari bina yapınca ve ardından da kauçuk üretimine geçince o arsa iki sene sonra tamamıyla doldu. Bugün 120 bin metrekare açık arsa, 30 bin metrekare de kapalı alanımız var. 1996'da polietilen üretimine geçtikten sonra bayi ağı oluşturmak amacıyla arkadaşları toplayıp, "İkişerlikten ekipler oluşturun, bir grup Karadeniz'e, bir grup Akdeniz'e, bir grup Ege'ye, bir grup da İç Anadolu'ya gideceksiniz" demiştim. Çocuklar da, "Bize kim bayi olur ki?" cevabını vermişlerdi ... O yıllardan bu yana çalışan bayilerimiz var. Bayilerimizi iş ortağı olarak görüyoruz, samimi bir ilişkimiz var. Bilgi ve deneyimleri paylaşıyoruz. Bayilik sistemine başladığımızda bütün köşeler kapılmıştı. Olmayan bayileri oluşturduk ve rakiplerimizin bayilerinin karşısına diktik. Bu kolay bir iş değil. Bir fark yaratmak gerekiyordu. O farkı yarattık ki şu anda 140 iş ortağımız var. 1997'de kauçuk köpüğü ile ilgili üretim için İtalyanlarla görüşmeye başladım ve onlan Türkiye'ye yatırım yapmaya ikna etmeye çalıştım. İthalatı 5 konteynerdan 180 konteynere çıkartmıştık. Yunanistan'a yatının yapmayı planlıyorlardı. Apo'nun Roma'da olduğu dönemdi ve İtalyan malları Türkiye'de protesto ediliyordu. Türkiye'nin potansiyeliyle ilgili sunumlar yaptık. 1998'de yatırım için imza attık, 2000 senesinin nisan ayında ise kauçuk üretimi ile ilgili her şeyi bitirmiştik. Yeni bir proje lazım 2000 yılı nisan sonunda hedefi gerçekleştirmiş ve mekanik tesisat yalıtımında bütün ürün yelpazesini tamamlamıştık. Yeni bir proje lazımdı. Bir şeyler yapmamız, üretmemiz gerekiyor. Arkadaşlara, "XPS ile ilgili ne kadarlık bir yatırım gerekiyor, bir fizibilite yapın" dedim. 16 Haziran 6 2 YALITIM• ŞUBAT 2006 2000 tarihinde fizibiliteraporu elimdeydi ve 3 Temmuz'da da gidip arsayı satın aldım. Eylül'de inşaata başladık, ekimde bütün makine ekipmanlarını sipariş ettik. Kasımda banka krizi patladı, şubatta bir kriz daha... Ama biz hedeflediğimiz dönemde malı piyasaya verdik. O dönem iş hayatımdaki en sıkıntılı dönemdi. Genelde olumsuzlukları kendi içimde absorbe edip, dışarıyla paylaşmayan bir yapıya sahibim. Fiyat oturtamıyorsun, fiyat veremiyorsun, satış yapamıyorsun; böyle ciddi bir kaostan geçtik. Fakat ciddi şeyler de öğrendik. Mesela2001 krizinde bir lira para batırmadık. Riski o kadar iyi kontrol ettik ki, belki bayilerimiz bile bize kızdılar. Ama onlara da para kaybettirmedik. XPS yatırımını bitirdikten sonra, daha önceki Hollandalı ortağımızla Ductflex'i kurduk. Bir süre sonra onlar dünyada üretimden çekildikleri için şu anda firmanın yüzde yüzünü biz kontrol ediyoruz. 2003 eylülünde de membran üretimi için çalışmaya başladık. 2004 haziranında da membran üretimine geçtik. Son olarak geçen sene 15 bin metrekare kapalı alanı olan bir lojistik merkezini hizmete soktuk. Türkiye'de o konuda tekiz. Aynı anda yirmi tır yükleme kapasitesi var. 1995'ten 2004'e kadar yatırım yaptık. Özetlersek kimsenin yatırım yapmadığı, paradan para kazanmanın çok rahat olduğu bir dönemde biz yatırım yaptık ... Önümüzdeki süreçte lifli malzeme üreteceğiz Mekanik yalıtımla geldik buraya. Orada ürün yelpazesini tamamladık. Tamamlayınca yapıya doğru kaymamız gerekiyordu. İlk adım XPS idi, ikinci adımı ise membran. Önümüzdeki süreçte "yapı"da büyüyeceğiz. Mekanikte yapacağımız pek bir şey kalmadı. Camyünü üretimini düşünüyoruz ve şu anda fizibilite çalışmalan yapıyoruz. Taşyünü de üretmeyi planlıyoruz. Bunlar ciddi yatırımlar. Daha sonra ise farklı sektörlere girmeyi düşünüyoruz. Bunlardan birisi turizm sektörü. Türkiye'de ciddi bir turizm potansiyeli var. Butik otelle başlamak istiyoruz. İstanbul' da araştırıyoruz. Daha sonra da güneyde beş yıldızlı bir otel veya kültür turizmi olabilir. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz; beni bile ODE yarattı Firma olarak belirli süreçleri geçtik. Ticaret yaptık, bayilik yaptık, ithalat yaptık ve en son üretim yaptık. Bu tür firmalar sağlıklı firmalardır. Ticaretten, satıştan gelen firmalar daha başarılı olur. Çünkü Türkiye'deki yalıtım sektöründe ciddi olan bütün firmalarla çalıştım. Hepsinin bayiliğini yaptım. Artı ve eksiklerini iyi biliyorum. Masanın öbür tarafında çalıştım, bayiinin beklentilerinin ne olduğunu biliyorum. Yani her iki tarafı da iyi bildiğim için beklentilerini anlayabiliyorum. Bu bizim için ciddi bir avantaj. On beş yıl içerisinde ciddi bir know-how oluşturduk. Firma olarak farklı bir iş yapma modelimiz var. Ve kimsede olmayan bir yönetim know-how'ına sahibiz. Büyük firmaların çoğunluğuyla çalıştım. Oralardan ders çıkararak bir marka yarattık ve bir bayilik sistemi kurduk. Bugün 140 bayiimizvar. Türkiye'de yalıtım sektöründe ticaret yapıp ve ardından üretici olup, ilklere imza atan başka bir firma yok. Yurtdışında da çok büyük devlerle iş yaptık. Bizde bir kültür oluştu ve bütün doğruları kendimiz bulduk. Belki bir yerlerde genel müdürlük yapmış olsaydım bazı şeyleri daha hızlı geçebilirdik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Kendi doğrularımızı kendimiz yaratıyoruz. Mesela prensip olarak rakiplerden eleman almayız. Kadrolarımızı kendimiz oluşturuyoruz. Beni bile ODE yarattı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=