röportaj Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu, yapı kanununun hazırlanma sürecinde tarafların görüşlerine pek başvurulmadığını söylüyor. Mimarlar Odası olarak çeşitli raporlar hazırlayıp ilgili kurumlara sunduklarını, sonrasında ise gelişmeleri "sadece" izlediklerini belirten Muhcu, "Gerçek anlamda bir katılımcı süreç işlemiyor. Bu durum salt meslek odaları açısından değil, diğer kuruluşlar açısından da geçerli. Katılım süreci işletilmediği için yasalar tek yanlı ve eksik kalıyor. Oysa yapı yasası Türkiye'nin sağlıklı ve güvenli yapılaşması açısından büyük önem taşıyor. Buna yönelik de önerilerimiz vardı" ifadelerini kullanıyor. Muhcu, Yapı Denetim Yasası'nın işlemediğini de savunarak bakanlığın bir çok yapı denetim şirketini kapatma yoluna gittiğini ve gerçek anlamda denetim yapan yapı denetim kuruluşlarının sayısının çok az olduğunu dile getiriyor. Muhcu şöyle devam ediyor: Buradaki sorunu denetim kuruluşlarının niyetleriyle açıklayamayız. Sistemin işleyemeyeceği çok açık. Son dönemde TOKİ aracılığıyla yapılan yapılarda denetimin tamamen kaldırıldığını görüyoruz. TOKİ'nin yeterli denetim ekipleri, birikimi ve örgütlenmesinin olmadığı da başka bir gerçek... Yapı yasası malzemeyive denetimide içine alan bir kapsamdadüzenlenmeli Yapı denetimi sisteminin daha da sorunlu hale geldiğini görüyoruz. Bunun da yeni yapı yasasıyla giderilmesi gerekiyor. Yapı malzemeleri eğer sağlıklı üretilmezse sorunlar yaratıyor. Mesela yalıtım malzemeleri nitelikli bir şekilde üretilmezse ısı kaybı, enerji tüketimi ya da erken bozulmaları nedeniyle ekonomik kayıpları da gündeme getiriyor. Hazırlanan yapı yasası malzemeyive denetimi de içine alacak bir kapsamda düzenlenmeli. Bu hem depreme karşı yapıların hazırlanması; hem nitelikli, çağdaş mekanların üretilmesi hem de ulusal ekonomiye katkı sağlaması açısından çok önemli. Özellikle son dönemde gündeme gelen projelerle adeta ithal malzemeve ithal teknoloji özendiriliyor. Oysa Anadolu yapı malzemesikonusunda adeta bir cennet ve çok zengin bir birikime sahip. Anadolu aslında yapı üretimi kültürü açısından da aynı zenginliğe sahip. Potansiyellerimizin doğru şekilde değerlendirilebilmesi ve yerel üretimin desteklenmesi gerekiyor. Yerel malzeme niteliğinin artırılması önem taşıyor. Çelik, ahşap veya karma yapım sistemlerinin de yaşamımıza girmesi lazım. Ahşap açısından bir takım olanakların olabileceği çok açık. Ahşap işçiliği konusunda Anadolu'da geçmişte hayranlıkla izlenebilecek binalar yapılmış. Türk Standartları Enstitüsü'nün bu kapsamda yeniden ele alınıp yeniden yapılandırılması gerekiyor. Eğer beton üretiliyorsa o betonun kalitesiyle ilgili beton santralinde de denetim yapılabilen bir sistem kurulmalı. Beton santrallerinin de bu anlamda kontrol altına alınması gerekir. TSE standardı dışındaki malzeme üretiminin, yerinde yapılan denetimlerle ortadan kaldırılması şart. Yaygın bir denetimle malzeme standardının sağlanması gerekir. Bu anlamda da malzeme denetimin yaygınlaştırılması lazım. Farklı alanlarda çalışan kurumlar denetimle ilgili sorumluluk almalıdır. Örneğin İZODER gibi kuruluşların bu konularda denetim hakkı olmalı. TSE de bu katkıyı alacak bir örgütlenme yapısına ulaşmalı. Katılımcı bir süreçyok Kamu kurumlarında gelenekselleşmiş bir katılım söz konusu değil. Böyle bir süreç yaşatılmak istenmiyor. Tam tersine, katılımcı, şeffaf ve demokratik bir sürecin tüm kesimler tarafından telaffuz edilme zorunluluğu olması nedeniyle bunu gündeme getiriyorlar. Biz herhangi bir kompleks göstermeden bu çalışmaların içinde yer alıyoruz. Kendi görüşlerimizi ifade ediyoruz. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde görüşler komiteler, komisyonlar,bilimsel çalışma kurulları tarafından tartışılır, değerlendirilir ve ondan sonra kamu kurumlarına ve ilgili kesimlere rapor olarak sunulur. Buna rağmen emeğimizin karşılığını aldığımızı söyleyemeyiz.Hedeflerimize ulaşmış olsaydık, kentsel dönüşüm projeleri gibi kenti tahrip eden, yağmalayan projeler gündeme gelmezdi. Mimarlar yalıtım malzemelerini doğru bir şekilde kullanmalı Mimarlar maalesef yalıtım malzemelerini gerektiği gibi kullanmıyor veya kullanamıyorlar. Ülkemizde yaygın olarak yalıtım malzemesi kullanma anlayışı oluşmamış. Ancak son dönemdeki gelişmeler umut verici. Meslektaşlarımızın gerekli nitelikte ve daha doğru bir şekilde yalıtım malzemelerini kullanmalarını önemsiyoruz. Mesleki Gelişim Programı kapsamında sürekli meslek içi eğitimler düzenliyoruz. Bunu daha da yaygınlaştıracağız. Meslektaşlarımızın malzeme bilgilerine daha kolay u~m~rı~nyud~a~m~a~~ şıyoruz. Mimarları dernek ve kuruluşlarla bir araya getirmeye çalışıyoruz. Kartal, Kadıköy, Bakırköy ve İstanbul şubelerimizde malzemeyle ilgili seminerler veriliyor, malzeme tanıtımları yapılıyor. Bu eğitimler bilimsel ve meslek etiği çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Çünkü malzemenin öncelikle insan sağlığına uygun olması gerekiyor. Özellikle standarda uygun üretim yapan firmalar ya da o malzemeyle ilgili geniş üretim yapan firmalar bu tür seminer verme talebinde bulunuyorlar. TSE'nin standartları dahi uygulamada gerçekleşmiyor Önümüzdeki süreç içerisinde yapı malzemelerine CE Belgesi alma zoYALITIM• ARALIK2005 6 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=