Yalıtım Dergisi 55. Sayı (Temmuz-Ağustos 2005)

portre/röportaj ediniyordum. Lise ile üniversite yıllarımda inanılmaz bir çevrem olmuştu. Bir çok şeyi çok erken yaşta öğrenmiştim. "Ne gereği var böyle şeylerin? .. " 1963 yılında Çanakkale Seramik'te çalışırken Mimar Halit Çanga'yla İzmir Fuarı'nda bir "Canlı mekan banyo-mutfak" yaptığımızda İbrahim Bodur'un gelip, "Oğlum biz fayans mı satıyoruz, mutfak malzemesi mi satıyoruz?" diye tenkit edip bana çıkıştığı günleri çok iyi anımsıyorum. Ben de, "İbrahim Bey siz işadamısınız, ama biz de bu işi satan kişileriz; görsel sunum olmadan bu malzeme sablamaz. Buraya buzdolabını, çamaşır makinesini ve küveti de dekoru tamamlaması için koyduk" demiştim. O da "Ne gereği var?" demişti. Bu gibi şeylerin mücadelesini verdik, irademizi kullandık. Betek'e ilk geldiğimde de standlara masa-sandalye koyup ikram yapbğımda, "Burası kahve mi?" dediklerini anımsıyorum. O gün yaptıklarımız ne kadar doğruymuş ki bugün her firma kendi standına masa-sandalye koyup insanları olabildiğince güzel ağırlamaya özen gösteriyor. Artık üründen çok insan önemli. Türkiye'de bu olay bizde başladı. Ben 45 yıldır aralıksız fuar standı yapıyorum ve benden eski fuarcı kalmadı. Her yıl ortalama 10-15stand yaparak bugünlere geldim. Bunun yanında yurtdışı fuarları da yakından takip eder, detayların fotoğraflarını çekerim. Harp okulu sınavını kazandım Liseyi bitirdiğimde harp okulu sınavlarına girmiş ve kazanmıştım. Amcam da albaydı ve beni sınavlara o götürmüştü. Askeri okula girmeyi çok arzu etmiştim; fakat babam, "Ben askerlikte disiplinden çok yıldım. Sen sivil ol ve kendine ayrı bir dünya kur" demişti. Rahmetli babam hayatta en çok sevdiğim insandır. İs64 YALITIM• AC:iUSTO2S005 tanbul'da bulunduğum her haftasonu mezarını ziyaret ederim. Babam öyle istedi diye ben de askeri okula gitmemeye karar verdim; iyi ki öyle demiş ... Okulun bütün sosyal aktiviteıerini ben yapıyordum Liseyi bitirdikten sonra İzmir Fuarı'nda Çanakkale Seramik'in standında görev yapıyor ve üniversite sınavlarına bile girmiyordum. Bir gün babam hemen İstanbul'a gelmemi ve Akademi'nin sınavlarına girmemi istemişti. Kendisi sınava giriş işlemlerini tamamlamıştı. Ben de atladım uçağa İstanbul'a geldim; sınava girdim ve Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni iyi bir puanla kazandım. İş hayabnda daha iyi mevkilere gelmek istiyordum. Üniversitede arbk aklım eren, çalışırken, yapbklarını düşünerek yapabilen bir duruma geldiğim için dünyaya diğer öğrencilerden farklı bakıyordum. Dersleri rahatlıkla mantığımla çözüp sınıfı geçiyordum. Dört senede hiç kayıp vermeden üniversiteyi bitirdim. Okulun bütün sosyal aktivitelerini ben yapıyordum ve akıl almaz paralar kazanıyordum. Borçlar Hukuku dersini Türkiye'nin en zor hocasında okudum. Ordinaryüs Profesör Reşat Kaynar çok meşhur bir hocaydı. Ben de sınıfın en iyi öğrencisiydim. "Sınıfın en entelektüel öğrencisi" diye tanıtırdı beni. Çok iyi hocalar ders verirdi. Bu hocalar giyim kuşanılan ve günlük yaşanblarıyla dünya görüşümü değiştiren insanlardı. Onlardan aldığım kültürü iyi hamur edip, kendi bünyemde kullanabilme fırsatı buldum. Bunları har vurup savurmadım; her birini dağarcığımda sakladım. imtihanlara girerken yolumuz kesilirdi Üniversitenin en zor yıllarıydı. Öğrenci liderleri Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan; Yazar Çetin Altan ve milletvekili Mehmet Ali Aybar'ın olduğu bir dönemdi. Toplumdan da büyük artılar aldık. Politika eğitici ve öğreticiydi. O günün İşçi Partisi Türkiye için bence çok önemli bir misyon üstlenmişti. Çetin Altan'ın, İlhan Selçuk'un ve Mehmet Ali Aybar'ın mecliste bulunmaları çok önemli bir olaydı. Akşam veya Cumhuriyet gazetelerini okurken mimlenirdik. Deniz Gezmiş'in küçük kardeşi bizim okulumuzda okuyordu. Deniz Gezmiş belirli zamanlarda bizim akademiye gelirdi. Mahir Çayan İTÜ'de forumlar yapardı ve bütün öğrenciler gider onları izlerdi. Herkese açıktı bu toplantılar. Çetin Altan üniversitelerde küçük toplanblar yapardı. Bunların hepsine katılırdım. Benim en büyük şansım, yarım devre okula gelip, yarım devre işe gitmemdi. Yani anarşik olayların içine düşme şansım olmadı. Yoksa belki ben de onların içinde yok olup gidebilirdim. İmtihanlara girer lumuz kesilirdi. Sultanahmet

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=