Yalıtım Dergisi 58. Sayı (Ocak-Şubat 2006)

ciddi ve radikal kararlar aldıklarını dile getiren Kayhan şöyle devam ediyor: Yasal zorunluluk olmadığı halde beton için laboratuvar test sonuçlarını getirmeyen hiçbir binaya temel üstü ve iskan izni vermedik.Yasal olmayan bir şey istiyoruz diye müteahhitler ve meslek grupları tepki gösterdiler. Bizi dava etselerdi, davanın sonuçlarına katlanmayı göze almıştık. Fakat daha sonra alışıldı ve takdir edilmeye başlandı. 2001 yılında çıkan Yapı Denetim Yasası ile bu taleplerimizyasal zorunluluk haline getirildi.Yine 1994 yılında, kiriş uçlarına kolon konulmasını yasakladık. O dönemde İstanbul'un gündeminde çok fazla deprem yoktu. O zaman da tepkiler almıştık. Ancak 1998'de çıkan Deprem Yönetmeliği onu da yasal hale getirdi. Binalarda çerçeve kirişlerin sürekliliğini zorun1 u kıldık. Bu uygulamamızın da 1998 Deprem Yönetmeliği'nden sonra yasal hale getirildiğini gördük. Yani doğru şeyler yaptığınızda müteahhitler, meslek grupları ve toprak sahipleri zamanla kabul ediyorlar. Beş yüzün üzerinde kalfayı eğitime tabi tuttuk. Müteahhit, sertifika almış bir kalfayı çalıştırmadığı takdirde bizden ruhsat alamıyor. Bunun da yasada bir yeri yok. İnsan sağlığı ve binaların güvenliği için teknoloji neyi gerektiriyorsa onu kullanacağız. Yasayada çok fazla bakmadan, doğru olduğuna inandığımız kararlan alacağız. Çıkan yasalar bizi doğruluyor. Yasalardan çok önce hareket ediyoruz. Müteahhit kendisini "denetlemeyecek" firmayı seçiyor Yapı Denetim Yasası, yapı denetim kuruluşlarını baştan çalışamaz hale getirdi. Orada önemli bir yanlışlık var. Yasamüteahhide, "Seni denetleyecek firmayı kendin bul" diyor. Yani kişi kendisini denetleyecek firmayı seçiyor. Eğer müteahhit veya top- J rak sahibi iyi niyetli değilse, kendisi- @ ni denetleyecek değil, denetlemeyecek firmayı seçiyor. Burada bir yanlışlık var. Her şeyi yeniden keşfetmek zorunda değiliz; dünya bunu çoktan çözmüş. Bir çok ülkede havuz sistemi var. Havuz sisteminde, bakanlığın veya meslek gruplarının yönlendirmesiyle, müteahhit sadece parasını yatırıyor ama kendisini kimin denetleyeceğini bilmiyor.Bu sistemde müteahhit ve denetimci arasındaki ilişki ve pazarlıklar bitmiş oluyor. Onlarca yapı denetim firması kapatıldıktan sonra başka adlarla tekrar açılıyorlar. Bu firmaların yeteri kadar denetim yaptıklarını düşünmüyorum. Ama yapı denetim kuruluşları mutlaka olmalı ve yetkilendirilmeliler. Yetkin elemana ihtiyaç var. Müteahhit ile yapı denetimci arasındaki ilişki koparılmalı. Aynı zamanda yapı sigortası zorunlu hale getirilmeli. Bunlar olmadığı sürece ilişkiler müteahhidin vicdanıyla doğru orantılı yürüyor. Kadıköy'de tertemiz cepheler ortaya çıkıyor Bina Cephelerinin Rehabilitasyonu Projesi, APK Müdürlüğü, Çevre Müdürlüğü, Fen İşleri Müdürlüğü ve bizim organizasyonumuzla yürütülen bir proje. Kadıköy'de Kurbağalıdere ve Söğütlüçeşme caddeleri tabelalardan arındırılıyor. Binaların tamamının cepheleri boyatıldı, estetik anlamda güzel şeyler ortaya çıktı. Bu çalışmalar Kadıköy'ün tamamını kapsayacak şekilde devam edecek. Boya firmalarıyla anlaşmalar yaparak çok daha ucuza mal ettik. İmar Kanunu belediyelere,bina cepheleri ve çatı şekilleriyle ilgili uygulama yapma hakkı ve yetkisi veriyor. Amabu Türkiye'de çok fazlauygulanan bir şey değildi. Biz fazla uygulanmayan maddeleri de uygulamaya koyduk. Şu anda Kadıköy'de tertemiz cepheler ortaya çıkmaya başladı... 11 YALITIM• ŞUBAT 2006 4 3

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=